|
|
|
Terör, hedeflerimizi unutturmasın |
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, terörle mücadele sürerken hayatın da normal akışında devam edeceğini belirterek, “Terör faaliyetlerine odaklanıp geleceği, hedeflerimizi unutursak, teröre hizmet etmiş oluruz. Buna hakkımız yok. İnsanımız geleceğe bakmak, güvenle yürümek istiyor. Biz de bunu sağlamak istiyoruz.” dedi. Yıldırım terörün İspanya’da da, İngiltere’de de olduğunu, ama oralarda hayatın bundan etkilenmeden kendi akışında sürdüğünü söyledi.
Bakan Yıldırım, İzmir Valisi Cahit Kıraç’ı makamında ziyaret etti. İzmir’e EXPO heyetinin ziyareti kapsamında toplantılar yapmak, Büyükşehir Belediyesi ile Devlet Demiryolları ortaklığıyla kurulacak İZBAN şirketinin kredi anlaşmalarının imzalanması amacıyla geldiğini belirten Yıldrım, İzmir’in EXPO 2015 hedefini tüm ülke olarak
desteklediklerini belirtti. EXPO heyetiyle düzenlenecek toplantıda İzmir’in neler planladığını, projelerini, hazırlıklarını anlatacaklarını, konuya ne kadar önem verildiğini aktarmaya çalışacaklarını belirten Bakan Yıldırım, ‘’İzmir’in EXPO 2015 için rakip şehre göre çok daha avantajlı olduğunu düşünüyoruz. EXPO çerçevesinde İzmir’de 6-7 yıl içinde muazzam bir faaliyet olacak, İzmir bunu hak ediyor’’ dedi.
Bakan Yıldırım, bir gazetecinin operasyon kararının projelere ve ekonomiye etkisiyle ilgili sorusu üzerine, şöyle konuştu: ‘’Terörle mücadele bir anlık iş değildir. Bu kararlı bir mücadeleyi gerektirir. Bu mücadele de devam ediyor. Ama normal hayat da devam ediyor. Türkiye sınırları içinde veya dışındaki terörist faaliyetlere asla müsamaha etmeyecektir. Diğer ülkelerde de terör faaliyetlerine karşı mücadele var ama normal hayat devam ediyor. İspanya’da, İngiltere’de, diğer gelişmiş ülkelerde terörle mücadele var. Hayat devam edecek. Terör faaliyetlerine odaklanıp geleceği, hedeflerimiz unutursak, teröre hizmet etmiş oluruz. Buna da hakkımız yok. İnsanımız geleceğe bakmak, güvenle yürümek istiyor. Biz de bunu sağlamak istiyoruz. ‘’
EXPO 2015 kapsamında 40 milyon kişinin ağırlanacağı İzmir’de konaklama, altyapı ve ulaşım bakımından ciddi yatırımlar yapılması gerektiğini ifade eden Bakan Yıldırım, hükümetin EXPO olsun veya olmasın İzmir’in altyapı projelerine büyük önem verdiğini söyledi.
Yıldırım, İzmir’in İstanbul ve Ankara ile ulaşım bağlantılarının istenen seviyede olmadığını, İstanbul ile İzmir’i bağlayacak bir otoyol projesinin yakın vadede başlayacağını, Ankara’dan da İzmir’e bir otoyol projesinin gündemde olduğunu söyledi. Bakan Yıldırım, Ankara ile İzmir’i birbirine bağlayacak hızlı tren projesinin de gündemde bulunduğunu, uygulama projeleri ve güzergah çalışmalarının bittiğini, kamulaştırmanın ise devam ettiğini bildirdi.
|
/ İZMİR
07.11.2007
|
|
|
Terör zorlaştırsa da... |
PKK’nın terörist eylemlerindeki artışın ve buna bağlı olarak yaşanan son gelişmelerin Türkiye’nin 2005’ten beri pürüzlü ve yavaş ilerleyen reform sürecini zorlaştıracağına işaret edilen raporda, buna rağmen temel hak ve özgürlükleri sağlamlaştıracak reformlarda ilerleme beklentisi dile getirilerek, “Müzakere sürecinin hızı Türkiye’nin reformlardaki hızına bağlı olacak” hatırlatması yapıldı. Raporda, Türkiye’nin reform taahhüdünün, AB’nin güvenlik ve istikrarı için de önem taşıdığı vurgulandı.
Demokrasi kazandı
“Ordunun açıklamalarına ve siyasî sürece karışma girişimlerine rağmen 2007 ilkbaharında yaşanan anayasa krizinin sonucu, demokrasinin üstünlüğünü teyid etti” denilen raporda, Silâhlı Kuvvetlerin “siyaseti etkileme girişimlerini sürdürdüğü” belirtildi. Raporda, ordu üzerindeki sivil kontrolün arttırılması ve askerî harcamaların denetlenmesi konusunda ilerleme sağlanmadığı belirtilirken, “Tam tersine, ordunun, yetkisi dışında kalan konularda kamuoyuna açık yorum yapma eğilimi arttı” denildi.
|
07.11.2007
|
|
|
YÖK zulmü artık bitsin |
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) 12 Eylül darbesinin ürünü olarak 26 yıldır öğrenci ve öğretim üyeleri üzerinde baskısını sürdürdüğünü söyleyen Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, “YÖK’ün kuruluşunu değil yıkılışını, yok oluşunu kutlamak istiyoruz” dedi.
