Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Asker ailelerinde tutuklama şoku

Terör örgütü PKK üyelerinin Hakkari’nin Dağlıca bölgesindeki askerî birliğe saldırısı sonrasında kaçırdığı sekiz askerin aileleri, şimdi de tutuklama şoku yaşıyor. Niğdeli asker Mehmet Şenkul’un tutuklandığı haberini alan baba Ali Şenkul, oğlu ile telefonda görüştüğünü belirterek, “Mehmet, telefonda sürekli ağlıyordu ve ‘Ben bunu hak edecek birşey yapmadım’ diyordu. Oğlumun durumuna çok üzülüyorum” dedi.

Terör örgütü PKK üyelerinin, Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca bölgesindeki askeri birliğe saldırısı sırasında irtibat kesilen 8 askerin, “Memuriyet görevinin gereklerine aykırı hareket etmek’’, ‘’emre itaatsizlikte ısrar’’ ve “yurt dışına firar’’ suçlarından tutuklandığı bildirildi.

Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin 10 Kasımda aldığı duruşmasız işlere ilişkin karar tutanağında, uzman çavuş Halis Çağan’ın “Memuriyet görevinin gereklerine aykırı hareket etmek’’, erler İlhami Demir, İrfan Beyaz, Özhan Şabanoğlu, Fatih Atakul ve Mehmet Şenkul’un ‘’emre itaatsizlikte ısrar’’, erler Fuat Başoda ve Ramazan Yüce’nin ‘’emre itaatsizlikte ısrar ve yurt dışına firar’’ suçlarını işlediği, haklarında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, yüklenen suçun vasıf ve mahiyeti, askeri disiplinin aşırı derecede sarsılmış olması sebebiyle 353 sayılı kanunun 71 ve CMK’nın 100 ve 101. maddeleri gereğince vicahen tutuklanmasına karar verildiği kaydedildi. 8 askerin olay gününe ilişkin ifadelerinin yer aldığı tutanakta, soruşturma dosyasının askeri savcılığa iadesi kararlaştırıldı. Tutanakta, 7 gün içinde Ağrı 12. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde itiraz yolunun açık olduğu belirtildi.

Bu arada PKK tarafından kaçırılan Niğdeli asker Mehmet Şenkul’un tutuklanması Şenkul ailesinde şok etti. Çocuklarının tutuklandığı haberini alan baba Ali Şenkul, anne Nuriye Şenkul ve emekli asker dayı Arif Balcı Van’a gitmek üzere yola çıktı.

Baba Ali Şenkul, oğlu ile telefonda görüştüğünü belirterek, “Mehmet, telefonda sürekli ağlıyordu ve ben bunu hak edecek birşey yapmadım diyordu. Oğlumun durumuna çok üzülüyorum.” dedi. Çocuklarının tutuklamasına bir anlam veremediklerini aktaran Ali Şenkul, diğer asker ailelerinin de haberi alır almaz Van’a hareket ettiklerini söyledi. Baba Şenkul, “Çocuğumu teslim almayı beklerken tutuklandığını öğrenmemiz bizi çok üzdü. Ben bu olayı saçmalık olarak değerlendiriyorum. Benim oğlum o dağda şehit de olabilirdi. Çocuğumuzu vatan için dağa gönderiyoruz, onlar elinden geleni yapıyor. Ama daha sonra öğreniyoruz ki tutuklanmışlar. Bütün aileler perişan oldu. Olayı öğrenen askerlerin yakınları yollara düştü. Gaziantepli askerin ailesi yolda kaza yapmış diye duyduk. Herkes çaresiz. Bu belirsizlikler nereye kadar devam edecek bilemiyorum. “ diye konuştu.

/ VAN

13.11.2007


 

Türk-Kürt çatışması yok

Baykal, yaşanan terör olaylarının Türk-Kürt çatışması gibi sunulmasının doğru olmadığını ifade ederek, “Olay, etnik çatışma olayı değildir, bir terör, PKK olayıdır’’ dedi. Irak’a yönelik olarak, 30 yıllık döneme dair ortak politikaların ortaya konulması gerektiğini anlatan Baykal, ciddî bir yeni yaklaşıma ihtiyaç olduğunu, bu yaklaşımın hedefinin Irak toplumu olduğunu kaydetti. Baykal, konuyla ilgili, iktidar-muhalefet, asker-sivil, Çankaya, herkesin bir araya gelmesi gerektiğini belirtti.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, teröre yönelik tedbirler konusunda yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, ‘’Türkiye’nin yararına, çıkarına bulduğumuz düşünce ne ise bunu içtenlikle, bizim için siyasi sonucu ne olursa olsun, isterse siyasi bir bedel ödemeyi gerektirsin, hiç tereddüt etmeden söyleriz’’ dedi.

