|
|
|
Bu tablo barış getirir mi? |
İsrail ve Filistin liderleri, bu ay sonunda ABD’nin Annapolis şehrinde görüşmeden önce Türkiye’de Ankara Forumu çerçevesinde bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Türkiye’nin öncülüğünde 2005’te başlatılan ve Filistin ile İsrail arasında güven artTırıcı bir mekanizma olmayı amaçlayan Ankara Forumunda buluştu.
İsrail ve Filistin liderleri, bu ay sonunda ABD’nin Annapolis şehrinde görüşmeden önce Türkiye’de Ankara Forumu çerçevesinde bir araya geldi.
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Ankara Forumu toplantılarının ve bu çerçevede imzalanan sanayi bölgelerinin kurulmasına yönelik anlaşmanın Orta Doğu barış süreci için taşıdığı öneme dikkati çektiler. Abbas’a “dostumuz” diye hitap ederek, kendisine içten ve derin bir saygı duyduklarını belirten Peres, Abbas’ın bir barış adamı olduğunu bildiklerini, Filistin halkının başında olmasının barış için bir şans olduğunu ifade etti.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana olan bitenlere bakıldığında siyasî değil daha çok ekonomik gelişmelerin ön planda olduğunun görüldüğünü ifade eden Peres, ekonomi lokomotifinin askeri olandan daha büyük bir rol oynadığını bildirdi. Peres, bu nedenle Ankara Forumu girişiminin Annapolis toplantısı öncesinde ayrı bir öneme sahip olduğunu söyleyerek, ekonomik çalışmaların önemli olduğunu bilmelerinden ayrı olarak siyasî sorumluluklarının da bilincinde olduklarını kaydetti.
Peres, buna benzer ekonomik girişimler sonucu insanların hayatlarının değişebileceğini belirterek, insanî ve barışçı çalışmaların önemine de işaret etti. “İmzaladığımız bu anlaşma bir kazan-kazan anlaşmasıdır” diyen Peres, anlaşmanın karar verme sürecinde olan bütün taraflarca desteklendiğini, imza atılmasından öte çalışmalarının da mümkün olan her şekilde desteklenmesi gerektiğini bildirdi. Peres, bu projede sağlanacak başarının barış sürecine ciddî katkı yapacağına inandığını da belirtti. Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Abbas da konuşmasında, Filistin ve İsrail arasında barış sağlanırsa İsrail’in de Orta Doğu bölgesinde barış, güvenlik ve istikrar denizinde yaşayacağını söyledi.
Ankara Forumunun “çok değerli bir fırsat” olduğunu ve bu girişimi desteklemek için Ankara’da bulunduğunu belirten Abbas, Türkiye’nin bölgede iki önemli rol oynadığını, bunların ekonomik ve siyasi roller olduğunu bildirdi. Abbas, Ankara Forumunun TOBB’un girişimiyle 7. kez yapıldığını kaydederek, sanayi projelerinin diğer şehirlerde de yapılması konusundaki dileğini ifade etti. Annapolis zirvesinde başarı elde etmek için çalıştıklarını kaydeden Abbas, şöyle konuştu: “Filistin ve İsrail arasında barış olursa, Filistin topraklarındaki ihlal sona ererse inanıyorum ki, İsrail de Orta Doğu bölgesinde barış, güvenlik ve istikrar denizinde yaşayacaktır. Zira bundan sonra savaşlar, düşmanlık olmayacaktır ve bölgede bütün halklar güvenlik ve istikrar içinde yaşayacaktır.”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas tarafından imzalanan, Batı Şeria’da sanayi bölgelerinin kurulmasına yönelik proje çerçevesinde, Filistin’de orta ve uzun vadede bölge ekonomisinin gelişimi amaçlanıyor. Dışişleri Bakanlığından edinilen bilgiye göre, Gazze’de Erez geçiş kapısının yanında kurulu bulunan Filistin Serbest Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren ve 5000 kişiye istihdam imkanı sağlayan 200’ün üzerinde şirket, İsrail’in Gazze’den geri çekilme sürecinin bir sonucu olarak bu bölgedeki faaliyetlerine son vermek zorunda kaldı. Gazze’de meydana gelen olaylar sonrasında paralel bir projenin Batı Şeria’da geliştirilmesi için çalışmalara başlandı. Bu çerçevede Batı Şeria’da belirlenen bir mevkide yeni bir sanayi bölgesi projesi geliştirilmesi kararlaştırıldı.
|
/ ANKARA
14.11.2007
|
|
|
İsrail engellemesin |
Gazze ve Batı Şeria’da sanayi bölgeleri projesini bir an önce hayata geçirmek istediklerini belirten Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İsrail tarafının projenin etkin işleyişi için üstüne düşeni yapması zorunluluğuna işaret ederek, bölgede üretilecek ürünlerin kolaylıkla sınır geçişlerinden çıkarak, İsrail limanları üzerinden tüm dünya pazarlarına açılabileceğinin garantisini almak zorunda olduklarını söyledi. Bu garantiyi almadan yatırımcıları ikna etmenin zor olacağını ifade eden Hisarcıklıoğlu, İsrail’le “Ticaretin Kolaylaştırılması ve Güvenlik İşbirliği’’ anlaşması imzalamak durumunda olduklarını söyledi.
Türkiye Odalar ve Borsalar birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Gazze ve Batı Şeria’da sanayi bölgeleri projesini bir an önce hayata geçirmek istediklerini bildirdi.
İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres ile Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas ile birlikte Ankara’ya gelen Filistin ve İsrailli iş adamları, Ankara Forumu kapsamında, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde Odalar birliğinde bir araya geldi.
Toplantının açılışında bir konuşma yapan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, 4 Eylül 2007’de Doğu Kudüs’te yaptıkları 6. toplantıda, Gazze’ye ek olarak, Batı Şeria’da da sanayi bölgeleri kurulması konusunu gündemlerine aldıklarını hatırlattı.