YÖK’ün bilimsel gelişmenin önündeki en büyük engel olduğu, kurulduğu günden beri 500 civarı öğretim üyesini tasfiye ettiği, 70 binin üzerinde öğrenci hakkında soruşturma açtığı ve üniversitelerden uzaklaştırdığına dikkat çeken Gündoğdu şöyle konuştu: “Üniversitelerin özgürlük ve bilim merkezi olması için YÖK despotizmi yıkılmalıdır. Fişlemeler, ikna odaları, yargısız infazlar, başörtüsü yasağı, katsayı adaletsizliği tarihe karışmalıdır. YÖK kaldırıldıktan sonra ise YÖK mağduru bütün öğretim üyeleri, öğrenciler ve personel affedilerek yeni bir milad başlatılmalıdır.”
YÖK’ün Anayasa’ya bağlı hareket etmediğini söyleyen Gündoğdu, “YÖK anayasal bir kurumdan ziyade ‘anayasalı” bir kurum. Onların Anayasası da ferman anayasası, kuruma önce Anayasa’ya bağlılığı hatırlatılmalı” diye konuştu. YÖK’ün asli işlevine dönerek bilimle iştigal etmesi gerektiğini belirten Gündoğdu, kurumun millet ve milletin temsilcileriyle kavga eder konumdan kurtarılması gerektiğini ifade etti.
|
Fatih KARAGÖZ
/ ANKARA
07.11.2007
|
|
|
YÖK tasfiye edilsin |
ÖZGÜR-DER Genel Başkanı Hülya Şekerci, itibarını tümüyle yitirmiş YÖK sisteminin bütün sonuçlarıyla acilen tasfiye edilmesi gerektiğini kaydetti.
YÖK’ün kuruluş yıldönümü sebebiyle bir açıklama yapan ÖZGÜR-DER Başkanı Hülya Şekerci, şunları söyledi: “Maalesef bu yıl da bir askeri darbe kurumu olan YÖK’ün kaldırılması için bildiriler kaleme almak ve eylemler yapmak zorunluluğumuz devam ediyor. 12 Eylül darbesi ile kurulan ve 28 Şubat darbe sürecinde toplumsal ve siyasal alanları silâhlı bürokrasi adına baskı altında tutan kurumlardan biri olan YÖK, kurulduğu 6 Kasım 1981 tarihinden bugüne akademik camiayı istihbarat, psikolojik savaş veya düzene uygun kafalar yetiştirmek üzere koordine etmektedir.”
Hülya Şekerci, YÖK’ün, yaklaşık 30 yıldır kamuoyunda darbe ve darbecilerle, akademik veya ekonomik yolsuzluklarla, ideolojik fanatizm ve İslâmî değerlere düşmanlık sergileyen örgütlenme ve icraatlarıyla özdeşleştiğini ifade etti.
Şekerci, şöyle devam etti: “YÖK’ün veya temsilcilerinin adının geçtiği hiçbir yerde hukuk, adalet, bilimsel özgürlük, ahlaki iyileşme vb değerler söz konusu dahi edilememiştir. Aksine zorbalık, haksızlık, Kemalizm ve laiklik fanatizmi, ahlaki yozlaştırmanın misyoneri ve lejyoneri olarak YÖK, bu ülkede yaşayan insanlar için kirli, çirkin ve ürkütücü bir darbe örgütlenmesinin adı şeklindezihinlere kazınmıştır. Bugün gelinen aşamada AKP hükümeti, yeni anayasa çalışmaları bağlamında YÖK ve eğitim öğretim kanunu ile ilgili köklü düzenlemeler yapmak zorundadır.”
KATSAYI ADALETSİZLİĞİNE
ACİLEN SON VERİLSİN
Şekerci, şu görüşleri dile getirdi: “YÖK ve üniversitelere ilişkin hükümetin yapacağı ilk icraat, darbe ve darbecilerle doğrudan veya dolaylı ilişki kuranları, üniversitelerde fişleme, rapor, ihbar vs. gibi kirli ilişkilere girenleri, ikna odaları gibi işkence uygulamalarına katılanları, tez ve kitaplarında intihal/bilimsel hırsızlık yapanları üniversite camiasından uzaklaştırmak ve yargılamaktan başlamalıdır. Herhangi bir mazeret öne sürmeden sınavlarda uygulanan katsayı adaletsizliğine son verecek ve hiçbir şart öne sürmeden başörtüsü yasağını kaldıracak düzenleme açık ve net bir biçimde teminat altına alınmalıdır. Tüm üniversiteleri resmi ideolojinin modern tapınakları haline dönüştürmeye endekslenmiş, statü-makam saltanatı hülyaları ile aklî melekelerini kaybetmiş, gerek akademik gerekse siyasi duruşlarıyla öğrenciler ve toplum nezdinde itibarını tümüyle yitirmiş YÖK sisteminin bütün sonuçlarıyla acilen tasfiye edilmesi gereklidir. Ancak hükümet, bu süreçte bütün üniversitelerden uzaklaştırılan öğretim üyeleri ve öğrenciler için genel bir af çıkarmak, mağduriyetleri tazmin edecek mekanizmayı kurmak zorundadır. YÖK’ü ve yol açtığı sorunları yok edemeyen siyasal iktidar, halk nezdindeki itibarını ve temsil yetkisini kaybetmeye mahkûmdur.”
