|
|
|
ASAM Başkanı: İstihbaratın kaynağı, ABD |
Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Faruk Loğoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt’ın Kandil Dağını BBG evlerine benzettiği sözleri ile ilgili olarak, “Genelkurmayımız bunu 5 Kasımdan (Başbakan Erdoğan-ABD Başkanı Bush görüşmesinden) önce söyleyebiliyor muydu? Söyleyemiyordu. O anlamda bunun yeni olduğunu ve kaynağının en azından önemli bir bölümünün ABD’den geldiğini düşünmemiz lâzım” dedi.
Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Başkanı Faruk Loğoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın “Artık bizim için PKK’nın Kandil Dağındaki kampları ve hareketleri BBG evi gibidir” yönündeki sözleri ile ilgili olarak, “Genelkurmayımız bunu 5 Kasımdan ‘Başbakan Recep Tayyip Erdoğan-ABD Başkanı George Bush görüşmesinden’ önce söyleyebiliyor muydu? Söyleyemiyordu. O anlamda bunun yeni olduğunu ve kaynağının en azından önemli bir bölümünün ABD’den geldiğini düşünmemiz lazım” dedi.
Soruları cevaplandıran Loğoğlu, “Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine düzenlediği askerî operasyonların artık daha fazla sürmemesi gerektiğini” savundu. “Şimdiye kadar yapılan operasyonlardan çok önemli sonuçlar elde edildiğini” belirten Loğoğlu, “Artık bundan sonra ilâve operasyonlarla sağlanabilecek geriye başka ne kaldı, onu da doğrusu ben tam değerlendiremiyorum. Ama, diplomatik ve siyasî açıdan, bir işin üzerine çok fazla gittiğinizde, bunun uluslararası kamuoyunda bir doyum noktası vardır, o noktanın aşılmaması lâzım” diye konuştu.
“Askerî mücadelenin terörle mücadelenin sadece bir boyutu olduğunu” ifade eden Loğoğlu, “221. madde çerçevesinde de adımlar atılmalı. Hukukî, ekonomik, sosyal, kültürel, psikolojik, sağlık, eğitim boyutları da olan kapsamlı bir ulusal ve toplumsal projeye ve toplumsal vizyon yaklaşımına ihtiyaç var. Hiçbiri tek başına yeterli değil. Terörle mücadelede her bir adım ve adımcığa ihtiyacımız vardır. Her adımın da daha büyük bir bütünün tutarlı parçası olduğuna dikkat etmemiz lâzım. Çünkü, şimdiye kadar hep bölük-pörçük gitmişiz ve istediğimiz sonuçları maalesef alamamışız” dedi.
Loğoğlu, “konuya ilişkin hükümet tarafından plan hazırlanıp, Türk toplumunun tartışmasına açılması gerektiğini” belirtti.
|
/ ANKARA
29.12.2007
|
|
|
Saldırı demokrasiye |
Yeni Asya’ya konuşan Türkiye-Pakistan Kültür Derneği Başkanı AKP Ankara Milletvekili Burhan Kayatürk, “Butto’nun laik bir isim olduğu için hedefte olduğu” iddiasına karşılık, “Türkiye’de şu fark bilinmiyor. Pervez Müşerref, Butto’dan daha laik bir isimdir. Benazir Butto, Pakistan’ın sorunlarına yüzde 100 çözüm olan biri değildi, ama bununla beraber demokrasiye inanmış, Batının demokrasi kültürünü almış bir insandı. Butto’yu öldürenler demokrasiye yol vermeyenlerdir. Demokrasinin, halk iradesinin karşıtlarıdır” cevabını verdi.
Pakistan, Hindistan ve Nepal’de 5 yıl boyunca mühendis ve proje müdürü olarak görev yapan, bölgeyi çok iyi tanıyan Türkiye-Pakistan Kültür Derneği Başkanı AKP Ankara Milletvekili Burhan Kayatürk Yeni Asya’nın sorularını cevaplandırdı.
*Pakistan’daki son olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Olayı kınıyorum. Pakistan halkının böyle bir şeyi hak etmediğine inanıyorum.
* Olaydan hemen sonra “İslâmcı terör”den bahsedenler oldu.
Televizyondaki yorumlarda sanki İslamcı bir mantıkla yapılmış gibi bir hava estiriliyor. El Kaide üstlendi ama bugüne kadar El Kaide’ye nasıl yaptırıldıysa aynı şekilde yaptırılmıştır.
*Butto’nun laik bir isim olduğu için hedefte olduğu iddia ediliyor?
Türkiye’de şu fark bilinmiyor. Pervez Müşerref, Butto’dan daha laik bir isimdir. Benazir Butto, Pakistan’ın sorunlarına yüzde 100 çözüm olan biri değildi ama bununla beraber demokrasiye inanmış, Batının demokrasi kültürünü almış bir insandı. Butto’yu öldürenler demokrasiye yol vermeyenlerdir. Demokrasinin, halk iradesinin karşıtlarıdır.
*Güvenlik yeterince sağlanamadı mı?