İsrail tarafının projenin etkin işleyişi için üstüne düşeni yapması zorunluluğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, bölgeden çıkan ürünlerin, kolaylıkla, sınır geçişlerinden çıkarak, İsrail limanları üzerinden tüm dünya pazarlarına açılabileceğinin garantisini almak zorunda olduklarını anlattı. Böyle bir garantiyi almadan, yatırımcıları ikna etmemizin zor olacağını söyleyen Hisarcıklıoğlu, İsrail tarafı ile ‘’Ticaretin Kolaylaştırılması ve Güvenlik İşbirliği’’ anlaşmasını imzalamak durumunda olduklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu, bu konuda İsrail Cumhurbaşkanı Başkanı Simon Peres’in kendilerine vereceği desteğin, İsrail Savunma Bakanlığı nezdinde başlatmış oldukları görüşmeleri tamamlamalarına katkıda bulunacağını bildirdi. Hisarcıklıoğlu, yer seçimi sürecini hızlandırmak amacıyla üç tarafın da temsilcilerinden oluşan bir komite oluşturduklarını ve bu komitenin hazırlıklarını tamamlayarak ön fizibilite çalışmalarını başlattığını söyledi.
Sanayi bölgesi projesini biran önce hayata geçirmek istediklerini belirten Hisarcıklıoğlu, bu doğrultuda, bazı talepleri bulunduğunu belirterek bunlara ilişkin şunları söyledi: “Filistin tarafının biran önce yer seçimi sürecini tamamlamasını istiyoruz. Bu ne kadar önce yapılırsa, o kadar erken Filistinli kardeşlerimize istihdam sağlamaya başlayabileceğiz. Tüm diğer işler, arsa tahsisi konusunun açıklığa kavuşmasını beklemektedir.’’
Arsa tahsisinin ardından, Filistin Yönetimi ve TOBB-BIS arasında bir imtiyaz sözleşmesi imzalanacağını belirten Hisarcıklıoğlu, bu sözleşmenin, hem TOBB-BIS’in faaliyetlerini hem de o bölgede yatırım yapacak şirketlerin faaliyetlerinin yasal ve kurumsal çerçevesini de hazırlamayı amaçladığını belirtti.
Söz konusu sözleşme taslağının tamamlandığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, ‘’bir an önce Filistin tarafının da gerekli adımları atmasını bekliyoruz” dedi.
Ankara Forumu girişimine en başından beri destek veren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de bu projenin başarısında çok hayati bir işlevi olacağına vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, ‘’Bildiğiniz gibi, projenin ilk etabında amacımız, Türkiye’den yatırımcı çekmek. Bu yatırımcıları ikna etmede, sayın cumhurbaşkanı da bizlere yardımcı olacak. İlk yatırım promosyonu toplantımızı, sayın Gül’ün himayesinde Çankaya köşkünde gerçekleştirmeyi istiyoruz’’ dedi.
SANAYİCİ BİRLİK BAŞKANLARI KONUŞTU
İsrail Sanayiciler Birliği Başkanı Shraga Brosh da yaptığı kısa konuşmada, Türkiye, Filistin ve İsrail arasında başlayan projenin çok önemli olduğuna işaret ederek, bu konuda 3 cumhurbaşkanının bir araya gelmesi ve imzalayacakları anlaşmanın ileriye doğru atılan adımların ne kadar başarılı olduğunu gösterdiğini söyledi. Brosh asıl barışın genç nesiller arasında gerçekleştirileceğini belirtirken, bu konuya da odaklanmaları gerektiğini bildirdi.
Filistin Ticaret, Sanayi ve Tarım Odaları Federasyonu Başkanı Ahmet Hashem Elzogheir de, Filistin halkına uygulanan ambargonun kaldırılması dileğinde bulundu.
Elzogheir, yapılacak sanayi çalışmalarının binlerce Filistinliye iş sağlayacağını kaydetti.
|
/ ANKARA
14.11.2007
|
|
|
Sınırötesi macera olur |
Birleşmiş Milletler (BM) eski Genel Sekreteri Kofi Annan, ‘’Askerî hareketler konusu beni son derece korkutuyor. Bunun birazcık macera olacağını düşünüyorum’’ dedi.
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ile Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen ‘’16. Kalite Kongresi’’nin ‘’Neredeyiz?’’ konulu özel oturumunda konuşan Annan, günümüz dünyasına bakıldığında en çok endişe veren bölgenin, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge olduğunu söyledi.
Annan, 10 yıl önce Orta Doğu bölgesindeki ihtilaf ve çatışmalardan bahsedildiğinde genelde İsrail ve Filistin arasındaki çatışmaların işaret edildiğini, bugün ise bölgede pek çok çatışma bulunduğunu ve bunların birbirini besler nitelikte olduğunu kaydetti. İsrail ve Filistin, Suriye ve İsrail, İsrail ve Lübnan arasındaki sorunların yanı sıra Filistin’de Hamas ve El Fetih arasındaki çatışmalara, Irak’taki sorunlara, Lübnan’daki gerilimlere, İran’daki nükleer sıkıntılara, Sünnî ve Şiîler arasındaki uçurumlara dikkati çeken Annan, buradaki sıkıntıların sadece bölgeyi değil, çok geniş bir coğrafyayı etkilediğini dile getirdi.
‘’Koşullar o kadar karmaşık, o kadar meşakkatli ki çok ihtiyatlı, basiretli bir şekilde bunların çözülmesi lâzım. Yanlış hesaplamaların maalesef çok ciddi neticeler doğurabileceğinin farkındayız’’ diyen Annan, yetkili makamlara ve hükümete, sadece bu konuları bu bölgede ihtiyatlı bir şekilde çözmelerini değil, muhakkak ortaklık içinde davranmalarını ve diğer güçlü hükümetlerle omuz omuza çalışmalarını telkin ettiğini söyledi.