Baykal, Habertürk’te yayınlanan Basın Kulübü programında, teröre yönelik tedbirler konusunda yaptığı açıklamaların toplumda ilgi ve hareketlenmeye sebep olduğunu, ‘’ciddi ihtiyaca cevap verdiğini’’ ve toplumun böyle bir tartışma bekleyişi içinde olduğunun görüldüğünü söyledi.

Irak’taki öğrencilere Türkiye’de okuma imkânı sunulmasının, kuzey Irak yönetimiyle resmî yolla olması gerekmediğini de ifade eden Baykal, Türkiye’nin Balkanlardan, Ortadoğu’ya kadar bir kaç milyon dolar kaynak aktararak, çevredeki ülkelerin kalkınması, eğitimi, sosyal sorunlarının çözülmesine yönelik fon oluşturup, bunları iyi yetişmiş uzmanlar kullanarak, bölgede etkinliğini kat kat artırabileceğini söyledi.

Baykal, ‘’Ermenistan’dan Bosna’sına, Kosova’sına kadar geniş bir coğrafyada 100-200 milyon dolarla olağanüstü etkili sonuç elde etme imkânı var’’ dedi.

Baykal ‘’Kuzey Irak’ın zenginleşmesini tehlikeli görmüyor musunuz?’’ sorusu üzerine, Türkiye’nin refahının komşularının yoksullaşmasında arayan bir anlayışın Türkiye’ye, komşularına ve dünyaya büyük zararlar getireceği inancında olduğunu söyledi. Bu düşüncesinin sadece Irak’a değil, bütün çevre ve dünyaya yönelik olduğunu belirten Baykal, ‘’Ermenistan’la da şartları ayarlayalım, karşılıklı düşmanlığa son verelim, biz de onların zenginleşmesine katkı yapayım, ne var yani’’ dedi.

Olayın sosyal, eğitim, medya ve ekonomi boyutuyla karmaşık bir iş olduğunu belirten Baykal, ‘’Bu son girişim de bir ölçüde bu ihtiyacı vurgulamaya yönelikti. Bakın bunlar da var diye. Perdenin bir yönünü açıverdik. Sadece bundan ibaret değil, perdeleri açsak neler çıkacak’’ diye konuştu.

BÖLGEDE İŞSİZLİK BİTİRİLMELİ

Deniz Baykal, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ekonomik ihtiyaçların karşılanması ve işsizliğin çözümlenmesinin ana konu olduğunu söyledi. Baykal, terörle mücadelenin uzun vadeli bir iş olduğunu ifade etti.

Mücadelenin değişen bir tablo olduğunu belirten Baykal, şunları söyledi: “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ekonomik ihtiyaçların karşılanması ve işsizliğin çözümlenmesi ana konudur. Devlet yatırım yapmalıdır, yapıyor da... Bu konuda iktidarın ciddi bir gayreti var. Güneydoğu Anadolu’da bütün köylerin, devletin iş gücü ile yüz yüze gelmesi lazımdır. Bunu sağlamak zorundayız. Ancak iş bununla da bitmez. Kanada’da, İspanya’da da, İrlanda’da da bitmedi. Yapmamız gereken; Olayı kontrol altına almaktır. İşsizlik, ekonomik ve sosyal sorunlara sahip çıkmalıyız.’’

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde halkla ilişkiler konusunda çok başarılı çalışmalar yapıldığını belirten Baykal, özellikle eğitimin bölge için çok önemli olduğunu söyledi. Irak’ın parçalanmasının Türkiye ve bölge için çok yanlış olacağına inandığını belirten Baykal, “Türkiye’nin, Irak’ın parçalanmasına destek verme noktasında yer alması mümkün değildir’’ dedi. Irak’la iyi ilişkiler içinde bulunmak istediklerini ifade eden Baykal, Irak’tan da Türkiye’ye yönelik bir tehdidin söz konusu olmaması gerektiğini söyledi.

“KÜRT DÜŞMANI DEĞİLİZ”

Baykal, yaşanan terör olaylarının Türk-Kürt çatışması gibi sunulmasının doğru olmadığını ifade ederek, ‘’Olay, etnik çatışma olayı değildir, bir terör, PKK olayıdır’’ dedi.

