Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

“Risâle-i Nurlar Kur’ân’a ayinedarlık yapar”

Risâle-i Nur Enstitüsü Şanlıurfa Şubesi’nde konuşan eğitimci Abdulhalim Bilici, “”Risâle-i Nurdaki hakikatler hem metot olarak hem de hususiyetler itibariyle Kur’ân’dan yansımalardır. Bu yüzden Risâle-i Nurlar pek çok noktalarda tefsiri olduğu Kur’an’a ayinedarlık yapar” dedi

Risâle-i Nur Enstitüsü Şanlıurfa Temsilciliği haftalık seminer programlarına devam ediyor. Her hafta sahasında uzman bir kişinin konuşmacı olduğu programda, birbirinden farklı ve orijinal konular sunuluyor.

Risâle-i Nur üzerinde yapılan çalışmalar, risalelerin farklı boyutlarına dikkat çekiyor.

Kur’ân güneşinden, Risâle-i Nur’lara yansıyanları konu edinen Abdülhalim Bilici de, Kur’ân’ın bir mucize-i manevisi olması cihetiyle Risâle-i Nur eserlerinin, özelliklerine dikkatleri çekti.

Bilici yaptığı konuşmada, “Sohbette inikas ve insibağ vardır. Güneş ısısı ve yedi rengi ile adeta aksettiği ve kendi rengine boyadığı aynayla sohbet ediyor. Eğer güneşin şuuru olsaydı gerçekten ayna ile konuşacaktı. Aynada güneşin sıcaklığı ve renk renk, çeşit çeşit nurları vardır. O sıcaklık ve nurlar güneş değildir, amma güneştendir, onu haber veri-yor, ona dair işaretler var, ona dair hususiyetler taşıyor. Temsilden hakikate geçersek, Risâle-i Nur çağımızda Kur’ân güneşine tutulan en parlak bir aynadır.” dedi.

Eğitimci Bilici konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Risâle-i Nur müellifi ısrarla Risâle-i Nur benim değil, Kur’ân’ın malıdır, ben sadece bir tercümanım. Kur’ân’ın mücevherat dükkânının bir dellalıyım, veyahut lezzetli üzüm salkımlarının hasiyetleri kuru çubuğunda aranmaz ve aranmamalı, ben de öyle bir kuru çubuk hükmündeyim” diyor. Bütün bu ifadeler sadece Bediüzzaman’ın engin tevazusunun bir ifadesi mi yoksa aynı zamanda bir gerçeğin altının kalın çizgilerle çizilmesi midir? Kanaatimce bu ifadeler tevazudan çok bir hakikate yapılan vurgudur. Risâle-i Nurdaki hakikatler hem metot olarak hem de hususiyetler itibariyle Kur’ân’dan yansımalardır. Bu yüzden Risâle-i Nurlar pek çok noktalarda tefsiri olduğu Kur’ân’a ayinedarlık yapar. Meselâ tevhit, haşir, nübüvvet, adalet, ve ibadet gibi dört temel maksadı eksen yapar Kur’ân. Sonra bakıyoruz onun hakikî bir tefsiri olan Risâle-i Nur da bu dört temel maksadı eksen yapmış. Kur’ân’ın usandırmama gibi bir hususiyeti vardır, Risâle-i Nur da bunca zamandır, bunca insan tarafından tekrar be tekrar okunduğu halde, okuyanların itirafı ile bıktırmıyor, aksine her okuyuşta haz alınıyor. Ve hakeza buna benzer, on sekiz farklı noktada Risâle-i Nur’un Kur’ân’a ayinedarlık yaptığını okumalarımda tesbit ettim. Elbette ayinedarlık noktaları bunlardan ibaret değildir. Risâle-i Nur’u biraz da bu nazarla okumakta fayda var.”

Bilici müzakere bölümünde kendisine sorulan sorularda ise, “Risâle-i Nurlar sadeleştirilemez, sadeleştirilirse, Risâle-i Nur olmaz.” dedi.

Oğuzhan Güzel / ŞANLIURFA

17.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  “Risâle-i Nurlar Kur’ân’a ayinedarlık yapar”

  Mevlânâ’yı tanıtım kitapları yayınlandı


 Son Dakika Haberleri