Kofi Annan, şöyle devam etti: ‘’Çünkü askeri hareketler konusu beni son derece korkutuyor. Bunun birazcık macera olacağını düşünüyorum. Bu bölge bunun acısını son derece çekmiştir. Başka bir askeri çatışmayı kaldırabilecek durumda değildir. Bunun için sizlerden de basiretli olmanızı, sabırlı olmanızı rica ediyorum. Çünkü beraber çalışmak, güvenlik konseyi ile beraber çalışmak bu konuda son derece önemlidir. Ortaklık içerisinde çalışıldığı takdirde sesimiz güçlü olacaktır ve istediğimiz etkiyi o zaman oluşturabileceğiz. Çünkü maalesef birbirimizden ayrık davrandığımız takdirde suiistimal olabilir.’’
|
/ İSTANBUL
14.11.2007
|
|
|
Gabar’da çatışma: 4 şehit, 9 yaralı |
Şırnak’ta güvenlik güçleri ile terör örgütü PKK mensupları arasında çıkan çatışmada aralarında 1 üsteğmenin bulunduğu 4 asker şehit oldu, 9 asker yaralandı.
Alınan bilgiye göre, Gabar Dağı’nda arazi arama tarama faaliyetlerinde bulunan güvenlik güçleri, karşılaştıkları bir grup teröriste “teslim ol’’ çağrısında bulundu.
Teröristlerce açılan ilk ateş sonucu 1’i üsteğmen 4 asker şehit oldu, 9 asker yaralandı. Şırnak ile İdil ilçesi sınırları arasındaki bölgede operasyonların devam ettiği bildirildi.
|
/ ŞIRNAK
14.11.2007
|
|
|
Sınıra sevkıyat devam ediyor |
Muhtemel bir sınır ötesi harekâta hazırlanan Türkiye, sınıra asker sevkıyatına devam ediyor. Kuzey Irak sınırına asker yığan silâhlı kuvvetler sivil plakalı araçlarla askerleri sınıra gönderiyor.
Sivil plakalı otobüs ve minibüslere askeri zırhlı araçlar öncülük ederek sınır bölgesine götürüyor.
|
/ VAN
14.11.2007
|
|
|
Emekli Tümgeneral: Dağdaki teröristi öldürmekle, terör bitmez |
Emekli Tümgeneral Yavuz Ertürk, ‘’Güneydoğu Anadolu’nun ‘G’sini, terörün ‘T’sini bilmeyen, o bölgeyi hiç görmemiş, orada hiç yaşamamış büyüklerimiz, dostlarımız, bu işleri çok güzel anlatıyor’’ dedi.
Trabzon’da bulunan yaklaşık 60 sivil toplum örgütünün destek verdiği, ‘’Orta Doğu’da Gerçekler ve Terör’’ konulu panel gerçekleştirildi. Panelde konuşan emekli Tümgeneral Ertürk, Türkiye’nin bugünlerde farklı bir dönem yaşadığını belirterek, şunları kaydetti:
‘’Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ‘G’sini, terörün ‘T’sini bilmeyen, o bölgeyi hiç görmemiş, orada hiç yaşamamış büyüklerimiz, dostlarımız, akademisyenler, bu işleri çok güzel anlatıyor. Oranın halkını, coğrafyasını tanımayan, orayı yaşamamış insanlardan terör konusunu dinlediğim zaman, terörü unuttum.’’
Ertürk, dağdaki teröristi öldürmekle, terörün biteceğine inanmadığını da vurgulayarak, şu görüşleri dile getirdi:
‘’Çünkü, karşınızdaki düzenli bir ordu hareketi değildir. Bizim karşımızda bir devlet yok. Ben gündüz askerle tavla oynayan kişinin sonraki gün çatışmadan sonra cesedini gördüğümde, asker bana, ‘komutanım ben bu adamla dün tavla oynadım’ dedi. Peki nasıl bitecek bu terör. Kimse bana ‘bu ABD’nin, Suriye’nin oyunu, teröristlerin çoğu Iraklı Suriyeli’ demesin. Bunlara inanmıyorum. Gördüm, yaşadım. Bunların yüzde 90’ından fazlası özbe öz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Önce biz bahçemizi süpürelim. Biz önce halkımıza, eğitim, kültür verelim.’’
Anadolu’da yaşayan insanlar et tırnak gibi
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ise konuşmasında, ‘’Amerika’nın ittifakları, itaatkarlığa dönüştürmeye çalıştığını’’ ileri sürerek, ‘’Onun için Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkiler bozulmaya başlamıştır. Amerika’nın yerkürede bir tane stratejik ortağı vardır, o da İsrail’dir. Hiç kimsi ortaya stratejik yalanını atmasın’’ dedi.
‘’Türkiye’nin gerçek aydınlarının bir araya gelmesi gerektiğini’’ de ifade eden Hacısalihoğlu, ‘’Aydınlarımız, Anadolu’ya sımsıkı sarılmalı, değerlerine sahip çıkmalıdır. Anadolu’da yaşayan insanlar et tırnak olmuş, mayalanmıştır. İsteseniz de ayıramazsınız’’ diye konuştu.
|
/ TRABZON
14.11.2007
|
|
|
Yayın yasağı bu sefer askerden geldi |
Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, ‘’Hakkari Dağlıca’da 21 Ekim 2007 tarihinde meydana gelen ve 12 erin şehit olması, 17 erin yaralanmasıyla sonuçlanan terörist saldırıyla ilgili olarak, 8 şüpheli hakkında devam eden soruşturma konusunda tüm yazılı ve görsel basın ve medya kuruluşlarına yayın yasağı’’ getirdi.
