İran Radyo Televizyon Kurumu’nun (IRIB) dâvetlisi olarak İran’a gittim. Humeyni tarafından 1979’da gerçekleştirilen devrimin yıldönümüne denk gelen gezide az da olsa belirlenen programın dışına çıkmaya çalışarak-İran’ı gözlemleme imkânı bulabildik. Notlara geçmeden önce İran hakkında kısa ansiklopedik bilgiyi paylaşmakta fayda var.
***
Kuzeyinde Ermenistan, Azerbaycan, Hazar Denizi, Türkmenistan, doğusunda Afganistan, Pakistan, güneyinde Hint Okyanusu ve Basra Körfezi, batısında ise Irak ve Türkiye ile çevrili olan İran, bir milyon 648 bin km²’lik yüzölçümünde.
70 milyon civarında tahmin edilen bir nüfusa sahip olan ülke, hem etnik, hem de mezhepsel bakımdan büyük çeşitlilik göstermekte.
İran nüfusunun yarısına yakınını Farslar oluşturuyor. Azerilerin nüfusu ise toplam nüfusun dörtte bir oranında. Cadde ve sokaklarda Türkçe iletişim kurulabilecek İranlı sayısı bir hayli fazla. Azeriler dinî lider Ayetullah Ali Hamaney’in de Türk olduğunu her fırsatta hatırlatıyor. Kürtlerin oranı ise, yüzde 7 civarında. Bunların yanında, nufüsun geri kalan kısmını Araplar, Ermeniler ve diğer etnik gruplar oluşturuyor.
İran nüfusunun yüzde 85’i Şiî, yüzde 12’si Sünnî. Geri kalan kısmını ise, diğer din mensupları tamamlıyor. Ülkenin resmî mezhebi olan Şiîlik inancı, ülkenin her yerinde çok güçlü bir etkiye sahip. Sünnîlik ise, daha çok ülkenin orta-batısındaki Kürtler ile Pakistan sınırındaki Belucilerde ve Horasan eyaletinde yerleşik Türkmen aşiretlerde yaygın.
Tarihi bir çok darbe ve uluslararası müdahalelerle dolu olan İran’da, 1979’da Şah devrilerek Ayetullah Humeyni önderliğinde İslâm devrimi gerçekleştirildi. Yapılan halkoylamasında yeni rejim yüzde 98.2 oy oranı ile kabul edildi.
Ülkenin can damarını petrol ve doğalgaz oluşturuyor. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 10’unun, doğalgaz rezervlerinin ise yüzde 20’sinin İran’da olduğu ifade ediliyor.
İran 30 eyaletten oluşmaktadır. Bu eyaletler; Tahran, Kum, Merkezi, Kazvineti, Gilan, Erdebil, Zencan, Doğu Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Kürdistan, Hemedan, Kermanşah, İlam, Lorestan, Huzistan, Çaharmahal ve Bahtiyari, Kohkiluye ve Buyer Ahmed, Bu-şehr, Fars, Hürmüzgan, Sistan ve Belucistan, Kerman, Yezd, İsfahan, Semnan, Mazenderan, Gülistan, Kuzey Horasan, Razavi Horasan, Güney Horasan.
RAN RADYO TELEVİZYON KURUMU (IRIB)
Programın ilk günleri 50 bin kişinin çalıştığı İran Radyo Televizyon Kurumu’na (IRIB) bağlı televizyon, radyo ve haber ajanslarını gezmekle geçti. İran’da 8 ulusal olmak üzere yerel kanallarla birlikte toplam 100 civarına televizyon ve radyo var. 27 dilde radyo yayını, 9 dilde televizyon yayını yapılmakta. Ayrıca binden fazla günlük ve aylık yayınlar mevcut. Ancak bunların hepsi devlet kontrolünde. Özel yayıncılık için bugün itibariyle herhangi bir girişim mevcut değil.