Bir insan siyaset yapmak için ülkesine geliyor. Havaalanından gelirken yapılan bir mitingde bomba patlıyor ve 140 insan ölüyor. Aynı insanın bundan sonra korunması lazım. Ona göre tedbir alınmalı. Gerekirse miting yasağı bile konulur. Güvenlik zaafı var ya da alınan istihbarat yeterince değerlendirilmedi.
* Pakistan’da etkin olan siyasi partiler hangileri?
Pakistan’da iki büyük parti var. Biri Halk Partisi diğeri Müslümanlar Birliği. Müslümanlar Birliği’nin başında Navaz Şerif var. Bu parti İslami bir hareket değil, Pakistan’ı kuran partidir. Kurucusu Muhammed Ali Cinnah’tır.
*Muhafazakarların partisi farklı mı?
Üç tane var. Cemiyeti Ulemai İslam Partisi Fazlırrahman’ın. Cemiyeti İslami Mevdudi’nin talebelerinin. Cemiyeti Ulemi Pakistan ise Nurani’nin partisidir.
*İktidara gelebilecek partiler hangisi?
Benazir Butto ve Navaz Şerif iktidara gelebilecek iki isimdi. Ancak Şerif’in partisi bölündü. Pervez Müşerref, Şerif’ten ayrılanları destekliyor. Kamuoyu araştırmalarında yüzde 30 Butto, yüzde 25 Şerif, yüzde 23’te Müşerref’in desteklediği parti görünüyordu.
*Bundan sonra seçim yapılacak mı?
Büyük ihtimalle ertelenir.
* İç savaştan bahsediliyor. Böyle bir tehlike olabilir mi?
İç savaşı bunu çıkarmak isteyenler çıkarır. Butto’nun ölümünden dolayı iç savaş olmaz.
*Bahane olarak mı kullanılır?
Tabi. Butto’yu öldürenler iç savaş çıkmasını da isteyebilirler. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak Pakistan’da.
*Türkiye, Pakistan’ın içinde bulunduğu bu kaostan çıkması için ne gibi bir rol oynayabilir?
Pakistan Türkiye’den çok etkilenen bir ülke. Kardeş iki ülkedir. Türkiye ağabeyliğini yapacak. Pakistan’ın yaralarının sarılmasına özellikle manevi olarak el uzatacak. Türkiye’nin, Pakistan’ın demokrasiye geçmesi anlamında önemli katkısı olur. Pakistan Türkiye’yi çok sever. Mesela Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün son ziyaretinde Müşerref protokolü çiğneyerek ilk defa bir devlet başkanını eşiyle birlikte havaalanında karşıladı. Dünyada Pakistan üzerinde etkili üç ülke var. Biri Amerika, ikincisi İngiltere üçüncüsü de Türkiye’dir. Başbakanımız Erdoğan ve Cumhurbaşkanımız Gül’ün tavsiyeleri çok etkili olur.
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
29.12.2007
|
|
|
Başbakan Erdoğan’dan başsağlığı |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Benazir Butto’nun bir suikast sonucu öldürülmesi sebebiyle Pakistan İslâm Cumhuriyeti Başbakanı Muhammedmian Soomro’ya gönderdiği başsağlığı telgrafı gönderdi.
Erdoğan, başsağlığı telgrafında, Pakistan eski Başbakanı ve Pakistan Halk Partisi lideri Butto’nun uğradığı hain bir saldırı sonucu onlarca Pakistan vatandaşıyla vefat ettiğini ‘’büyük üzüntüyle’’ öğrendiğini ve bu menfur saldırıyı ‘’şiddetle kınadığını’’ belirtti. Erdoğan, Pakistan’a döndüğü ilk gün de ciddî bir terör saldırısına maruz kalan Butto’nun “getirebileceği tüm risklerin bilincinde olarak Pakistan’ın demokratikleşme ve refahı yolunda özveriyle çalıştığını, bunu kendi hayatından üstün tuttuğunu” bildirdi. Pakistan’ın 60 yıllık siyasî tarihinin sıkıntılı ancak geleceğe yönelik ümit verici dönemlerinden birinden geçmekte olduğunu ifade eden Erdoğan, “Hükümetinizin bir yandan demokratikleşme sürecini işletirken, diğer yandan, terörizm ve aşırılığa karşı vermekte olduğu kararlı mücadeleyi yakından takip ve takdir ediyoruz. Bu bağlamda, Türkiye’nin, kardeş Pakistan’ın demokratikleşme sürecinde ve terörle mücadelesinde her zaman yanında olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim” dedi.
|
/ ANKARA
29.12.2007
|
|
|
“Pakistan kaosa mı sürükleniyor?” |
Pakistan’ın eski Başbakanı, muhalif lider Benazir Butto’nun önceki gün Ravalpindi’deki intihar saldırısında hayatını yitirmesi ülkede gerilimin artabileceği, seçim sürecinin bu olaydan etkilenebileceği ve ülkedeki kaotik durumun bölgeye de sıçrayabileceği yorumlarının yapılmasına sebep oldu.
