|
|
|
Terör haberleri abartılmamalı |
Selçuk Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Gökçe, medyada hiçbir sınırlama olmadan gelişi güzel verilen terör haberlerinin, toplumda bir acziyet duygusu oluşturduğunu, bunun da ilerde etnik milliyetçiliğin oluşmasına zemin hazırladığını söyledi.
Medya üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Gökçe, geçtiğimiz günlerde kamuoyunun gündemine, Türkiye’de akademisyenlerin terörle ilgili yeterince çalışma yapmadığı konusunda haksız eleştirilerin olduğunu belirtti.
Aslında kendisi de dahil, Türkiye’de çok sayıda akademisyenin her yıl terör, sebepleri, sonuçları ve alınması gereken tedbirlerle ilgili çok sayıda çalışma yaptığını bildiren Prof. Dr. Gökçe, ‘’Bu akademik çalışmalar aslında kitap halinde ya da dergilerde makale olarak yayınlanıyor. Ancak bu çalışmaların çoğundan, ne medya, ne halk, ne de ülkeyi yönetenlerin haberi oluyor. Çalışmaların bazıları basına yansırken, bir kısmı da raflarda tozlanıyor’’ dedi.
Prof. Dr. Gökçe, devletin de bu konudaki bilimsel yayınları yeterince değerlendiremediğini, bunun önemli bir eksiklik olduğunu, bu yayınlara ulaşılamaması sebebiyle Türkiye’de sanki bu çalışmalar hiç yapılmıyormuş gibi, yanlış bir kanaat oluştuğunu söyledi.
TEHLİKELİ BİR KANAAT OLUŞABİLİYOR
Medyanın, özellikle de televizyon kuruluşlarının terör haberlerini abartısız vermesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Televizyon kuruluşları, sıcak terör olaylarını verirken, özellikle canlı yayınlarda zaman zaman tuzağa düşüyor. Olayları, ülke menfaatine uygun olup olmadığını gözetmeden, süzgeçten geçirmeye bile fırsat bulamadan verebiliyor. Akşam televizyonları açıyoruz, haberlerde uçaklar kalkıyor, bombalar atılıyor, dehşete kapılıyoruz. Bu görüntüler, ‘Türkiye’nin yaşanan olaylara karşı bir şey yapmadığı, sadece bombalamakla yetindiği’ gibi tehlikeli bir kanaat oluşturabiliyor. Medya terör olayları için kendisine bir norm belirlemeli, yayınlarını buna göre yapmalıdır. Zaten terörün temel amacı, tehdit oluşturup, korku yaymaktır. Terör, varlığına yönelik bir algılamayı sağlamaya çalışır. Medya bunların eğilimlerini yansıttığı sürece, onların arzuladığı ortam doğuyor.’’
KRİZ İLETİŞİM BİRİMİ
OLUŞTURULMASI GEREKİR
Prof. Dr. Orhan Gökçe, bugünkü medya ortamında doğru bilgi sahibi olmadan, tartışma ortamı meydana getirilmeden insanların yaşanan olaylarla ilgili bir sonuca varabildiğini belirterek, şunları kaydetti: ‘’Olayın çok önemli bir başka boyutu da 8 asker kaçırılıyor, hiçbir medya kuruluşuna bu konuda bilgi verilmiyor. Böyle durumlarda da salt medyayı suçlamamak lâzım. Sağlıklı bilgi akışı sağlayacak Kriz İletişim Birimi oluşturulması gerekir. Çünkü böyle yapmazsanız, ortada aşırı derecede spekülasyonlar oluyor. Yanlış bilgi ise devletin güçsüzlüğü gibi bir durumu ortaya çıkarıyor. Bu süreç iyi yönetilmezse ‘devletin güçsüzlüğü’ şeklinde algılanmaya başlar, halk da ‘bu iş yapılamayacaksa biz kendimiz yapalım’ diye sokağa dökülüyor. Terörün amacı da içeride böyle huzursuzluklar oluşturmaktır.’’
