|
“Her şeyin başı eğitim” deriz de, eğitim olayını sadece okul dönemindeki çocuklarımıza havale ederiz.
Hangi tahsil seviyesinden diplomaya sahip olursak olalım, eğitim ve öğrenme süreci diplomaya endeksli olamaz. Ömür boyu, ailece sürekli öğrenme hayatın bir parçası olmalı.
Sürekli değişim ve gelişim süreci, hayat ihtiyaçlarını da değiştirmektedir.
9-10 Şubat tarihlerinde YASEM Süreli Eğitim Programlarından biri daha Manisa’da gerçekleştirildi. “Hafıza Geliştirme ve Hızlı Öğrenme” konulu 12 saatlik program, ilköğretim ikinci kademe ve lise öğrencilerine yönelik planlanmıştı. “Aileler de gözlemci olarak katılabilir” demiştik.
Tam gün olarak ve günde 6 +6=12 saat ve iki gün arka arkaya yapılan program öncesi bazı veliler “Bu kadar kesintisiz uzun süreye çocuklar tahammül edemez” diye endişelerini dile getirdiler.
Planlanan program vaktinde ve aksamadan başladı ve sonuçlandı. Katılımcılardan hiç kimse de serbest katılımlı bu programı yarıda bırakmadı.
Öğrenmenin ne demek olduğu, hafızaya bilgilerin kısa sürede kalıcı olarak kaydedilebildiğini bütün katılımcılar uygulayarak öğrendiler.
Yaratılışta verilen beyin potansiyeli ve kabiliyeti ile defalarca, günlerce öğrenmeye çalışılan bilgilerin, bir seferde nasıl hafızaya alınabildiğini her katılımcı kendisinde ispatladı.
Öğrenme, sadece çocukluk ve gençlik yaşında olabildiği, ileri yaşlarda öğrenmenin olamayacağı hakkındaki yanlış önyargı da izale oldu.
Gözlemci olarak katılan anneler ve babalar da kendilerini olayın zevkli havasına kaptırıp bütün uygulamalara katıldılar.
Yaratıcının insan bedenine, özellikle beyin organına koyduğu kapasitesinin, insan, ancak yüzde birini bile kullanamadığı bilim dünyasınca keşfedildi. TBMM Bilim Ödülü alan ünlü beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil, daha da ileri giderek “Beyni daha anlayamadık, hafızanın sırrını keşfedemedik, beynin belki binde beşini ancak kullanıyoruz” demişti.
Her yaşta, her insan, her bilgiyi isterse gençlik yaşındaki gibi öğrenebilir. İnanmayan Manisalılara veya daha önce YASEM’in Hafıza Eğitimlerine katılanlara sorabilirler.
Hafızaya kayıt işi niyet ve kasıt işidir. İstemekle ilgilidir. Öğrenmek de istemekle olur. Dış baskılarla yemek yedirmek mümkün olmadığı gibi, öğretmek de mümkün değildir.
Öğretmek yoktur, öğrenmek vardır. Öğretmenler, öğrenmek isteyenlere kolaylaştırıcılık görevi yaparlar. Öğrenmeyi teşvik ederler. Nasıl öğrenilebileceği konusunda rehberlik yaparlar.
Anneler, babalar çocuklarınıza baskı yaparak öğretemezsiniz. Öğrenmenin tekniklerini ve öğrenme engellerini bilmelisiniz. Dışarıdan göremediğiniz, tahmin edemediğiniz bir çok öğrenme engeli vardır. Çocuklarımızın öğrenme engelleri başında, okuma hızının yetersizliği başta gelir.
Çocuklara, amaç, gaye, hedef, vizyon, değer, âhlâk gibi şahsiyetin temelleri verilmezse, öğrenmenin anlamını anlatmak mümkün değildir. Sadece aç kalmamak, karın doyurmaya endeksli yaklaşım, motivasyon için yeterli değildir. İnsan, karnını, sadece üniversite tahsili ile doyuracak diye bir kural yoktur.
Öğrenmenin, okumanın gerekçeleri maddeler halinde belirlenmeli. Gerekçeler şiddetlendirilmeli.
Her davranışın altında mutlaka herkesin kendine göre olumlu saydığı bir gerekçesi vardır.
Bilinçaltı deşifre edilmeden, davranışların gerekçeleri anlaşılmaz.
Aileler ve öğretmenlerin en büyük meselesi çocukları anlamaktır. Bilinçaltını deşifre edebilmektir.
Öğrenmenin, derdi, dâvâsı olanlar için anlamı var. Derdi, dâvâsı olmayanın da öğrenmeye ihtiyacı yoktur. Çocuklarımıza dâvâ şuuru kazandırmadan öğrenme motivasyonu kazandıramayız.
Yeni Asya Temsilciliği seminer salonunda gerçekleştirilen programda emeği geçenlere ve misafirperverliklerinden dolayı bütün Manisalı hizmet erkânına teşekkür ediyorum.
| 
