Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Çetelere ceza verebilmek

Pakistan korkunç bir provokasyonla sarsıldı. Ülkenin temellerine konulan bomba ancak bu kadar can yakıcı olabilirdi. Ülkenin durulmasını istemeyen birileri çıkarılabilecek en büyük gürültüyle ortalığı karıştırdı.

Pakistan, Asya için olduğu kadar Türkiye için de çok önemli bir ülke. İki ülke arasında çok ciddi benzerlikler var. Kuruluş mantaliteleri birbirine çok yakın. Hatta Türkiye çok uzun yıllar dünyada dost ve kardeş ülke olarak sadece Pakistan’ı gördü. Okul sıralarında “Cive cive cive Pakistan, Pakistan Pakistan cive Pakistan’’ diye şarkısını söylediğimiz tek ülkeydi. Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi görüşüne göre düşmanlarla çevrili dünyadaki tek dostumuzdu onlar. Türkiye’ye bir diğer benzerliği de sık sık darbeye maruz kalmasıydı. İki ülkenin de iç karışıklıkları vardı. Belki komplocu bir yaklaşım olacak; ama bazı güçler iki ülkeyi de ‘olmayan ama ölmeyen’ bir halde görmek istiyordu.

Pakistan’ı karıştıran suikast haberini alınca nedense aklıma Türkiye geldi. Tarihsel kronolojilerinde birbirine ciddi benzerlikler bulunan Pakistan ile birlikte Türkiye’yi de bir kaotik ortam içine sokacak hamleler gelebilir mi diye düşündüm.

Şüphesiz son yıllardaki gelişmeler sayesinde Türkiye, hızla Pakistan ile benzerliklerini üzerinden atıyor. Daha demokratik, daha müreffeh ve dengeleri daha yerinde bir ülke olma konusunda hızlı adımlarla ilerliyor. Ülke içinde gerginliklere neden olan konular birer ikişer çözülüyor. En azından ülkeyi yönetenler, toplum içinde biriken gerginlik alanlarının tek çözüm yolunun, daha çok özgürlük ve daha çok demokratik haklar olduğunun farkında. Geçmiş dönemlerin provokatif acılarından dersler çıkaran toplum ise şimdilik yeni gerginlik alanlarının oluşmasına müsaade etmiyor.

Ama ülkede dengeler hâlâ tam anlamıyla oturmuş değil. Hâlâ geçmişte ülkede gerginliklerin nasıl çıkartıldığı, nasıl bir akıntıya maruz kalındığı tam anlamıyla çözümlenebilmiş değil. Mesela Türkiye’nin 12 Eylül sürecine nasıl getirildiğini enine boyuna tartışabilmiş, anlayabilmiş ve ona karşı tedbirler alabilmiş değiliz. Darbeye giden süreçte hangi çetelerin, hangi gizli servislerin parmağının olduğunu tam olarak bilmiyoruz. O süreçte aydınlanamamış yüzlerce dosya tarihin karanlık dehlizlerinde kayboldu. Kim bilir belki 12 Eylül öncesinde de yeni dönemde olduğu gibi çeteler ülkeyi kaotik ortamın içine çekmişti. Üniversitelerimiz henüz bilimsel özgürlüklerine kavuşamadığı için 12 Eylül akademik disiplinle incelenip ortaya konmuyor.

Türkiye 11. cumhurbaşkanını seçerken de, 12 Eylül öncesine benzer bir sürece sürüklenmek istenmişti. 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay saldırısıyla başlatılan bu süreçte güvenlik güçlerinin yoğun çabaları sayesinde ülke çapında örgütlenmiş birçok çete peş peşe ortaya çıkartıldı. Kamuoyuna Atabeyler, Sauna, Ümraniye diye isimlerle yansıyan bu çeteler, yeni cumhurbaşkanının seçilmesi sürecinde ülkeyi kaotik bir ortama sürüklemek istiyorlardı. Ama güvenlik güçleri buna müsaade etmedi.

Ancak bu örgütlerin hepsine suçüstü yapılmasına, Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Arslan ile bağlantıları tespit edilmesine rağmen doğru dürüst ceza alan bir çete üyesi yok. Hatta Ümraniye çetesine dava bile açılmadı. Durumun böyle olması, bu çetelerin devlet içindeki bağlantıları konusunda akıllara ciddi soruların gelmesine neden oluyor. 12 Eylül 1980 öncesi ile 2006 arasındaki fark, emniyet güçlerinin daha fazla bilgi ve teknolojik birikiminin olmasıydı. Bereket, Türkiye’nin 12 Eylül öncesine dönüştürülmesine müsaade edilmedi. Ancak bunlara ceza verilmiyor.

Türkiye’nin, Pakistan gibi üzerine oyunlar oynanan bir ülke olmaktan çıkması için öncelikle ve her şeye rağmen, daha demokratik, daha özgür ve daha müreffeh bir ülke olması lazım. Bu konudaki kararlılığın devam etmesi, toplum içinde gerginlik alanlarına çözüm getirilmesi ve demokratik adımlardan asla geri durulmaması şart.

Ama hepsinden önemlisi Türkiye’nin çetelere hak ettiği cezayı verebilme gücünü göstermesi gerekiyor.

Zaman, 29.12.2007

Mehmet Kamış

30.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Türkiye’den Pakistan’a bakarken...

  Çetelere ceza verebilmek

  2008’de AKP’nin gerçek niyeti anlaşılacak

  Kürt meselesinde ciddiyet ve inandırıcılık


 Son Dakika Haberleri