|
/ KONYA
02.11.2007
|
|
|
Erdoğan: Taslağı yakında açıklayacağız |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anayasa taslağıyla ilgili çalışmaların son aşamaya geldiğini belirterek, “Önümüzdeki günlerde taslağımızı kamuoyuna açıklayacağız’’ dedi. “Türkiye, halkın ihtiyaçlarına ve beklentilerine karşılık veren, evrensel değerler ve demokratik hukuk devleti anlayışını yansıtan, iç tutarlılığı olan, dünya ile uyumlu anayasayı hak etmektedir” diyen Erdoğan, yeni anayasanın en geniş mutabakatla hazırlanıp milletin onayına sunulacağını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anayasa taslağıyla ilgili çalışmaların son aşamaya gelindiğini belirterek, “Önümüzdeki günlerde taslağımızı kamuoyuna açıklayacağız’’ dedi.
Kamu Araştırmaları Vakfı’nın “Türkiye Anayasasını Arıyor” konulu Sivil Anayasa Sempozyumunda konuşan Başbakan Erdoğan, millet olarak, ortak hedefler için kenetlenildiğinde, tüm tehditlerin bertaraf edildiğini, engellerin aşıldığını söyledi. Erdoğan, kenetlenme örneği olarak kurtuluş savaşı ve Çanakkale’de ortaya çıkan milli ruhu gösterdi. Yeni anayasa ile ilgili kamuoyuna henüz açıkladıkları bir metnin olmadığını ifade eden Erdoğan, incelemeye devam ettikleri taslağın açıklandığı zaman her türlü görüş ve eleştirilere kulak vereceklerini belirtti. Kendilerinin herhangi bir ön yargı, kesinleşmiş tesbitlerinin olmadığına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Taslakla ilgili artık son aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Tüm kesimlerin içine sinecek bir metin ortaya koyacağız. Bu anayasa her vatandaşımızın hassasiyetlerini, cumhuriyetimizin demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olma nitelikleriyle, milletimizin temel değerlerini korumayı esas alacaktır. En geniş mutabakatla hazırlanacak ve milletimizin onayına sunulacaktır. Ne kadar fazla uzlaşma sağlayabilirsek, ne kadar büyük konsensüs sağlayabilirsek o kadar başarılı olacağız.”
Taslakla ilgili son aşamaya gelindiğini belirten Başbakan Erdoğan, ‘’Biz, AK Parti olarak önümüzdeki günlerde taslağımızı kamuoyuna açıklayacağız’’ dedi.
REHBER, AİHS VE AİHM KARARLARI
Taslağı hazırlayan 6 kişilik komisyonun başkanlığı yapan Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun da, yeni anayasa çalışmalarının gerçek bir ihtiyaçtan doğduğunu hatırlattı. 1982 Anayasası’nın yapılışından bugüne kadar tartışma konusu olduğunu belirten Özbudun, şimdiye kadar yapılan 13 değişikliğe rağmen 1982 Anayasası’nda “otoriter, devletçi ve vesayetçi zihniyetin silindiğini söylemenin mümkün olmadığını” ifade etti. Geçtiğimiz 10 yılda bir çok siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin anayasa taslağını hazırladığını belirten Özbudun, kendi hazırladıkları taslağa yöneltilen bazı eleştirilerin bir kısmının “en basit hukuk bilgisine sahip olanları bile hayrete düşürecek derecede hukuki düşünce tarzından uzak” olduğunu açıkladı. “Taslağa hakim olan temel ruh ve prensip, temel hak ve hürriyetlerin evrensel düzeyde standartlara kavuşturulması, öncelik taşıyan bir hedeftir” diyen Özbudun, “Bunu gerçekleştirmeye çalışırken özellikle AİHS ve onun parçası olan AİHM içtihatları temel ilke ve rehber olarak alınmıştır” dedi. Özbudun, taslakta hukuk devleti üstündeki istisnaların kalması için, YAŞ ve HSYK kararlarının denetime açılmasına yer verdiklerini hatırlattı.