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
07.11.2007
|
|
|
Teziç: İçim rahat huzurluyum |
Görev süresi 8 Aralık’ta sona erecek olan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, “Dışardan nasıl bakılırsa bakılsın, siyasî kanattan nasıl bir YÖK düşünülürse düşünülsün, bilimin verileriyle yola çıktıklarını ve ilk günden itibaren çalışmalarını bu göre yoğunlaştırdıklarını’’ belirterek, ‘’İsteyip de yapamadığım birşey olmadı. Çünkü hayal kurmadım. İçim rahat, huzurluyum’’ dedi.
Galatasaray Üniversitesi Rektörü iken YÖK Başkanlığı’na atanması üzerine İstanbul’dan Ankara’ya gelen Teziç, 4 yıllık görev süresini tamamladıktan sonra İstanbul’a dönerek, ‘’özel çalışmalarını’’ sürdürecek.
Teziç, ‘’ev konseri’’ izlemek üzere dâvet üzerine konuk olduğu ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan’ın evinde, soruları cevapladı.
Müzik dinlemeyi çok sevdiğini dile getiren Teziç, ‘’Çok severim klasik müziği. Ben çalışırken en sadık arkadaşım, kitaplarımla müziktir. Beraberdir onlar, hiç birbirinden ayırmadım. En çok ‘3B’leri severim. Brahms, Bach ve Beethoven ama Mozart da hiç ihmal etmediğim biridir’’ diye konuştu.
Yakında görev süresinin biteceğini ve İstanbul’a ‘’mecburi dönüş’’ yapacağını belirten Teziç, Ankara’da ‘’mutlu bir 4 yıl’’ geçirdiğini dile getirdi. Teziç, ‘’Dışardan bakıldığı zaman hep sıkıntılarıyla ifade ediliyor belki, sorunlarıyla ifade ediliyor ama bunlar benim için önemli değildi. Burada iyi bir çalışma ortamı bulmam önemliydi. Bu ortamı buldum. Onun için mutlu ve huzurlu bir 4 yıl geçirdim’’ diye konuştu.
‘’İçim rahat, huzurluyum’’ diyen Teziç, kendisinden sonra gelecek başkana şu dileklerde bulundu: ‘’Ona huzurlu bir çalışma ortamı temenni ediyorum. Muhakkak başarılı olacaktır. YÖK’ün içindeki elemanlarla birlikte. O da bu mutluluğu duyacaktır, tahmin ediyorum. Her dönem zordur. Böyle bir etiketi koymak da doğru değildir. Çünkü bilim alanı zor bir alandır. Biraz kaotik bir alandır.’’
Prof. Dr. Erdoğan Teziç, üniversiteye yeniden akademisyen olarak dönmeyeceğini belirterek, ‘’Akademisyenlik sayfası kapandı. Kendi hayatım başlayacak. Kendi köşemde yazmak istediğim, Anayasa Hukuku kitabımın ikinci cildi var onu tamamlamaya çalışacağım’’ dedi.
|
/ ANKARA
07.11.2007
|
|
|
Kaldırılmadığı her gün bilim adına zulüm |
MAZLUMDER Ankara Şube Sekreteri Soner Kartal,”YÖK’ün kaldırılmadığı hergün bilim adına yapılan bir zulümdür” dedi.
Soner Kartal, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti: “Üniversitelerin özerk-demokratik bir yapıya kavuşması için 12 Eylül darbesi ürünü YÖK, yolsuzluk yapan rektörlere sahip çıkarak kamuoyunda büsbütün tartışmalı hale gelmiştir. Üniversitelerimizde 12 Eylül hukukundan günümüze kalan ve uygulanan YÖK sisteminin eğitim modeli açısından verimli olmadığı tüm toplum kesimlerinde genel bir kabul görmektedir. YÖK kaldırılmalı, YÖK’ün baskı ve yıldırma yöntemi olarak uyguladığı tüm soruşturmalar, okuldan atmalar ve sürgünler geri alınmalı, yönetmelikler iptal edilmelidir. Özerk, demokratik, katılımcı bir üniversite sistemi hayata geçirilmelidir.”
Hükümete de seslenen Soner Kartal, “Bir ihtilâl ürünü olan YÖK kaldırılmalı. YÖK kaldırılmadan eğitimde ve bilimde gelişme olmaz. Kendilerini devlet içinde devlet sanan ve desteğini bir grup küçük azınlıktan alan az sayıda çıkarcı grubun iradesinin halkın iradesinin önüne geçmesinin engellenmesi gerekir. Başörtüsüne karşı sokak muhbirliği dönemini başlatmak isteyen zihniyete karşı, halkın sağduyusu galip gelecektir.”
|
Yeni Asya
/ ANKARA
07.11.2007
|
|
|
Çelik'ten öğrencilere: Propagandalara inanmayın |
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Avrupa Birliği’ne (AB) girmesi durumunda Türkiye’nin millî benliğini, kültürünü kaybedeceğine yönelik propagandalar yapıldığını belirterek, bu yönde söz ve argümanlara inanılmamasını istedi.