Aynı yanlışın CHP ile ilgili olarak yapıldığını, ‘’CHP olarak uzun süredir yapılan politikanın ‘Kürt düşmanı’ gibi takdim edildiğini’’ belirten Baykal, şunları kaydetti:

‘’Sanki biz Kürt düşmanlığı içinde bu işleri yapıyormuşuz gibi bir algı var. Yani, Böyle bir şey olabilir mi, bunu kim tasavvur edebilir? Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil, hiçbir aşamada kesinlikle söz konusu olmamıştır. ‘Sen ısrarla bu olayın üzerine yürüyelim diyordun’, evet yine diyorum ama Kürtlerin üzerine mi yürüyelim diyorum? Ne münasebet, ben, doğrudan doğruya eline silah almış, silahlı mücadeleyi, terör mücadelesini Türkiye karşı organize eden insanlara karşı ciddi, kararlı mücadele verelim diyorum.’’

Baykal, terörle mücadele konusunda ortak ulusal politika için ısrar ettiğini, iki yıldır meclisi olağanüstü toplantıya çağırdığını ifade ederek, artık teröre karşı bütüncül bir mücadele politikası oluşturulmasının ertelenemez duruma geldiğini kaydetti.

/ ANKARA

13.11.2007


 

Bölge savaştan usandı

Türkiye-Irak Dostluk Derneği Genel Başkanı Mehmet Emin Değer, Baykal’ın Kuzey Irak’a yönelik açıklamalarını “olması gereken açılımlar” şeklinde değerlendirdi. Değer, söz konusu açılımların unutulmamasını, bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Yeni Asya’ya konuşan Mehmet Emin Değer, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın açılımını müsbet karşıladıklarını ifade etti. Değer, “Sanıyorum herkesin kafasındaki doğru tesbitler bunlar. Olması gereken şeylerdir. Baykal’ın geçmişteki söylemleriyle şimdi ortaya koyduğu açılım tenakuz gibi görünse de önemsiyorum. Hem hükümeti hem devleti idare edenleri destekleyici bir unsur olarak görmek lazım. Özellikle Baykal’dan bu açılımın gelmesi önemlidir” dedi.

Bir yandan açılım yaparken öbür taraftan terörle mücadelenin de kararlılıkla devam etmesi noktasında herkesin hemfikir olduğunu hatırlatan Değer, açılımların unutulmaması gerektiğine işaret etti. Değer, şöyle konuştu: “Bugüne kadar eksik olan bu açılımlardır. Terörle mücadele vardı. Korkarım her zaman olduğu gibi böyle sıkıntılı günlerin olduğu dönemlerde bu tür şeyler söylenir durur. İşler biraz yumuşadığı dönemlerde de unutulur gider. Türkiye’nin en büyük sıkıntısı bu. Kendi meselelerini günübirlik çözmeye dönük olmasıdır. Uzun vadede bir takım açılımlar üretmemesi sıkıntı sebebidir. Bizim şu ana kadar gördüğümüz bu.” “Güneydoğu halkını iyi anlamak, iyi okumak, orada olup bitenleri iyi değerlendirmek gerekiyor. Buna göre devletin bütün kurumlarıyla sadece devlet kurumları yetmez kamuoyuna ne yapılmak isteniyorsa uzun vadede devlet muhalefetiyle, iktidarıyla, kurumlarıyla hepsi bu konuda kararlılığını ortaya koymalı. Sağlıklı bir açılım geliştirip bu noktada çizgilerini belirlemeli. Tatbiki mümkün olan hususları sürekli gündemde tutup uygulamaya geçmeli.”

“Bölgenin beklentisi de bu tür açılımlardır. Bölge sadece silahlı mücadeleden bıkmış usanmıştır. Kuzey Irak da Baykal’ın açıklamalarını müsbet karşılar. Zaten onların istediği de buydu; Türkiye ile sıcak ilişki kurmak.”

Kemal BENEK / ANKARA

13.11.2007


 

AKP’li Kurt: Topraklarımızı mayınlardan temizleyelim

AKP Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, Güneydoğu Anadolu’daki mayınların bir an önce temizlenerek, hasarlarını giderecek yönde tedbir alınması gerektiğini söyledi.

DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal da mayın döşeli alanların haritalarının açıklanması gerektiğini belirtti.

AKP Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt; DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, AKP Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten ve mayından sakat kalan Diyarbakırlı Nesim Öner ile ‘’Mayınsız Bir Türkiye İçin’’ kampanyasına destek amacıyla Parlamentoda basın toplantısı düzenledi.

Kurt, Türkiye’nin, 2004’te taraf olduğu Mayın Yasaklama Anlaşması gereği, 2008’e kadar eğitimde kullanılanlar hariç stoklardaki mayınlarını imha etmesi, 2014’e kadar da topraklarda döşeli mayınların temizlenmesini taahhüt ettiğini söyledi. Kurt, “Topraklarımızı mayınlardan temizleyelim ama hasarlarını giderecek yönde de tedbirler almalıyız’’ dedi. Komşu ülkelerin, Mayın Yasaklama Anlaşmasına taraf olması için Türkiye’nin çaba gösterdiğini bildiren Kurt, silahlı örgütlerin de bu anlaşmaya taraf olduğunu kaydetti.