Sempozyumu düzenleyen Kamu Araştırmaları Vakfı Başkanı Ulvi Saran da demokrasinin yolunu açacak, toplumun değişim dinamiklerinin önünü açacak ülkede daimi bir barış ve dayanışma ortamının gelişmesini hazırlayacak sivil ve demokratik anayasaya ihtiyaç duyduklarını söyledi.
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
02.11.2007
|
|
|
Taslak Meclise 2008'in ortalarında gelir |
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, iktidar partisi olarak kamuoyuyla paylaşılan bir anayasa değişikliği paketi bulunmadığını belirterek, ‘’Ama çok yakın bir zamanda olacak. Anayasa değişikliği paketinin parlamento gündemine gelmesi büyük ihtimalle 2008 yılı ortalarını bulur’’ dedi.
Sultanahmet’teki İstanbul Adalet Sarayı’nı ziyaret eden Bakan Şahin, bir gazetecinin, ‘’Yeni Anayasa değişiklik çalışmalarının ne aşamada olduğunu’’ sorması üzerine, Anayasa değişikliği konusunda tüm toplum kesimlerinden teklif gelmiş olmasını olumlu değerlendirdiğini belirterek, yeni bir Anayasa’ya ihtiyaç olduğunu her kişi ve kurumun dile getirdiğini hatırlattı. Bakan Şahin, nasıl bir anayasa olması gerektiği konusundaki görüşleri, “zenginlik’’ olarak nitelendirerek, “Yeni anayasayı parlamento değiştirecektir. Biz sadece iktidar partisi olarak yeni bir anayasa gerekliliğini vurguladık. Bir akademisyen heyetin hazırlamış olduğu öneri üzerinde çalışıyoruz. İktidar partisi olarak kamuoyuyla paylaştığımız bir anayasa değişikliği paketi yok ama çok yakın bir zamanda olacak’’ diye konuştu. Bakan Şahin, her türlü düşünce ve öneriyi saygıyla karşılayıp, bunlardan yararlanacaklarını ifade ederek, “Anayasa değişikliği paketinin parlamento gündemine gelmesi büyük ihtimalle 2008 yılı ortalarını bulur. Yeni bir Anayasa gerekliliği konusundaki konsensüsü Türkiye’nin geleceği açısından olumlu görüyorum’’ dedi.
|
/ İSTANBUL
02.11.2007
|
|
|
Danıştay’dan hükümetin itirazına ret |
Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu, Başbakanlığın Danıştay 13. Dairesinin kararına yaptığı itirazı reddetti. Danıştay 13. Dairesi, Hakkari’nin Dağlıca bölgesinde meydana gelen terörist saldırılarla ilgili yayınların durdurulmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek imzalı kararın yürütmesini durdurmuştu.
Kanaltürk Televizyonu olarak bilinen Yaşam TV, Hakkari’nin Dağlıca bölgesinde meydana gelen terörist saldırılarla ilgili yayınların durdurulmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek imzalı 23 Ekim 2007 tarihli kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştay’da dâvâ açmıştı.
Danıştay 13. Dairesi, söz konusu kararın yürütmesini oy birliğiyle durdurmuştu.
Davalı Başbakanlık, Danıştay 13. Dairesi’nin kararına itiraz ederek, kararının kaldırılmasını istedi.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, itirazı dün görüştü. Kurul, Başkakanlığın itirazını yerinde görmedi ve reddetti.
|
/ ANKARA
02.11.2007
|
|
|
Erdoğan, ABD’den sonra İtalya’ya gidecek |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD ziyaretinin ardından 7-8 Kasım tarihlerinde İtalya’ya resmî bir ziyarette bulunacak.
