Yeni Asya Vakfı Konferans salonunda “Şiirimizde ölüm düşüncesi ve ölümün varlık eksenli idraki” konulu bir seminer verildi. Süleymaniye’deki Yeni Asya Vakfı’nda düzenlenen programa seminerci olarak Dr. Hakan Yalman ve Ahmet Dursun iştirak ettiler. Konuşmacılar Türk şiirinde en çok işlenen konu olan ölüme varlık eksenli bir bakış açısıyla yaklaştılar.
Öncelikle söz alan Ahmet Dursun,
“Şiir duygularımızın ifadesinin en coşkulu aracıdır. Şiiri hayat tarzı haline getirmiş bir milletiz. Acılarımızla birlikte sevinçlerimiz, aşklarımızla birlikte ayrılıklarımız hep şiirimizdedir. Ölüm de bunlardan biridir. Ölüm şiirimizin en çok kullanılan temlerinden biridir” dedi.
Şiirde temel olarak inanç eksenli ve inanç dışı iki eğilimle ölüme bakıldığını belirten Dursun, “Birinci görüş inanç olgusundan uzak düşünülemez. Hayatın bir emanet olduğu dersini tam almış ve emaneti sahibinin istediği şekilde kullanması gerektiğini bilen, ölümden bir sevgiliden, kabirden gül bahçesinden söz eder gibi bahsedenler vardır. Divan şiirimizde, tasavvuf edebiyatımızda, halk edebiyatımızda bu anlayış hakimdir, bunun zıddına bir yaklaşım görmek zordur. İkinci anlayışa sahip olanlar ise hayatı yolda bulduğu değersiz bir mal gibi tüketmeye meyilli… Ölüm gerçeğinden uzak durmayı tercih etmekte, ölümle mümkün olduğu kadar yüzleşmekten çekinen… Ölümden korkan bir anlayış…” ifadelerini kullandı.
Seminerde ikinci konuşmayı yapan Dr. Hakan Yalman da, ölüm konusuna varlığın temelini oluşturan esaslardan bahsederek açıklık getirdi. Yalman, “Her şeye bakışımızdaki temel problem hayata, varlığa ve ölüme bakışta da kendini göstermektedir. Sadece mülk boyutunun ölçüleri ile, dar, sınırlı, kartezyen bir bakışın hayat algısı akciğerin çalışıyor, kalbin atıyor olmasından ve hareketler, değişimlerden ibaret olmaya mahkumdur” diyerek hayata da ölüme de farklı bir bakış açısıyla bakmamız gerektiğini belirtti. Yalman şu sözlerle konuşmasını sonlandırdı: “Toprak altında çürümenin daha üst boyutta ve daha kuşatıcı bir hayatın başlangıcı olduğu ancak bu şekilde idrak edilebilir. Belki o zaman Hz. İsa’nın ‘Ölüm bir son değil, başlangıçtır’ sözü bize daha yakın hale gelebilir.”
|