DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, her seçim öncesi başörtüsü tartışmalarının gündeme getirildiğine, yaklaşan yerel seçimler öncesinde de benzer tartışmalara başlandığına dikkat çekti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şikâyet etmeye hakkı olmadığını vurgulayan Soylu, "Cumhurbaşkanlığı, YÖK, hükümet, Meclisin büyük çoğunluğu var. Halkın verdiği destek daha ne olabilir? Hâlâ bunu ülkenin önüne mesele olarak getirmek doğru mu?" diye sordu.
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, her seçim öncesi başörtüsü tartışmalarının gündeme getirildiğini, yaklaşan yerel seçimler öncesinde de benzer tartışmalara başlandığına dikkat çekti. Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın şikayet etmeye hakkı olmadığını vurgulayan Soylu, "Cumhurbaşkanlığı, YÖK, hükümet, Meclisin büyük çoğunluğu var. Halkın verdiği destek daha ne olabilir? Hâlâ bunu ülkenin önüne mesele olarak getirmek doğru mu?" diye sordu. Soylu, başörtüsü yasağını eleştirdi.
Gazetecilerle kahvaltıda bir araya gelen DP Genel Başkanı Soylu, başörtüsü tartışmalarının Türkiye'nin önüne gelmesindeki en önemli ayrıştırma alanının "siyasal simge olup olmadığı" tartışması olduğunu hatırlattı. Soylu, "Meseleyi geren, kamplaştıran, çatışma alanları çıkaran temel argüman da buydu. Bu argüman çözüme hiçbir katkı sağlamamıştır. Mesele sanki çözüme değil çözümsüzlüğe itilmek üzere bir ortam yeniden hazırlanmaktadır. Siyaset artık bu konuları kendine beslenme aracı olarak görmemelidir. Durup dururken tartışmayı bir kademe yükseltip 'siyasal simge olarak görülse de çözülmeli' anlayışını ortaya koymak kamplaşmaları yeniden tesis etmek anlamına gelir. Ve mağdurları yeniden çözümsüzlükle karşılaştırmak demektir" diye konuştu.
ESKİ SİYASET ALIŞKANLIĞIDIR
Söz konusu tartışmalarda siyasal rantın düşünüldüğünü, her seçim döneminde gündeme getirildiğini ifade eden Soylu, şunları kaydetti:
"Bu tartışmalarda hep siyasal rant düşünülmüş. 22 Temmuz seçimlerinde de bu vardı. Türkiye yerel seçimlerle ilgili yeni bir seçim sürecine girdi. Ne zaman seçim sürecine girse engellenmez bir şekilde bu tartışmalar gündeme geliyor. Hükümetin son 5 yıldır ortaya koyduğu siyaset biçimi budur. Bu eski siyaset alışkanlığıdır. Türkiye'nin sivil bir anayasaya ihtiyacı vardır. 1982 anayasası dar gelmektedir. Öyle bir hale getirilmeye çalışılıyor ki yerel seçimler öncesi anayasa tartışması bir şekilde başörtüsü üzerinden yürütülecektir. Bu doğru bir yöntem değildir."
"ÖLÇÜ BİREYSEL ÖZGÜRLÜKTÜR"
DP lideri Soylu, Anayasaya başörtüsü ile ilgili madenin eklenmesinin yeni tartışmalar ve mağduriyetleri gündeme getireceğine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anayasada isimlendirerek ortaya koymak başka türlü bir tartışmanın önünü açacaktır. Başka mağduriyetleri peşinden sürükleyecektir. Ölçü bireysel özgürlüklerdir. Eğitim hakkıdır. Yasal güvence olmazsa nasıl çözülecek? O iktidarın yapacağı iştir. Bu yönetme kabiliyetidir. Cumhurbaşkanlığı, YÖK, hükümet, Meclisin büyük çoğunluğu var. Daha ne olacak? Halkın verdiği destek daha ne olabilir? Hâlâ bunu ülkenin önüne mesele olarak getirmek doğru mu?
Aman burası ne söyler şurası ne söylerden öte Türkiye bu sorunları yaşıyor. 1950'de DP iktidara geldi Türkiye'de din ve vicdan özgürlüğü noktasında çözülemez denilen meseleler çok yakın bir zamanda çözüldü. Çünkü rahmetli Adnan Menderes, Celâl Bayar ne kadar bu ülkenin bireyi ise köylüsü de o kadar bireyidir. Onu anlayabilmek ve yaşayabilmek önemlidir. DP'nin temel özelliği ötekileştirmeden, ayrıştırmadan tavır ortaya koyabilmektir. Bir yönetim biçimidir. Dün de böyleydi bugün de.
Bizim misyonun temel olarak ortaya koyduğu düşünce gerek bireysel özgürlükler, bireysel haklar, gerekse din ve vicdan özgürlüğünün olabildiğince dünya standartlarında geniş tutulabilmesidir. Çok net bir şekilde söylüyorum. Üniversitelere başörtüsüyle girilebilmelidir. Bunun artık tartışılmaması lazım. Tartışma siyaset alanını daraltmaktadır. Milletin esas gündemini perdelemektedir. Sayın Başbakan son açıklanan işsizlik rakamıyla ilgili, Türkiye'nin dünyanın en yüksek reel faiziyle boğuşmasıyla ilgili herhangi bir değerlendirme yapmamaktadır.
Bizim iktidarlarımızda, koalisyon ortaklığı yaptığımız zamanlarda bile bu sorun çok büyük bir sorun olarak tartışılmıyordu. DP yarın iktidara gelsin ikinci gün çözülecektir. Sırtımızda kambur yoktur."
BAŞKANLIK DİVANI
Öte yandan DP Başkanlık Divanı da şekillendi. Daha önce 17 olan genel başkan yardımcılığı 10'a düşürüldü. Başkanlık Divanı şu isimlerden oluştu:
Siyasi İşler Başkanı Turhan Güven, Teşkilat Başkanı Nevzat Ceylan, Basın Propaganda ve Yurtdışı İlişkiler Başkanı Nevval Sevindi, Seçim İşleri Başkanı Erdoğan Sezgin, Ekonomi ve Mali İşler Strateji ve Arge Başkanı Prof. Dr. Sabri Erdil, Sosyal İşler Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Yerel Yönetimler Başkanı Salim Ensarioğlu, Kadın ve Gençlik Başkanı Harun Akın, Genel Sekreter Fevzi Yalçın, Genel Muhasip Necati Yöndar.
|