AB Bilgi Büroları Ağı AB Öykü Yarışması ödül töreni Başkent Öğretmenevi’nde gerçekleştirildi. AB Büyükelçisi Mark Pierini’nin de katıldığı ödül töreninde konuşan Bakan Çelik, Türkiye’nin AB öyküsünün kendisiyle yaşıt olduğunu dile getirdi. Öğrencilere AB’ye girilmesi durumunda millî duyguların ve kültürün yok olmasına yönelik propaganda yapıldığına dikkat çeken Çelik, “AB’ye girersek benliğimizi, kültürümüzü, millet anlayışımızı kaybedeceğimizi dile getiren, bu yönde propaganda yapan çevreler var. Bunlara inanmayın. Şöyle oluruz, böyle oluruz korkusuna kanmayalım. AB’ye girdi diye milliyetçi niteliğini, benliğini, kültürünü, kaybeden devlet var mı, yok. AB, gökkuşağı gibidir. Renkler karmaşık değil, armoniktir, bir renk diğerine bulaşmaz” dedi. Çelik, farklılıkların zenginlik olduğuna dikkat çekerken, insanların birbirine benzememesinin, farklılık arz etmesinin kavga sebebi olmaması gerektiğini söyledi.
|
/ ANKARA
07.11.2007
|
|
|
Bahçeli: Görüşmede dağ fare doğurdu |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı George Bush ile yaptığı görüşmeye ilişkin, ‘’Başbakan Erdoğan’ın Bush ile yaptığı görüşmede, dağ fare doğurmuştur, neticede Türkiye için her manada bir hüsran ve hezimet olmuştur’’ dedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında, Başbakan Erdoğan’ın ABD’ye yaptığı ziyarete ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Erdoğan’ın, 29 gün önce teröre müdahale için ‘’milat’’ ilan ettiği toplantının nihayet dün gerçekleştiğini ifade eden Bahçeli, Türkiye’nin haklı mücadelesinde yanında yer almaktan kaçınan ve tezkere sonrasında Türkiye’ye ‘’Bize 3 gün süre verin’’ diyerek zaman kazanan Beyaz Saray yönetimi ile yapılan görüşmenin somut neticelerinin elbette birkaç gün içinde anlaşılacağını söyledi.
Devlet Bahçeli, şöyle konuştu: ‘’Ancak görülmektedir ki Türkiye’nin milli güvenliği konusunda atması gereken adımlar için Bush’un onayını almak amacıyla Washington’a giden Başbakan, aradığını bulamamış; içi boş güvenceler ve etkisiz bazı adımlar atılacağı vaatleriyle geri dönmek zorunda kalmıştır. ABD’nin Türkiye’ye böyle bir muameleyi reva görmesinden ve Başbakan’ın Türk milletini böyle bir duruma düşürmesinden büyük bir esef ve infial duyduğumuzu belirtmek isterim. Sonuç itibariyle Başbakan Erdoğan’ın, Bush ile yaptığı görüşmede dağ fare doğurmuştur, neticede Türkiye için her manada bir hüsran ve hezimet olmuştur’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
07.11.2007
|
|
|
Toptan: Hiç kimsenin toprağında gözümüz yok |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, ‘’Türkiye ile ilgili hesabı olanlar şunu bilecekler ki, en zor şartlarda bile Türkiye hedefinden, yolundan, iddiasından vazgeçmemiştir. Bundan sonra da vazgeçmeyecektir’’ dedi.
Toptan, Bursa’nın İnegöl ilçesinde düzenlenen mobilya ve dekorasyon fuarı ‘’Modef Expo 2007’’nin açılış töreninde, Türkiye’de büyük bir ekonomik hareketlilik olduğunu, ülkenin her geçen gün biraz daha ileri gittiğini söyledi.
“Herkes şunu bilmeli, bölgesinin en büyük gücü olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, başkalarının topraklarında gözü olan bir devlet değildir’’ diyen Toptan, şunları kaydetti: ‘’Hiç kimsenin ne kaynağında gözümüz var, ne toprağında gözümüz var. Bizim Anadolu’muz, bizim insanımıza yeter. Ama bizim topraklarımızda gözü olanın hesabını da bozarız. Çünkü bu toprakları kurarken, doğulusuyla, batılısıyla, kuzeylisiyle, güneylisiyle kan vererek, can vererek bu toprakların sahibi olduk. Kimsenin lütfuyla bu topraklarda oturmuyoruz. Kimsenin izniyle de oturmuyoruz. Çünkü bu toprakları biz kimsenin izniyle almadık. Kimsenin bize merhameti sonucunda da almadık. Vatandaşımızın, milletimizin içinin rahat olması lazım. Türk milletinin, Türk devletinin hukukunun korunması neyi gerektiriyorsa, altını çiziyorum, neyi gerektiriyorsa bugün Türkiye’yi yönetenler işin gereğini mutlaka yaparlar.’’
|
/ İNEGÖL
07.11.2007
|
|
|
General Güler: Terörizmle mücadele küresel olmalı |
Genelkurmay Eğitim Daire Başkanı Tümgeneral Yaşar Güler, bugünün savaşlarının sadece silahlı kuvvetler arasında yapılmadığını, bundan önce olmadığı şekilde daha kapsamlı kuvvetler arasında ve geniş bir yelpazede meydana geldiğini söyledi.
NATO Müttefik Dönüşüm Komutanlığı (ACT) ve ABD Müşterek Kuvvetler Komutanlığı (USJFCOM) tarafından ‘’asimetrik terör’’ konusunda düzenlenen ‘’7. NATO Konsept Geliştirme ve Deneme Konferansı’’, İstanbul’da başladı.