RTÜK’ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin konuya ilişkin kararında şöyle denildi: ‘’Soruşturma konusu olay; Devlet’in birliğini bozmaya, Devlet’in egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya matuf bir eylem esnasında meydana gelmiş olması, bu bağlamda soruşturma kapsamındaki çoğu bilgiler ve belgelerin, Devlet’in güvenliği bakımından gizli kalması gereken bilgiler ve belgeler niteliğinde olmaları ve soruşturma kapsamında bazı önemli bilgilerin de ele geçirilmiş olması hususları göz önüne alındığında, Kamu düzeni, kamu güveni ve toprak bütünlüğünün korunması, gizli kalması gereken bilgilerin açıklanmasının önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması ve kamuoyunda soruşturmaya konu olayla ilgili yanlış anlamalara sebebiyet verilmemesi amacıyla; soruşturmaya konu olayla ilgili olarak yazılı ve görsel basın ve medya kuruluşlarına Anayasa’nın 13 ve 28. maddeleri ile Basın Kanununun 3. maddesi gereğince yayın yapma yasağı getirilmesinin gerekli görüldüğü kanaatine varılmıştır. Söz konusu soruşturma ile ilgili olarak, soruşturmanın amacından saptırılmaması, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmemesi ve yanlış anlamalara sebebiyet verilmemesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla; Tüm yazılı ve görsel basın ve medya kuruluşlarına, yukarıda açıklanan soruşturma konusu ile ilgili olarak bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama faaliyetlerinin kısıtlanarak, Anayasa’nın 13 ve 28. maddeleri ile 5187 Sayılı Basın Kanunun 3. maddesi uyarınca, soruşturma tamamlanıncaya kadar yayın yasağı konulmasına oy birliğiyle karar verilmiştir.’’
|
/ ANKARA
14.11.2007
|
|
|
CHP, MHP’yi kızdırdı |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP’nin Irak’ın kuzeyi ile ilgili açılımına sert çıktı. Bunun Barzani’nin geleceğine yatırım projesi olduğunu savunan Bahçeli, şöyle konuştu: ‘’Türkiye’nin karşısındaki sorun ve tehditlerin niteliği hakkında yanlış tesbit ve teşhislere dayanan bu açılımın temeli ve mantığı sakattır, içeriği çelişkilerle doludur ve zamanlaması çok yanlış olmuştur. CHP’nin açılımı, Barzani ve Peşmergelerine bağımsız devlet olma yolunda verilmiş bir sigorta poliçesidir.’’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP’nin Irak’ın Kuzeyi ile ilgili açılımını eleştirerek, bunun Barzani’nin geleceğine yatırım projesi olduğunu söyledi.
Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin hassas ve tehlikeli bir dönemden geçtiği ortamda CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Irak’ın Kuzeyine yönelik açılımlarda bulunmasını, ‘’Barzani’ye yardım paketi’’ olarak değerlendirdi. Bahçeli, ‘’CHP’nin dün hükümeti eleştirirken, bugün keskin bir viraj aldığını’’ öne sürdü.
Devlet Bahçeli, ‘’Türkiye’nin karşısındaki sorun ve tehditlerin niteliği hakkında yanlış tespit ve teşhislere dayanan bu açılımın temeli ve mantığı sakattır, içeriği çelişkilerle doludur ve zamanlaması çok yanlış olmuştur. Bu proje, terör örgütü PKK’yı himaye eden, Kürt kökenli Türk vatandaşlarının Türk milletinden ayrı bir millete mensup olduğunu, Türk topraklarını da kapsayacak şekilde bağımsız Kürt devletinin 10-15 yıl içinde kurulacağını ve Türkiye’nin bu fikre alışması gerektiğini söyleyecek kadar çizmeyi aşan Barzani’nin geleceğine yatırım projesidir’’ dedi.
CHP’nin açılımını, Türkiye’nin Güneydoğusu’nu karıştıracağı ve Diyarbakır’a müdahale edeceği tehditleriyle meydan okuyan Barzani ve peşmergelerine bağımsız devlet olma yolunda verilmiş bir sigorta
poliçesi olduğunu ileri süren Bahçeli, ‘’CHP’nin bu açılımı, PKK terörünü besleyen, himaye eden ve Türkiye’ye karşı bir tehdit aracı olarak kullananları caydırmak değil, onları şımartmak ve cesaretlendirmek sonucunu doğuracak sakat bir yaklaşımı temsil etmektedir’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
14.11.2007
|
|
|
Genelkurmay'dan yalanlama |
Genelkurmay Başkanlığı, ‘’Dağlıca Tabur Komutanı ile bir Üsteğmenin tutuklandıklarını’’ belirten haberin ‘’tamamen gerçek dışı olduğunu’’ bildirdi.
Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde yer alan açıklamada şunlar kaydedildi: ‘’13 Kasım 2007 tarihli bazı basın ve yayın organlarında, Dağlıca Tabur Komutanı ile bir üsteğmenin tutuklandıklarını belirten bir haber yer almıştır. Söz konusu haber tamamen gerçek dışıdır.’’
|
/ ANKARA
14.11.2007
|
|
|
Jetler, sınır ötesini bombaladı iddiası |
Türk jetlerinin, Kuzey Irak’ta dün gece sınır ötesinde bazı noktaları bombaladığı bildirildi.
Kürt yetkililer, Türk jetlerinin dün gece Kuzey Irak’ın Hatnain bölgesinde bulunan Pırbela, Bırsaka, Avaşın köyü ve Norgole bölgesini bombaladığını söyledi. Cihan’a konuşan yetkililer, ayrıca Kuzey Irak’ta bulunan Vansora bölgesinde terk edilmiş karakolu PKK’lılar tarafından kullanıldığı için bombaladığını kaydettiler. Yetkililer, bu bölgelerin terkedilmiş bölgeler olduğunu savundu.
|
/ ERBİL
14.11.2007
|
|
|
Ahmet Türk: Seçimle geldik, seçimle gideriz |
DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, ‘’Kimse bizi bu baskılarla terbiye etmeye kalkmasın. Biz bu Meclise kimsenin memuru olarak gelmedik. Her milletvekili gibi seçimle geldik seçimle de gideriz’’ dedi.
Türk, partisinin TBMM grup toplantısında, bazı çevreler tarafından, ısrarla partilerini hedef haline getiren ‘’komplo sürecinin’’ başlatıldığını öne sürdü.
DTP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan ile ilgili gerçekle ilgisi olmayan bir bir kampanya sürdürüldüğünü ileri süren Türk, ‘’Fotoğrafın arkadaşımıza ait olmadığı biline biline, bazı kesimlerde o fotoğrafın kime ait olduğu bildirilmesine rağmen bu arkadaşımızın hedef haline getirilmesi düşündürücüdür’’ diye konuştu. Türk, Kurtulan’ın 1990’lı yıllarda partilerinde siyaset yaptığını söyledi.
