Başörtüsüne sadece üniversitelerde serbestiyet getirmek üzere tasarlanan değişikliklerden Anayasa ile ilgili olanları, Sn. Cumhurbaşkanı’nın onayını beklerken, YÖK Kanunu Ek 17. Madde ile alakalı görüşmeler ve tabii ki kamuoyundaki tartışmalar da, sürüyor.
Malum, bu maddede: “Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydıyla, yüksek öğretim kurumlarında kılık kıyafet serbesttir” deniliyor.
Yani aslında, başörtüsünün serbest olabilmesi için 17. maddede yapılması gereken herhangi bir değişikliğe gerek yok.
Peki mesele nedir?.. Yani bu maddede yapılması düşünülen değişikliğin anlamı ne?
Değişiklik, üniversitelerde başörtüsünün (türbanın?) serbest bırakılması sonrası, çarşaf ve hatta peçe ile üniversiteye girmeye kalkışacaklara yönelik bir tedbir olarak düşünülüyor!..
Meselenin karıştığı ve içinden çıkılmaz hale geldiği nokta da burası.
Zaten var olan bir serbestiyetin, yasakçılar nazarında da meşruiyetinin sağlanacağı düşüncesi ve niyetiyle; belki onların sempatilerini de kazanmak için; var olmayan başka bazı yasaklar getirilmesi şeklinde bir garabet sözkonusu...
Daha da açmak gerekirse: Başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasını temin için, çarşaf giyen ya da peçe takan hanımlara yönelik yasaklara, hukuki bir zemin oluşturulması tehlikesi ile karşı karşıyayız...
Herhangi bir hukuki metne istinat etmeden sürdürülen başörtüsü yasağı tecrübesini yaşadık ve yaşıyoruz. Dolayısıyla, hukuki bir metne dayanan bir yasağın nasıl uygulanabileceği hususunda, hayal gücümüzü zorlamaya bile gerek yok!..
Anayasada yapılan ve başörtüsünü üniversitede serbest hale getireceği varsayılan değişikliklerin yasalaşması halinde, CHP iptal başvurusunda bulunsa da, Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasa değişikliklerini sadece şekil açısından denetleme yetkisi bulunduğu için, herhangi bir iptal kararı çıkmayacağı ümit ediliyor.
Başörtüsü yasağının üniversite dışı kamu alanlarında sürdürülmesi ve çarşaf ve peçe giyilmesinin de, tüm kamusal alanlarda yasaklanmasını sağlamak için YÖK Kanunu Ek 17. Maddesi’nde yapılacak değişikliğin, nasıl yapılırsa yapılsın, CHP marifetiyle Anayasa Mahkemesi’nin yolunu tutacağına, kesin gözüyle bakabiliriz.
Ve güya çarşaf ve peçeyi engellemek ve başörtüsünü de sadece üniversitelerde serbest bırakmak adına yapılacak değişikliğin, bundan sonraki durumu hakkında fikir yürütme imkanına bile sahip değiliz.
Mahkeme’nin, son 367 Kararı daha taze ve Anayasa değişiklikleri hususunda, şekil şartlarını aşan bir denetleme niyetine kapılıp kapılmayacağı hususundan emin değiliz. Bu durumda, YÖK Kanunu Ek 17 Madde’de yapılacak değişiklik ile yasakçıların eline nasıl bir koz verilmiş olacağını, iyice bir düşünmek gerek...
Çünkü siz o maddeye, hangi niyetle ne ilave ederseniz edin, iptal girişimi mukadder gibi. Dolayısıyla, kısmi serbestiyet için yazılacak her kelime, başka bazı şeyleri engelleme adına da olsa, din referanslı olacağı için, iptal kararıyla karşı karşıya kalınacağı da nerdeyse kesindir.
Milletimiz, hukuksuz bir yasağı sürdürebilmek için bin dereden su getiren yasakçıları, ibret nazarlarıyla izlemekte olduğu gibi; yasağı kaldırabilmek adına yürütülen çalışmaları da, dikkatli bir şekilde izlemektedir.
Gelinen aşamada, atılacak yanlış bir adımın da, hiçbir bahanesi olamayacaktır.
İlgili zevat kulak asar mı bilmiyoruz ama şunu söylemekte fayda var: Lütfen 17. Madde ile oynamayın!..
Ve eğer illa bir düzenleme yapacaksanız; bari var olan “Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydıyla yüksek öğretim kurumlarında kılık kıyafet serbesttir” kısmını aynen bırakın ve arzu ettiğiniz değişikliği ayrı bir fıkra olarak ilave edin de; hiç değilse, bir şey yapıyoruz derken, başka bazı şeyleri yıkmış olmayın, lütfen...
Millî Gazete, 20.2.2008
|