Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Kutsal ittifaka ne oldu?

AKP daha dün diyeceğimiz kadar kısa zaman öncesine kadar merkez medyada basın tarihimizde eşi menendi olmayan bir desteğe sahipti; iş/sermaye muhitiyle de arasında benzersiz bir ittifak vardı. Şimdi ise dünün alkışçı taifesi ‘Bizden buraya kadar’ diyor! Sebep ne dediğinizde işaret edilen şey türban!

İnsan ister istemez bir ‘esere’, bir ‘müessire’ bakıp ‘acaba’ diye sormak ihtiyacını duyuyor. Öyle ya; bu konu yeni ortaya çıkmış değil. AKP can ü yürekten desteklenirken onun türban konusundaki tavrı, talebi biliniyordu.

Dilin altındaki baklaların ilkinin üzerinde ‘AKP altı sene zarfında muhafazakârlık iddiasını sadece dilinde gezdirmiş, fiiliyatta hiçbir şey yapmamışken aniden türban meselesini gündeme getirdi...’ yazıyor. Kabul etmek lazım, böyle düşünenler haklı. Gerçekten de AKP’nin altı sene zarfında dini duyarlılık sahibi olduğu iddiasını akla getirecek somut bir icraatı olmadı. Amerika’ya sert çıktı ama uygulamada ABD’yle canciğer kuzu sarması olma arzusu dışında bir yol izlemedi. Lafta İsrail’e demediğini bırakmadı; fakat İsrail’le işbirliği hiçbir zaman AKP dönemindeki kadar yakın olmadı. Para/faiz konularında, Hıristiyan dünyayla ekonomik bütünleşmede, AB’ye üyelik meselesinde bayrak hep AKP’nin elinde oldu. Aynı kadro işlerin biraz sıkışık ve karışık olduğu noktada çıkıp ‘türban’ deyince neye uğradığını şaşırdı ‘Tayyip çok yaşa’cılar!

Dil altındaki baklaların ikincisinin üzerinde ‘CHP’ yazıyor. Nedir bunun manası derseniz, benim lugatımdaki açılım şu: Seçimle iktidara gelme ümidini kaybetmiş muhalefet partisi!

Ne ekonomik kriz, ne ordunun darbe yapma ihtimali, ne şu, ne bu. Kanımca Türkiye demokrasisini tehdit eden birinci mesele bu. Partililer dahil hiç kimse CHP’nin seçimle iktidara gelebileceği inancına sahip değil.

İşte AKP’yi cesaretlendiren -kimilerine göre pervasızlaştıran- buna karşılık Türkiye’nin geleceğini Batı dünyasıyla entegrasyonda gören sermaye gruplarını endişelendiren tablo bu.

Biraz daha açayım. İş muhiti AKP’yi alkışlıyordu alkışlamasına ancak Türkiye’yi hedefe onun taşıyacağına inanmıyor, AKP’nin dini sahada özgürlük alanının genişlemesini sağlamak adına AB projesine ümit ve hevesle yaklaşması sayesinde, Müslüman kitlelerin Batı’yla bütünleşme konusunda gösterdiği psikolojik direncin kırılacağını, ayrıca ‘havuç/sopa’ siyasetiyle AB yolunda ciddi mesafe alınabileceğini hesap ediyordu. Yani bir tür ‘stepne’ydi AKP iş dünyasının ve bir grup aydının gözünde. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Proje ve politika üretemeyen muhalefette erimenin önüne geçilemedi, demokratik süreci zorlayacak çıkışlar yapmanın ordunun itibarını zedelediğini gören Silahlı Kuvvetler müdahale etmekte isteksizleştiğini gösterince, AKP siyaset sahnesinde alternatifsiz ‘tek parti’ haline geldi. Buna Başbakan’ın üslubundaki sertleşme de eklenince tablo sermaye çevrelerine ürküntü vermeye başladı.

Ürküntünün bir sebebinin rejimin geleceğine ilişkin kaygılar olduğu söylense de esas korkuların AKP’nin kaş yapayım derken göz çıkarması olduğunu düşünüyorum. Yani hükümetin Türkiye’yi oturttuğu kritik ekonomik dengenin bozulmasına sebep olacak bir aculluk yapmak suretiyle sebep olabileceği muhtemel kayıplardan rahatsızlığın kutsal ittifakı zedelediğini düşünüyorum.. Bunun göstergesi türban eksenli tartışmada ne basından ne iş muhitinden kimsenin çıkıp ‘Yasak devam etsin’ dememiş olması. Başbakan’ın öfkelenmesine karşın özellikle merkez medyada itirazların bu girişimin ‘isabetsiz’ değil ‘zamansız’ olduğu, ‘uzlaşma sağlanabilecekken dayatma üslubuyla gerçekleştirilmeye çalışılmasından rahatsız olunduğu’nun ifade edilmiş olması anlamlı.

Sular durulur, hasar onarılır mı derseniz, cevabım ‘ateş-kes’ manasında evet. Zira yukarıda ifade etmeye çalıştığım gerçek hâlâ iş dünyasının ve medyanın önünde duruyor. Muhalefetin seçimle iktidara gelme ümidini kaybetmiş olduğunu gördükten sonra geri adım atmayıp da ne yapacaklar?

Radikal, 20.2.2008

Avni Özgürel

21.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  CIA’nın haber kaynağı kimdi?

  Said Nursî ve liberaller

  Lütfen 17. maddeye dokunmayın!

  Kutsal ittifaka ne oldu?

  Ek 17 tuzağı


 Son Dakika Haberleri