Haziran 1967’deki Orta Doğu Savaşı’ndan bu yana, 40 yıldır birçok barış planı gündeme geldi ve barış görüşmeleri yapıldı. Bazı görüşmeler başarıya ulaştı, ancak İsrail ile Filistin arasındaki temel sorunu oluşturan konularda hiç bir sonuca varılamadı.
ABD bugün Washington yakınındaki Annapolis şehrinde, İsrail ve Filistin liderlerinin yanı sıra Türkiye dahil 40 kadar ülkenin temsilcisinin katılacağı uluslararası bir Orta Doğu konferansına ev sahipliği yapacak. Daha çok ‘’törensel’’ nitelik taşıması beklenen ve ‘’sınırlar, güvenlik, yerleşimciler, Kudüs’ün statüsü ve Filistinli mültecilerin durumu’’ gibi kilit konuların görüşülmeye başlanmasının öngörülmediği konferansla İsrail ile Filistin arasında doğrudan barış görüşmelerinin yeniden başlatılması hedefleniyor.
Haziran 1967’deki Orta Doğu Savaşı’ndan bu yana 40 yıldır birçok barış planı gündeme geldi ve barış görüşmeleri yapıldı. 40 yıldır gündeme gelen barış planları ve nasıl sonuçlandıklarına ilişkin genel tablo şöyle:
242 SAYILI BM GÜVENLİK
KONSEYİ KARARI (1967)
BM Güvenlik Konseyinden 22 Kasım 1967’de geçen 242 sayılı toprak karşılığı barışı öngören karar, sonraki barış planlarının çoğuna rehberlik eden ilkeyi şekillendirdi. Güvenlik Konseyi kararında, ‘’İsrail silâhlı güçlerinin son çatışmalarda işgal ettiği topraklardan çekilmesi’’ ve ‘’bölgedeki bütün ülkelerin egemenliğinin, toprak bütünlüğünün, siyasî bağımsızlığının tanınması ve buna saygı gösterilmesi, bu ülkelerin barış içinde, tehditler ya da şiddet olmadan tanınmış sınırları içinde güvenlikli yaşama hakkına saygıda bulunulması’’ çağrısı yer alıyor.
CAMP DAVID ANLAŞMALARI (1978-1979)
1967 savaşından sonra bazı barış planları gündeme geldi, ancak Mısır güçlerinin Süveyş Kanalı’nı geçtiği zaman Ekim 1973’teki savaştan sonraki sürece kadar hiçbir gelişme olmadı. Washington yakınlarındaki Camp David’deki görüşmeler, (5-17 Eylül 1978) 12 gün sürdü ve iki anlaşmaya ulaşılmasını sağladı. Anlaşma bozulmadan korundu ve İsrail’in konumunu güçlendirdi. Anlaşmadan üç yıl sonra Enver Sedat uğradığı suikastta öldü.
MADRİD KONFERANSI (1991)
İsrail ile ilk kez aynı masaya oturan Filistinliler için bu konferans, Oslo anlaşmalarına götürecek İsrail ile gizli görüşmelerin yolunu açtı.
SURİYE GÖRÜŞMELERİ
Madrid konferansından (1991) sonra İsrail ile Suriye arasında doğrudan görüşmeler başladı. Suriye’nin ana talebi İsrail’in 1967’de işgal ettiği Golan Tepeleri’nden çekilmesi oldu. 1995’deki görüşmelerde de taraflar taleplerinde ısrar etti.
OSLO ANLAŞMASI (1993)
Oslo görüşmeleri, bütün önceki görüşmelerin eksik unsurunu gidermeye çalıştı. Oslo, ilk kez FKÖ tarafından temsil edilen Filistin ile İsrail arasında doğrudan varılan bir anlaşma sağladı. Oslo görüşmelerinin önemli unsuru, İsrail ile FKÖ’nün birbirlerini karşılıklı tanımaları oldu. Oslo anlaşması kısmen uygulandı.
CAMP DAVID (2000)
Oslo anlaşmasının şartlarının uygulanmasının hızlandırılması için (1995’te Taba, 1998 Wye Nehri ve 1999’da Şarm el Şeyh’de) çeşitli girişimlerde bulunuldu. 2000’de de Clinton; (Oslo görüşmelerinde daha sonraki sürece bırakılan) sınırlar, Kudüs ve mülteciler dahil nihaî statüye ilişkin konuların ele alınması için arayışa girdi. Yapılan görüşmelerde bir anlaşma sağlanamadı. Ancak bu görüşme, öncekilerden daha ayrıntılı oldu. Camp David’in başarısızlığının ardından Filistin ayaklanması (intifada) yeniden başladı.
TABA 2001
Bill Clinton, görevden ayrılmak üzere olmasına rağmen Washington, Kahire ve ardından Taba’da görüşmelere öncülük etti. Görüşmeler sonrasındaki bir açıklamada, “bütün konularda anlaşmaya varmanın imkânsız olduğunun ispatlandığı” ifadesi kullanıldı.
SUUDİ BARIŞ PLANI (2002)
İkili görüşmelerin başarısızlığının, çatışmaların yeniden başlamasının ardından Arap Birliği’nin Mart 2002’de Beyrut’taki zirvesinde Suudî barış planı sunuldu. Bu plan, Riyad’da 2007’de yapılan bir başka Arap Birliği zirvesinde yeniden onaylandı.
YOL HARİTASI (2003)
ABD, Rusya, Avrupa Birliği (AB) ve BM’nin oluşturduğu Orta Doğu Dörtlüsü, ‘’yol haritası’’ adı verilen bir plan hazırladı. Bu planda, nihaî çözüme ilişkin ayrıntılar yer almadı ancak bir çözüme nasıl yaklaşılacağına ilişkin teklifler sunuldu. Yol haritası uygulanamadı.
SON DURUM
İsrail, Ariel Şaron hükümetinde Gazze’den tek taraflı çekilmeye ve Batı Şeri’da İsrail ile Filistinlileri ayırmak üzere duvar inşasına karar verdi. Ehud Olmert başkanlığındaki yeni İsrail hükümeti, Batı Şeria’nın bazı bölümlerinden daha çekilmeyi planladı. Filistin’de Hamas’ın Gazze’nin kontrolünü el Fetih’den ele geçirmesinden sonra Devlet Başkanı Mahmud Abbas liderliğindeki El Fetih ile Hamas arasında iktidar mücadelesi baş gösterdi.
|