Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Reformlardaki gecikmenin bedeli

Anayasa değişiklik paketinde "ekonomik dönüşümün önünü açacak düzenlemelere" yer verilmezse Türkiye'nin işi zor.

Eğer Anayasa değişikliği, "içinden çıkılması güç siyasi konular" yüzünden düğümlenirse hiç kuşku yok ki bundan ekonomik dengeler de etkilenir.

Ankara'daki havaya bakınca sanki ekonomik konular gündemdeki önceliğini yitirmiş ve reform çalışmaları askıya alınmış durumda.

Adalet ve Kalkınma Partisi, 3 Kasım'da iş başına geldiği döneme göre ekonomik dönüşüm çabasını oldukça yavaşlatmış gibi görünüyor.

Seçimlerin üzerinden 5 ay geçti, 22 Temmuz'da yüzde 46 oy almış ve gücünü tazelemiş bir iktidar partisinin yarattığı coşkulu ve kararlı hava ortadan kalktı. Bu, bir ölçüde Irak'taki gelişmelere odaklanmak ve sınır ötesi operasyonun heyecanına verilebilir ama tüm uzmanların teyit ettiğine göre ekonomide dengeler hayli kırılgan durumda. Yüksek işsizlik oranı, riskli cari işlemler açığı ve yavaşlama işaretleri vermeye başlayan ekonominin çarkları tehlike çanları çalıyor.

(...)

Ekonomide eşgüdüm var mı?

Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek bir süredir "reformların gecikmesinin yaratacağı faturadan" bahsediyordu. Dün, 8 yeni reformla özel sektörün önünün açılacağından söz etmiş. Bizzat sayın Bakan'ın ifade ettiği üzere "Türkiye şu ana kadar hasarsız atlatsa da" global piyasalarda ciddi endişe rüzgarları esiyor. Bu karabulutlar 2008 yılında gelişmekte olan piyasalara ve Türkiye'ye olumsuz yansımalar doğurabilir. Hükümetin ilk dönemindeki başarısının ardında ağırlıklı olarak Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın sıkı maliye politikalarından taviz vermeyen kararlılığı yatıyordu. Eğer kamu maliyesinde biraz bonkör davranılsaydı inanın bugün övündüğümüz o makro ekonomik dengeler çok farklı seyrederdi.

Şimdi, ikinci iktidar döneminde bu politikalar kendi başına yetmeyebilir. Uluslararası konjonktürün değişebileceği ve bundan Türkiye'nin olumsuz etkilenebileceği gerçeğini gözardı edemeyiz.

İşsizliği, bütçe açığını azaltmaya, dış borcun artış eğilimini düşürmeye dönük etkin önlemler alınmaz, özel sektörün gelişmesine uygun teşvik modelleri geliştirilmezse Türkiye ciddi risklerle karşı karşıya kalabilir.

Acaba ekonomiden sorumlu bakanlar arasında ortak bir bakış açısı yakalanmış durumda mı? Özellikle reformlar konusunda bakanlar eşgüdüm halinde çalışabiliyorlar mı? Görebildiğimiz kadarıyla yapısal dönüşüm hamlelerine ekonomiden sorumlu bakanların her biri daha farklı yaklaşıyor ve gerek reformun içeriği, gerekse zamanlaması açısından birbirlerinden ayrılıyorlar.

İktidarın gücü ve yaptırım etkinliği bakımından öteden beri bilinen, Özal'ın sözüyle birlikte siyasi literatüre giren "esaslı icraatlar hükümetlerin ilk yüz günü içinde yapılır" gerçeğini hatırlamak gerekir. Siz, 22 Temmuz'dan bu yana geçen değil 100 günde, ilk 150 günde gerçekleştirilen büyük bir reform hamlesini söyleyebilir misiniz? Dikkatler ekonomiye... Daha fazla zaman harcanmasın...

Akşam, 3.1.2008

İsmail KÜÇÜKKAYA

04.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Silkinip kendine gelebilecek mi AKP?

  Reformlardaki gecikmenin bedeli

  2008'de büyüme ve demokrasi

  Hükümetin demokrasi sınavı


 Son Dakika Haberleri