/ ANKARA

13.11.2007


 

Erdoğan'dan Atatürk övgülerİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk’ün sadece Türkiye için değil, milli egemenliğe, çağdaş değerlere ve barış felsefesine sahip olan uluslararası toplum için de önemli, anlamlı olduğunu, iyi incelenmesi ve örnek alınması gereken bir devlet adamı olduğunu söyledi.

Erdoğan, MEB Şûrâ Salonu’nda düzenlenen VI. Uluslararası Atatürk Kongresi’nde yaptığı konuşmada, en büyük hedeflerinin, Türkiye Cumhuriyeti’ni layık olduğu seviyelere taşımak, milleti müreffeh ve mesut kılmak olduğunu söyledi. Kongreye katılan bilim adamlarına yapacakları katkılardan dolayı şükranlarını ifade eden Erdoğan, Atatürk’ün hayatı boyunca hem bölgede, hem dünyada samimî ve sürdürülebilir barış konusunda ısrarlı olduğunu vurgulayan Erdoğan, kendilerinin de barış ve esenlik konusunda ısrarlı olunmasını vurguladıklarını dile getirdi.

Cemil YÜZER / ANKARA

13.11.2007


 

MHP, Kaz Dağları için araştırma istiyor

MHP, Kaz Dağlarındaki maden arama ve işletme çalışmalarına ilişkin gerçeklerin halka sunulması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi.

MHP Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 28 arkadaşının, TBMM Başkanlığına sunduğu araştırma önergede, Kaz Dağlarının 256 bin hektar alana sahip olduğu vurgulandı.

Çanakkale ve Balıkesir il sınırları içinde, Kaz Dağları yamaç ve eteklerinde 8 ilçe, 20 belde ve yaklaşık 330 köyün bulunduğu belirtilen önergede, dağda, yaklaşık 800 adet bitki türü ve 47 adet endemik bitki çeşidiyle dünyanın en zengin florasının oluştuğu bildirildi. Kaz Dağlarının Edremit Körfezine bakan 21 bin 300 hektarlık alanın, 1993 yılında Millî Park olarak ilân edildiği hatırlatılan önerge”...Bölgenin madenler açısından oluşturulacak politikaya esas olmak üzere gerçeklerin tesbit edilmesi, halkımızın endişe ve beklentilerinin belirlenmesi için Meclis Araştırması yapmak tarihî bir görevdir’’ denildi.

/ ANKARA

13.11.2007


 

Sivil anayasa şart

Eğtim Bir-Sen Eskişehir Şube Başkanı İsmail Altınkaynak, insan hak ve özgürlüklerine dayalı sivil bir anayasanın hazırlanmasının şart olduğunu söyledi.

Yimpaş Otel’de gerçekleştirilen Eğitim Bir-Sen Eskişehir Şubesi’nin kongresinde İsmail Altınkaynak yeniden başkanlığa seçildi. Altınkaynak kongrede yaptığı konuşmada, en büyük amaçlarının ülkeye insan hakları ve demokrasinin yerleşmesi için çalışmak olduğunu belirterek, “Bunun için ülkenin önünün açılması ayaklarındaki pranganın kırılması gerekmektedir” dedi. Altınkaynak, öncelikle insan hak ve özgürlüklerine dayalı sivil bir anayasanın hazırlanmasının şart olduğunu söyledi. Bu milletin 84 yıldır Cumhuriyetle kendi kendini idare ettiğini kaydeden Altınkaynak, darbe anayasalarından arınmış bir sivil anayasanın da bu millet tarafından yapılabileceğini vurguladı. Altınkaynak, “Aksini düşünmek bu millete en büyük hakaret engellemeye çalışmak ise en büyük ihanettir” diye konuştu.

Hazırlanacak sivil anayasanın kendilerine göre olmazsa olmazları olduğunu belirten İsmail Altınkaynak, anayasada eğitimde fırsat eşitliğinin sözde değil özde olması gerektiğini söyledi. “Gençlerimizin önündeki katsayı engeli derhal kaldırılmalıdır” diyen Altınkaynak, yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede başörtüsü diye bir sorunun olmaması gerektiğini ifade etti.

Altınkaynak, din kültürü ve ahlâk bilgisi derslerini de seçmeli yapma gibi bir yanlışa düşülmemesi gerektiğini dile getirerek, "Gençliğin içine düşürüldüğü durum ortadayken, din derslerinin seçmeli yapılması gençliğimizi alkol, uyuşturucu bataklığına düşürmek ve gayrimeşrû yollara giden kapıların açılmasına sebebiyet vermektir" diye konuştu.

