Sevgili meslektaşlarımızla bir hasbihal ve biraz da öz eleştiri yapmak istiyorum. Mizacım gereği lâtife yapmayı ve lâtife yaparken de sivri ve dozu fazlaya kaçan sataşmaları severim. Önce tezlerimi arz etmek, sonra öz eleştiriye gerek duyduğum hususları paylaşmak istiyorum.
Öğrenme süreci tek taraflı bir süreçtir. Öğrenme olayı insanın doğuşunda ve tabiatında olan “taallüm ve tekemmül” gereği ve hayatiyetin devamı için mutlak ihtiyaçtır. İnsan ihtiyaç hissettiği şeyi nasıl elde edeceğini öğrenmek için öğrenir. İhtiyaçlar Maslow’un beşli kategorisine göre; (1) temel ihtiyaçlar, (2) güvenlik ihtiyaçları, (3) sosyal ihtiyaçlar, (4) itibar ve aidiyet ihtiyacı ve beşinci olarak da (5)kendini ispat etme ihtiyacı diye maddeler halinde sıralanır.
Bediüzzaman’a göre ise, Meyve Risâlesinin Dördüncü meselesinde önem ve öncelikleri iç içe daireler olarak izah eder. Okçuların hedef tahtasındaki içiçe dairelerin merkezinden başlayarak dışa doğru; kalp ve mide dairesi, ceset ve hane dairesi, mahalle ve şehir dairesi, memleket ve dünya dairesi, canlılar, kâinat dairesi…. diye daireler genişliyor.
“En küçük dairede en büyük görev, en büyük dairede en küçük görev, hatta ara sıra görevler olabilir” diyor.
Önem ve önceliklerin sırasına değerler sistematiği de denir.
Değerleri olmayan insanlar, neye ihtiyacı olduğunun tanımını da yapamazlar.
“Öğretmek yoktur, öğrenmek vardır” bu iddiayı önemsiyorum. Yemek aç olana verilir. Açlık hissetmeyene yemek yedirmek ne ise, öğrenmeye ihtiyaç hissetmeyene de ders vermek aynı şeydir.
“Peki öğretmenin rolü nerede kaldı?” diyebilirsiniz.
Evet, teknoloji ve bilişim alanındaki gelişmelere rağmen, öğretmen, hâlâ vazgeçilmezlerdendir. Burada bir çelişki var gibi görülebilir, ama çelişki yoktur.
Öğretmenin rolü, öğrenmek isteyene kolaylaştırıcılık, rehberlik, uyarıcılıktır. Öğrenme ihtiyacı olanların, ihtiyaç hissedenlerin, ihtiyacı olduklarını hatırlatmak ve ihtiyaçlarının farkına vardırmaktır. En az reklâm ve pazarlamacılar kadar insanların dikkatini çekebilme, mesajı iletebilmenin gayreti içinde olmak konumundadırlar.
Eğitim Fakültesini bitirip devlet memuru olarak herhangi bir devlet okuluna görev aldıktan sonra iş güvencesinin rehaveti ile kendini yetiştirme motivasyonu düşmektedir. Stajyerliği kalkıp, beş on yıl zaman geçtikten sonra, tecrübe zırhına sığınarak, söze gelince mangalda kül bırakmayarak her türlü yenilik ve gelişmelere de direnen öğretmenlerimize de bir gerçektir. Kendini yetiştiren, alanında master doktora yapan istisnaî öğretmenleri de tebrik ediyorum.
Öğretmenler, çocuklarımıza okumayı tavsiye ederken, meslekî gelişmeleri için ne kadar okuduğu merak konusudur. Öğretmenevleri lokalinde yüzlerce öğretmen sigara dumanı içinde pişpirik oynarken, ikisi veya üçünün, günlük gazeteleri lütfen karıştırdığı görülür.
1990'lı yıllar itibarı ile, iletişim temeli üzerine oturan kişisel gelişim konuları, özellikle öğretmenlerin ilgi duyması gereken bir alandır. Zira eğitim ve öğretim süreci tamamen “iletişim” temeli üzerine oturur. İnsan denilen kompleks, girift, her biri ayrı bir âlem olan ve binlerce farklı duyguları olan insanları tanımak, analiz etme ve uygun iletişim kanallarına girebilmek için okumak araştırmak gerekiyor.
Teknik ve teknolojinin ikinci plana atamadığı iki konudan biri “öğretmenlik”, diğeri ise “okumaktır.”
Bilgi çağı, bilişim çağında bilginin hem çabuk üretildiği ve bayatlamasının yanında bilgi kirliliğine karşı bilgi yönetimi, bilgi seçiciliği yapabilmek için birikim lâzımdır. Fakültede kazanılan temel ilkeler ve ezberler rutin döngüsü ile meslek icra edilemez.
Öğretmenlerin haklarını ve sorunlarını dile getirmek için organize olmuş sivil toplum örgütleri ve sendikalar, öğretmenin sorunlarına sadece maaş ve özlük problemine indirgemeden, öğretmenin kendisini yenilemesi için projeler üretmeye önem vermelidirler.
Öğretmenlik peygamber mesleğidir. İnsanlığın iki cihan saadeti için peygamberler Allah tarafından görevlendirilen öğretmenlerdir. Hem hayatı, hem Allah’ın razı olduğu şeyleri öğretmişlerdir.
Öğretmenin öncelikli misyonu; rehberlik, danışmanlık, uyarıcılık olup çocuklarımızı hayata hazırlamalarıdır.
Öğretmenler Günü dolayısıyla bütün meslektaşlarımı feragat ve fedakârlıklarından dolayı tebrik eder, sağlık ve mutluluklar dilerim.
[email protected]
|