Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Köşke o notu kim gönderdi?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, “Bir rektör ataması yaptım, YÖK’ten sadece 3 ismin bulunduğu bir dosya geldi. Yanında da bir ihbar notu vardı. İsimlerden biri için ‘Eşi kara çarşaflıdır’ deniyordu. Ama adam evlenmemiş” açıklamasına cevap veren YÖK, “adayların kısa akademik öz geçmişleri dışında kesinlikle bir bilgi, belge ya da not gönderilmediğini” bildirdi. Açıklama, “YÖK’e o notu kim gönderdi?” sorusunu gündeme getirdi.

YÖK’ten yapılan yazılı açıklamada, dünkü bazı gazetelerde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e atfen, ‘’Bir rektör ataması yaptım, YÖK’ten sadece 3 ismin bulunduğu bir dosya geldi. Yanında da bir ihbar notu vardı. İsimlerden biri için ‘Eşi kara çarşaflıdır’ deniyordu. Ama adam evlenmemiş’ şeklinde açıklamaların yer aldığı belirtildi. Açıklamada, şöyle denildi: ‘’Yükseköğretim Kurulu, bugüne kadar Cumhurbaşkanı’nın onayına sunduğu rektör atamalarında, Yükseköğretim Genel Kurulunda yapılan gizli oylamanın sonucu ve adayların kısa akademik öz geçmişleri dışında kesinlikle herhangi bir bilgi, belge ya da not göndermemiştir. Yükseköğretim Kurulunun, Cumhurbaşkanı’na onay için gönderdiği rektör atama dosyalarında, Kurulda en fazla oy alan 3 adayın, üniversitelerinde yapılan seçimlerde aldıkları oy ve YÖK Genel Kurulunda aldıkları oy sayısını gösterir bir tablo yer almaktadır. Dosyada ayrıca 3 aday için yapılan oylamanın tutanakları ve adayların akademik öz geçmişleri ve varsa daha önce yaptıkları idari görevleri gösterir bir çizelge de yer almaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı Gül’ün sözünü ettiği bilgi notunun Yükseköğretim Kurulunca gönderilmesi söz konusu değildir. Yükseköğretim Kurulu, ne daha önceki rektör atamalarında ne de son rektör atamasında yukarda sözü edilen oylama sonucu ve kısa akademik öz geçmişi gösterir tablo dışında herhangi bir bilgi göndermiştir.’’ Gül: YÖK'ten geldi demedim Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, rektör atamalarıyla ilgili olarak bazı gazetelerde kendisine atfen yer alan haberler üzerine Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi aracılığıyla yazılı bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Gül’ü Pakistan’da izleyen gazetecilere dağıtılan açıklama şöyle: ‘’Gazetecilerle yaptığım sohbette, yürürlükteki rektör atama sürecinin sakıncalarına dikkat çekmek istedim. Adaylar hakkında ortaya asılsız iddialar atılabildiğini, hatta bunların bazılarının cumhurbaşkanlığı makamına kadar ulaşabildiğini vurguladım. Gazetecilerle görüşmemde bir rektör adayı hakkındaki asılsız ihbar örneğini verirken, bilgi notunun YÖK’ten geldiğini ifade etmedim. Bu olayın YÖK ile hiçbir bağlantısı yoktur.’’

/ ANKARA

04.12.2007


 

Çocuklara işkence ve kötü muamele

Esenyazı köyündeki okulun açılışı için dondurucu soğukta düzenlenen törende, 5-6 yaşındaki çocukların, içlerinden biri bayılıncaya kadar saatlerce bekletilmesini eleştiren Tüketiciler Birliği Başkan Yardımcısı Kemal Özer şöyle dedi: “Körpe bedenler 4 saat süreyle işkence ve kötü muameleye tâbi tutulmuşlardır. Ne için? Vali, milletvekilleri, Millî Eğitim Müdürü ve diğer bürokratların her gün onlarcasını tekrarladıkları anlamsız nutukları için...”

Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Kemal Özer,“Eksi 30 derecede minik çocukları dondurma uğruna tören yapmak temel insan haklarının ihlâlidir. Çocukları bayıltıncaya kadar bekleterek dondurmaktan vicdanınız sızlamadı mı? ” dedi.

Kars’ta bir okulun açılış törenin yaşanan ve izleyenlerin yüreklerini sızlatan görüntülerin insan hakları ihlâlleri olduğunu vurgulayan Tüketiciler Birliği Başkan Yardımcısı Özer, konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Herkesin malûmu olduğu üzere dün eksi 30 derece olan hava koşullarında Kars’ın Esenyazı Köyü’nde yaptırılan okulun açılışı yapıldı. Klimalı araçlarında sefa süren Vali, Milletvekilleri, Millî Eğitim Müdürü ve diğer bürokratlar, eksi 30 derece soğukta bekleterek minik çocuklara 4 saat süre ile işkence yaptılar. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Birleşmiş Milletler İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme’ ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası başta olmak üzere birçok uluslar arası ve ulusal mevzuattan doğan temel insan hakları ihlâl edilmiştir.”

Anayasamızın 17. maddesinde “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.” ifadelerinin yer aldığına dikkat çeken Kemal Özer, şöyle devam etti: “Eksi 30 derecelik dondurucu soğukta 5-6- yaşında körpe bedenler 4 saat süreyle işkenceye ve kötü muameleye tabi tutulmuşlardır. Ne için? Vali, Milletvekilleri, Millî Eğitim Müdürü ve diğer bürokratların her gün onlarcasını tekrarladıkları anlamsız nutukları için. Ne adına? Eğitim öğretim adına.”