Türkiye’nin birliğinden ve bütünlüğünden yana olduklarını ifade eden Türk, geliştirdikleri önerilerin bu birliğin güçlendirilmesine yönelik olduğunu kaydetti.
Türk, ‘’Önerilerimiz, Türkiye’yi bölecek değil, daha da güçlendirecek önerilerdir. İstediğimiz tek şey, daha fazla demokrasidir. Eğer bizim önerilerimiz tartışılacaksa bu çerçevede tartışılmalıdır. Bu söylemlerimize rağmen bize ısrarla ‘bölücü’ demeye devam edenler de ya kördürler ya da kötü niyetlidir’’ diye konuştu. Türk, ‘’Her türlü baskıya rağmen aynı bayrak altında, aynı sınırlar içinde kendi birliğimiz ve kültürümüzle, kendi siyasal duruşumuzla yaşamayı savunacağız’’ dedi.
|
/ ANKARA
14.11.2007
|
|
|
Çiçek: Babacan, muhalefete bilgi verecek |
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan’ın, terörle mücadele konusunda hükümetin temasları hakkında bugüne kadar ne yapıldıysa bilgi paylaşmak amacıyla bir muhalefet turu yapacağını bildirdi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Kurulun 3 konuyu görüştüğünü söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ABD ve İtalya’ya gerçekleştirdiği gezilerin ele alındığını belirten Bakan Çİçek, Erdoğan’ın ABD gezisinde ağırlıklı olarak terör konusunun ele alındığını bildirdi.
Hükümet Sözcüsü, Cemil Çiçek, olası bir sınır ötesi operasyonla ilgili olarak, ‘’Biz laf olsun diye bu yetkiyi almadık. Dolaba koymak için de almadık. Kamuoyuna açıklamadık ama aldığımız andan itibaren de bunun gereği neyse bunu yapmaya çalıştık’’ dedi.
|
/ ANKARA
14.11.2007
|
|
|
WT: Türkiye’yi durdurmak çifte standarttır |
Washington Times gazetesi, Washington’ın öğretmen, doktor, mühendis, asker masum insanları öldüren Marksist-Leninist terör örgütü PKK’ya karşı harekete geçmek isteyen Türkiye’yi durdurmaya çalışmasının çifte standart olduğunu yazdı.
Bruce Fein imzasıyla ‘Türkiye, terörizm ve çifte standartlar’ başlığıyla yayınlanan makalede, “Şu anda ABD, uluslararası teröristleri takip etmek için başka bir ülkeyi işgal etme hakkına sahip olduğunu belirtiyor. Bu çifte standarttır ve ABD Dışişleri’nin başarısızlığıdır. Türklerin yüzde 83’ü ABD’yi sevmiyor. Bu oran Almanya’da yüzde 66’dır.” deniliyor.
PKK’ya Kuzey Irak’taki Kürt Yerel Hükümeti’nce yataklık edildiği belirtilen makalede, bu örgütün El Kaide’nin ABD’yi tehdit etmesinden daha fazla Türkiye için bir tehdit unsuru olduğunun altı çiziliyor. Makalede PKK teröristlerince öldürülen insanların hayatlarının 11 Eylül terör saldırısında öldürülenler kadar değerli olduğu da ifade ediliyor.
|
/ WASHİNGTON
14.11.2007
|
|
|
Kaçaklar TÜİK’i uğraştırıyor |
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Gaziantep Bölge Müdürlüğü nüfus kayıt sistemine dahil etmek için 51 bin kişiye ulaşmaya çalışıyor
ini söyledi. Mevcut yasalara göre Türkiye’de yaşayan herkesin bu sisteme kayıt olma zorunluluğu bulunduğunu, ancak kayıt altına alınmayan kişilere ulaşmakta zorluk yaşadıklarını ifade eden Tan, kayıt altına alınmayan kişilerin, belediye, bankacılık, nüfus gibi birçok kuruluşun verdiği hizmetten yararlanamayacaklarını bilmeleri gerektiğini bildirdi.
Evlerinde bulunamayan, kayıt altına alınmak istemeyen ya da konuyu ihmal eden birçok kişiye telefonla ulaşmaya çalıştıklarını ve bu kişilere ulaşmak için birim oluşturduklarını ifade eden Tan, şöyle konuştu: ‘’Gaziantep’te oturduğu belirlenen 16 bin, Gaziantepli olduğu belirlenen ve nerede yaşadığı bilinmeyen 35 bin olmak üzere toplam 51 bin kişiye ulaşmaya çalışıyoruz. Kayıt altına alınmayan kişilere ulaşmak için 12 operatör ve 24 kişilik ekiple çift vardiya çalışıyoruz. Bu kişilerin bulabildiğimiz ev telefonlarını ya da yakınlarını arıyoruz ve Nüfus Müdürlüklerine ya da bize ulaşıp sisteme dahil olmalarını istiyoruz. Onlara kayıt altına alınmamaları halinde karşılaşacakları sorunlar hakkında bilgi veriyoruz. Kayıt altına alınmak istemeyenleri ikna etmeye çalışıyoruz.’’
Tan, ekiplerinin kayıt altına alınmayan kişilere telefonla ulaşmak için saat 23.00’a kadar çalıştığını ve çalışmalar sırasında ilginç olaylarla karşılaştığını ifade etti. Aradıkları bazı vatandaşların kayıt altına alınmamak için adeta yalvardığını ifade eden Tan, şunları anlattı:
‘’Aradığımız bazı vatandaşlar, borçları, mahkemeleri, alacakları hatta kan davaları olduğu gerekçesiyle kayıt altına alınmak istemediğini söylüyor. Borçları olan ya da mahkemesi olduğu için aranan kişiler kayıt altına alındıkları zaman daha çabuk bulunacaklarını düşünerek kendilerini kayıt altına almamızı istemiyor.
|
/ GAZİANTEP
14.11.2007
|
|
|
Milletvekillerine diyabet taraması |
Birleşmiş Milletler (BM) 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle, Türk Diyabet Vakfı ve Başkent Üniversitesi’nin işbirliğiyle, yarın TBMM’de milletvekillerine diyabet taraması yapılacak.
