Bölgesel Çevre Merkezi (REC Türkiye) İklim Değişikliği Proje Yöneticisi Yunus Arıkan, ‘’Türkiye’nin tartışması, Kyoto Protokolü’nü imzalayıp imzalamamak değil. Protokolü imzalamanın zamanlaması, nasıl olacağı tartışılıyor’’ dedi.
Arıkan, yaptığı açıklamada, ‘’Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü’nün, sürdürülemez hayat kalıplarının önündeki ilk ve en güçlü adım olduğunu’’ belirterek, Kyoto Protokolü’nün 2012’den sonra geliştirilecek, eksiklikleri giderilecek bir ruhu olduğunu söyledi.
Türkiye’nin bugün protokole taraf olması durumunda, 2012 yılına kadar herhangi bir yükümlülüğünün olmayacağını belirten Arıkan, ‘’2012 sonrasında ise mutlaka bir yaptırım olacak ama Ek-b listesi dışında bir liste oluşturulabilirse ki bunun için Kore, Meksika gibi ülkelerin adı geçiyor, Türkiye şunu savunabilecek: ‘Ben daha esnek hedefler alarak, hem kalkınmama devam edip, hem de çevreyi koruyabilirim’’’ diye konuştu.
Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne katılma yönündeki tartışmalarını en üst düzeyde yürüttüğünü hatırlatan Arıkan, şunları kaydetti: ‘’Türkiye’nin tartışması, Kyoto Protokolü’nü imzalayıp imzalamamak değil. İmzalamamak gibi bir senaryosu yok Türkiye’nin. Protokolü imzalamanın zamanlaması, nasıl olacağı tartışılıyor.
Kyoto Protokolü, 2013 sonrasında yeni ülkelerle genişleyecekse, ilk ülkeler arasında Türkiye gelecek. Türkiye, AB müzakerelerini Kyoto paralelinde yürütebilirse, karşılıklı fayda sağlanır.”
Kyoto Protokolü nedir?
1992 yılında Rio De Janeiro’da kabul edilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe girdi. Atmosferde tehlikeli bir boyuta varan insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının, iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini önlemeyi ve belli bir seviyede durdurmayı amaçlayan Sözleşmeye ek olarak kabul edilen Kyoto Protokolü ise Aralık 1997’de Japonya’nın Kyoto şehrinde görüşüldü, 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girdi.
|