Uzmanlar, Butto suikastıyla Pakistan’da demokratik sürecin büyük bir yara aldığı, 8 Ocakta yapılması muhtemel genel seçimlerin ertelenebileceği görüşünde birleşiyor ve ülkenin bir kaosa sürüklenebileceği kaygısında birleşiyorlar. Bu istikrarsızlığın önlenebilmesi için de uluslararası toplumun Pakistan’ın demokratikleşme sürecine vereceği desteğin hayati önem taşıdığı düşünülüyor. Bu konuda soruları cevaplayan ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, “demokrasi şehidi” olarak nitelediği Butto’nun öldürülmesini, Pakistan’ın iç politikasına ve demokratikleşme sürecine vurulan çok büyük bir darbe olduğunu söyledi.
Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) uzmanı Gökçen Oğan da, bu ülkede demokratikleşme sürecinin çok ağır işlediğini ve bundan sonra bu tür suikastların öncesi ve sonrası olmak üzere iki ayrı döneminden söz edilebileceğini belirtti.
|
/ ANKARA
29.12.2007
|
|
|
Prof. Dr. Tolga: Temel haklardan yanayım |
Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem Tolga, bireysel haklara ve insan haklarına önem verdiğini söyledi. Galatasaray Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanan Prof. Dr. Ethem Tolga, üniversite ile ilgili düşüncelerini ve projelerini anlattı.
Galatasaray Üniversitesi’ne özellikle AB’ye girişte çok önemli görevler düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Tolga, ‘’Benim yönetim felsefem daha özgürlükçü ve demokratik bir üniversite’’ dedi. Prof. Dr. Tolga, şunları kaydetti:
‘’Üniversite evrensel değerlerin geçerli olduğu bir yer olmalıdır. Burada başka parametreler baskın olamaz. Üniversite her türlü görüşün tartışıldığı, özgürlükçü bir ortamdır. Yeni değerler, fikirler üretilir. Bu da üniversitelerin misyonu ve görevidir. Üniversitemiz, rektörlüğümüz döneminde her türlü görüşe açık olacak, her türlü fikir tartışılıp, konuşulacak. Rektör zaten o zemini hazırlamakla mükelleftir. Rektörün misyonu budur. Rektör tarafsız olmalı, her görüşe eşit yakınlık ve uzaklıkta olmalıdır. Hakem görevini yapmalı bu görüşlerin tartışılmasını sağlamalıdır.’’
Prof. Dr. Tolga, YÖK hakkındaki düşüncelerinin sorulması üzerine, ‘’Bence YÖK’ün yeniden yapılandırılması gerekir. Adı YÖK mü olur başka bir şey mi olur ama bir üst kuruluşa ihtiyaç var. Onun dışında üniversiteler serbest ve özgür olmalıdır’’ dedi.
Prof. Dr. Tolga, üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılması tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine de ‘’Direkt türban olarak değil de, bireysel haklara ve insan haklarına önem veriyorum. Tabii hukuki zeminin de oluşturulması lâzım. Hukukçuların konuyu tartışması lâzım. Hukuki zeminin bence sağlamlaştırılması lazım’’ dedi.
|
/ İSTANBUL
29.12.2007
|
|
|
“Âkif, her zaman insanları Hakk’a dâvet etmiştir” |
Prof. Dr. Arif Ersoy, Millî Şarimiz Mehmet Akif Ersoy’un insanları en zor dönemlerde bile Hakk’a dâvet ettiğini, en sıkıntılı zamanlarda bile Müslümanlara manevî moral verdiğini belirtti
Esnaf ve Sanatkârlar Derneği (ESDER) tarafından Mehmet Akif Ersoy’un vefatının 71. yıl dönümü dolayısıyla organize edilen Mehmet Akif’i Anma töreni, İstiklâl Marşı’nın yazıldığı Taceddin Camii’nde gerçekleştirildi. Kur’ân-ı Kerim tilâveti ve Mevlid-i Şerif okunarak başlanan törenin açılışında konuşan ESDER Başkanı Mahmut Çelikus, Akif’in yalnız yaşayıp yalnız öldüğünü fakat yapılan törenlerle ebediyen Akif’in yanında olduklarını söyledi.
Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt da, Taceddin Dergâhı ve Camii’nin restorasyon projesini hazırladıklarını, Hacettepe Üniversitesine sunduklarını ve en kısa sürede çalışmalara başlayacaklarını belirtti.