Başbakanlık Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Başbakan Erdoğan, İtalya Başbakanı Romano Prodi’nin resmi dâvetlisi olarak, 7-8 Kasım 2007 tarihlerinde İtalya’yı ziyaret edecek. Başbakan Erdoğan’ın, İtalya Başbakanı Prodi ile gerçekleştirileceği görüşmelerde, ikili siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin yanı sıra Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri, Kıbrıs ile bölgesel ve uluslararası konular ele alınacak.
Erdoğan, ziyareti sırasında, İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Massimo D’Alema, İtalya Temsilciler Meclisi Başkanı Fausto Bertinotti ve Senato Başkanı Franco Marini ile de bir araya gelecek.
|
/ ANKARA
02.11.2007
|
|
|
Toptan: ABD ile ortak operasyon ihtimali var |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, Türkiye’nin yıllardan bu yana bölücü terör örgütü PKK’ya karşı mücadele ettiğine işaret ederek, “Artık sabrımız tükendi” dedi. Toptan, ABD ile ortak bir operasyon yapma ihtimalinin bulunduğunu da kaydetti.
Toptan, Alman “Frankfurter Rundschau” gazetesine verdiği demeçte, neden tezkere kararı alındığının sorulması üzerine, Türkiye’nin yıllardan bu yana PKK’ya karşı mücadele ettiğini, çok sayıda şehit verdiğini, gazilerin olduğunu ve bu mücadelenin Türkiye’ye maliyetinin çok fazla olduğunu belirterek, “Son zamanlarda teröristlerin çok sayıda hain saldırıları oldu. Sığınakları ise Kuzey Irak’ta. Diplomatik kanallardan Irak hükümetiyle uzun müzakereler yaptık. Maalesef olumlu sonuç alamadık. Artık sabrımız tükendi” dedi. Irak’ın toprak bütünlüğüne saygı gösterdiklerini, bunun özellikle Türkiye açısından büyük öneme sahip olduğunu ifade eden Toptan, “İstikrarlı ve demokratik bir Irak istiyoruz. Irak’ın kuzeyindeki mevcut istikrarsızlığın büyük bir nedeni PKK’nın terörist faaliyetleri. Kuzey Irak’tan Türkiye’ye sızıyor ve burada askerleri ve sivilleri, hatta kadın ve çocukları öldürüyor” diye konuştu. Toptan, muhtemel bir sınır ötesi operasyonda ne kadar ileri gidileceğinin sorulması üzerine de, “Sınır ötesi bir müdahale hiçbir şekilde Kuzey Irak yöresine ve buradaki insanlara karşı değil, sadece terör örgütü PKK’ya karşı olacaktır. Türkiye’nin Kuzey Irak’ın işgal edilmesinde bir çıkarı yok” dedi.
Kuzey Irak’taki Kürtlerle ya da Amerikan askerleriyle bir çatışma meydana gelmesinden endişe duyup duymadığı sorusunu da Toptan, “Böyle bir müdahaleyi kararlı, aynı zamanda akılcı bir şekilde yaparız. ABD ile ortak bir operasyon ihtimali yok değil. Böyle bir müdahalenin hedefi Kürtler ve Amerikan birlikleri değil, sadece teröristler olur” şeklinde cevapladı.
|
/ BERLİN
02.11.2007
|
|
|
CHP’de PM toplantısı yine yapılamadı |
CHP’de yönetime muhalif 18 üyenin ikinci kez başvurusu üzerine yapılan olağanüstü toplantı çağrısı, gerekli katılım sağlanamadığı için yine sonuçsuz kaldı.