BU TÖRENLER İLKELLİKTİR

“177 öğrencinin tirtir titremesi bu batasıca töreni engelleyemediği gibi soğuktan donarak bayılan öğrenciye rağmen konuşmasını sürdüren bir Milletvekili bu milletin vekilliğini asla hak edemez” diyen Özer, şunları kaydetti: “Sayın Başbakan, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı ve yargıçlar olaya derhal el koymalıdırlar. Sayın Başbakan ülke ekonomisini tehdit eden ve büyük israf ve anlamsız gösterişe neden olan, öğrencilerden başka kimsenin katılmadığı ülkeye ve topluma hiçbir yararı olmayan bu anlamsız uygulamaları artık yasaklayın ve artık bu anlamsız açılış uygulamalarına son verin. Okul yapmak devletin anayasal görevidir. Devletin anayasal görevini yerine getirirken eksi 30 derecede açılış yapması ilkelliktir.” Özer, bugünün Türkiye’sinde sıradan bir yer için kırk kez tören düzenlendiği ve bu şekilde ülke kaynaklarının çarçur edildiğini sözlerine ekledi.

Yeni Asya / İSTANBUL

04.12.2007


 

İlkelliğe suç duyurusu

Adana’nın Kozan ilçesinde, 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle düzenlenen yarışmada birinci olan Kozan İmam Hatip Lisesi öğrencisi Tehvide Kütük’ün başörtülü olduğu gerekçesiyle kürsüden indirilmesi sivil toplum kuruluşlarınca protesto edildi.

İstanbul Adliyesi’ne gelerek basın açıklaması yapan grup, Garnizon Komutanı, İlçe Kaymakamı ve İlçe Milli Eğitim Müdürü hakkında suç duyurusunda bulundu.

Kozan İmam Hatip Lisesi öğrencisi Tehvide Kütük, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen kompozisyon yarışmasında birinci olmuş ve ödülünü almak için sahneye dâvet edilmişti. Bir sinema salonunda düzenlenen törende kürsüye çıkan Kütük, Garnizon Komutanı’nın başörtüsü rahatsızlığı ve bunu İlçe Millî Eğitim Müdürü’ne belirtmesinin ardından sahneden indirilmişti. Gözyaşları içerisinde sahneyi terkeden öğrenciye Türkiye’nin her yerinden destek gelirken, yaşanan olay dün sivil toplum kuruluşları tarafından protesto edildi.

Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesi önünde Özgür-Der, Mazlum-Der ve Ak-Der’in de aralarında bulunduğu birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve bazı aydınlar, olayı protesto etmek için biraraya geldi. Adliye önünde toplanan yaklaşık 200 kişilik grup, polis tarafından uyarıldı. Grubu basın açıklamasını adliye önünde yapmaması konusunda uyaran polisle grubun içerisindeki avukatlar arasında kısa süreli bir konuşma yaşandı. Görüşmenin ardından grup içerisinden 15 kişi adliyeye girerek olayın sorumlusu olduğu gerekçesiyle Garnizon Komutanı Hüseyin Çopur, Kozan Kaymakamı Aydın Tetikoğlu ve Kozan İlçe Millî Eğitim Müdürü Mutlu Canbolat hakkında suç duyurusunda bulundu.

Yıllardır devam eden film

Grup; “ayrımcılık, görevi kötüye kullanma ve onur kırıcı muamele” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunurken, daha sonra alkışlar arasında adliye dışına çıktı. Adliye önünde grup adına basın açıklaması yapan Yıldız Ramazanoğlu, Tehvide Kütük’ün kılık kıyafeti sebebiyle ayrımcılığa ve onur kırıcı muameleye maruz bırakıldığını belirtti. Kütük’ün hakkını gaspedenlerden hesap sorduklarını ve gereken hukukî işlemleri başlattıklarını kaydeden Ramazanoğlu, şunları kaydetti: “Yıllardır devam eden bir filmi izliyoruz. Oyuncuları yeri zamanı değişik ama senaryosu aynı. Bu hukuksuz ve anlamsız dayatmaya yeni nesillerde maruz bırakılmasın diyoruz. Tüm uluslararası sözleşmelere ve hukuka aykırı olan bu tutum ve davranış içerisinde bulunanları kamu adına uyarıyoruz. Bu ve benzeri olayların faillerininde cezasız kalmaması için sorumlular hakkında adlî ve idarî işlemlerin yapılarak sonuçlandırılmasını istiyoruz.”

Grup, basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.

/ İSTANBUL

04.12.2007


 

DP, Ocakta olağanüstü kongreye gidiyor

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, partisinin 6 Ocak 2008’de olağanüstü kongreye gideceğini, kongrede kendisinin genel başkanlık için aday olmayacağını bildirdi.

Ağar, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, parti yönetimi ile yaptıkları görüşmeler üzerine kongreyi iptal etmek zorunda kaldıklarını ifade etti. İstifası ile ilgili olarak sözünün arkasında durma mecburiyetinde olduğunu ifade eden Ağar, bu sürecin yeni ayrılıklara sebep olmaması için kongreye kadar göreve devam kararı aldığını söyledi. Ağar, kendisine ve parti yönetimine düşen görevin, partiye talip olacakların birlikte çalışacakları arkadaşlarını seçmelerinde yardımcı olmak olduğunu kaydetti. Ağar, bu sebeple sürece dahil olduğunu ifade etti.

Ağar, partisinin 6 Ocak 2008’de olağanüstü kongreye gideceğini, kongrede kendisinin genel başkanlık için aday olmayacağını bildirdi. Bu tarihte görevini fiilen bırakacağını belirten Mehmet Ağar, partiyi bırakmasının aktif siyaseti bırakacağı anlamına gelmeyeceğini kaydederek, “Millete karşı sorumluluklarımız var. Halk bize 22 Temmuz’da göreve devam etmeme ikazı verdi. Biz de uyduk” diye konuştu.

Ağar, DP’nin olağanüstü kongresinde, Hüsamettin Cindoruk’un genel başkanlık için aday olabileceğini kaydetti.