Prof. Dr. Arif Ersoy ise Mehmet Akif’in insanları en zor dönemlerde bile Hakk’a dâvet ettiğini belirterek, “Akif’i aslında en iyi anlatan eserleridir. Bu yüzden bizim sözlerimiz nakıs kalmaktadır. Mehmet Akif, İslam’ın en zor dönemlerinde bile insanları Hakk’a dâvet etmiş, en sıkıntılı zamanlarda bile Müslümanlara manevî moral vermiştir.” diye konuştu.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi de Mehmet Akif’in bahsettiği Asım’ın Nesli’ne dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Mehmet Akif’in bir şiirinde bahsettiği Asım’ın Nesline uygun olarak inşallah bizim neslimiz yetişir, Akif’i kendisine rehber edinir. Akif sadece bizim ülkemizde değil tüm dünyada bağımsızlık özlemi çeken insanların sembolü olmuştur.”
|
Cemil Yüzer
/ ANKARA
29.12.2007
|
|
|
Bombayı etkisiz hale getiren polise 10 maaş ödül |
Mecidiyeköy Metro İstasyonu’na bomba koymaya hazırlanırken yakalanan Ş.Ö.’nün bıraktığı çantada bulunan A-4 tipi bombayı etkisiz hale getiren bomba imha uzmanı olan polis memuru, 10 maaş ile ödüllendirildi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, 24 Aralık 2007 günü Mecidiyeköy otobüs duraklarında yakalanan Ş.Ö.’nün üzerinde bulunan çantaya müdahale ederek A-4 tipi bomba ve bomba düzeneğini etkisiz hale getiren polis memuru, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah tarafından teşekkürname ve 10 maaş ile ödüllendirildi.
|
/ İSTANBUL
29.12.2007
|
|
|
Bâlâ’ya seyyar ekmek fırını |
Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Bala’nın depremden en çok etkilenen Afşar beldesine seyyar ekmek fırını gönderildi.
Ankara Halk Ekmek Fabrikası Genel Müdürü Ali İlkbahar, yaptığı açıklamada, seyyar fırının günde 15 bin ekmek üretim kapasitesine sahip olduğunu, ancak üretilecek ekmek sayısının halkın günlük ihtiyacına göre belirleneceğini söyledi. Ekmeğin ücretsiz dağıtılacağını ve arasında kaşar peyniri koyacaklarını anlatan İlkbahar, seyyar ekmek fabrikasının ihtiyaç duyulduğu sürece beldede kalacağını kaydetti.
|
/ ANKARA
29.12.2007
|
|
|
Barajların sadece dörtte biri doldu |
İstanbul’da son yağışlarla birlikte barajların ancak 4’te 1’i dolarken, barajların doluluk oranı geçen yıla göre yarı yarıya azaldı.
İSKİ Genel Müdürlüğünün verilerine göre, 5 Kasım 2007’de, Elmalı, Terkos, Alibeyköy, Ömerli, Darlık, Büyükçekmece, Sazlıdere, Istrancalar (Düzdere, Kuzuludere, Büyükdere, Elmalıdere, Sultanbahçedere), Kazandere, Pabuçdere barajlarındaki su miktarı 75 milyon metreküp, doluluk oranı da yüzde 8,7’ydi. Son yağışlarla birlikte 25 Aralık 2007 itibariyle barajlardaki su miktarı 223,2 milyon metreküpe, doluluk oranı da yüzde 25,7’ye ulaştı.
İstanbul’un barajlarında bir önceki yıl yüzde 57, 2005’de yüzde 70, 2004’de yüzde 45 ve 2003 yılında ise yüzde 68 oranında doluluk vardı.
|
/ ANKARA
29.12.2007
|
|
|
Kızılay deprem eğitimlerine öğretmen ve imamlarla başlayacak |
Türk Kızılayı Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, halkı deprem konusunda bilgilendirmek için Türk Kızılayının büyük bir proje başlattığını belirterek, ‘’Deprem eğitimini öğretmenler, muhtarlar ve din adamlarıyla vereceğiz’’ dedi.
Işıkara, Adana Valisi İlhan Atış’ı ziyareti sırasında, gazetecilerin soruları üzerine yaptığı açıklamada, yaşanan bütün acılara, ardından verilen eğitim çalışmalarına rağmen, halkın önemli bölümünün halen deprem konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığını bildirdi. Depreme gerek bilgi gerekse yapı güvenliği yönünden hazır olunması gerektiğine dikkati çeken Işıkara, bu bilinci oluşturmak için Türk Kızılayının büyük bir projeye imza attığını, pilot uygulaması başlatılan bu projede, deprem eğitimini öğretmenler, muhtarlar ve din adamlarıyla vereceklerini ifade etti. Işıkara, öğrenciler kanalıyla evlere gireceklerini, muhtarlar kanalıyla bilgileri geniş kitlelere ulaştıracaklarını, din adamlarının hutbeleriyle de bilgileri pekiştireceklerini belirtti.
|
/ ADANA
29.12.2007
|
|
|
DP’de Çağrı Erhan da genel başkan adayı |
Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Çağrı Erhan, partisinin 6 Ocak 2008’de yapılacak 4. Olağanüstü Büyük Kongresinde genel başkanlığa aday olduğunu açıkladı.