Toplantıya, önceki gün gittiği İzmir’den dönmek üzere yolda olduğu belirtilen Genel Başkan Deniz Baykal katılmadı. Baykal’a vekalet etmek üzere görevlendirilen Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem ve Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu ile çağrı yapan muhalif üyelerden 13’ü salonda hazır bulundu. Tüzüğe göre gerekli olan salt çoğunluğa denk düşen 41 üyenin katılımı sağlanamadığı için toplantı yapılamadı. Genel merkezde bulunmalarına karşın MYK üyelerinin de “mazeret” beyan ederek toplantıya katılmadıkları, 50’ye yakın PM üyesinin de aynı şekilde yazılı olarak mazeret yazısı gönderdiğ ifade edildi.
|
/ ANKARA
02.11.2007
|
|
|
Hava sahasını kapatma talimatı yok |
Ulaştırma Bakanlığına bağlı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne Türk hava sahasının Kuzey Irak’a yönelik uçuşlara kapatılması yönününde herhangi bir talimat gelmediği öğrenildi.
Ulaştırma Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Türk hava sahasının özellikle Kuzey Irak’a yönelik uçuşlara kapatılması doğrultusunda bu konuda yetkili kurum olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne herhangi bir uygulama kararı ulaşmadı.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün bölgeye yönelik uluslararası kurallara uygun yapılan müracaatları değerlendirdiği, ancak uçuşları engellemeye yönelik herhangi bir uygulama yapılmadığını ifade eden yetkililer, “Münferit olarak herhangi bir işletmenin uçuşunun durdurulması teknik nedenlerledir. Uçuş emniyeti açısından bir uçak riskli ise hangi ülkeye giderse gitsin o uçağın uçuşunu durdururuz. Bu, Irak’a özel bir şey değil” dediler.
|
/ ANKARA
02.11.2007
|
|
|
Talabani soruşturmasına özel savcı |
Irak Devlet Başkanı Celal Talabani hakkında “Devlet birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçuna iştirak”ten başlatılan soruşturmayı özel yetkili bir savcının yürüteceği bildirildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı’nca “yetkisizlik kararı” verilerek Diyarbakır’a gönderilen dosyayla ilgili incelemesini tamamladı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Talabani hakkında yürütülen soruşturma kapsamında “görevsizlik kararı” vererek, soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ağır ceza mahkemelerinde özel yetkili bir savcı tarafından yürütülmesine karar verdi.
Dosya, soruşturmanın ilk başlatıldığı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
Şehit Anneleri Derneği Başkanı Pakize Alp Akbaba ve Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği İstanbul Şube Başkanı Gönül Alpaydın’ın suç duyurusu üzerine Celal Talabani hakkında soruşturma başlatılmıştı.
|
/ DİYARBAKIR
02.11.2007
|
|
|
İnönü’nün cenazesi geliyor |
Eski başbakan yardımcılarından Prof. Dr. Erdal İnönü için yarın TBMM’de devlet töreni düzenlenecek. İnönü’nün cenazesi, 4 Kasım Pazar günü İstanbul’da toprağa verilecek.
İnönü ailesinden alınan bilgiye göre, tedavi gördüğü ABD’de vefat eden Erdal İnönü’nün cenazesi bugün akşam saatlerinde Türk Hava Yolları’nın tarifeli uçağıyla Ankara’ya getirilecek. İnönü’nün cenazesi, GATA’da bekletilecek.
Erdal İnönü için ilk tören yarın saat 11.00’de TBMM’de yapılacak. İnönü’nün naaşı devlet töreninin ardından, doğduğu Pembe Köşk’ün bahçesine getirilecek. İnönü için burada da bir tören gerçekleştirilecek. Daha sonra eşi Sevinç İnönü’nün isteği doğrultusunda İstanbul’a götürülecek olan İnönü’nün cenazesi, 4 Kasım Pazar günü Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu’daki aile kabristanında toprağa verilecek.
|
/ ANKARA
02.11.2007
|
|
|
Bu yıl çocuklara 5’li aşı yapılacak |
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, bu yıl içinde çocuklara yan etkisi daha az olan ve içinde difteri, tetanos, boğmaca, çocukluk çağı menenjit ve çocuk felci aşılarının bulunduğu 5’li aşı uygulanmaya başlanacağını bildirdi.