Türkiye’nin ev sahipliğinde Polat Renaissance Otel’de düzenlenen konferansın açılışında konuşan Genelkurmay Eğitim Daire Başkanı Tümgeneral Yaşar Güler, bugünün savaşlarının sadece silahlı kuvvetler arasında yapılmadığını, bundan önce olmadığı şekilde daha kapsamlı kuvvetler arasında ve geniş bir yelpazede meydana geldiğini söyledi.
Terörle savaşın açık fikirli insanlarla dar fikirli insanlar, aşırı uçlar ile ılımlı kişiler, iyimserlerle kötümserler, bilimsel bilgelikle fanatizm, yapıcılarla yıkıcılar arasında geçtiğini belirten Tümgeneral Güler, Türkiye’nin 30 yıldır terörden çok çektiğini ve bu konuda söyleyecek çok şeyi olduğunu vurguladı.
‘’Terörizm küreseldir, terörle mücadele de küresel olmalıdır’’ diyen Tümgeneral Güler, bütün ulus ve devletlerin, terörle mücadele konusunda ortak anlayışa sahip olması gerektiğini söyledi. Tümgeneral Yaşar Güler, konferansın, terörle mücadele konusundaki bilgi alışverişi açısından önemli açılımlar getireceğine inandığını söyledi.
|
/ İSTANBUL
07.11.2007
|
|
|
Vekillere nükleer enerji mektubu |
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu, nükleer enerjiyle ilgili milletvekillerine birer mektup gönderdi. Enerji komisyonunda yeniden şekillendirilen Nükleer Enerji yasasını inceleyen EMO’nun mektubu, yasanın içeriğine dönük görüş ve değerlendirmeleri içeriyor.
Mektuba ilişkin yapılan açıklamada, ‘’Ülkemizin yakın gelecekte bir enerji kriziyle karşı karşıya kalmaması için tüm milletvekillerini; yapımı 10-15 yıl sürecek, kurulum, işletim ve söküm maliyetleri yüksek, pahalı, tehlikeli, dünyada atık sorunu henüz çözülememiş nükleer enerji santralı değil, ülke kaynaklarını kullanmayı sağlayacak yasal düzenlemeler üzerinde çalışmaya davet ediyoruz’’ denildi.
Nükleer enerji konusunda büyük oyunlar oynandığı iddia edilen açıklamada, ‘’Nükleer enerji pazarlığının kimlerle, kimin için yapıldığı açıklanmalı’’ denildi.
|
/ ANKARA
07.11.2007
|
|
|
“ABD’nin istihbaratı sivillerin ölmesine neden olabilir” |
Ömer Vehbi Hatipoğlu düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin ABD’den alacağı istihbaratın güvenli olmadığını belirterek: “ABD güvensiz istihbaratı neticesinde Irak’da iki milyon kişinin ölmesine, camileri, evleri ve sivil halkı vurarak sebep olmuştur. Eğer ABD de bize Irak’daki sivil noktaları hedef diye gösterirse, bunun altından hiç kimse kalkamaz” diye konuştu.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu, Erdoğan-Bush görüşmesi ve Irak’a düzenlenecek muhtemel sınır ötesi operasyon hakkında düzenlediği basın toplantısında öncelikle Erdoğan’ın ABD ziyareti neticesinde Türkiye’nin taleplerinin gerçekleşmediğini ve tek kabul edilenin ABD’nin Kuzey Irak hakkında vereceği istihbarat olduğunu belirtti.
Hatipoğlu, Meclis’in tezkereyi çıkartmasına rağmen Erdoğan’ın devamlı ABD ile görüşmesi, sınır ötesi operasyonunda hedef olarak göstermesini eleştirdi.
|
Cemil YÜZER
/ ANKARA
07.11.2007
|
|
|
Kış kendini hissettirdi |
Soğuk hava etkisi altına giren Türkiye’de kış kendini hissetirmeye başladı. Bazı bölgelerde kar yağışı görülürken, elverişsiz hava şartları deniz ulaşımını da olumsuz etkiledi. Trakya’da yılın ilk karı Edirne ve Kırklareli’nin yüksek kesimlerine düştü. Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Vaysal ve Ömeroba köyünde, kar kalınlığı 2 santimetreye ulaştı.
Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı Balaban ve Haldibey köylerinde de akşam saatlerinde kar yağışı başladı. Kar kalınlığı 3 santimetreyi buldu.
ULUDAĞ’A YILIN İKİNCİ KARI DÜŞTÜ
Sezonun ilk karının 14 Ekimde düştüğü Türkiye’nin önemli kış turizmi merkezlerinden Uludağ’da dün sabah itibariyle yeniden başlayan kar yağışı aralıklarla devam ediyor. Uludağ Meteoroloji İstasyonu yetkilileri, sabah etkili olan yağışla Uludağ’ın zirvesinin karla kaplandığını, ancak Oteller Bölgesi’nin henüz kar tutmadığını bildirdi.
Bölgede gece eksi 2 derece olan hava sıcaklığının sabah itibarıyla eksi 1 derece olarak ölçüldüğünü kaydeden yetkililer, sıcaklığın 2-3 gün içinde eksi 5 dereceye kadar düşeceğini söyledi. Yetkililer, kar yağışının bir gün aranın ardından yarın yeniden başlayacağını, hafta sonu ise etkili olacağını kaydetti.