Yeni anayasada YÖK gibi bir kurumun da olmaması ve YÖK’ün yok olması gerektiğini belirten Altınkaynak, şöyle devam etti:

“TÜBİTAK raporlarına göre, 28 ülke arasında 21. sırada olan Türk üniversitelerinin hali içler acısıdır. YÖK’ün tek derdi milletin değerlerine savaş açmak ve çok sıkıştığı zaman da ordu göreve pankartları altında yürümek ve ilim adamlığı şerefini yerlerde sürümektir.”

Abdullah YEŞİLKAYA / ESKİŞEHİR

13.11.2007


 

MEB'den “Acil Çözüm Merkezi”

Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), sorunları anında ve yerinde çözmek amacıyla Eylül ayında faaliyete geçirdiği ‘’Acil Çözüm Merkezi’’ şu ana kadar 773 talebi çözüme kavuşturdu.

Edinilen bilgiye göre, yeni eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte, okullarda yaşanabilecek alt yapı, perso-nel, ders kitapları, donatım gibi eksiklikler ile eğitim-öğretimi aksatıcı nitelikteki diğer sorunların acil çözümü amacıyla kurulan merkez kısa sürede pek çok talebi yerine getirdi.

İnternet üzerinden gelen talepleri sonuca bağlayan merkezde Eylül ayından bu yana, kayıt parası şikâyetlerinden, personel talebine, okul yapımından donatım taleplerine kadar 773 şikâyet çözüme kavuşturuldu.

Eğitim-öğretim kurumları ile ilgili gerek veliler, gerekse kurum idarecileri acil çözülmesi gerektiğini düşündükleri konularla ilgili her türlü başvuruyu ‘’[email protected]’’ e-posta adresine gönderebilecekler.

/ ANKARA

13.11.2007


 

Son şahitlerden Osman Aydın dualarla uğurlandı

Afyonkarahisar’ın Bayat ilçesinde önceki gün vefat eden, Bediüzzaman Said Nursi tarafından yazılan Risale-i Nur Külliyatı’nın tashihini yapan Hacı Osman Aydın (81), son yolculuğuna dualarla uğurlandı.

Soğuk algınlığından dolayı önceki gün sabah rahatsızlanan Hacı Osman Aydın, saat 10.00 sıralarında vefat etti. Osman Aydın’ın 4 çocuğundan biri olan Ahmet Aydın, babasının hiçbir rahatsızlığı olmadığını belirterek, Cumartesi günü akşam namazını camide kıldığını ifade etti. Son bir haftadır eşinin sürekli Üstad’ı ve talebelerini rüyasında gördüğünü ifade eden Satı Aydın (70), “Talebe arkadaşlarını rüyasında görünce, ‘Ben de gideceğim herhalde’ derdi.” şeklinde konuştu. Bediüzzaman Said Nursî, 1944’te Emirdağ’a geldiği zaman daha 18 yaşında bir öğretmen olan Hacı Osman Aydın, Üstad’la tanışır. Latince bilen Aydın, Said Nursî’nin Emirdağ’da kaldığı sürede risâlelerin tashihini yaptı. Aydın, zaman zaman Said Nursî’yle birlikte tepelere çıktıklarında risâlelerin yazımında da bulunmuş. Aydın’ın cenazesi, dün Bayat Çarşı Camii’nde öğleyin kılınan cenaze namazının ardından ilçe mezarlığına defnedildi.

/ ANTALYA

13.11.2007


 

Başoğlu: Başörtüsüne hakaret edilmesin

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, askerlerin resmi törenlerde başörtülülere gösterdikleri tavrın yanlış olduğunu söyledi.

Şehit cenazelerinde başörtülü olanların da bulunduğuna dikkat çeken Başoğlu, “Milli mücadelede, başı örtülü kadınların sırtlarında çocuklarıyla bomba taşıdıkları ve cepheye kağnılarla gıda ve askeri malzeme götürdüklerini, silâh ve kurşun yapım atölyelerinde çalıştıklarını biliyoruz” dedi.

Başörtüsü yasağının hukukî olmadığını, keyfi ve ayrımcılık amacı güttüğünü yıllardır dile getirdiklerini hatırlatan Başoğlu, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanına çağrıda bulundu.