Shereton Oteli’nde gerçekleştirilen 2. Ulusal Aşı Sempozyumu çerçevesinde, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ve İç Hastalıkları Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Serhat Ünal, bir basın toplantısı düzenledi.
Sağlık Bakanlığının aşı takvimi hakkında bilgi veren Buzgan, geçmişte difteri, tetanos ve yan etkisi biraz daha fazla olan boğmaca aşısının 3’lü olarak uygulandığını belirtti. Ülkedeki aşılama oranlarının yüzde 95’lere ulaştığını ifade eden Buzgan, çocukluk çağı aşılarında Avrupa Birliği ortalamasının yakalandığını belirtti.
Okul çağındaki çocuklara Hepatit B aşısının da yapıldığını anlatan Buzgan, gelecek yıldan itibaren bu programı sona erdireceklerini söyledi.
|
/ ANKARA
02.11.2007
|
|
|
Diyanet İşlerinden, diğer kurumlara bin 978 atama |
Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu, 58, 59 ve 60. Hükümetler döneminde Diyanet İşleri Başkanlığı emrinde çalışmakta iken, diğer kurumlara yatay geçiş yoluyla bin 978 personelin ayrıldığını belirtti.
Yazıcıoğlu, DSP İstanbul Milletvekili Hüseyin Mert’in konuyla ilgili soru önergesine verdiği yazılı cevapta, yürürlükteki kanunlar ve diğer meri mevzuatların kamu çalışanlarına kurumlar arası nakil talebinde bulunma hakkını verdiğini hatırlattı. Yazıcıoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığının bu çerçevede hem hizmet gereklerini hem de muvafakat talebinde bulunan personelin durumunu birlikte değerlendirerek, personeli mağdur etmeden muvafakat işlemlerini gerçekleştirdiğini belirterek, “Bu itibarla 58, 59 ve 60. Hükümetler döneminde Diyanet İşleri Başkanlığı emrinde çalışmakta iken, diğer kurumlara yatay geçiş yoluyla bin 978 personel ayrılmıştır” dedi.
Yazıcıoğlu, “Söz konusu hükümetler döneminde 10 bin 4 açıktan personel alımı yapılmıştır. Ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gereğince 4 bin 527 İmam-Hatip ve bin 663 Kur’ân kursu öğreticisi istihdamı sağlanmıştır” dedi.
|
/ ANKARA
02.11.2007
|
|
|
Yerel yönetimler daha etkin |
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ‘’Küresel köy haline gelen dünyada yerel yönetimler artık merkezi yönetimlerden çok daha etkin bir noktada’’ dedi.
Topbaş, dünyanın 160 ülkesinden yerel yönetimlerin üye olduğu ‘’Dünya Kentler ve Yerel Yönetimler Birliğinin (UCLG), Güney Kore’nin Jeju adasında düzenlenen 2. Kongresi sonrası yapılan ‘’Dünya Konseyi Toplantısı’’nda, birliğin eş başkanlığına seçildi.
Topbaş, Türkiye’den Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de katıldığı kongre sonrası yaptığı açıklamada, dünyada yerel yönetimlerin giderek güçlendiğini, bunun da UCLG’nin kısa sürede hızla büyümesi ve kabul görmesinin sebepleri arasında yer aldığını bildirdi. Eş başkanlığın Türkiye için de önemli olduğunu ifade eden Topbaş, şöyle konuştu:
‘’Ülkelerin kalkınmasının en önemli noktası yerel kalkınmadır. Bunun farkında olan ülkeler, demokratikleşme süreçlerinde merkez yönetiminin gücünü yerelleştirmeye çalışıyorlar. Katılımcı bir yerel yönetim anlayışının giderek arttığı dünyada, halkın istek ve taleplerine değişen dünya şartlarına göre hizmet verme adına bu adımlar atılıyor. Küresel köy haline gelen dünyada yerel yönetimler artık merkezi yönetimlerden çok daha etkin bir noktada. Bu etkinlikte olan birimler bir araya gelip böyle bir örgüt oluşturdukları zaman, BM siyasî bir örgüt ama bu örgüt halk üzerinde çok daha etkili olacak. Çünkü halkı çok daha yakın temsil ediyor.’’