IRIB Medya Açılım Merkezi Başkanı Lütfullah Siyahkeri bununla ilgili bir soruya özel yayıncılığın zamanının gelmediğini söyleyerek cevap verdi. Siyahkeri’nin gerekçesi de ilginç: “Tamamen olgunlaşana, gelişene ve bağımsız olana kadar özgürlüğü sağlayamayız.”
Kurumu ziyaretimizde, çalışmalar hakkında bilgi de veren Siyahkeri’nin özel yayıncılığa neden izin verilmediği gerekçelerini hep olumsuz örneklerle açıklaması dikkat çekiciydi.
PRESS TV
İran’ın gurur kaynaklarından biri de 7 ay önce hayatına başlayan, 24 saat İngilizce yayın yapan uluslararası haber kanalı Press Tv. Kanalın Londra, Washington, New York ve Beyrut’ta şubeleri var. Press Tv’nin en büyük amaçlarından biri İran’ın kendisiyle ilgili haberleri dünyaya kendi penceresinden ulaştırması. İranlılar medyanın İran aleyhine haberlerinden oldukça şikâyetçi.
Canlı yayınlardan sorumlu Nadir Raad’la sohbetimizde, Press Tv’nin en büyük hedef kitlesinin Amerika olduğunu öğreniyoruz. Raad’a göre, Press Tv en çok Amerika ve Avrupa’da izleniyor. İzlenme oranlarının yüzde 50’si Amerika’da. İran’da her ne kadar Amerikan karşıtlığı varsa da, çalışma sistemlerinde Amerikan modeli esas alınıyor. Bunu Press Tv ziyaretimizde de gördük.
FARS HABER AJANSI
Fars Haber Ajansı’nın devlete bağımlı olmayan ilk ajans olarak hizmete başladığı ifade edildi. 2002’de yayın hayatına başlayan ajansta, şimdilik Farsça, Arapça ve İngilizce haber hizmetleri sunuluyor. Yetkililer en kısa zamanda abonelerine Türkçe hizmet vereceklerini de belirttiler. Ajansın devletten bağımsız olduğu görüşü, İran gibi bir ülkede enteresan geldi. Devletten bağımsız olmasına karşılık, giderlerinin nasıl karşılandığı yönündeki sorumuza sitede yer alan reklâmlar, özel haber ve fotoğraf gelirlerinin yanında, İrşat Bakanlığından yardım alındığı cevabı verildi.
Ajans Müdürü Mukaddem Fert, Türk medyasında yer alan bazı haber ve dizilerin kendilerini üzdüğünü söyledi. Fert, Türkiye’de yeni başlayan Pars adlı dizide İran aleyhine yayın yapıldığı, İran’ın uyuşturucu üreten ve satan bir ülke olarak lanse edildiğini şikâyet etti. Ve ardından ekledi: “Bu tür yayınlar, iki ülke arasındaki işbirliğine zarar vermemeli.”
ROYAN ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
Adını kök hücre ve klonlama çalışmalarıyla duyuran enstitüde, bir çok tıbbî çalışma yapılıyor.
Enstitüde 15 ay önce bir koyun klonlanmıştı. Ziyarette Royan adlı koyunun hâlâ yaşadığı ifade edildi. İslâm dünyasının ilk kopya kuzusu olarak bildirilen klonlanmaya, İran’daki Şiî dinî otoriteler insan kopyalanması haricinde izin vermiş.
ŞAH’IN SARAYI
Devrim öncesine kadar yönetilen şah rejiminin sarayları da meşhur. Saraya giden cadde dünyanın en uzun caddelerinden biri. 35 km’lik caddenin sağı solu altlarından ince su akan ağaçlarla donatılmış. Yaz aylarında güneş ışınlarına maruz kalmadan saraya gidilebildiği ifade ediliyor.
Saray gezimizde, bir grup ilkokul öğrencisinin de orada bulunduğuna şahit oluyoruz. Sonra öğreniyoruz ki, İran’da ilk ve orta öğrenimdeki öğrencilerin sınav sonraları müzeleri gezmeleri, okul stresinden uzak kalmaları açısından faydalı bir yöntem olarak görülüyor.