Ağar, bir soru üzerine ise DP’nin Anavatan Partisi ile birleşmesine yeni yönetimin karar vereceğini kaydederek, “Ben olumlu bakıyorum” dedi.

Cemil YÜZER / ANKARA

04.12.2007


 

Bütçe maratonu başlıyor

TBMM Genel Kurulunda, 2008 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının görüşmeleri bugün başlayacak.

Meclis, 2008 bütçesini 4-14 Aralık 2007 tarihleri arasında kesintisiz görüşecek. Siyasi parti liderlerinin bütçe üzerindeki eleştirilerini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan cevaplayacak. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 2008 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısını bugün TBMM Genel Kuruluna sunacak. Bütçe üzerinde, AKP Grubu adına Sivas Milletvekili Mustafa Açıkalın ve Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, CHP Grubu adına Genel Başkan Deniz Baykal, MHP Grubu adına Genel Başkan Devlet Bahçeli, DTP Grubu adına da Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan ile Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan konuşacak.

Başbakan Erdoğan da Hükümet adına söz alarak bütçe üzerindeki soru ve eleştirilere cevap verecek.

Maliye Bakanı Unakıtan ile gruplar adına yapılan konuşmalar 1’er saat süreyle sınırlandırılacak. Kişisel konuşmalar için de milletvekillerine 10’ar dakika süre verilecek. Genel Kurul, 5 Aralık Çarşamba gününden başlayarak kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerini 14 turda görüşecek.Bütçe görüşmeleri, 14 Aralık Cuma günü bütçenin tümü üzerinde yapılacak konuşmalarla sona erecek.

/ ANKARA

04.12.2007


 

301’de iyileşme var, ama madde değişmeli

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, TCK’nın 301. maddeden hem açılan dâvâ sayısında hem de açılan davalardaki beraat oranlarında önemli iyileşmeler görülmesine rağmen maddede bir değişiklik yapılmasında yarar olduğunu kaydetti.

Gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları cevaplayan Bakan Şahin, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısının artmasında belirli aralıklarla çıkarılmış afların etkili olduğunu düşündüğünü belirterek, ‘’Türkiye ve parlamento cezaevleriyle ilgili bir affı süresiz olarak gündeminden çıkarmalıdır. Af söylentileri ve af ihtimali Türkiye’de maalesef suçların artmasına neden oluyor. Beklenen faydayı sağlamadığı gibi olumsuzluklarını çok sık görüyoruz. ‘Adalet Bakanlığı görevinde bulunduğum sürece af konusunu gündemime almayacağım’’ diye konuştu.

‘’YENİ ANAYASA TASLAĞI BU AY ORTASINDA’’

Şahin, anayasa değişikliğiyle ilgili AKP olarak kamuoyu ile paylaşılan bir anayasa değişikliği metninin henüz bulunmadığını, bir grup akademisyen tarafımdan partinin talebimi üzerine hazırlanmış bir taslak bulunduğunu ifade etti. Bakan Şahin, bu taslağın partinin hukukçularından oluşan bir komisyonca incelendiğini, inceleme sonunda belki aralık ayının ortalarına doğru bir anayasa değişikliği taslağının kamuoyuna sunulabileceğini kaydetti.

‘’301. MADDEYLE İLGİLİ 6 ÖNERİ VAR’’

Sorular üzerine Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesiyle ilgili son gelişmeleri de değerlendiren Şahin, 301. maddede değişikliğin nasıl yapılacağı konusundaki çalışmaların 1 yıldan fazla süredir devam ettiğini belirtti. Bu süreçte ortaya konan bir takım değişiklik önerileri bulunduğunu anlatan Şahin, Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü’nün, tüm bu önerileri toparladığını ve değişiklik teklifi taslağı haline getirdiğini bildirdi. Şahin, en son Bakanlar Kurulu toplantısından bir önceki toplantıda, kendisinin 6 farklı değişiklik önerisini sunduğunu ve bunlardan birini tercih ederek, tasarı haline getirilebileceğini söylediğini aktardı. Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da ‘’Bunu ilk fırsatta, Bakanlar Kurulu’nda değil de daha dar çerçevede değerlendirelim, üstünde bir mutabakat sağlayalım. Daha sonra Bakanlar Kurulu’na getiririz’’ dediğini kaydetti.

‘’AÇILAN DAVA VE BERAAT

ORANLARINDA İYİLEŞME VAR’’

TCK’nın 301. maddesiyle ilgili uygulamadan kaynaklanan bazı sorunlar yaşandığını belirten Şahin, özellikle son aylarda, yargı organlarının 301. maddenin uygulanmasıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve kararlarına paralel kararlar vermeye, düşünce ve ifade özgürlüğünü daha geniş bir bakış açısıyla değerlendirmeye başladıklarını ifade etti. Bu nedenle hem açılan dava sayısında hem de açılan davalardaki beraat oranlarında önemli iyileşmeler görüldüğünü söyleyen Şahin, tüm bunlara rağmen 301. maddede bir değişiklik yapılmasında yarar olduğunu kaydetti.

Bakan Mehmet Ali Şahin, AB süreciyle ilgili yapılması gereken yasal reformların da devam ettiğini belirtti.

/ ANKARA

04.12.2007


 

Irkçılığa karşı hutbe okunacak

Terör bahanesiyle etnik düşmanlığın körüklendiği bir ortamda hutbelerden kardeşlik vurgusu yapılacak. Bu haftaki Cuma hutbesinde insan hak ve hürriyetleri işlenecek.

Hutbede, İslâm dininin insana vazgeçilmez haklar tanıdığı ve bu hakların dokunulmaz kabul edildiğine dikkat çekilecek. Peygamberimizin Veda Hutbesi’ndeki, “Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Araba üstünlüğü olmadığı gibi; beyazın siyaha, siyahın da beyaza bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır” sözleri aktarılarak insanların haklar konusunda eşit olduğu belirtilecek.