|
/ JEJU
02.11.2007
|
|
|
Vergi bilinci “okul döneminde” aşılanacak |
Gelir İdaresi Başkanlığının, öğrencilerde ‘vergi bilincini’ geliştirmek amacıyla düzenlediği vergi konulu resim, şiir ve afiş yarışmaları için başvurular başladı. Öğrenciler, hazırladıkları eserleri 31 Aralık 2007 tarihine kadar okul müdürlüklerine teslim edecek.
Eserlerde, özellikle ‘’verginin hayatımızdaki yeri’’ temasını işlenecek. Resim dalındaki yarışmaya, ilköğretim 1, 2, 3, 4 ve 5. sınıf öğrencileri, şiir dalındaki yarışmaya ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıf öğrencileri ve afiş tasarımı alındaki yarışmaya da lise ve dengi okul öğrencileri katılabilecek.
Birinci seçilen öğrencilere ve öğretmenlerine 2 bin’er YTL, ikinci seçilen öğrenci ve öğretmenlerine 1500’er YTL, üçüncülüğü elde eden öğrenciler ve öğretmenlerine de bin’er YTL ödül verilecek. Ödüller, Şubat ayının son haftası kutlanan ‘’Vergi Haftası’’ faaliyetleri çerçevesinde sahiplerini bulacak. Yarışmaya, her öğrenci tek bir eserle katılabilecek.
|
/ ANKARA
02.11.2007
|
|
|
Okumuyoruz, seyrediyoruz |
Türkiye her bin kişiden 1’inin kitap okuduğu bir topluma sahipken, en çok TV izleyen ülke olan ABD’nin önüne geçerek dünya birincisi oldu. Samsun Yazarlar Eğitim ve Kültür Derneği (SAY-DER) Başkanı Ahmet Seven, “Dünyada kitap okumada sonuncu televizyon izlemede ilk sıradayız” dedi.
Türkiye’de her bin kişiden sadece 1’i kitap okurken, gençlerin yüzde 70’i ise hiç kitap okumuyor. Okullaşma ve okuryazar oranı kitap okuma oranıyla arasında uçurumlar oluşuyor. Okuryazar sayısı artıyor, fakat kitap okuyan sayısı azalıyor. Türkiye’de temel ihtiyaç maddeleri sıralamasında kitap 235. sırada yer alıyor. Bir Japon’da kişi başına yılda 25, İsviçre’de 10, 6 Türk’e ise bir kitap okuma oranı düşüyor. Kitap için yılda kişi başı sadece 45 sent (yaklaşık 8 YTL) harcama yapılıyor. Kitap okuma oranında gerilerde seyreden Türkiye, TV izleme oranında ise dünya birinci olarak ön sırada yer alıyor.
TV İZLEMEDE DÜNYA BİRİNCİSİ OLDUK
SAY-DER Başkanı Ahmet Seven, ülkede geçmiş yıllarda günde 3.5 saat televizyon seyretme oranıyla ABD’den sonra dünyada ikinci sırayı almaktayken, son yıllarda dizi film furyasıyla birlikte 4 saate çıkarak ilk sıraya yerleştiğini söyledi. Dünyada en çok televizyon izleyen ülke durumuna gelindiğini ve bunun büyük bir kaygı oluşturduğunu belirten Seven, resmî kayıtlara göre Türkiye’de 394 bin kütüphaneye karşılık, 400 binden fazla kahvehane olduğunu, özellikle emekli yuvası haline gelen kahvehanelerde oyun ile TV ve evde bulunun kişilerinde büyük çoğunluğunu TV izleyerek geçirdiğini kaydetti.