“Törenlere katılan başı örtülü bayanlara yapılan ve hakarete varan bu davranışlar üzerine, başörtüsü yasağının haklı ve inandırıcı hiçbir sebebe dayanmadığını, giderek başı örtülülere düşmanlığa dönüştüğünü, bunun da, milletin bütününe yönelen bir saldırı niteliğinde olduğunu kabul edip çözüm aramaları gerekmektedir. Bu sorun derhal devletin gündemine alınmalı ve en kısa zamanda bitirilmelidir. Böylece toplumda oluşan barışın devamlığı sağlanmalıdır.”

Tuncay BAYRAM / ANKARA

13.11.2007


 

İnsan kopyalama yasaklanmalı

Uzmanlar özellikle üreme amaçlı insan kopyalamayı (klonlama) muhtemel suistimaller ve insan hakları ihlâli endişesiyle yasalar yoluyla yasaklanması gerektiğini belirtiyorlar.

Uluslararası toplumun, üreme amaçlı insan kopyalamayı (klonlama) yasaklamaya ya da muhtemel ayrımcılığa, hatta suistimale karşı gelecekte ortaya çıkabilecek klonlanmış insanların haklarını korumaya hazırlanması yönünde acilen bir anlaşmaya varması gerekebileceği bildirildi.

İrlanda Ulusal Üniversitesi İnsan Hakları Merkezinden Brendam Tobin ve ekibinin yayımladığı rapor, BM’nin üreme amaçlı kopyalamayı yasa dışı ilan etmekte başarısız olmasının, araştırmalardaki hızlı gelişmeler yüzünden kopyalanmış insanların ortaya çıkması ve çoğalmasının an meselesi olduğunu anlamına geldiğini ortaya koydu.

Tobin, tedavi amaçlı denetimli kopyalama araştırmalarına izin verilirken, üreme amaçlı insan kopyalamasının yasa gücüyle dünya çapında yasaklanmasının en arzu edilen seçenek olduğunu söyledi.

Brendam Tobin, uluslararası toplumun uzlaşma bulamamaya direnmesi halinde, sorumluluğu kabul etmesi ve kopyalanmış her bireyin aynı insan haklarından bütünüyle yararlanmasını sağlaması gerekebileceğini ifade etti.

BM’nin, kopyalanmış insanlara saygı gösterilmesi ve kopyalanmış insanların ön yargı, suistimal ya da ayrımcılığa karşı koruması yönünde halkın duyarlılığını artırmak için büyük çaplı programlar başlatması gerekebileceğini de ifade etti. Fransa ve Almanya, BM’den üreme amaçlı kopyalama girişimlerine küresel bir yasak getirilmesini istemiş, ancak tedavi amaçlı klonlama deneylerine izin verilmesini talep etmişti. BM’deki tartışmalar sırasında, birçok hükümet bu görüşe sahip çıkmış, ancak aralarında ABD ve Vietnam’ın da bulunduğu bazı ülkeler amacı ne olursa olsun her türlü klonlama çalışmasına karşı çıkmıştı.

/ WASHINGTON

13.11.2007


 

Yazıcıoğlu: Peres’in konuşması milletin vicdanını yaralar

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, ‘’İsrail Cumhurbaşkanının TBMM’de konuşma yapacak olması millet vicdanını yaralamaktadır’’ dedi.

Yazıcıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in bugün TBMM’de konuşma yapacak olmasını eleştirdi. ‘’Mazlum milletlere özgürlük önderliği yapmış olan TBMM’nin terörle özdeşleşmiş bir kişinin konuşmasına sahne olmasının TBMM’nin misyonuyla bağdaşmadığını’’ ifade eden Yazıcıoğlu, ‘’Anlaşılıyor ki biz PKK terör örgütüyle ilgili tedbirler alınsın derken, ABD, bizi Pakistan’dan İsrail’e uzanan BOP’un içinde rol üstlenmeye mahkûm etmiştir’’ dedi.

Yazıcıoğlu, şunları kaydetti: ’’Filistin’de yapmış olduğu katliamların kanı daha kurumamış, Kana’da mavi emzikli bebeğin fotoğrafları daha gözlerimizin önündeyken, İsrail Cumhurbaşkanının TBMM’de konuşma yapacak olması millet vicdanını yaralamaktadır. İnsanlık duygularımızı rencide etmektedir. Mazlûm milletlere özgürlük önderliği yapmış olan TBMM’nin terörle özdeşleşmiş bir kişinin konuşmasına sahne olması TBMM’nin misyonuyla da bağdaşmamaktadır. Ben İsrail Cumhurbaşkanı’nın Kana’da katlettiği bebeğin mavi emziğini takıp, konuşmasına bütün insanlıktan özür dileyerek başlamasını tavsiye ediyorum. Onun konuşması sırasında Meclis’te olmayacağım.’’