“Kur’ân’a ve Sevgili Peygamberimize (asm) gönül vermiş kimseler olarak hiçbir ayırım gözetmeksizin insan haklarına saygı gösterelim” tavsiyesinin yer alacağı hutbede insan haklarını ihlâl edenlerin Allah katında mutlaka hesaba çekileceği uyarısı yapılarak, “İnsan haklarına saygı göstermenin dinî bir görev olduğunun bilincinde olalım” sözleri aktarılacak. Söz konusu hutbe Türkiye’nin bütün illerinde okutulacak. Aralık ayının ilk Cumasında insan haklarının işleneceği iller şöyle:

Ardahan, Artvin, Bingöl, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Düzce, Erzurum, Gaziantep, Hakkari, Isparta, Kahramanmaraş, Karaman, Kayseri, Kırklareli, Kırşehir, Kilis, Konya, Mersin, Muş, Niğde, Osmaniye, Sivas, Tekirdağ, Trabzon, Yalova.

Konuyu değerlendiren uzmanlar, ırkçılığa karşı en tesirli çarenin Allah inancında olduğunu, Türkiye’de bugüne kadar çıkmayan etnik düşmanlığı din olgusunun engellediğini belirttiler.

Kemal BENEK / ANKARA

04.12.2007


 

AKP, acı tabloyu sadece seyrediyor

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sünnetçioğlu, başörtüsü yasağını çözemeyen hükümeti eleştirerek, “Tek başına iktidar olmasına rağmen AKP iktidarı bu acı tabloyu sadece seyretmektedir” dedi.

Ahmet Sünnetçioğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, toplumda ekonomik sorunlardan dolayı birçok kesimin sıkıntı yaşadığını belirtti. Sünnetçioğlu, şunları söyledi: “AKP iktidarı hemen her gün ülke ekonomisinin düzlüğe çıkmasından, rekor büyümelerden bahsetse de gerçekler çok farklıdır. Toplumun bütün kesimleri sıkıntı içindedirler. Bu ekonomik ve sosyal sıkıntılar maalesef suç oranlarını hızla arttırmaktadır. Özellikle emniyet teşkilâtının durumu İçişleri Bakanlığı’nın resmî açıklamasına göre şöyle: Son 5 yılda 328 polis istifa etmiş, bin 294 polis meslekten çıkarılmış, 869 polis psikolojik tedavi görmüş, 122 polis intihar etmiştir. Çok zor şartlar altında görev yapan polisimiz, toplumun bütün kesimlerinde olduğu gibi emeğinin ve hakkının karşılığını alamamaktadır. Bu da ekonomik ve sosyal açıdan toplumda sıkıntılara sebep olmaktadır.”

Adana’nın Kozan ilçesinde başörtüsünden dolayı haksızlığa uğrayan kız çocuğunu AKP iktidarının seyretmekle yetindiğini belirten Sünnetçioğlu, “Toplumdaki ekonomik ve sosyal sıkıntılarla dolu tabloyu düzeltmesi gerekenler, başörtüsünden dolayı küçük bir kız çocuğunu toplantıdan atabilmektedirler. Tek başına iktidar olmasına rağmen AKP iktidarı bu acı tabloyu sadece seyretmektedir” diye konuştu.

Cemil YÜZER / ANKARA

04.12.2007


 

Camiler dinî özgürlüğün ifadesi

Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, “Camiler Almanya’daki din özgürlüğünün ifadesidir. Önyargılar, kaynağında başından itibaren diyalog arandığı takdirde ortadan kaldırılabilir” dedi.

Alman Bakan Böhmer, Diyanet İşleri Türk İslâm Birliği (DİTİB) Başkanı Sadi Arslan ve DİTİB diyalog sorumlusu Bekir Alboğa ile görüştü. Basına kapalı görüşmeden sonra Böhmer tarafından yapılan yazılı açıklamada, okullarda iyi eğitimli öğretmenler tarafından ve Alman okul idaresinin denetiminde Almanca olarak İslâm dersleri verilmesi konusunda görüş birliği içinde olduklarını belirtti.

Böhmer ayrıca, ‘’Camiler Almanya’daki din özgürlüğünün ifadesidir. Ön yargılar, kaynağında başından itibaren diyalog arandığı takdirde ortadan kaldırılabilir’’ ifadesini kullandı.

DİTİB’in çalışmalarını da öven Böhmer, ‘’DİTİB’in Ulusal Uyum Planı’nın uygulanmasına aktif şekilde katılımı çok önemli. Müslüman ülkelerden gelen insanların uyumuyla ilgili cami derneklerinin kilit rol oynadıkları konusunda da görüş birliği içindeyiz. DİTİB’in bu uyum görevini bugüne kadar olduğu gibi daha da güçlendirmek istemesinden büyük mutluluk duyuyorum’’ dedi.

Açıklamada, Arslan’ın da, Almanca kurslarının artırılmasını, ülkedeki eğitim fırsatları hakkında bilgi verilmesini ve ‘’diyalog sorumluları’’ yetiştirilmesini istediği, diyalog sorumlularının mevcut sorunlarda görüşme muhatabı olarak kabul edilebileceklerini söylediği ifade edildi.

/ BERLİN

04.12.2007


 

Eski TRT yöneticilerine dâvâ

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski TRT Genel Müdürü Yücel Yener ile TRT’nin 5 eski yönetim kurulu üyesi hakkında, “görevi kötüye kullandıkları’’ iddiasıyla, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis talebiyle dâvâ açtı.