KARTEPE BEYAZA BÜRÜNDÜ
Kocaeli’nde ise kar yağışının Kartepe’de sabah saatlerinden itibaren etkili olduğu bildirildi. İstanbul’a en yakın kayak merkezinin bulunduğu Maşukiye beldesine bağlı 1640 rakımlı Kartepe’de sabah saatlerinde karla karışık yağmur şeklinde başlayan yağışın, daha sonra kara dönüştüğü belirtildi. Yağışın etkili olduğu, yer yer beyaz örtüye bürünen Kartepe’de kar kalınlığının 3-4 santimetreye ulaştığı kaydedildi. Kartepe Tepesi’ne 15 Ekim Pazartesi günü de kar yağmış, kar kalınlığı 20 santimetreye ulaşmıştı.
MERSİN’DE DOLU SERALARA ZARAR VERDİ
Mersin’in Bozyazı ilçesinde ise, dolu yağışının sera ve tarım arazilerine zarar verdiği bildirildi. Bozyazı’nın yanı sıra özellikle Tekeli ve Tekman beldelerinde, önceki gün akşam saatlerinde etkili olan kısa süreli yağışın cam seralarda zarara yol açtığı bildirildi.
Ceviz büyüklüğündeki doluların seraların camlarının büyük bir bölümünü kırdığı, plastik seralarda hasara yol açtığı belirtildi.
Yağışın tarlalardaki bitkilere de zarar verdiği ve suların ısıtılması amacıyla kullanılan güneş enerjisi sistemlerinin panellerinin kırılmasına yol açtığı kaydedildi. Bozyazı Tarım Müdürlüğü yetkilileri, zarar tesbiti çalışmalarına başlandığını bildirdiler.
DENİZ ULAŞIMI AKSADI
Elverişsiz hava şartları deniz ulaşımını da olumsuz etkiledi. Saatteki hızı zaman zaman 70 kilometreye ulaşan şiddetli rüzgâr, Gökçeda-Kabatepe ve Bozcaada-Geyikli arasındaki araba vapuru seferlerinin geçici olarak durdurulmasına sebep oldu.
Fırtına sebebiyle Bandırma-İstanbul Yenikapı arasında çalışan İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ’nin (İDO) deniz otobüsü seferleri, karşılıklı olarak iptal edildi. Bandırma Liman Başkanlığı da hava muhalefeti sebebiyle küçük tonajlı teknelerin liman dışına çıkmasına izin verilmdi.
|
/ EDİRNE
07.11.2007
|
|
|
Bediüzzaman Sempozyumunda ‘adaletin rolü’ konuşulacak |
18-20 Kasım 2007 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek olan “8. Bediüzzaman Sempozyumu”nun konusu “Adalet: Risâle-i Nur’a Göre Daha İyi Bir Dünyanın İnşasında Adaletin Yeri ve Rolü” olarak belirlendi.
Dr. Veli Sırım tarafından kaleme alınan ve aylık Moral Dünyası Dergisinin Kasım sayısında yayınlanan “Dünya İnliyor, Çare: Adalet” başlıklı yazıda, sempozyum konusunda detaylı bilgiler sunuldu. İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumlarına yeni bir halka daha ekleniyor. 18-20 Kasım 2007 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan 8. Bediüzzaman Sempozyumunun konusu “Adalet: Risale-i Nur’a Göre Daha İyi Bir Dünyanın İnşasında Adaletin Yeri ve Rolü” olarak belirlendi.
Sempozyumun açılışı İstanbul Kongre ve Gösteri Merkezi’nde (Atatürk Hava Alanı yanında) 18 Kasım 2007’de gerçekleştirilecek. Burasının açılış programı için özellikle tercih edilmesindeki en önemli etkenlerden birisi çok geniş katılım için gayet uygun olması. Başta metro olmak üzere toplum taşım araçlarıyla ulaşımın çok kolay olması da ana etkenler arasında yer alıyor. Yerli ve yabancı katılımcılar için de Beylikdüzü’ndeki Kaya Ramada Oteli tercih edildi.
Sempozyum organizesini gerçekleştiren İstanbul İlim ve Kültür Vakfı yetkilileri, sempozyum konusunun dünya genelinden çok sayıda ilim adamı, araştırmacı ve yazarın dikkatini çektiğine vurgu yaparak, birbirinden kaliteli ve derin araştırma ve analizlere dayalı çok sayıda tebliğ gönderildiğini, sınırlı bir katılımcı olacağından ister istemez gelen tebliğlerden büyük bir kısmını elemek zorunda kaldıklarını belirtiler.
|
/ İSTANBUL
07.11.2007
|
|
|
77 hastane yapılacak |
Gelecek yıl Sağlık Bakanlığı’na bağlı 77 hastanenin hizmete sunulması planlanıyor.
Aralarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki entegre ilçe hastanelerinin de bulunduğu, bir bölümünün inşaatına daha önce başlanan, bir bölümünün yapımına ise yeni başlanacak bu hastanelerin hizmete girmesiyle ülkedeki yatak sayısı 4 bin 971 artarak, 137 bin 594’e ulaşacak. 9’unu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki entegre ilçe, 14’ünü de devlet hastanelerinin oluşturduğu 77 sağlık kurumunun gelecek yıl hizmete sokulması planlanıyor. Bu tesisler arasında kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastaneleri ile ağız ve diş sağlığı merkezleri de bulunuyor.
|
/ ANKARA
07.11.2007
|
|
|
İstanbul, “5. Dünya Su Forumu”na hazırlanıyor |
Dünya Su Konseyi’nin desteği ile İstanbul’da düzenlenecek “5. Dünya Su Forumu” öncesi gerçekleştirilen hazırlıklar ve alınan kararlar basın toplantısı ile açıklandı. Yirmi bin kişinin katılmasının beklendiği toplantının sonunda “İstanbul Konsensus”u imzalanacak.
5. Dünya Su Forumu hakkında bilgilendirme toplantısı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Florya Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Toplantıda, su ile ilgili politikaların belirlenmesinin önemine dikkat çeken Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon, 16-22 Mart 2009 tarihinde gerçekleştirilecek toplantıda suyun düzgün olarak işletilmesi ve dağıtılması politikalarının ele alınacağını belirtti.
Suyun insan hayatındaki değerine değinen Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdür Vekili Haydar Koçaker de, “Hava ve su en çok konuşulması gereken konulardan, iki dakika hava olmasa yaşayamayız, uzun süre susuz da olamayız, su üzerine konuşulacak çok söz olduğunu düşünüyorum” dedi.
Toplantıda, 5. Dünya Su Forumu’na 80 ülkeden 20 bin kişinin katılmasının beklendiği ifade edilirken forumun sonunda bir konsensus imzalanacağı ifade edildi.
|
/ İSTANBUL
07.11.2007
|
|
|
Çizgi filmlerde seçici olun |
Araştırmacılar, 3 yaşın altındaki çocuklara şiddet içeren çocuk programları izlettirilmesinin gelecek 5 yıl içinde dikkat eksikliği riskini arttırabileceği uyarısında bulundu.
Erken yaşta televizyon izleme ve gelecekteki dikkat sorunlarıyla ilgili yapılan yeni araştırma kapsamında araştırmacılar, 3 yaşın altındaki grup için , “Power Rangers” gibi çizgi filmlerin izletilmesine karşı çıkıyor. 3 yaşın altındaki çocukları kapsayan bu araştırmada, çocukların televizyon izlemesine izin verilecekse bunun eğitim muhtevalı çocuk programları olması gerektiği belirtiliyor.
Araştırmada, 3 yaşın altında her gün her saat şiddet ihtiva eden çocuk programı izleyen çocuklarda, dikkat eksikliği riskinin 5 yıl sonra iki katına çıkacağı ortaya kondu. Şiddet ihtiva etmeyen çocuk programlarının bile dikkat sorunları için önemli derecede risk taşıdığı kaydedildi.
Öte yandan, eğitim muhtevalı programlarla çocuklarda gelecekteki dikkat sorunlarıyla ilgili bağlantı kurulmadı.
Araştırmada, bu riskin özellikle 3 yaşın altındaki çocuklar için geçerli olduğu, bunun sebebinin de bu dönemdeki hayatî öneme sahip beyin gelişimi olabileceğine dikkat çekildi.
Amerikan Pediatri Akademisi, 2 yaşından küçük çocuklara televizyon iletilmemesini, bu yaşın üstündeki çocuklara ise sınırlı televizyon izlettirilmesini tavsiye ediyor.
|
/ CHICAGO
07.11.2007
|
|
|
Göçmen kuşlara ilahi program |
ABD’de yapılan bir araştırmada, göçmen kuşların beyinlerinde GPS’e (Global Positioning System - Küresel Yer Belirleme Sistemi) benzer bir sistem olduğu ve olağan güzergâhlarından 4 bin kilometre kadar uçakla uzaklaştırılsalar bile yollarını bulabildiklerini ortaya koydu.
Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’nin yıllık dergisinde yayımlanan makalede, araştırmacıların yazı geçirdikleri Alaska’dan başlayan ve kışı geçirmek için gittikleri ABD’nin güneybatısına ve Meksika’nın kuzeyine uzanan uzun göç yolculuklarına çıkan 30 kadar sarıasma kuşunu yakaladığı ve kafesler içinde bir uçakla olağan güzergâhlarından 3 bin 700 kilometre uzağa götürüldükleri belirtildi. Araştırmacıların, kanatlarının arasına küçük bir radyo alıcısı iliştirdikten sonra salıverilen bu kuşları önce karadan 122 kilometre, sonra da küçük uçaklarla izledikleri belirtilen makalede, kuşlardan 15 kadarının serbest bırakıldıktan 3 gün sonra göç yolları olan güneybatıya uçmaları gerektiğini bildiklerini, diğer 15’inin ise doğrudan güneye uçtuklarının gözlendiği kaydedildi. Makalede, araştırmacıların kuşların bu istikamette uçmaya programlandığı sonucuna vardıkları ifade edildi.
|
/ CHICAGO
07.11.2007
|
|
|
47 yıldır aynı arabaya biniyor |
Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde 1955 model arabayı çalışır vaziyette görenler gözlerine inanamıyor.
Arabayı 1960 yılında gümrükten aldığını söyleyen İsmail İmrekoğlu (63) eski arabalara meraklı olduğunu belirterek, “Araba İran’da kaçakçılıktan yakalanmış. Gümrükte satışa sunulan arabayı Mehmet Tevfik Kısacık almış. Bende ondan alıp bu zamana kadar kullanıyorum. Başka araba almayı da hiç düşünmedim.” dedi. Arabanın özelliklerini anlatan İmrekoğlu, “Benzinle çalışan arabanın 2 silindiri var, ayrıca araba Box motorludur. Amortisörleri oldukça sağlam, yolda giderken sanki beşikte sallanıyorsunuz gibi bir his veriyor.” şeklinde konuştu.
|
/ OSMANİYE
07.11.2007
|
|
|
Google’dan ucuz cep telefonu atağı |
İnternet devi Google, 33 ortağıyla birlikte cep telefonları için “açık” bir sistem hazırlığında olduğunu ve bu sistem ile çalışan ucuz telefonların gelecek yılın yarısında piyasaya çıkacağını açıkladı.
Google grubundan yapılan açıklamada, “Android” adı verilen bu platformun, bir işletim sistemi, bir ara yüz ile programlardan oluştuğu belirtilerek, bu sistemin Linux gibi açık kaynaklı yazılım teknolojileri üreten diğer şirketlere de “açık” olduğu kaydedildi.
Bu sistem, Google’a internetin arama, Gmail elektronik postaları, kartlar, YouTube ve anında mesaj gibi bütün fonksiyonlarına uygun özel cihazlara sahip bulunmak ve 5 yıl sonra patlama yapması beklenen mobil telefonlarda reklâm alanında büyük bir pay sahibi olmak imkânı tanıyacak.
|
/ ANKARA
07.11.2007
|
|
|
Şoför uyudu, facia geldi |
Antalya’nın Serik ilçesinde yolcu otobüsünün yolcu direğine çarpması sonucu 3 kişi öldü, 18 kişi de yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Batman-Antalya arasında sefer yapan bir firmaya ait 72 DL 972 plakalı yolcu otobüsü, Sanayi kavşağında elektrik direğine çarptı. Hurdaya dönen otobüsteki yolculardan 3 kişi öldü, 18 kişi yaralandı. Kazanın otobüs şoförü Hakim Ağun’un uyuması sonucu meydana geldiği ileri sürüldü.
|
/ ANTALYA
07.11.2007
|
|
|
Batman, kuş gribine karşı tetikte |
Batman Tarım İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şubesi, muhtemel kuş gribi vak’alarına karşı üç ekibi tetikte bekletiyor.
Kuş gribiyle mücadelenin artık sürekli hale geldiğini belirten Tarım İl Müdürü Erdal Özer, “Geçen yıl yapılan itlâf çalışmaları sonucu bertaraf edilen hastalık için bir daha ortaya çıkmayacak diyemeyiz. Bu sebeple kuş gribi ile sürekli mücadele edeceğiz. Bu yıl henüz bir vak’a yok. Merkez ilçe ve köylerde gelen ihbarları değerlendirip anında müdahale ediyoruz” dedi.
|
/ BATMAN
07.11.2007
|
|
|
En büyük hayalim evimde çocuk bakmak |
Amerikalı ünlü oyuncu Julia Roberts, en büyük hayalinin evde oturup çocuklarına bakmak olduğunu söyledi.
Vanity Fair dergisine konuşan Roberts, “Hayalim, son derece mutlu ve üretken bir anne ve eş olarak evde ailemle ilgilenmek” dedi. 40 yaşındaki oyuncu, yapmak istediklerini, bahçede ailesi için sebze-meyve yetiştirmek, yemek yapmak ve örgü örmek olarak sıraladı. 2002 yılında evlenmesinin hayatının en doğru kararı olduğunu söyleyen yıldız, başka çocuk isteyip istemediği konusunda da çocuklarının iyi bir üçlü olduğunu söyleyerek ‘’Hayır, zannetmiyorum’’ cevabını verdi. Sinematograf Danny Moder ile evli olan Oscar ödüllü oyuncunun, Hazel ve Phinnaeus adlı 2 yaşındaki ikizleri ile geçtiğimiz Haziran ayında doğan Henry adlı bir oğlu bulunuyor.
|
/ NEW YORK
07.11.2007
|
|
|
Çiftçiden ineklere ölüm orucu |
Sözleşmeli Besi Sığırı Yetiştiriciliği Projesi (TAR-ET) kapsamında kendisine verilen vaadlerin yerine getirilmediğini iddia eden Besici İbrahim İnce, durumu protesto etmek için 25 büyükbaş hayvanı dağda ağaçlara bağlayıp ölüme terketti.
Malatya’nın Pütürge ilçesinde 34 hayvanı besisine bağladıktan sonra proje ve veterinerlik konusunda destek alamadığını ve yaklaşık 7 bin YTL veteriner parasını cebinden ödediğini iddia eden İnce, “Proje için bana 40 bin YTL kredi verdiler. Anlaşmamız gereği hayvanlar 1 Ekim tarihinde kesilecekti, aradan 35 gün geçti bu zamana kadar kesmediler. Bırakın ben kestireyim size olan borcumu faizi ile birlikte ne kadarsa vereyim diyorum onu da kabul etmiyorlar” şeklinde konuşuyor.
Geçtiğimiz Perşembe günü başlattığı eylemi sürdürmeye kararlı olduğunu belirten İnce, “Bu işin yüzde 51 günahı benim ise yüzde 49’u da devletimizindir” dedi.
|
/ MALATYA
07.11.2007
|
|
|
|