TBMM Tören Salonunda gerçekleştirilecek taramada, Diyabetle Yaşam Vakfı Başkanı Doç. Dr. Şehnaz Karadeniz, Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neslihan Başçıl Tütüncü ile Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Yetkin hazır bulunacak. Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, yaptığı açıklamada, diyabetin, dünyadaki bütün toplumlarda en yaygın hastalıklardan biri olduğuna dikkati çekerek, ‘’Ülkemizde de 6 milyon diyabetli bulunuyor. Diyabet, iyi tedavi edilmediği zaman böbrek yetmezliği, körlük, koroner kalp hastalığı, nöropati gibi ağır komplikasyonlarla seyreden, yaşam süresini kısaltan bir hastalıktır’’ dedi.
|
/ ANKARA
14.11.2007
|
|
|
Doğu'da kutup soğukları |
Doğu Anadolu Bölgesi’nde soğuk hava hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Bölgede, gece en düşük hava sıcaklığı eksi 20 dereceyle Erzurum’da ölçüldü.
Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Balkanlar’dan gelen soğuk hava sisteminin etkisi altında kalan Doğu Anadolu Bölgesi’nde gece en düşük hava sıcaklığı eksi 20 dereceyle Erzurum’da ölçüldü. Diğer illerde ise gece en düşük hava sıcaklıkları, Kars’ta eksi 8, Ardahan’da eksi 12, Erzincan ve Iğdır’da eksi 2 derece oldu. Yetkililer, bölge genelinde bugün kısa süreli kar yağışının beklendiğini, kar yağışının daha sonra yerini yeniden soğuk hava şartlarına bırakacağını ifade ettiler.
Bu arada, bölge genelinde Erzurum’da 37 ve Muş’ta 9 köy olmak üzere, toplam 46 köy yolunda kar sebebiyle ulaşım sağlanamıyor.
İl Özel İdare Müdürlüğü yetkilileri, köy yollarının ulaşıma açılması için çalışmaların aralıksız devam ettiğini kaydettiler.
|
/ ERZURUM
14.11.2007
|
|
|
Uludağ’da 35, Kartalkaya'da 40 cm kar |
Türkiye’nin önemli kış turizm merkezlerinden Uludağ’da kar kalınlığı 35 santimetreyi buldu.
İkinci Gelişim Bölgesi’yle birlikte 5 bin 500 yatak kapasitesine ulaşan Uludağ’da yeni sezon 15 Aralık’ta açılıyor. Otel işletmecileri yeni sezon öncesi son hazırlıklarını yaparken, kar kalınlığı dün sabah yapılan ölçümlerde 35 santimetre olarak belirlendi.
Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden Kartalkaya’da ise, kar kalınlığı 40 santimetreye ulaştı. Alınan bilgiye göre, Kartalkaya’da aralıklarla etkili olan kar yağışı sebebiyle kar kalınlığı 40 santimetreyi buldu. Kartalkaya’daki otellerin yetkilileri, kar yağışının bu şekilde devam etmesi halinde kayak sezonunun açılabileceğini ifade ettiler.
|
/ BURSA / BOLU
14.11.2007
|
|
|
Doğuda çalışan doktorlar sıkıntılı |
Erzurum Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Ersoy Özmen, Doğu Anadolu Bölgesinde görev yapan doktorların en önemli sıkıntılarının önlerini görememeleri olduğunu söyledi.
Özmen, Kars, Gümüşhane, Bayburt, Ardahan ve Iğdır’ın bağlı olduğu Erzurum Tabip Odası’na bağlı bölgede, yaklaşık 2 bin doktorun çok zor şartlar altında görev yaptığı söyledi.
Dr. Özmen, hekimlerin, sosyal olanakların kısıtlılığı, zor iklim şartları, istenilen yere tayin olamama ve güvenlik gibi birçok
problemlerinin bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Bölgede görevli diğer meslek branşlarında karşılaşılan problemlerle
zaman zaman aynı bazen de farklı sıkıntıları biz de yaşıyoruz. Hekimlerimizin en önemli sıkıntısı önlerini görememeleridir. Bir doktora binlerce hasta düşüyor. Hekimlerimiz tüm zor şartlara rağmen kutsal mesleklerini sürdürmek için neresi olsa görev yapar. Ancak yetkililerimizin de doktorlarımızın çalışma olanaklarını göz önüne alarak gerekli düzenlemeleri yapması gerek.’’
|
/ ERZURUM
14.11.2007
|
|
|
Endüstri kirletiyor |
Türkiye’deki endüstri kuruluşlarının yüzde 98’inde arıtma tesisi kullanılmadığı, olanların da bir kısmının yetersiz veya çalışamaz durumda bulunduğu bildirildi.
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan, ‘’Yer Üstü Suları ve Kirliliği’’ adlı araştırmaya göre, çevresel kirliliğe sebep olan endüstriyel atıklar belirli bir zamanda, bir bölgedeki kirlenme yoğunluğuna bağlı olarak insan sağlığına ve çevreye olumsuz yönde etki ediyor. Araştırmada, sanayinin çevre üzerindeki olumsuz etkisinin diğer faktörlerden çok daha fazla olduğu belirtildi. Sanayi kuruluşlarının, sıvı atıkları ile su kirliliğine, buna bağlı olarak toprak ve bitki örtüsü üzerinde aşırı kirlenmelere sebep olduğu ve tabiatta tahribata yol açtığının bilindiği belirtilen araştırmada, Türkiye’de faaliyet gösteren organize sanayi bölgelerinden yüzde 14’ünde arıtma tesisi bulunduğu ifade edildi. Bu oran turistik tesislerde yüzde 81’e çıkıyor.
Araştırmaya göre, ‘’Yılda 930 milyon metreküp endüstriyel atık suyun sadece yüzde 22’si arıtılıyor, yüzde 78’i ise arıtılmaksızın doğrudan göl, ırmak ve denizlere deşarj ediliyor.’’