Erhan, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 22 Temmuz seçimleri sonrasında ortaya çıkan siyasî tablonun, Türkiye’nin siyasi ekonomik, sosyal, kültürel yapısına ve geleceğine ilişkin endişelerin daha sıklıkla dile getirilmesine sebep olduğunu ileri sürdü. Demokrat Parti’yi yeniden siyaset üreten bir parti ve siyasal merkezin gerçek mecrası haline getirmek için genel başkanlığa aday olduğunu belirten Erhan, “Beni bu büyük geleneğin liderliğine aday olmaya iten, kırmadan dökmeden kimseyi rencide etmeden partimizi yeniden iktidar alternatifi haline getirebilecek ortamı sağlamak iddiasıdır. Partimizi kişisel ihtiraslara tutsak etmemek, koltuk kavgalarını önlemek ve parti dışı müdahalelerin etkisinden kurtarmak gayesidir’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
29.12.2007
|
|
|
Eğitimde engeller kalkmalı |
AKP Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar Göksel, ‘’Eğitimde her türlü engelin, her türlü yasağın kalkması gerektiğinden yanayız’’ dedi.
Göksel, parti genel merkezinde düzenlediği sohbet toplantısında, gazetecilerin sorularını cevapladı. Göksel, başörtüsü ile ilgili bir soru üzerine şunları söyledi:
‘’Diyoruz ki, başörtüsü bir engel halinde. Özellikle eğitimde kızlarımız için bir engel. Bu engelin kaldırılması da ancak bir toplumsal mutabakatla sağlanabilir. Bu herkesin sorunu olmalı. Herkes bunun kaygısını taşımalı. Bunu taşıyabildiği ölçüde de toplumsal bir mutabakatla bu konuya bir çözüm getirilebilmeli. Çünkü okuma hakkı herkesin sahip olması gereken bir hak. Ama bu nasıl aşılır, anayasa da mı aşılır, başka türlü mü aşılır? O konuyu şu anda somut olarak kimse söyleyemez. Çünkü şu anda somut bir şey yok. Fakat biz prensip olarak özellikle eğitimde her türlü engelin, her türlü yasağın kalkması gerektiğinden yanayız. Bunu net olarak söylüyoruz.’’
Göksel, ‘’Eğitim derken kademe olarak sadece yüksek öğretim mi yoksa tüm eğitim kurumlarını mı, ilköğretim, ortaöğretim mi?’’ sorusuna ise ‘’Tabii ki yükseköğretim öncelikle’’ cevabını verdi.
“TOPLUMSAL UZLAŞMA VAR’’
Göksel, yeni Anayasa taslağında bu konuda düzenleme olup olmadığı yönündeki soru üzerine de, ‘’Herhangi bir nedenle eğitim kısıtlanmamalı yönünde bir genel ifade var. Yoksa öyle başörtüsü örten okula gitsin ya da örten gitmiyorsa bu engel kalksın diye bir şey yok. Orada insan hakları ölçüsünde herhangi bir sebeple eğitimin engellenmemesi şeklinde genel bir ifade vardı en son bizim baktığımız taslakta. Ama biliyorsunuz sivil toplum kuruluşları bir çalışma yapıyor. Biz onu beklediğimiz için bugüne kadar geldik. Bu çalışmalar, TBMM başkanlığına verildi. Şimdi onun üzerinde çalışılacak’’ diye konuştu.
‘’Hedef üniversitedeki yasakların kalkması’’ diyen Göksel, bir akademisyen olarak üniversitede herhangi bir yasağın olmasını kabul edemeyeceğini ifade etti. Göksel, ‘’Yasağın kalkması için şu an Türkiye’de bir toplumsal uzlaşma görüyor musunuz?’’ sorusuna da şöyle karşılık verdi:
‘’Çok üst üste seçimler oldu biliyorsunuz. Biz arazide çok fazla çalışan siyasetçileriz. Toplumda, yani normal vatandaşta, halkın içinde bu çok fazlasıyla var. Artı, akademisyenler arasında da var. Yani öğretim üyeleri bu şekilde bir şeyi çoğunlukla kabul etmiyorlar zaten. Yani bunu savunanlar da var ama...
Dolayısıyla hem halkın arasında hem akademisyenler arasında böyle bir görüş var. Ama önemli olan bunun siyasî bir mutabakatla da TBMM’de ya da olması gereken yerde bir düzenleme haline getirilmesi gerekiyor. Ya da bu yönde toplu bir bilinç oluşması gerekiyor.’’
Göksel, somut olarak ne yapılması gerektiği sorusuna ise ‘’Yani eylemle, sokakla falan değil. Bunlar denendi zaten. Öyle değil. Bize iletilen konuların belki daha toplu şekilde deklare edilmesi ya da bu konudaki düzenlemelere daha açıktan destek verilmesi şeklinde olabilir’’ cevabını verdi.
|
/ ANKARA
29.12.2007
|
|
|
İstanbul trafiğine ‘deniz taksi’ |
İstanbul’da trafik sorununa çözüm amacıyla atılan adımlardan biri olan ‘deniz taksi’ yakında hizmete başlayacak.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, üzerinde uzun süre çalıştıkları deniz taksi projesinin nihayet ihale aşamasına geldiğini ifade ederek, ihale sürecinin 40 gün süreceğini belirtti. Tekliflerin ardından teknelerin 6 ay içersinde hizmete gireceğini belirten Topbaş, “İlk etapta 6 adet tekne 27 iskelede hizmet verecek. Teknelerin yaklaşık olarak boyutları belirlendi. 10-12 metre uzunluğunda, 4-5 metre genişliğinde ve 10 kişi kapasiteli olacak. Gündüz taksimetre açılışı 15 YTL ve her mil için 10 YTL, gece ise açılış 20 YTL, her mil için 15 YTL olarak uygulanacak. Bir teknenin yaklaşık maliyeti 250 bin dolar olacak. İstanbul’un deniz trafiğini de etkilemeyecek şekilde İDO bünyesinde çalışacak olan deniz taksiler süreç içerisinde yaygınlaşacak” diye konuştu.
|
/ İSTANBUL
29.12.2007
|
|
|
Bilim adamının haklı sitemi |
Kronik böbrek hastalarıyla ilgili 8 yıllık çalışmasıyla dünya tıp literatürüne giren Türk bilim adamı Prof. Dr. Yahya Sağlıker, ‘’Çok sayıda ülke tarafından madalya ve çeşitli hediyelerle ödüllendirildim ama ülkemde bir teşekkür mektubu bile alamadım’’ dedi.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji ve Hipertansiyon Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yahya Sağlıker, yaptığı açıklamada, 8 yıl önce üniversite hastanesine gelen bir kronik böbrek hastasının yüzündeki değişimi fark ederek başlattığı bilimsel çalışmasının dünyada kabul görmesinin gururunu yaşadığını bildirdi.
|
/ ADANA
29.12.2007
|
|
|
Fatih Dersanesi OKS dereceleriyle dikkat çekiyor |
Türkiye’nin ilk özel dersanelerinden biri olan Fatih Dersanesi OKS’de dereceleriyle dikkat çekerken, rehberlik, sosyal aktivite ve sosyal sorumluluk projeleriyle bir dersaneden daha ötesi olduğunu gösteriyor.
Fatih Dersanelerinin düzenlediği “Sevginizi Paylaşmaya Hazır mısınız?” yardım kampanyası son olarak Şanlıurfa Viranşehir’deki öğrencileri sevindirdi.
Türkiye’nin ilk özel dersanelerinden biri olan Fatih Dersanesi, 1969 yılında İstanbul’un Fatih Semti’nde ilk şubesini açmış. 2007 yılı itibariyle 28’i İstanbul’da ve 3’ü Kocaeli’nde olmak üzere 31 şubesiyle, yüzlerce öğretmeniyle binlerce öğrencisine hizmet veriyor. Özellikle son yıllardaki başarıları ile kendisinden oldukça söz ettiren dersane, 2005 yılı OKS’ de Atakan Özel, 2006 yılı OKS’ de Yiğit Yargıç ve 2007 yılı OKS’ de Fatih Özkan ile Türkiye 1.’si olarak bu başarısını ispatladı.
Fatih Dersanesi; rehberlik servisi, verilen eğitimin müfredata uygunluğu ve sosyal aktiviteleri ile Anadolu ve fen liselerine hazırlık yapan kurumlar arasında farkını gösteriyor. Sektöre getirdiği yeniliklerle eğitimde kalitenin nasıl yükseltilebileceğini gösteren dersane özellikle ezber yerine anlamaya odaklı bir eğitim sistemi benimsemesinin meyvelerini alıyor.
PARASI OLMAYAN DA
DERSANEYE GELSİN DİYE..
Fatih Dersanesi, başarılı olan ama maddî imkânları dersaneye gitmeye elverişli olmayan öğrenciler için her yıl Kasım ve Mart aylarında sınavlar yapıyor. Yapılan geleneksel SBS sınavlarında başarılı olan öğrencilere eğitim burslarının yanı sıra çeşitli armağanlar da veriliyor.
REHBERLİKLE DİKKAT ÇEKİYOR
Fatih Dersanesi özellikle “rehberlik ve danışmanlık” sistemiyle dikkat çekiyor. Rehberlik servisi tarafından uygulanan ilgi-yetenek, kaygı ve dikkat eksikliği gibi envanterlerin yanı sıra öğrencilerin motivasyonunu arttırıcı ve velileri bilgilendirici seminerler de düzenleniyor. Ayrıca şubelerde bulunan rehber öğretmenler aracılığıyla sınavların analizleri çıkartılıp incelendikten sonra veli ve öğrencilerle birebir görüşülerek probleme anında müdahale edilme fırsatı oluşuyor.
Bütün bunların yanında “sınıf danışmanlığı” sistemi ile öğrencilerin girdiği bütün sınav sonuçları, devam-devamsızlık durumları, öğrencinin sınıf içi etkinliği ailelere haber veriliyor. Ayrıca öğrencilere verilen ders çalışma programlar ve danışmanlık dosyaları danışman öğretmen tarafından düzenli olarak kontrol ediliyor ve bu sayede öğretmenler gerek öğrenciyi gerekse aileyi daha yakından tanıma şansına sahip oluyorlar.
SOSYALLEŞMENİN YOLU DERSANE
Fatih Dersanesi’nde öğrencilerin sosyal ihtiyaçları da düşünülüyor. Sene başından sene sonuna kadar çocukların kendilerine olan özgüvenlerini arttıracak ve sosyal bilinç düzeylerini yükseltecek bir takım faaliyetler düzenleniyor. “Sevginizi Paylaşmaya Hazır mısınız?” kampanyası ile öğrencilerin kendi aralarında topladıkları çeşitli kıyafet ve kırtasiye yardımları Türkiye’nin doğusundan seçilen bir ilçeye gönderilmekte ve oradaki kaymakamlıklar aracılığıyla okullara ve çocuklara ulaştırılmakta.
Aralık ve Ocak aylarında bütün şubelerin katılımıyla gerçekleştirilen ödüllü “Bilgi Yarışması” düzenleniyor. Yine Nisan ve Mayıs aylarında bütün şubelerin katılımıyla müzik, şiir okuma ve sahne san’atları gibi 3 dalda “İlk Yetenekler Yarışması” organize ediliyor.
Ayrıca Haziran ayının ilk haftasında Mart ayındaki bursluluk sınavı olan SBS’ de dereceye giren öğrencilere ödüllerinin ve burslarının dağıtımı İstanbul’un en büyük gösteri merkezlerinde eğlenceler ve konserler eşliğinde yapılıyor.
Bunların dışında şubelerin kendi organize ettikleri film gösterimleri, müze ziyaretleri, İstanbul’da bulunan çeşitli Anadolu ve Fen liselerinin gezilmesi, bowling ve halı saha turnuvaları da diğer sosyal faaliyetler arasında yer alıyor.
SON OLARAK VİRANŞEHİR’E YARDIM EDİLDİ
Fatih Dersanesi’nin 30 Şubesinde organize ettiği Sevginizi Paylaşmaya Hazırmısınız Yardım Kampanyası son olarak Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesine ulaştı. Viranşehir Kaymakamlığı tarafından organize edilen dağıtım süreci ilçede bulunan 60 okuldan ihtiyaç sahiplerine verilerek tamamlandı. Viranşehir’deki öğrencilerin ve halkın ulaşan yardımlardan ötürü çok sevinçli oldukları gözlendi.
|
Ömer Akyol
/ İSTANBUL
29.12.2007
|
|
|
ILS sistemi olmayan havaalanı kalmayacak |
Türkiye’de özellikle uçak kazalarının ardından eleştiri konusu haline getirilen uçaklar için Aletli İniş Sistemi (ILS), tamamen ya da kısmen tüm havaalanlarına kurulacak.
Ulaştırma Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgiye göre, diğer kazaların yanı sıra Atlasjet Havayollarına ait uçağın Isparta’da düşmesinin ardından tekrar gündeme getirilen ILS cihazının yokluğuna ilişkin eleştiriler üzerine Ulaştırma Bakanlığı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ), sisteme ilişkin yeniden bir değerlendirme yaptı.
Uçaklar için hayatî önem taşıyan VOR sisteminin yanı sıra ILS sisteminin de kurulumuna ilişkin hava meydanlarının yapıları gözden geçirildi.
Değerlendirmeye göre, Adana, Adnan Menderes, Antalya, Atatürk, Dalaman, Esenboğa, Milas-Bodrum, Nevşehir-Kapadokya, Tekirdağ-Çorlu, Trabzon, Gaziantep, Bursa-Yenişehir, Kars, Sabiha Gökçen, Samsun-Çarşamba, Sivas, Denizli-Çardak, Malatya Erhaç, Erzurum, Kayseri Erkilet, Muş’taki hava meydanlarında ILS cihazı bulunuyor.
DHMİ Genel Müdürlüğü, ILS sisteminin kurulumuna coğrafi şartları nedeniyle elverişli olmayan Adıyaman, Çaycuma, Elazığ, Erzincan, Gazipaşa, Kahramanmaraş, Mardin, Siirt, Süleyman Demirel, Tokat ve Van hava meydanlarına da Aletli İniş Sisteminin tamamen ya da kısmen kurulmasına karar verdi. ILS sisteminin tümünün kurulumuna elverişli olmayan meydanlarda uçakların pistlerin merkez hattını bulmasına yardımcı olacak ILS’in bazı parçaları monte edilecek.
DHMİ Genel Müdürlüğü, yaklaşık 20 milyon YTL’yi bulacak ILS sistemlerinin kurulumu için 2008 yılı içinde ihaleye çıkmayı, 2009’da da kurulum işlemlerini tamamlamayı planlıyor. Böylece, Türkiye’de ILS sistemi olmayan havaalanı kalmayacak.
SATIN ALMA İŞLERİ YAPILDI
Çanakkale, Diyarbakır, GAP, Konya ve Hatay’daki hava meydanları da coğrafi şartları nedeniyle ILS cihazı kurulmasına elverişli bulunuyor. DHMİ Genel Müdürlüğü, Çanakkale için yapılan harita etütlerinde ILS ile yaklaşmanın mümkün olduğunu saptarken, Diyarbakır için ihalesini yaptığı ILS sistemi montaj ve kurulumunu ise 2 ay içinde tamamlamayı planlıyor.
