Konu PKK...
Bu konuda, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’la İkinci Başkan Orgeneral Ergin Saygun’un ilginç mesajları var.
Mesajlar siyasal nitelikte.
Çünkü, hükümetin görev alanı içinde yer alan önemli konularla ilgili.
Bu yüzden, her iki Başkan da açıklamalarını kapalı kapılar arkasında yapmalıydılar.
Bu tutum, hem demokrasilerdeki sivil-asker ilişkisinin doğasına, hem de bizim anayasa ve yasalarımıza daha uygun düşerdi.
Ayrıca komutanların mesajları, hükümetin bu konulara ilişkin siyasal yaklaşımlarına genel olarak uymuyor.
Kısacası:
Büyükanıt ve Saygun Paşaların bu tutumları bir yandan demokrasilerde ve bizdeki sivil-asker ilişkisini gündeme getiriyor.
Öte yandan, Türkiye’nin gündemindeki Kürt meselesi ile PKK ve şiddet sorunlarının çözümünü kolaylaştırmaz, zorlaştırır yargısını güçlendiriyor askerin bu mesajları...
Ne dedi komutanlar?
Her ikisi de, Genelkurmay ATESE Başkanlığı Stratejik Araştırmalar ve Etüd Merkezi SAREM’in PKK konusunda salı günü düzenlediği sempozyumda konuştular.
Büyükanıt, “PKK Mecliste!” dedi.
Saygun, AB’yi eleştirdi.
Büyükanıt, DTP’yi hedef aldı.
İkinci Başkan, AB’yi...
Büyükanıt Paşa, anlaşılan, DTP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını, DTP’nin de kapatılmasını istiyor.
Yanlış!
Türkiye’de siyaset kurumu bu yanlışı askere de uyarak 1990’larda yapmıştı. 1994’de DEP’li milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılmış, TBMM kapısında sivil polisler tarafından yaka paça alınarak hapse atılmışlardı.
Sonra da DEP kapatılmıştı.
Bu yapılanlar o tarihlerde ters tepti. Kürtler, siyasete ve devlete daha beter yabancılaşırken, PKK’nın da eli güçlendi. Türkiye’nin dışarıda özellikle AB’de manevra alanı daraldı.
Bu yanlışlar yinelenecek mi?
Daha 22 Temmuz’da toplam 2 milyon oy alarak milletvekili seçilenleri Meclisin dışına sürmek ve partilerini kapatmak akıl kârı bir iş değildir.
Siyaseten de hatadır.
Bu tutum, PKK’nın işine yarar.
Ya da PKK içinde silahlı mücadele ve şiddeti bir hayat tarzı benimsemiş olanların değirmenine su taşır. Dağdan eve, siyasete dönmek isteyenlerin yolunu keser.
Bir:
Doğru olan, silahlı mücadeleyle siyaset arasındaki bağı koparmaya çalışmaktır.
İki:
Dağla siyaset arasındaki bağı koparmaktır doğru olan.
Üç:
Dağdakileri indirmenin yolunda siyasal kararlılıkla yürümektir doğru olan.
Dört:
Doğru olan, barışın yollarını akılla, inatla açarak şehit cenazeleriyle taziye çadırlarını gereksiz kılmaktır.
DTP’yi kapatmak, 2 milyon oyu yok saymak, altını çizin, şiddeti kışkırtır, barış yollarını kapatır.
Peki, hükümet ne düşünüyor?
DTP’nin kapatılmasına, dokunulmazlıkların kaldırılmasına pek sıcak bakmayan bir hava esiyor hükümet çevrelerinde. Dağdakileri indirmek için önceliği siyasete veren bir tutum içinde gözüküyor hükümet...
Bu açıdan Başbakan Erdoğan’la bazı bakanların açıklamaları da öyle...
Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’la İkinci Başkan Saygun’un açıklamalarından sonra zihinlere takılan bir de soru var:
Hükümet acaba bir gün askere dönüp, “Siyasete bu kadar girmeseniz daha iyi olur” diyebilecek mi?
Başbakan Erdoğan ne düşünüyor?
Hiç unutulmasın:
Kürt meselesiyle PKK ve şiddet sorunu çözüm yoluna sokulmadan, ne bu ülke doğru dürüst yönetilebilir, ne de bu ülkede demokrasi ve hukuk devleti yerli yerine oturur.
Yüzde 47 oy da bu gerçeği değiştirmez.
Hükümet olmakla iktidar olmak arasından geçen çizgi meselesi yani..
Milliyet, 13 Aralık 2007
|