Müze olarak kullanılan sarayda bir çok bölüm var. Silâh müzesinde Şah döneminden kalma hediye silâhlar mevcut. Bunlardan biri de, Türkiye’nin 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından Şah’a hediye edilen Kalaşnikof markalı silâhlar. Bir çok devlet başkanın hediye silâhlarının yer aldığı müzede, Saddam’ın hediyesi de sergilenmekte. Müze girişinde İran’ın geçmişte kullandığı savaş elbiseleri ile birlikte uçak, tank, sandal ve 8 yıl süren Irak savaşında ele geçirilen Rus yapımı bir Irak helikopteri de yer almakta.
Şah’ın yaşadığı saray, dışardan sade bir görünüme sahip. İçi ise, son derece lüks bir şekilde tefriş edilmiş. Sarayın müze haline getirilmesinin sebeplerinden biri de Şahın nasıl lüks içinde yaşadığını göstermek. Saray girişinde yer alan çizme heykeli ise, dikkatimizi çekiyor. Tamamı 20 metreyi bulan Şah heykeli kesilmiş, ancak ibret olsun diye sadece çizme kısmı bırakılmış.
HUMEYNİ’NİN EVİ VE ANIT MEZARI
Gezi programında Şah’ın yaşadığı gösterişli saray ziyaretinden hemen sonraki istikamet, Humeyni’nin mütevazı evi. Aynı anda karşılaştırma yapılması için, arda arda planlan gezi ile yeni rejimin farkı gösteriliyor.
Daha önce köy olan, ancak zamanla şehirle birleşen evin bulunduğu bölge, son halen aynı mütevazılığını koruyor. Yıllarca kiracı olarak oturan Humeyni’nin mekânı da bir anlamda müze olarak düzenlenmiş. Devrim sonrası İran’a dönen Humeyni, bakanlar kurulunu ve devlet başkanlarını da burada kabul ederken, yan tarafta bunan camide konuşmalarını yapmış. Humeyni aynı evde vefat etmiş.
Evin yanında İran’ın önemli kalp hastanelerinden bir yer alıyor. Kalp hastası olan Humeyni’nin uzak hastanelere gitmesi zor olduğu için, evinin yanında poliklinik kurulmuş. Zamanla gelişen poliklinik şu anda kalp hastanesi olarak hizmet veriyor.
Humeyni’nin konuşmalarını yaptığı, vaaz verdiği küçük camide akşam ezanı okunuyor. Müezzin “Ali veliyullah!” ibaresini de ekleyerek ezan okuyor. Yeri gelmişken belirtelim. Namaz İran’da üç vakit kılınıyor. Sünnetler kılınmadan öğlen ikindi ile, akşam da yatsı ile birleştiriliyor. Ayrıca secde sırasında alınlar Kerbelâ toprağından yapılan yuvarlak veya kare şeklindeki şekillere yapılıyor. Camilerde bu toprak malzemeler için özel bölümler yapılmış. Namaz sonrası cami imamı, bize kısa açıklamalarda bulunuyor. Devrimin iki önemli hareket noktasını şöyle açıklıyor: “1- Allah böyle istedi. 2- Halkın birliği için.”
Amerika ve İngiltere’nin Müslümanlar arasında etnik ve mezhep savaşları çıkartmaya uğraştıklarına dikkat çeken imam, Amerika’nın “büyük şeytan” olduğunu ifade ederek Müslümanların uyanık olması gerektiğine işaret ediyor: “Müslümanlar kale gibi olmalı. Büyük bir aileyiz. Sorunlarımızı kendi içimizde çözmeliyiz.” Tahran’ın dışında yapılan Humeyni anıtmezarı, çok geniş bir alan üzerine kurulmuş. Üniversite, otel, ticaret merkezi kurulması, anıtmezarı kalkındırma projesi içinde yer verilmiş. Halen inşaatı devam eden projede, halk Humeyni’nin türbesi içine para atarak inşaat çalışmalarına destek oluyor.
Devam edecek
|