GAP ve Hatay meydanları için ILS sistemi alımı ihalesini yapan DHMİ, 2008 yılı içinde sistemlerin teslimini ve montajlarının yapılmasını hedefliyor. DHMİ, Konya Hava Meydanı için ILS sistemini satın aldı ve arazi hazırlıklarının tamamlanmasının ardından montaj çalışmalarını başlatacak.
4 MEYDANA TAHDİTLİ KURULUM
DHMİ, tahditli meydanlar arasında sayılan ve uçakların alçalabileceği pas geçme noktası ve tırmanış yükseklikleri önceden duyurulan bazı meydanlara da ILS kurmayı planlıyor. Ağrı Hava Meydanı için yapılan etütde, pas geçme sahasındaki maniaların ILS yüzeylerini sınırlaması sebebiyle bu meydana ILS sistemi kurulması halinde uçakların pist başına göre alçalabilecekleri en düşük irtifa 550 feet olarak hesaplandı.
Edremit Körfez, Sinop ve Uşak hava meydanları da tahditli olarak ILS cihazı kurulacak meydanlar arasında yer alıyor.
|
/ ANKARA
29.12.2007
|
|
|
Hükümlüler okuma yazma kursunda |
Edirne Açık Cezaevi Müdürü Necmi Acun, bir grup hükümlünün açılan okuma yazma kursunu başarıyla tamamladığını bildirdi.
Acun, yıl içinde açtıkları birinci ve ikinci kademe okuma yazma kursunun sonunda yaptıkları seviye tesbit sınavında başarılı olan 13 hükümlüye okuma yazma belgesi verildiğini belirtti. Acun, açık ilköğretim okuluna 13 hükümlünün, açık öğretim lisesine ise 19 hükümlünün devam ettiğini bildirdi.
|
/ EDİRNE
29.12.2007
|
|
|
Muhtaç çocuklara evde bakım hizmeti |
Özürlü ve muhtaç çocukların ev ortamında bakımlarını sağlamak amacıyla uygulamaya konulan proje kapsamında Yozgat’ta bu yıl 401 özürlü, 83 muhtaç çocuk evde bakıma alındı.
Yozgat Valisi Amir Çiçek, yaptığı yazılı açıklamada, özürlü bakım ücreti bağlanma sayısı bakımından 81 il içinde Yozgat’ın 9. sırada yer aldığını bildirdi.
Vali Çiçek, yatalak durumdaki özürlülerin yakınları tarafından evde bakılması halinde aileye aylık 419 YTL ödeme yapıldığını hatırlattı. Bu konuda 1035 ailenin başvuruda bulunduğunu belirten Çiçek, şimdiye kadar yapılan değerlendirmede 401 ailenin durumunun uygun bulunduğunu kaydetti.
Çiçek, bu yıl Yozgat merkez ve bağlı köylerde 143, 13 ilçe ve bağlı köylerde ise 258 aileye özürlü yakınlarına baktıkları için toplam 659 bin 391 YTL ödeme yapıldığını ifade etti. Çiçek, başvuruda bulunan diğer ailelerin durumlarının 2008 Şubat ayı sonuna kadar inceleneceğini bildirdi.
|
/ YOZGAT
29.12.2007
|
|
|
Sigarayı bırakana sertifika |
Konya’nın Selçuklu İlçe Belediyesinin özel bir hastanenin işbirliğiyle başlattığı Sigarayı Bırakma Kampanyası’na katılan 35 belediye personeline sertifikaları verildi.
Selçuklu Belediye Başkanı Adem Esen, Nakiboğlu Bilgi Hastanesinde düzenlenen törende, sigaranın özellikle kapalı mekânlarda içilmemesi gerektiğini söyledi. Sigaranın ciddî sağlık problemleri oluşturduğunu belirten Esen, ‘’Sigara, orta yaş ve üstü kullanıcılarda daha çok etkili olmakta ve beraberinde pek çok hastalığı tetiklemektedir. Sigara, hem maddî, hem de sağlık açısından insana zarar vermektedir’’ dedi. Sigaranın iş verimini ve performansını da düşürdüğünü vurgulayan Esen, daha sonra, sigarayı bırakan belediye personeline sertifikaları ve çeşitli hediyeler verildi.
|
/ KONYA
29.12.2007
|
|
|
Atına kötü davranana ceza |
Antalya Valiliği, Alanya ilçesinde atına kötü davranan kişiye Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca 328 YTL ceza verdi.
Antalya Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Alanya’da sahip olduğu atına yolda istediği gibi gitmediği için kasıtlı olarak kötü davrandığı belirlenen kişi hakkında 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca cezaî işlem uygulandığı belirtildi. Kimliği açıklanmayan kişiye Antalya Valiliğince 328 YTL idarî para cezası uygulandığı bildirildi.
|
/ ANTALYA
29.12.2007
|
|
|
|
Son Dakika Haberleri
|
|
|
|
|