DTP hakkında kapatma davası açıldı. Günlerdir DTP’yi şiddetle eleştiren bir yazar olarak belirteyim ki, parti kapatmak yanlıştır!
Hele de DPT’nin siyaseten köşeye sıkıştığı, kışkırtıcı politikaları yüzünden kendi tabanından bile tepkiler aldığı, kendi içinde görüş ayrılıkları çıktığı bir sırada, partiyi kapatmak sadece radikalleri mutlu edecektir!
Sıkıştığı köşeden kurtarmak olacaktır!
Yaratacağı mağduriyet duygusuyla etnik milliyetçiliği körükleyecektir!
Hepsinden önemlisi, “parlamento”nun dışına itmek olacaktır! PKK zaten DTP’yi kışkırtıcı politikalara yönelterek “parlamento dışı” siyasi eylemlere zemin oluşturmak istiyordu...
Parti kapatmak, uzun vadede demokrasinin radikalleri sisteme entegre edici işlevini işlemez hale getirmektir!
Kime yarayacak?
Prof. Zühtü Aslan, Avrupa’da son elli yılda sadece dört partinin kapatıldığını söylüyor; üçü Soğuk Harp döneminde kapatılan komünist, faşist ve Nazi partileri...
Yaşadığımız zamanda ise sadece ETA adlı terör örgütüyle organik ilişkisi yüzünden İspanya’da Herri Batasuna adlı parti...
Gerçekten, Herri Batasuna önce seçimlere girmekten yasaklanmış, ardından “siyasi karar”la kapatılmıştır. Fakat Bask milliyetçiliği sistem dışına itilmemiştir, “Bask Milliyetçi Partisi” ve “Eusko Alkartasuna” adlı ayrılıkçı parti devam ediyor, üstelik bölgede iktidardır.
Bu şekilde ‘potansiyelin’ radikalleşmesi önlenmiştir.
Parti kapatmak bir siyasettir! Siyasi organ olarak kanun koyucu bunun kurallarını koyar, Anayasa Mahkemesi de uygular. Parti kapatmak siyasi sonuçları ağır olabilecek bir işlem olduğu içindir ki, Ecevit hükümeti zamanındaki anayasa değişikliğiyle parti kapatma zorlaştırılmıştır: Parlamento, “odak olma”nın tanımını Yüce Mahkeme’ye bırakmamış, Anayasa’da kendisi tanımlamıştır! Anayasa Mahkemesi bütün kararlarını yarıdan bir fazla üyenin oyuyla alabilir ama parti kapatmak için üyelerin beşte üçünün oyu gerekir!
Bu tedbirler parti kapatmanın, siyaseten yaratacağı sakıncaları önlemek için konulmuş anayasal kurallardır.
Başka yaptırımlar
Prof. Ergun Özbudun başkanlığında akademisyenlerin hazırladığı taslakta parti kapatma kararı daha zorlaştırılıyor... Barolar Birliği’nin hazırladığı yeni taslakta, parti kapatma şartlarının kanunla düzenleneceği belirtiliyor, böylece siyasi şartlara göre ‘parti kapatma rejimi’ oluşturma imkânı siyasi organa, parlamentoya veriliyor!
Ecevit hükümeti döneminde parti kapatmayı zorlaştıran anayasa değişikliğinin mimarı Prof. Hikmet Sami Türk de parti kapatmanın “en son çare” olabileceğini, onun için, kapatma kararından önce “ara kademe yaptırım olarak”, partiye yapılan hazine yardımının “kısmen veya tamamen kesilmesi” gibi bir uygulamayı Anayasa’ya koyduklarını anlattı.
Parti kapatmanın zararlarını yaşamış bir toplumun çözüm arayışlarıdır bunlar.
Hukuki yönüne elbette Yüce Mahkeme karar verecektir.
Ama siyasi yönü itibariyle, DTP’yi kapatmak onu çözülmekten kurtarıp “mağdur” durumuna getirerek ekmeğine yağ sürmek, daha kötüsü, “parlamento dışı”nı güçlendirmek olacaktır!
Anayasamıza demokrasiye uygun yeni “ara kademe yaptırımlar” koymalıyız.
Milliyet, 17.11.2007
|