Alınan bilgiye göre, Cumhuriyet Savcısı Vahdet Polatkan tarafından, eski TRT Genel Müdürü Yener ile eski TRT Yönetim Kurulu Üyeleri Zeki Hafızoğulları, Vedat Özsoy, Şevket Okant, Murat Aşkar ve Ali Orhan Kalkan hakkında açılan dâvânın iddianamesinde, TRT ile Aslı Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş arasındaki borç sözleşmesinin TRT aleyhinde olduğu yönünde Başbakanlık Teftiş Kurulu raporundaki iddialara yer verildi. “Sözleşmenin, sadece Aslı Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş’ye yarar sağladığı, TRT’yi ise zarara uğrattığının anlaşıldığı’’ öne sürülen iddianamede, eski TRT yöneticisi şüphelilerin “görevlerini kötüye kullandıkları’’ iddia edilerek, Yener ile eski TRT Yönetim Kurulu üyelerinin, Türk Ceza Kanunu’nun 37/1. maddesinin yollamasıyla 257/1. maddesinde düzenlenen “görevi kötüye kullanmak’’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesine sunulan iddianamenin kabul edildiği, yargılamaya gelecek günlerde başlanacağı öğrenildi.

/ ANKARA

04.12.2007


 

Babasının projelerini oğlu gerçekleştirecek

Isparta’nın Keçiborlu ilçesi yakınlarında düşen Atlasjet uçağında vefat eden Doç. Dr. İskender Hikmet’in 13 yaşındaki oğlu Burak Hikmet, ‘’Bilim adamı olup, babamın üzerinde çalıştığı projeleri devam ettireceğim’’ dedi.

Cenazesi Karaman’da toprağa verilen Doğuş Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İskender Hikmet’in küçük oğlu Burak Hikmet (13), babasını ve kazanın olduğu gün babasının evden ayrılış anını anlattı.

Burak Hikmet, şunları söyledi: ‘’Isparta’da 20 dakikalık bir konuşma yapacağını biliyorduk. Bu konuşmada yanlış bir şeyler söylememek için 3 gün hazırlandı. Bu kadar çalışmasına rağmen bize Isparta’ya gitmek istemediğini, içinde huzursuzluk olduğunu söylemişti. Kazadan önceki Pazar günü İstanbul’daki tüm akrabalarımızla evde bir araya geldik. Kıbrıs’taki akrabalarımızı aradı. Uçağa binmeden önce ağabeyimi, kız kardeşimi ve beni öptü. Anneme iyi bakmamızı, onun bize emanet olduğunu söyledi. Bizden ve annemizden helâllik istedi. O sırada kazada vefat eden Şenel Hanım, eşi Mustafa Bey’in kullandığı arabayla eve geldi. Babam onlarla hava alanına gitmek için saat 21.30 sıralarında evden ayrıldı. Evden ayrılmadan önce bize ‘Annenizi önce Allah’a sonra size emanet ediyorum’ demesi ve bizlerden helâllik istemesini unutamıyorum. Herhalde öleceği içine doğmuştu.’’ Babasının hep Karaman’da yaşamak istediğini ifade eden Hikmet, ‘’Hep, burası atalarımın memleketi derdi. Belki birçok Karamanlı’nın gezip görmediği yerleri gezdi gördü. Karaman’da yaşamak isterdi, bu sebeple aile olarak cenazesini buraya defnetme kararı aldık’’ dedi.

/ KARAMAN

04.12.2007


 

Eruh'ta 2 terörist öldürüldü

Siirt’in Eruh ilçesinde düzenlenen operasyonda, 2 terörist ölü ele geçirildi. Güvenlik güçlerince terör örgütü PKK’ya yönelik olarak Yassıdağ Körüklükaya mevkii kırsalında düzenlenen operasyonda, 2 teröristin ölü ele geçirildiği bildirildi.

Operasyonda, bol miktarda mühimmat bulunduğu da kaydedildi. Yetkililer, teröristlerin daha önce Şırnak’ın Gabar Dağı’nda eylem yapan grubun üst düzey sorumluları olduğunu söylediler.

Öte yandan terör örgütü PKK’ya yönelik sınır içi ve sınır ötesinde operasyonlarını yoğunlaştıran güvenlik güçleri, kasım ayında 7 terörist ölü, 21 terörist sağ, 10 terörist teslim olmak üzere toplam 38 teröristi etkisiz hale getirdi.

/ SİİRT

04.12.2007


 

Toplu taşımada öğrenciye indirim

İstanbul Büyükşehir Belediyesince, öğrencilerin toplu taşıma araçlarındaki aktarma ücretlerinde yüzde 50 indirim yapıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın öğrencilerin ekonomik durumlarını göz önünde bulundurarak, bütçelerine fazla yük binmemesi için inceleme yaptırdığı kaydedildi. Açıklamada, yapılan çalışma sonucu, öğrencilerin toplu ulaşımda desteklenmesi için aktarma ücretlerinde bugünden itibaren indirim uygulanmaya başlandığı bildirildi. Toplu taşıma aracına binişten sonra 2 saat içinde yapılan aktarmaların daha önce 40 yeni kuruş olarak ücretlendirildiği hatırlatılan açıklamada, başlatılan uygulamada ilk aktarma ücretinin 20 yeni kuruş olacağı bildirildi. Açıklamada, söz konusu indirimin, tüm toplu taşıma araçlarında eğitim dönemi sürecince devam edeceği kaydedildi.

/ İSTANBUL

04.12.2007


 

Kaçak operasyonu

Antalya’nın Korkuteli ilçesinde yakalanan 255 kaçak arasında bulunan 17 Türk, serbest bırakıldı.

Antalya İl Jandarma Komutanlığı ile Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığının ortaklaşa düzenlediği operasyonla gözaltına alınan 255 kaçak arasında 17 Türk sorgulamalarının tamamlanmasının ardından serbest bırakıldı.Antalya Jandarma Komutanlığı ekipleri, 1 Aralıkta Korkuteli-Denizli karayolunda İstanbul’dan gelen iki otobüsten inerek kamyonlara binmeye çalışan, 17 Türk ile Irak, Filistin, Burma, Moritanya, Pakistan, Somali, Bangladeş uyruklu 255 kaçak yakalamıtı. Kaçakların Antalya’nın Kaş ilçesi üzerinden Yunanistan’a gönderilmek istendiği belirlenmişti.