/ ANKARA

13.11.2007


 

Kudüs buluşması Feshane'de

“Uluslararası Kudüs Buluşması’’, 15-17 Kasım tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilecek. TGTV Başkanı Necati Ceylan, ‘’kutsal bir kent olan Kudüs’te birçok peygamberin hayatının bir bölümünü geçirdiğini, Allah’ın Kudüs’ün mukaddes bir yer olduğuna işaret ettiğini’’ söyledi.

Kudüs Müessesesi, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV), İslam Dünyası STK’ları Birliği (İDSB) ve Filistin Dayanışma Derneği’nin işbirliğiyle düzenlenecek buluşmanın tanıtımı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan TGTV Başkanı Necati Ceylan, ‘’kutsal bir kent olan Kudüs’te birçok peygamberin hayatının bir bölümünü geçirdiğini, Allah’ın Kudüs’ün mukaddes bir yer olduğuna işaret ettiğini’’ söyledi.

Ceylan, ‘’Kudüs bugün mahzun ve mazlumdur. Çünkü işgal altındadır. Kudüs’ün sadece Arapların ve Filistinlilerin dâvâsı olduğu yönünde bir yanlış algılama var. Kudüs dâvâsı, Müslümanlar’ın dâvâsıdır. Kudüs dâvâsı, tüm tevhid inancını temsil eder. Kudüs dâvâsı, tüm insanlığın dâvâsıdır’’ dedi.

Kudüs Müessesesi Temsilcisi Ekrem Adluni de, Kudüs’ün herkesin bir arada, kardeşçe yaşamasının bir örneği olduğunu, hatta Kıyamet Kilisesi ve Mescidi Aksa’nın yan yana yer aldığını dile getirerek, ancak Kudüs’ün işgal altında bulunduğunu belirtti.

Adluni, Kudüs’ün bütün dünyayı ve insanlığı ilgilendirdiğini, Filistinlilerin Kudüs’teki haklarının tarihî bir hak olduğunu ve bundan taviz verilemeyeceğini ifade etti. Kudüs’teki her şeyin dini, tarihi, kültürel ve medeniyetlerle ilgili bir miras olduğuna dikkat çeken Adluni, Kudüs’ün sadece Müslüman ve Hristiyan sakinlerinin meselesi olmadığını, bütün insanlığın Kudüs’ü koruması gerektiğini söyledi. Adluni, ‘’Kudüs’ün yahudileştirilmesi illegaldir ve işgal zaman aşımıyla meşrulaştırılamaz’’ dedi. Kudüs’teki insani, tarihi, dini ve kültürel haklardan taviz verilemeyeceğine de vurgu yapan Adluni, ‘’Tüm insanlığı Kudüs’ü korumaya çağırıyoruz’’ diye konuştu. İstanbul’da gerçekleşecek buluşmada da ayrılığın değil, birleşmenin hedeflendiğini dile getiren Adluni, ‘’Kudüs tektir, bizimdir. Hepimizin Kudüs için birlik ve beraberlik içinde olması gerekiyor. Kudüs’ü ancak bu şekilde koruyabiliriz’’ dedi.

BULUŞMA SONUNDA İSTANBUL

BİLDİRGESİ YAYIMLANACAK

‘’Uluslararası Kudüs Buluşması’’nda, ‘’Kudüs dâvâsı’’ ile ilgili oturumlar gerçekleştirilecek. Buluşmanın açılışına, Kudüs Müessesesi’nin Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Yusuf El-Karadavi, İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Kudüs Müftüsü İkrime Sabri ve Kudüs Ortodoks Kilisesi Sözcüsü Atallah Hanna da katılacak.

‘’Kudüs’ün kimliğine sahip çıkma, işgali ret, medeniyet beşiğinin özgürlük mücadelesine destek’’ amacıyla da buluşma sonunda, ‘’İstanbul Bildirgesi’’ adı verilecek bir ortak bildiri yayımlanacak. Buluşmaya, 60’ın üzerinde ülkeden 5 bin kişinin katılması bekleniyor.

/ İSTANBUL

13.11.2007


 

“Anne-Baba Okulu”nda ebeveynler bilgilendirilecek

Kadın Eğitim ve İstihdam Derneği’nin düzenlediği ve Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği ile işbirliğinde gerçekleştirilen ‘’Anne Baba Okulu’’ projesinde, ebeveynlere çocuk eğitimi konusunda bilgi verilecek.

Kadın Eğitim ve İstihdam Derneği Başkanı Hatice Evren, derneğin kadınlara meslekî eğitim vermek ve istihdam sağlamak amacıyla kurulduğunu, ancak işe başlayan kadınların çocuk bakımı konusunda yaşadıkları problemler sebebiyle bir anaokulu açtıklarını kaydetti.

Anaokuluna gelen çocuklarda ciddî problemlerle karşılaştıklarını anlatan Evren, ‘’Buraya 5-6 yaşında ama tuvalet eğitimi almamış, hiç konuşamayan çocuklar geliyor. Öğrencilerimiz arasında annesine aşırı bağımlı ve yemek yeme problemleri olan çocuklar olduğunu gördük. Annelerin de çocuklarına çok bağımlı olduklarını gözlemledik. Bunlar ebeveynlerin çocuk bakımı konusunda eğitime ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Biz de bu nedenle ‘Anne-Baba Okulu’ projesini başlattık’’ diye konuştu. Proje kapsamında öğretim üyelerinin ebeveynlere çocuk gelişimi ve yaşanabilecek sorunlarla ilgili bilgi vereceğini bildiren Evren, eğitimlerde çocuğun gelişim dönemlerinde karşılaştıkları sorunlar, çocuk yetiştirmede anne-baba tutumları, etkili iletişim, çocuklarda beslenme, tek çocuğa sahip ebeveyn olma ve bu durumda karşılaşılabilecek sorunlar, çocuk hakları, çocuk ihmal ve istismarı, aile içi şiddet ve çocuğa yansımaları gibi konuların işleneceğini belirtti.

/ ANKARA

13.11.2007


 

Sineklerin gen haritası çıkarıldı

Bilim adamları, 12 çeşit meyve sineğinin kapsamlı gen haritasını çözdü.

Söz konusu çalışmanın insan geni ile ilgili araştırmalara da ışık tutması bekleniyor. Dünyanın en önemli araştırma enstitülerinden Massachusetts Institute of Technology’den yapılan açıklamaya göre, Latince adı Drosopohile olan meyve sinekleri ile ilgili araştırma yapan bilim adamları, karşılaştırma yöntemi ile 12 meyve sineği çeşidinin gen haritasını inceledi.

/ ANKARA

13.11.2007


 

Diyabet hastaları da şekerli gıda tüketebilir

Acıbadem Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülay Hamzaoğlu, diyabet hastalarının bir beslenme uzmanından destek almak şartıyla ve doktor kontrolünde, şekerli gıda tüketebileceğini söyledi.

İnsülin alan hastaların karbonhidrat sayımı ile beslenmelerini düzenleyebileceğini belirten Hamzaoğlu, “Çünkü beslenme uzmanları hastalara, hangi gıdadan ne kadar şeker geleceğini hesaplamayı öğretiyor, böylece hasta aldığı insüline göre bunu tüketiyor. Bu sayede hesabını doğru yaptığı zaman belli sıklıkta şekerli yiyecekler tüketebilme rahatlığına kavuşuyor. Örneğin insülin kullanan şeker hastaları, tam buğday unu, esmer şeker, sıvı yağ ile yapılmış kurabiyeler, az şeker ile yapılmış sütlü tatlılar yiyebiliyor. Ancak hastaların bu ayarlamaları mutlaka beslenme uzmanından eğitim aldıktan sonra yapması gerekiyor” diye konuştu. Şeker hastalığının kalıcı tedavisi olmayan ancak kontrol edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Hamzaoğlu, şeker hastasının eğer uzman hekimin önerilerine büyük bir titizlikle uyarsa, bu hastalığın yaptığı zararları önleyebileceğini ifade etti.

Diyabetin kişinin hayat kalitesini ve hayat süresini büyük ölçüde etkileyen kronik bir hastalık olduğunu vurgulayan Hamzaoğlu, şunları kaydetti: “Obezite, hareketsiz yaşam, bazı ilaçlar örneğin kortizon kullanılması diyabete yol açabilir. Diyabetin yanında hipertansiyon, kalp hastalıkları, ateroskleroz, obezite gibi bir çok hastalık bulunabilir; dolayısıyla diyabet hastasında tek hedef kan şekerinin normale getirilmesi değil, diğer yandaş hastalıkların da kontrol edilmesidir.”

/ BURSA

13.11.2007


 

Şoför ve yönetici kursları açılacak

Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF), şoför ve yönetici kursları açacak.

TŞOF’dan yapılan yazıyı açıklamada, Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğü ile yapılan görüşmeler sonucunda TŞOF adına Meslekî Yeterlilik Eğitim Yetki Belgesi alındığı bildirildi. Söz konusu yetki belgesi doğrultusunda üst düzey yönetici, orta düzey yönetici ve sürücü meslekî yeterlilik belgesi türü kurslar düzenleneceği kaydedilen açıklamada, Ostim Meslekî Eğitim ve Teknoloji Merkezi’nde açılacak kurslar için kayıtların başladığı belirtildi.

/ ANKARA

13.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri