Ekonomik dengelerdeki bozulma ve peşpeşe gelen zamlar, sanayici ve iş adamlarını da endişelendiriyor. TÜSİAD Sanayi, Hizmetler ve Tarım Komisyonu Başkanı Dr. Erdal Karamercan, ‘’İstikrarı sağlayan temel göstergelerde son dönemde bozulmalar görülmektedir. Enflasyon, bütçe açığı, cari işlemler açığı ve borç dinamiklerinde iyileşmeler durmuş, hatta yer yer geriye gidişler başlamıştır” dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Sanayi, Hizmetler ve Tarım Komisyonu Başkanı Dr. Erdal Karamercan, ‘’İstikrarı sağlayan temel göstergelerde son dönemde bozulmalar görülmektedir. Enflasyon, bütçe açığı, cari işlemler açığı ve borç dinamiklerinde iyileşmeler durmuş, hatta yer yer geriye gidişler başlamıştır” dedi.
TÜSİAD-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu tarafından düzenlenen konferansın açılışında konuşan Karamercan, son açıklanan verilerin, istikrarın getirdiği büyüme döneminin artık sonuna gelinmiş olduğunu gösterdiğini söyledi. Karamercan, ‘’Yüksek büyüme sürecini devam ettirmek istiyorsak, yeni dönemde yeni politikalar uygulamamız gerekiyor. Bu politikaların en önemlilerinden biri de sanayi politikası olacak. Ancak, istikrarı sağlayan temel göstergelerde son dönemde bozulmalar görülmektedir. Enflasyon, bütçe açığı, cari işlemler açığı ve borç dinamiklerinde iyileşmeler durmuş, hatta yer yer geriye gidişler başlamıştır’’ diye konuştu.
Enflasyonun Kasım ayında, yüzde 1,9 artışla yüzde 8,4’e yükseldiğini hatırlatan Karamercan, dört yıldır tek haneli olan enflasyon oranını daha da aşağı çekmenin pek kolay olmadığını belirtti. GSYİH’ya oran olarak, 2006 yılında yüzde 0,5’e gerilemiş olan bütçe açığı oranının 2007 yılında yeniden yüzde 2,3 seviyesine yükseleceğinin hesaplandığını söyleyen Karamercan, şunları kaydetti: “12 aylık kümülatif olarak 2006’nın sonunda 32,8 milyar dolar olan cari işlemler açığı, 2007 yılının Ekim ayında 35 milyar dolara ulaştı. Bu göstergelerdeki bozulmanın yanı sıra, 2007’nin üçüncü çeyreğindeki büyüme rakamları da bir yavaşlama eğilimine işaret ediyor. 2007 yılında ekonomi birinci çeyrekte yüzde 6,8 büyüdükten sonra, ikinci çeyrekte büyüme yüzde 4,1’e indi. Üçüncü çeyrekte ise yüzde 2’ye düştü. Bu düşüşün ana nedeni tarım üretimindeki gerileme. Ancak, sanayi üretiminde de 2005 yılından bu yana ivme düşüyor. 2007’nin ilk üç çeyreğinde, özel sektör makine teçhizat yatırımlarındaki artış sadece yüzde 1,9 oldu. Yatırımlardaki yavaşlama, tabiî ki istihdam oluşturulmasını ve verimlilik artışlarını da sınırlıyor.”
‘İSTİHDAM OLUŞTURMA KAPASİTESİ AZALDI’
Büyümedeki yavaşlamayla birlikte, ekonominin istihdam oluşturma kapasitesinin de azalmaya başladığını ifade eden Karamercan, şunları dile getirdi: “Büyümedeki yavaşlamanın geçici olduğunu düşünmemiz için bir neden de bulunmuyor. Her şeyden önce, istikrarı sağlamış olmanın oluşturduğu büyüme döneminin ardından, yeni dönemin büyüme dinamiklerinin ne olacağına ilişkin bir vizyonumuz yok. Kaldı ki, DPT tarafından yapılan orta vadeli plana göre, 2008-2010 döneminde ortalama büyüme hızı yüzde 5.6 olarak öngörülüyor. Bu rakam, hükümetin potansiyel büyüme hızını artırma hedefi olmadığını ortaya koyuyor. Diğer yandan, büyümenin finansman koşullarının da hızlı bir değişim göstermesi ihtimal dahilinde. Uluslararası finans piyasalarında uzun dönemdir süregelen likidite bolluğunun sonuna gelindiği değerlendirmeleri yapılıyor. Küresel ekonomideki son gelişmeler, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde büyümesini finanse etmekte zorluklarla karşılaşabileceğine işaret ediyor.”
‘HANGİ STRATEJİLERİN
UYGULANACAĞI BELİRLENMELİ’
Karamercan, “Birkaç yıl içinde dünyadaki büyüme döneminin sonuna gelinecek olması, azalan uluslararası likidite imkânları ve uygulamakta olan ekonomik programda günümüzün şartlarının gerektirdiği değişiklikler, bizi büyüme politikalarımızı yeniden gözden geçirmek zorunda bırakıyor” dedi. Yeni dönemde tartışılması gereken politikalardan birinin de sanayi politikası olduğuna işaret eden Karamercan, şunları kaydetti: “Tüm sektörlerde katma değer ve istihdam oluşturmanın hızlandırılması ve böylece ekonomideki yapısal dönüşüm sürecinin önünün açılması amacıyla, ne gibi stratejilerin uygulamaya konulacağını belirlemelidir. Aksi halde, Türkiye, büyüme performansını sürdürmekte zorlanacaktır.”
|