/ KORKUTELİ

04.12.2007


 

Irgat çocuklar ABD’de ders konusu oldu

ABD’nin dünyaca ünlü üniversitelerinden Harvard ve Preston’da kürsüsü bulunan Prof. Dr. Marlaine Lockheed, pamuk tarımında çalışan çocukların okula kazandırılması için Adana’da gerçekleştirilen projeyi öğrencilerine ‘’ders’’ olarak anlatacak.

Uluslararası Çalışma Örgütü ve Millî Eğitim Bakanlığının (MEB) işbirliği ile Adana’da gerçekleştirilen projenin uzmanı Kazım İlkkan Kertmen, yaptığı açıklamada, 15 Kasım 2007 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen ‘’Bin Yıl Hedefleri ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 3. Ulusal Konferansı’’na, ‘’Tarımda Çalışan Çocukların Eğitime Kazandırılması’’ sunumuyla katıldıklarını söyledi.

Yurt dışından birçok projenin sunulduğu konferansa, Türkiye’den dört proje seçildiğini anlatan Kertmen, bunun sevincini yaşarken, konferansa katılan Amerikalı sosyolog Prof. Dr. Marlaine Lockheed’in de ilgisini çekmeyi başardıklarını ifade etti.

Kertmen, sunum sonrası Prof. Dr. Marlaine Lockheed ile birebir görüşme yaptıklarını belirterek, ‘’Kendisi bize, ‘projeler ışık tutmak içindir ancak siz oradaki sorunu tamamen çözmüş-sünüz’ dedi. Bu övgü dolu sözler, yağmur çamur, 40 derece sıcak demeden tek tek dolaşıp okula gidecek çocuk aradığımız yorucu ve yoğun çalışma tempomuzun yorgunluğunu atmamıza yetti’’ diye konuştu.

Lockheed’in, projeyle ilgili tüm CD, fotoğraf ve detay bilgileri öğrencilerine ders olarak anlatmak üzere kendilerinden aldığını belirterek, eğitim sosyoloğu ve Kızların Okullardaki Bağışlanamaz Yokluğu adlı kitabın yazarı Lockheed’in projeye ilgisi bizi heyecanlandırdı’’ dedi. Kertmen, Prof. Dr. Lockheed’e, bütün belgelerin yanı sıra Karataş’taki çadırlarda olumsuz şartlarda yaşayan çocuklar ve onların gelecekten beklentilerini içeren belgeseli de verdiklerini belirterek, ‘’bu belgesel ünlü eğitim sosyoloğunu çok duygulandırdı’’ diye konuştu.

Prof. Dr. Marlaine Lockheed’in yanı sıra, Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden öğretim üyelerinin de proje hakkında bilgiler aldığını belirten Kertmen, bu projenin, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesinde derslerde örnek proje olarak gösterildiğini kaydetti.

Kertmen, 2 yıl süreli projenin tamamlanmasının ardından, çalışmaların Karataş Halk Eğitim Merkezi bünyesinde devam ettiğini, proje kapsamında bugüne kadar bin 931’i kız, 4 bin 219 tarım işçisi çocuğu okulla buluşturduklarını ifade etti.

/ ADANA

04.12.2007


 

Doğu Anadolu'da kutup soğukları

Doğu Anadolu Bölgesi’nde gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında 19 dereceyle Ağrı’da ölçüldü.

Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, gece ölçülen en düşük hava sıcaklıkları sıfırın altında olmak üzere Ağrı’da 19, Kars’ta 16, Erzurum’da 14, Ardahan’da 11, Erzincan’da 2 derece oldu. Don ve buzlanmaya karşı vatandaşları uyaran yetkililer, bölgede Perşembe günü kar yağışının beklendiğini bildirdiler. Bu arada Ardahan’da kapalı 10 köy yolunun açılması için de çalışmalar aralıksız sürdürülüyor.

/ ERZURUM

04.12.2007


 

Uluslar arası İzcilik Şûrâsı Bağcılar’da gerçekleştirildi

Bağcılar Belediyesi’nin gönüllü kulüplerinden olan ve yıl boyunca çok sayıda faaliyet gerçekleştiren İzci Kulübü, ilk defa uluslar arası bir şûrâ gerçekleştirdi.

Bağcılar Belediyesi Halk Sarayı’nda toplanan ve üç gün süren Şûrâya Dünya İzcilik Teşkilâtı’na (World Organization of Scout Movement) bağlı 4 bölgeden 9 ülke katıldı. Şûrayâ katılan ülkeler şunlar oldu: Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Mısır, Malezya, Bangladeş, Azerbaycan, Belçika, İsviçre ve Slovakya.

Bağcılar Belediyesi’nin 4. defa gerçekleştireceği ve uluslar arası boyut kazandırdığı şûrânın konusu “İzciliğin 100. Yılı ve Barış”tı.

Şûrâya katılan ülkeler kurulacak bir çalışma grubunda “İzciliğin 100 yılı ve Barış” konusunda bir sonuç bildirisi yayınladılar. Bu organizasyonla Türkiye’de izcilik çalışmaları yapan bütün teşkilâtlar ilk defa bir araya gelmiş oldu. Organizasyon internet üzerinden canlı yayınla dünya çapında milyonlarca izciye ulaştı.

Yeni Asya / İSTANBUL

04.12.2007


 

Kyoto için karar tamam ama imza zamanı belirsiz

Bölgesel Çevre Merkezi (REC Türkiye) İklim Değişikliği Proje Yöneticisi Yunus Arıkan, ‘’Türkiye’nin tartışması, Kyoto Protokolü’nü imzalayıp imzalamamak değil. Protokolü imzalamanın zamanlaması, nasıl olacağı tartışılıyor’’ dedi.