ENDÜSTRİYEL ATIKLAR VE DENİZLER
Taşımacılık ve turizm amacıyla kullanılması, evsel, endüstriyel atıkların arıtılmadan veya kısmen arıtılarak deşarj edilmesi, kazalar sonucu meydana gelen petrol akıntıları ve akarsulardan denizlere ulaşan tarımsal atıklar, denizlerde kirlenmeye sebep olan başlıca etkenler arasında yer alıyor. Araştırmada, deniz kirliliğine sebep olan diğer faktörler arasında şöyle sıralanıyor:
‘’Deniz kıyılarında bulunan şehir merkezleri ve sanayi tesislerinden çıkan ve arıtılmadan denize boşaltılan atıklar.
Tarımsal alanlarda erozyon sonucu akarsularla denize karışan toprak ve diğer kirleticiler.
Denizlerde kurulmuş bulunan platform ve boru hatlarından oluşan sızıntılar.
Gemiler ve diğer deniz araçlarından oluşan kirlilik.’’
Deniz kazaları neticesinde önemli miktarlarda petrol döküntüsü suda birikerek canlı ortamını tehdit ediyor. Büyük petrol tankerlerinin kazaları sonucunda binlerce ton ham petrol denize dökülüyor. Ham petrol taşımacılığı, petro-kimya sanayi ve organik kimya sanayindeki gelişmeler kara, hava ve denizlerdeki kirlilik miktarını artırıyor.
|
/ ANKARA
14.11.2007
|
|
|
MEB, ‘çocuk kulüpleri’ açıyor |
Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü, özellikle çalışan velilere kolaylık sağlamayı amaçlayan ‘’Çocuk Kulüpleri’’ kurmaya hazırlanıyor.
Mevcut anaokullarının veya anasınıflarının bünyesinde oluşturulacak kulüplerde çocukların ücret karşılığında eğitim faaliyetlerine katılması öngörülüyor. Bu amaçla hazırlanan yönerge taslağı görüş alınmak üzere ilgili kurumlara gönderildi. Taslak, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in onayıyla uygulanmaya başlanacak.
Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürü Remzi İnanlı, ‘’Çocuk Kulüpleri’’ projesini anlattı. Halen mevcut anaokullarında veya anasınıflarında ikili ya da tekli eğitimin devam ettiğini belirten İnanlı, özellikle ikili eğitim verilen okullardaki çocukların velilerinin, anaokulundaki veya anasınıfındaki eğitim tamamlandıktan sonra eğer bakıcı yoksa çocuklarını nereye bırakacakları konusunda sıkıntı yaşadıklarını ifade etti. İstatistiklere göre, Türkiye’de çalışan kadın nüfusunun yüzde 24 olduğunu belirten İnanlı, çalışan kadınların bir kısmının çocuk sahibi olduktan sonra işlerini bırakmak zorunda kaldıklarını anlattı.
Bu sıkıntıyı göz önünde bulundurarak bir proje hazırladıklarını dile getiren İnanlı, personel ve fizikî imkânları yeterli, uygun eğitim ortamı bulunan anaokulları ve anasınıflarında, yeterli sayıda başvuru gelmesi halinde çocuk kulüpleri kurulacağını kaydetti.
|
/ ANKARA
14.11.2007
|
|
|
Türkiye’de 6 milyon kişi şeker hastası |
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksun Ayvaz, son yıllarda obezite oranlarındaki artışın şeker hastası sayısındaki artışı da beraberinde getirdiğini belirterek, ülkede 6 milyon civarında şeker hastası bulunduğunun tahmin edildiğini bildirdi.
Ayvaz, yarınki Dünya Diyabet Günü sebebiyle yaptığı açıklamada, 2000’li yılların başında açıklanan bir çalışmanın, ülkedeki 20 yaş ve üstündekilerin yüzde 7.2’sinde bilinen, aşikar şeker hastalığı bulunduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Aynı çalışmanın bu yaş grubundakilerin yüzde 6.3’ünde ise gizli şeker olduğunu, bu kişilerin hastalığının 3-5 yıl içinde Tip-2 diyabete dönüşme riski bulunduğunu da gözler önüne serdiğini anlatan Ayvaz, buna göre o yıllarda bilinen ve gizli şekeri olanların sayısının toplam 5 milyon civarında olduğunu belirtti.
Son yıllarda yapılan araştırmaların ise kadın ve erkeklerdeki obezite oranlarında ortalama yüzde 2-3’lük bir artış olduğunu gösterdiğini kaydeden Ayvaz, ‘’Geçen 6-7 yıl içinde obezite oranlarında bu kadarlık bir artış olması, şeker hastalığı görülme sıklığındaki artışı da beraberinde getirdi. Çünkü obezite artıkça Tip-2 diyabet de artar. Bu durumda ülkemizde 6 milyon civarında diyabet hastası bulunduğu tahmin ediliyor’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
14.11.2007
|
|
|
Bilgi vermeyen kuruma ceza |
Türkiye’de emsal teşkil edecek davada bir kamu kurumu, Bilgi Edinme Yasası kapsamında yapılan başvuruya yasada belirtilen 15 günlük zaman diliminde cevap vermeyince ‘Hizmette kusur’ işlendiği gerekçesi ile 1000 YTL tazminat cezasına çarptırıldı.
Bursa Çekirge Hastanesi’nde vefat eden eşiyle ilgili 4982 Sayılı Bilgi Edinme Yasası kapsamında hastane başhekimliğine başvuran Necmettin Tığ, aradan 4 ay geçmesine rağmen cevap alamayınca konuyu yargıya taşıdı. Hastanenin tüzel kişiliği olmadığı için Bursa Valiliği’ne ‘Hizmette ağır kusur işlendiği’ gerekçesiyle dâvâ açan Tığ’ı, İdare Mahkeme haklı bularak, Valiliği 1000 YTL manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. Hastane yetkilileri ise istenen bilgilerin hasta hakları kapsamında olduğu için başvuruya cevap verilemediğini savundular.
|
/ BURSA
14.11.2007
|
|
|
37 bin araçlık otopark hizmette |
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bugüne kadar 37 bin araçlık kapalı yeraltı otoparkını tamamlayarak hizmete açtıklarını söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyesi’nin Zeytinburnu’nda yaptığı kapalı yeraltı otoparklarını basın mensupları ile birlikte gezen Başkan Topbaş, bugüne kadar 37 bin araçlık kapalı yeraltı otoparkını tamamlayarak hizmete açtıklarını, hedeflerinin bu kapasiteyi 180 bine çıkarmak olduğunu kaydetti. Topbaş ayrıca, yağan yağmurların İstanbul’un 2,5 günlük su ihtiyacını karşılayacak kadar olduğunu dile getirdi. İstanbul’daki barajların doluluk oranının yüzde 9-10 olduğunu belirten Topbaş, vatandaşların tasarruf yapmaya devam etmesini istedi.
|
/ İSTANBUL
14.11.2007
|
|
|
Kurbanlıklarınızı çaldırmayın |
Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla birlikte muhtemel kurban hırsızlıklarına karşı besici ve köylüler, ahırlarına alarm sistemi kurmaları ve devriye nöbetleri tutmaları için uyarıldı.
Erzurum Ziraat Odası (EZO) Başkanı Mücahit Harmandar, hırsızlara karşı yetiştiricilerin, besicilerin ve çiftçilerin ahır ve ağıl girişlerine sesli alarm sistemi kurmaları ya da sahibinden başka kimseleri ahır ve ağıla yanaştırmayan köpek beslemelerini istedi. Harmandar, köy ihtiyar heyetlerinin de para ile bekçi tutmaları gerektiğini, bunu yapamayacak kadar fakir olan ya da yasa gereği polis bölgesinde olan köy- mahalle sakinlerinin ise hava kararmasıyla birlikte gün ağarıncaya nöbetleşe silâhlı devriye gezmelerini tavsiye etti.
|
/ ERZURUM
14.11.2007
|
|
|
Sürücüler trafik kurallarını bilmiyor |
Kara Yolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Enstitüsünce yapılan ankete katılan ehliyetli sürücülerin yüzde 72,6’sı trafik lambaları, yüzde 41’i de okul taşıtlarındaki işaret ile ilgili soruyu yanlış cevaplandırdı.
Kara Yolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Enstitüsü Başkanı İhsan Memiş, enstitü olarak trafik politikalarının geliştirilmesine öncülük etmek, çözümler üretmek ve toplumu bilinçlendirme yönünde çalışmalar yaptıklarını söyledi. Trafik kazalarının en aza indirilmesini, can, mal ve hizmet kayıplarını önlemeyi amaçladıklarını belirten Memiş, bu kapsamda ‘’www.trafikenstitusu.com’’ adlı sitelerinde her ay değişik konularda ağırlıklı olarak sürücülere yönelik anketler düzenlediklerini ifade etti.
Memiş, son olarak Ekim ayında düzenledikleri ve ‘’Okul taşıtının arkasında dur lambasının yanması neyi bildirir? Diğer sürücüler bu lamba yandığında nasıl hareket ederler?’’ sorusunu sordukları ankete, 414 kişinin katıldığını bildirdi. Servis aracının öğrencileri indirmek için durduğunda her seferinde arkasındaki ‘’dur’’ işaretini yaktığını ifade eden Memiş, ‘’Dur lambası yandığında da takip eden tüm sürücülerin yasa gereği durması gerekli’’ dedi.
Ehliyetli sürücülerin yüzde 41’inin soruya yanlış cevap verdiğini belirten Memiş, ‘’Bu sonuç, sürücülerin ne kadar bilinçsiz olduğunu ve okul servis araçlarından inen öğrencilerin risk payını göstermesi açısından önemli. Ayrıca sürücülerin trafikte gerek teorik gerekse pratik bilgileri halen daha özümsemediklerini de ortaya koyuyor’’ diye konuştu.
KAZALARIN SEBEBİ BELLİ OLDU
Kara Yolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Enstitüsü Başkanı Memiş, Mart ayından bu yana yaptıkları ‘’Işıklı bir kavşakta ana lamba kırmızı yanarken, ışıklı ok yoksa sağa dönüş yapılabilir mi?’’ şeklindeki anket sorusuna sürücülerden yüzde 72.6’sının yanlış cevap verdiğini bildirdi.
Memiş, ‘’Kara yollarında çocukların bisiklet kullanma yaşı en az ne kadardır?’’ sorusunu sürücülerin yüzde 33.1’inin, ‘’Trafik kanununa göre trafik kazalarında aslî kusur sayısı kaçtır?’’ şeklindeki soruyu yüzde 37.3’nün, ‘’Bölünmemiş kara yollarında tepe üstlerine yakın yerler ve ilerisi görülmeyen dönemeçlerde ne tür çizgiler çizilmiştir?’’ sorusunu ise yüzde 35.2’sinin yanlış cevapladığını ifade etti.
|
/ ADANA
14.11.2007
|
|
|
Dalgalara çözüm arayışı |
Karadeniz Sahil Yolu’nun Çayeli şehir geçişinin, 10 gün içinde iki kez dalgaların taşıdığı taşlar sebebiyle trafiğe kapanması üzerine Karayolları çözüm arayışına girdi.
Karadeniz Sahil Yolu’nun Çayeli şehir geçişinin Karlıdere mevkisi ile Yaka Mahallesi arasındaki 10 kilometrelik bölüm, 3 Kasımda meydana gelen fırtınada dalgaların yola ulaşması sebebiyle ulaşıma kapanırken, buradan geçen bir otomobil de dalgaların fırlattığı taşlardan zarar görmüştü. Yolun aynı mevkisinin, 12 Kasımda da dalgaların taşıdığı taşlar sebebiyle ulaşıma kapanması üzerine Karayolları inceleme başlattı.
Karayolları 10. Bölge Müdürü Murat Boydaş, zaman zaman fırtına sebebiyle yola zarar gelmesini beklediklerini, ancak bu ölçüde ve sıklıkta olmasını beklemediklerini söyledi. Boydaş, ‘’Zarar meydana gelen yerde gerekli fotoğrafları çektik. Proje ekseninde bu durumu inceleyeceğiz. Gerekirse heyet de kuracağız. Mutlaka bunun çaresini bulacağız’’ dedi.
|
/ RİZE
14.11.2007
|
|
|
|