Haliç Buluşmalarının 3. Toplantısı sonuç bildirisinde, reyting ve tiraj kaygısının, haberlerdeki magazin unsurunun artmasına sebep olduğu belirtilerek, “Reyting kaygısı ile hareket eden kuruluşlar her geçen gün güvenirliliğini kaybetmekte ve habercilik etiğine zarar vermektedirler. Televizyonların ana haber bültenleri reyting savaşlarının dışında tutulmalıdır” denildi.
“Haberlerin Magazinleşmesi” konusunun irdelendiği Haliç Buluşmalarının üçüncüsü Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı’nın (UTESAV) Sütlüce’deki Genel Merkezi’nde gerçekleşti. Toplantıya çeşitli basın yayın organlarının yöneticileri ve yazarlar katıldı. Platform magazinin toplumdaki olumsuz etkilerine karşı ortak bir tavır alınması yönünde ilk adımı attı. Katılımcılar, medyanın toplumsal değerlere karşı, sorumluluk bilinciyle hareket ederek magazin konusundaki yaklaşımını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurguladılar. Haliç Buluşmalarının 3. Toplantısı’nın sonuç bildirisinde aşağıdaki hususlar öne çıktı:
* Toplumumuzda, Türk medyasının yayın politikalarının reyting ve tiraj baskısı altında olduğu yönünde yaygın bir kanaat mevcuttur. Reyting ve traj kaygısı, haberlerdeki magazin unsurunun artmasına neden olmaktadır. Reyting kaygısı ile hareket eden kuruluşlar her geçen gün güvenirliliğini kaybetmekte ve habercilik etiğine zarar vermektedirler. RTÜK’ün bu konuda bazı adımlar atması önem arz etmektedir. Televizyonların ana haber bültenleri reyting savaşlarının dışında tutulmalıdır.
* Özellikle TV yayınlarındaki kişilik hakları ve özel yaşama müdahale, cinsel dışa vurumcu ve alkol kullanımını meşrulaştırıcı bir anlayışla yayınlanan magazin programlarının, ailenin ve gençlerin korunması ile ilgili anayasa hükümleri çerçevesinde, rol model tiplerin yanlış örneklemelerinin sonucu ortaya çıkabilecek toplumsal sorunların önlenebilmesi açısından, yayın kuruluşlarının kadrolarında, en azından program danışmanı olarak pedagog, psikolog, sosyolog ve hukukçu bulundurmaları ve bu programların geç saatlerde yayınlanmaları konusunda, ilgili kurumların ifade hürriyetlerini ve basın hürriyetini engellemeden, kamu yararını önceleyerek , sürece hukuk çerçevesinde müdahale etmeleri gerekmektedir.
* Toplumun genel ahlâk ve değerlerini yıkıcı ve yozlaştırıcı magazin söylemine karşı, kaliteli, seviyeli bir magazin anlayışı geliştirilmelidir.
* Magazin programlarının bazı kişilerin reklamlarını yapmaya yönelik, yapmacık ve uydurma haberlerle renklendirilen yayınlar olduğu yaygın bir kanaattir. Aynı şekilde argoya kaçan konuşmalar ve dilin inceliklerini yok ederek Türkçe’nin telaffuzunu bozan bir konuşma tarzı da sağlıklı bir neslin gelişimi açısından sorun teşkil etmektedir.
* Daha fazla reklama ve reytinge giden yolun magazin ve eğlence programlarında geçmesi magazini bir çığ gibi büyütmektedir.
* Magazin programları, yasak ilişkileri meşrulaştıran, izleyicilerin psikolojisini bozan ve toplumsal yapıyı tehdit eden habercilik anlayışından uzaklaşmalıdır. Özellikle masum vatandaşların magazin programlarına malzeme olması engellenmelidir.
* Medyanın magazin haberlerine ağırlık vermesi ile oluşan olumsuz etkilere karşılık, bunu düzeltecek girişimler yapılmıyor. Sivil toplum kuruluşları, medya ve ilgili resmi kurumlarla, medyayı daha fazla sorumluluk almaya yönelten çalışmalar yapılmalıdır.
* Toplumun belirli bir ölçüde dinlendirici ve eğlendirici yayınlara ihtiyacı var. Bu ihtiyacı toplumsal değerleri gözeterek doğru bir medya dili ile sunmak gereklidir.
|