Arıkan, yaptığı açıklamada, ‘’Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü’nün, sürdürülemez hayat kalıplarının önündeki ilk ve en güçlü adım olduğunu’’ belirterek, Kyoto Protokolü’nün 2012’den sonra geliştirilecek, eksiklikleri giderilecek bir ruhu olduğunu söyledi.

Türkiye’nin bugün protokole taraf olması durumunda, 2012 yılına kadar herhangi bir yükümlülüğünün olmayacağını belirten Arıkan, ‘’2012 sonrasında ise mutlaka bir yaptırım olacak ama Ek-b listesi dışında bir liste oluşturulabilirse ki bunun için Kore, Meksika gibi ülkelerin adı geçiyor, Türkiye şunu savunabilecek: ‘Ben daha esnek hedefler alarak, hem kalkınmama devam edip, hem de çevreyi koruyabilirim’’’ diye konuştu.

Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne katılma yönündeki tartışmalarını en üst düzeyde yürüttüğünü hatırlatan Arıkan, şunları kaydetti: ‘’Türkiye’nin tartışması, Kyoto Protokolü’nü imzalayıp imzalamamak değil. İmzalamamak gibi bir senaryosu yok Türkiye’nin. Protokolü imzalamanın zamanlaması, nasıl olacağı tartışılıyor.

Kyoto Protokolü, 2013 sonrasında yeni ülkelerle genişleyecekse, ilk ülkeler arasında Türkiye gelecek. Türkiye, AB müzakerelerini Kyoto paralelinde yürütebilirse, karşılıklı fayda sağlanır.”

Kyoto Protokolü nedir?

1992 yılında Rio De Janeiro’da kabul edilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe girdi. Atmosferde tehlikeli bir boyuta varan insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının, iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini önlemeyi ve belli bir seviyede durdurmayı amaçlayan Sözleşmeye ek olarak kabul edilen Kyoto Protokolü ise Aralık 1997’de Japonya’nın Kyoto şehrinde görüşüldü, 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girdi.

/ ANKARA

04.12.2007


 

Diyarbakır’a ILS cihazı kuruluyor

Sisli havalarda uçuşların sık sık iptal edildiği Diyarbakır Havaalanı’na bu ay Aletli İniş Sistemi (Instrument Landing System-ILS) cihazı kurulacak.

Diyarbakır’da 75 kişinin ölümüyle sonuçlanan uçak kazasının meydana geldiği 8 Ocak 2003 tarihinden beri gündemde olan Diyarbakır Havaalanı’na ILS cihazının yerleştirilmesi çalışmaları tamamlanma aşamasına geldi.

/ DİYARBAKIR

04.12.2007


 

Atlar artık şahlanmıyor

Türkleri yüzyıllarca savaşlarda zaferlere taşıyan atlar, şimdi teknolojiye yenik düştükleri için artık Anadolu bozkırlarında başı boş dolaşıyor.

Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mikail Bayram, yaptığı açıklamada, insanoğlunun binlerce yıl önce evcilleştirerek hizmetinde kullanmaya başladığı atın öyküsünün, oldukça ilginç olduğunu belirtti.

Atın evcilleştirilmesinin ardından ilk olarak, Mezopotamya uygarlıklarında arabaya koşulduğunu anlatan Bayram, Mısır medeniyeti başta olmak üzere o çağlarda arabaya koşulan atın savaşlarda kullanıldığını ve savaşların kazanılmasında belirleyici etki yaptığını vurguladı. Geçmiş yüzyıllarda ata verilen önemin, Mezopotamya uygarlıklarından kalan kaya kabartmalarında ‘’savaş arabalarına koşulmuş at’’ figürlerinde açıkça görüldüğünü ifade eden Bayram, atın öneminin 20. yüzyılın başına kadar hiç azalmadan devam ettiğini bildirdi.

SAVAŞ KAZANDIRIP, KAYBETTİRDİLER

Atı, üstüne binerek kullanma geleneğini, ilk kez Orta Asya’da yaşayan Türklerin başlattığını savunan Bayram, şunları kaydetti: “Özellikle Hunlar, atın üzerine binme tekniğini en etkili şekilde kullanan kavim oldu. Kısa boylu, zor iklim şartlarına dayanıklı atlarıyla Karadeniz’in kuzeyinden Avrupa içlerine kadar savaşarak ilerleyen Hunlar, büyük başarılar elde etti. Zaten bugünkü Macaristan ülkesinin insanları Hunların soyundandır. Hun atlarının yükselişini, Arap atları durdurdu.’’

GÖZDEN DÜŞÜNCE SALIVERİLDİLER

Kurtuluş Savaşı’nda kullanılan atların çoğunluğunun Anadolu’nun yerli atları olduğunu dile getiren Bayram, şöyle devam etti:

“Buharlı makinenin bulunmasıyla başlayan ve motorlu taşıtların yaygınlaşmasıyla devam eden, günümüze kadar uzanan süreçte, dünyada olduğu gibi Anadolu’da da bu atlar iş hayatından uzaklaştırıldı, binek olarak kullanımı da asgarî seviyelere düştü. Bu sebeple artık beslenmez olunca da Anadolu’nun bozkırlarına salıverildi. Böylece pek çok bölgede ‘Yılkı Atları’ olarak adlandırılan sürüler oluştu. Bu atlar, bugün tabiatta yaşamaya devam ediyor. Karaman’da sayıları 500’den fazla olduğu bilinen bu atların en büyük sürülerinden biri Karadağ’da yaşıyor.’’

Bayram, bu atların tabiatta bundan sonra da kendi hallerinde yaşamaya devam edeceklerini, insanoğluna yaptığı hizmete karşılık vefa ve genetik özelliklerinin devamı gibi sebeplerle yaşatılmalarında da fayda olduğunu sözlerine ekledi.

