(...)Eşelendiğinde ardından resmi bir karanlığın bulunduğu skandallara adı karışanın aralıksız yükselmesi nasıl oluyor?
***
‘Hukuku değil, devleti tutarım’ diyenlerin yargı mekanizmasında rahatlıkla yer bulduğu bir ülkede...
‘Devleti hukuksal olarak örgütlenmiş bir hizmet örgütü’ olmaktan ziyade, ‘ silahlı bir güç’ olarak görme eğiliminin üstelik de hukukçular arasında yaygın olduğu bir ülkede...
Belki buna şaşana şaşıyorlardır.
Üstelik bir de İttihat ve Terakki geleneği var.
‘Hukukun üstünlüğünü’, ‘vatanseverliğin’ karşıtı sanan, bu nedenle de Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküp gitmesine neden olan zorba anlayış.
Kimin, nasıl ve neden belirlediği belli olmayan bir ölçüyle, şiddet uygulamayı ‘vatanseverlik’ sanma ve yargının yerine kendini koyma alışkanlığı...
Bu nedir?
Bu sapına kadar çeteleşmedir...
***
Malatya’da zirve yapmış bir psikopat vahşetin kurbanı olan insanlar ve olay deşildikçe ortaya çıkan büyük ve ürkütücü karanlık, ‘laiklerin’ çok ilgisini çekmiyor galiba?
O katliamda devlet içi çeteleşme işaretlerinin hepsi var.
Ama gel gör ki...
Bu çeteleşmenin en birinci sanığının...
Hastanedeki günlerindeki ziyaret kayıtları konusu karanlıkta.
Malatya Emniyet Müdürü ‘kayıtlar silinmedi’ derken, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, savcılığa gönderdiği resmi yazıda kayıtların silindiğini belirtiyor.
Taraf Gazetesi, ‘Sanık tedavi süresince hiç konuşmadı’ ifadesinin de doğru olmadığını ileri sürüyor... Bir polis memuru, Malatya Katliamının bir numaralı sanığının 50. numaralı kasette susturulduğunun görüldüğünü söylemekte.
***
Çeteleşme...
Devlet içinde yuva yapmış çeteler...
Devleti ve toplumu orman yasalarına mahkum eden bir çürüme...
Türban konusu kadar ilgi çekmiyor galiba?
Türbanlaşma konusundaki çelişkili rakamlar polemiği hızla sürüyor.
Keşke onunla birlikte çeteleşmeyi de ilk plana alsak, Malatya üzerindeki kanlı tül perdesini hep beraberce kaldırmaya sıvansak, hukuk devletinin pekişmesine yardımcı olsak...
***
Bunu yapmamız...
Hukuk devletini...
Demokrasiyi...
Ve demokratikleşmeyi yerli yerine oturtmamız halinde...
Acaba ‘türbanlaşma’ ya da ‘muhafazakârlaşma’ korkusu kalır mı?
Toplumun eğilimlerinin ne olduğu değil, bunun ‘demokratikleşmeyle’ çelişip çelişmediği önemli.
Farklı yaşam çeşitlerinin...
Farklı düşüncelerin varlığının...
Güvencesi hukuk...
Ve demokratikleşmedir.
(...)
‘Öteki’nin hak ve hukukuna yapılan saygısızlığa karşı çıkmayan bir ülke çürür... Hukuksuzlaşır çünkü.
Zaten temel sorun da hukuksuzluktur bu ülkede.
Onun için, korkulması gereken de hukuksuzluğun yaygınlaşmasıdır.
***
Türbanlaşma tartışması yerine...
Dört nala çeteleşmenin üstüne gitmek...
Muhafazakarlaşmanın, demokratikleşmenin önünü kesecek bir tehdide dönüşmesi ihtimalini de önler.
Hukuk var ise, ‘öteki’ de sere serpe var olacak demektir çünkü...
Hukuk var ise demokrasi de var demektir çünkü.
***
Çeteleşmeyi yok sayarak, sadece çelişkili rakamlar eşliğinde ‘türbanlaşmayı’ konuşmak, gerçek bir hukuk devleti ve demokratik bir toplum arayışına n
Star, 7 Aralık 2007
|