ABD Dışişleri Bakanlığının gizliliği kaldırılan, 1969-1972 yıllarına ait arşivlerinin Türkiye’ye ilişkin belgelerinde, “Ordu’nun, Mayıs 1969’da eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın siyasi haklarının iadesini öngören bir anayasa değişikliğinin Senato’da kabulü durumunda yönetime el koymayı planladığı” ileri sürüldü.
ABD Dışişleri Bakanlığının Doğu Avrupa ve Doğu Akdeniz ülkeleriyle ilişkilerini kapsayan ve kamuoyunun bilgisine açılan 1969-1972 tarihli arşivlerin Türkiye bölümünde, Türkiye’deki siyasi gelişmelerin yanı sıra ABD’nin o dönemde özellikle önem verdiği Türkiye’deki afyon üretimi konusu ve çeşitli uluslararası meseleler yer aldı. Arşivlerde yer alan 19 Mayıs 1969 tarihli “istihbarat telgrafı”nda, “Genelkurmay Başkanlığının, 16 Mayıs’ta yaptığı toplantıda, Bayar ve diğer yasaklı politikacıların siyasi haklarının geri verilmesini öngören anayasa değişikliğinin 20 Mayıs için planlanan oturumda Senato tarafından kabulü durumunda, ülke yönetimine el koymayı kararlaştırdığı ve bu durumun, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Başbakan Süleyman Demirel’e iletildiği” kaydedildi. Bu belgede, “dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç’ın imzasıyla, bütün ordu, kolordu ve tümen komutanlarıyla üst düzey Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanlıklarına bu konuda talimat gönderildiği” ileri sürüldü. Belgede, “müdahalenin 20 Mayısı 21 Mayısa bağlayan gece olmasının planlandığı ve bunun muhtemelen bir haber bülteniyle radyodan halka duyurulacağı” belirtildi. Bu belgede, “bazı üst düzey CHP yetkililerinin, partinin Senato oturumunda ret oyu kullanacağı ve böylelikle gereken üçte ikilik çoğunluğun sağlanamayacağı yönünde Ordu’ya güvence verdiği” ifade edildi. Ancak her şeye rağmen bu anayasa değişikliği şans eseri kabul edilirse Ordu, bütün uyarı ve hazırlıklarının blöf olmadığını göstererek harekete geçecek” denildi.
ABD Dışişleri Bakanlığınca Türkiye’deki iç siyasete ilişkin hazırlanan ve 1971 başlarında yazıldığı anlaşılan belgede, Demirel’in, 1965’te iktidara geldikten sonra ekonomik politikada olağandışı bir yetenek gösterdiği, askerlerle arasında “beklenmedik” bir etkili çalışma ilişkisi geliştirdiği, ancak üniversitelerde şiddetin yaygınlaştığı son zamanlarda muhtemel bir askeri müdahaleye yönelik raporlar olduğu kaydedildi. Arşivlerdeki 10 Mart 1971 tarihli istihbarat telgrafında, “aynı gün TSK’nın komuta konseyinin, ülkede siyasi durumun çok gerginleştiği, ögrenci-polis çatışmalarının yaygınlaştığı ve birkaç gün önce dört Amerikalı askerin militanlarca kaçırıldığı bir ortamda, sekiz saat süren bir toplantı yaptığı” belirtildi. Belgede, 12 Mart muhtırasından iki gün önceki bu toplantıya ilişkin dönemin bir komutanının, “Ordu’nun siyasi duruma müdahale etmeye zaten karar verdiğini ve toplantıda bu müdahalenin şekline ilişkin iki öneriden birinin benimseneceğini” söylediğine işaret edildi
|