/ KONYA

04.12.2007


 

İstanbullu uykusuz, İzmirli şeker hastası

İnternette arama motorları arasında en fazla kullanılan Google’da sağlık sorunlarıyla ilgili yapılan aramalarda illere göre değişim dikkat çekiyor.

Merkezi Erzurum’da bulunan ve internet üzerinden bitkisel ilâç satışı yapılan ‘’eczakutusu.com’’ sitesinin kurucusu Barbaros Sabuncuoğlu, sitelerine gelen ilâç talepleri ve sağlık konularıyla ilgili sorular ile Google’da yapılan aramaların paralellik gösterdiğini söyledi.

Google Trends verilerine göre yurt genelinde uykusuzluk kelimesinin en çok arandığı ilin İstanbul olduğunu ifade eden Sabuncuoğlu, ‘’Prostat sorunuyla ilgili aramalarda ilk sırayı Ankara alıyor. Şeker hastalığı ile ilgili en fazla aramada ise İzmir’den yapılmış’’ dedi.

Google’da sigara ve içki konusunda en fazla aramanın Eskişehir, uyuşturucu ve kanser kelimelerinin en fazla Mersin’den yapıldığını anlatan Sabuncuoğlu, ‘’Şifalı bitkiler kelimesi Konya’dan, bitkisel ilâç kelimesi Diyarbakır’dan, migren Kayseri’den, sağlık kelimesi de en fazla Erzurum’dan aranmış’’ diye konuştu.

/ ERZURUM

04.12.2007


 

İnternette dolaşırken sağlığınızdan olmayın

Uzmanlara göre, internette dolaşmanın 2 özelliği ergonomik kolaylığı da beraberinde getiriyor.

Uzmanlar, “Birincisi, sörf sırasında gerçekleştirilen hareketlerin büyük çoğunluğu klavye ve masa başından bağımsızdır. İkincisi, kullanıcılar sıklıkla web sitelerinin yüklenmesi için beklemek durumundadırlar, bu da onların belirli süreler hareketsiz kalmalarını sağlar” uyarısında bulunuyor.

Bursa İl Sağlık Müdürlüğü’nden Dr. Engin Erdoğan, internette sörf yaparken yararlı ve zararlı duruş şekillerini anlattı.

Dr. Erdoğan, “İnsanlar internette dolaşırken duruş şekillerini, yazı yazdıkları zamanlara göre daha sık değiştirme eğilimindedirler. İnsanlar internette sörf yaparken genelde tüm vücudu içine alan daha gevşek duruş şekillerini tercih etmekte ve mouse kullanmayan kollarını rahat bırakmaktadırlar. İnsanlar, web sayfaları yüklenirken bu fırsattan yararlanarak mouse kullanan elleri ve kollarını da gevşetmektedirler” dedi.

İnternette sörf yaparken zararlı duruşların sağlığı da olumsuz etkilediğini belirten Dr. Erdoğan, sıklıkla mouse kullanmayan (meselâ sol taraf) dirseklerini sandalyenin kolçağına veya bilgisayar masasına dayananlarda dirsek üzerine doğrudan zararlı bir basınca sebep olduğunu söyledi.

Gevşek duruş biçimlerinin bazı tehlikeli alışkanlıkları da beraberinde getirdiğini kaydeden Dr. Erdoğan şunları söyledi; “Daha sağlıklı bir sörf için; web sayfalarına bağlanmayı veya onların yüklenmesini beklerken vücudunuzun duruş şeklini değiştiriniz, kollarınızı vücudunuzun her iki yanında gevşek bırakınız, veya daha da iyisi ayağa kalkıp ve vücudunuzu esnetiniz. ‘Mouse’u tutmayınız. Mouse kullanmayan taraf dirseğinizi sandalyenin kolçağına bastırmamaya özen gösteriniz; bunun yerine o kolunuzu yana sarkıtınız veya bacaklarınız üzerine bırakınız. İnternette sörf yapmanın duruşunuzu değiştirebilmek için size tanıdığı avantajdan faydalanınız, uzun süre aynı pozisyonda kalmayınız. İnternette çok fazla zaman harcamayınız. Bilgisayar kaynaklı sağlık sorunlarının en önde gelen nedenlerinden birisi tekrarlanan hareketlerdir.”

/ BURSA

04.12.2007


 

Yağışlardaki azalma, en fazla Ege’yi etkiledi

Türkiye genelinde son bir yıl içinde yağışlardaki azalma, en fazla Ege Bölgesini etkiledi. Yağışlar, Ege Bölgesinde bir önceki yıla göre yüzde 44 azalırken, Ege’yi yüzde 40 ile Marmara, yüzde 17 ile İç Anadolu bölgeleri izledi.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünce, küresel ısınmanın etkileri ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi konusunda kurulan Meclis Araştırma Komisyonuna ‘’İklim Değişikliği ve Kuraklık Analizi’’ne ilişkin bir rapor sunuldu. Raporda, Türkiye’de 1 Ekim 2006-30 Eylül 2007 tarihleri arasındaki yağışlara ilişkin bilgi verildi. Buna göre sadece iki bölgede yağış artışı gözlenirken, Karadeniz Bölgesinde artış yüzde 0,2 olurken, Doğu Anadolu Bölgesindeki artış ise yüzde 2 olarak gerçekleşti.

Geçen yıla göre Ege Bölgesindeki azalma yüzde 44, Marmara Bölgesinde yüzde 40, İç Anadolu’da yüzde 17, Karadeniz’de yüzde 5, Doğu Anadolu’da yüzde 3 olarak gerçekleşti. Akdeniz’de artış bir önceki yıla göre yüzde 2 olurken, Güneydoğu Anadolu’daki oran ise aynı kaldı.

/ ANKARA

04.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri