Risâle-i Nur Enstitüsü Şanlıurfa Şubesi’nde konuşan eğitimci Abdulhalim Bilici, “”Risâle-i Nurdaki hakikatler hem metot olarak hem de hususiyetler itibariyle Kur’ân’dan yansımalardır. Bu yüzden Risâle-i Nurlar pek çok noktalarda tefsiri olduğu Kur’an’a ayinedarlık yapar” dedi
Risâle-i Nur Enstitüsü Şanlıurfa Temsilciliği haftalık seminer programlarına devam ediyor. Her hafta sahasında uzman bir kişinin konuşmacı olduğu programda, birbirinden farklı ve orijinal konular sunuluyor.
Risâle-i Nur üzerinde yapılan çalışmalar, risalelerin farklı boyutlarına dikkat çekiyor.
Kur’ân güneşinden, Risâle-i Nur’lara yansıyanları konu edinen Abdülhalim Bilici de, Kur’ân’ın bir mucize-i manevisi olması cihetiyle Risâle-i Nur eserlerinin, özelliklerine dikkatleri çekti.
Bilici yaptığı konuşmada, “Sohbette inikas ve insibağ vardır. Güneş ısısı ve yedi rengi ile adeta aksettiği ve kendi rengine boyadığı aynayla sohbet ediyor. Eğer güneşin şuuru olsaydı gerçekten ayna ile konuşacaktı. Aynada güneşin sıcaklığı ve renk renk, çeşit çeşit nurları vardır. O sıcaklık ve nurlar güneş değildir, amma güneştendir, onu haber veri-yor, ona dair işaretler var, ona dair hususiyetler taşıyor. Temsilden hakikate geçersek, Risâle-i Nur çağımızda Kur’ân güneşine tutulan en parlak bir aynadır.” dedi.
Eğitimci Bilici konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Risâle-i Nur müellifi ısrarla Risâle-i Nur benim değil, Kur’ân’ın malıdır, ben sadece bir tercümanım. Kur’ân’ın mücevherat dükkânının bir dellalıyım, veyahut lezzetli üzüm salkımlarının hasiyetleri kuru çubuğunda aranmaz ve aranmamalı, ben de öyle bir kuru çubuk hükmündeyim” diyor. Bütün bu ifadeler sadece Bediüzzaman’ın engin tevazusunun bir ifadesi mi yoksa aynı zamanda bir gerçeğin altının kalın çizgilerle çizilmesi midir? Kanaatimce bu ifadeler tevazudan çok bir hakikate yapılan vurgudur. Risâle-i Nurdaki hakikatler hem metot olarak hem de hususiyetler itibariyle Kur’ân’dan yansımalardır. Bu yüzden Risâle-i Nurlar pek çok noktalarda tefsiri olduğu Kur’ân’a ayinedarlık yapar. Meselâ tevhit, haşir, nübüvvet, adalet, ve ibadet gibi dört temel maksadı eksen yapar Kur’ân. Sonra bakıyoruz onun hakikî bir tefsiri olan Risâle-i Nur da bu dört temel maksadı eksen yapmış. Kur’ân’ın usandırmama gibi bir hususiyeti vardır, Risâle-i Nur da bunca zamandır, bunca insan tarafından tekrar be tekrar okunduğu halde, okuyanların itirafı ile bıktırmıyor, aksine her okuyuşta haz alınıyor. Ve hakeza buna benzer, on sekiz farklı noktada Risâle-i Nur’un Kur’ân’a ayinedarlık yaptığını okumalarımda tesbit ettim. Elbette ayinedarlık noktaları bunlardan ibaret değildir. Risâle-i Nur’u biraz da bu nazarla okumakta fayda var.”
Bilici müzakere bölümünde kendisine sorulan sorularda ise, “Risâle-i Nurlar sadeleştirilemez, sadeleştirilirse, Risâle-i Nur olmaz.” dedi.
|
Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, ‘’Can Konağı, Mevlânâ’dan Hikayeler, Mevlânâ Ummanı, Mevlânâ ve Ailesi’’ adlarını taşıyan, İngilizce ve Türkçe hazırlanmış 4’lü kitap seti yayınladı.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, popülaritesi tüm dünyada her geçen gün artan Mevlânâ Celaleddin Rumi’yi anlamak isteyenler için, kütüphanelerde kaynak kitap olarak yerini alacak 4’lü kitap seti yayınlandı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından, araştırmacı-yazar, minyatür sanatçısı Ahmet Efe’ye hazırlatılan, her biri yaklaşık 100 sayfadan oluşan 4’lü setten, yaklaşık 2 bin adet basıldı.
‘’Can Konağı-Mevlânâ Gülşeninde Seyran, Mevlânâ’dan Hikayeler, Ah Mine’l-Aşk-Mevlânâ Ummanı, Minyatürlerle Mevlânâ ve Ailesi’’ adlarını taşıyan 4 kitapta, Mevlânâ’nın yaşamı, eserleri, çarpıcı kısa hikâyeleri, sözleri yer alıyor. Kitabın sayfaları, karşılıklı olarak Türkçe ve İngilizce olarak hazırlandı.
|