BAŞARIYI ETKİLİYOR
TV izleme oranın yüksek olmasının ülke için büyük bir sorun olduğunu, izlenen programların çocuğunun bireye faydasının bulunmadığını ifade eden Seven, “Televizyon seyreden insanın dikkati dağılmakta başka şeylerle bağlantı kurmakta zorlanmaktadır. Bu durum özellikle çocuklarda başarıyı etkilemektedir. TV başında gereksiz programlar izleyerek, insan kendine en büyük zararı vermektedir” dedi.
|
/ SAMSUN
02.11.2007
|
|
|
Şiddeti teşvik ediyor |
Radyo Televizyon Üst Kurulu İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Nurullah Öztürk, tv’lerdeki şiddet görüntülerinin çocuklarda şiddete karşı duyarsızlık, şiddeti çözüm aracı olarak görme, şiddeti meşrûlaştırma gibi hareketler ortaya çıkardığını söyledi.
Ulusal Radyo Televizyon Günleri toplantısındaki konuşmasında Türkiye’de ulusal, yerel, bölgesel yayın yapan yaklaşık bin 400 radyo ve televizyon kuruluşu bulunduğunu kaydeden Nurullah Öztürk, Akıllı İşaretler Çalışma Grubu tarafından hazırlanan araştırmaya göre, çocukların yılda 900 saati okulda, 1500 saati televizyon karşısında geçirdiğini işaret etti. İlköğretim çağını tamamlamış bir çocuğun yaşadığı süre boyunca yaklaşık 100 bin kadar şiddet sahnesi seyrettiğine dikkati çeken Öztürk, bu görüntülerin 8 bininin ölüm ve öldürme sahnesi olduğunu ifade etti. Nurullah Öztürk, ‘’Bu kadar şiddet sahnesi izledikten sonra çocuklarda şiddete karşı duyarsızlık, şiddeti çözüm aracı olarak görme, şiddeti meşrulaştırma gibi hareketler ortaya çıkabiliyor. Ayrıca, çocukta içe kapanıklık, sağlık problemleri oluşturabiliyor’’ dedi.
|
/ MANAVGAT
02.11.2007
|
|
|
Kardeşlik çağrısında ısrarcı olmalıyız |
Mazlumder Ankara Şube Başkanı Ümit Mert, “Kin, kan ve katliâm üzerine kurulu planları bozmak için bu çağın en büyük başkaldırısı olan kardeşlik çağrısında ısrarcı olmalıyız” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Ankara’ya ziyaretini protesto etmek amacıyla düzenlenen eylemde konuşan Mazlumder Şube Başkanı Mert, Rice’nin Irak işgalinde ve çok sayıda saldırıda imzası bulunduğunu ve uluslararası hukuk açısından savaş suçlusu sayıldığını belirterek, “Bizler misafirperverlikle katil severlik arasındaki farkı çok iyi biliriz” dedi.
Ankara’ya gelecek olan Condoleezza Rice’a verilecek en güzel cevabın ABD’nin lojistik destek için kullandığı üsleri kapatmak olduğunu belirten Mert, şöyle konuştu: “Son zamanlarda gerçekleştirilen terör eylemleriyle ‘ocaklara ateş’ düşmüşken, bu ateşten daha büyük acılar çıkartmak isteyenlere karşı durmalıyız. Sürekli düşmanlıkların icat edildiği bir ortamda huzurdan, barıştan, insanlıktan bahsetmek mümkün değildir. Rice, ABD silahlarının PKK’ya nasıl verildiğini açıklayacak mıdır bilemeyiz, ama onun elini sıkacak yetkililer sadece elleri kanlı değil, kanla beslenen biriyle muhatap olduklarını bilmeliler. Savaş pazarlıkları yapmak için Ankara’ya gelecek olan Rice’a verilecek en iyi cevap, başta İncirlik Üssü olmak üzere ABD’nin lojistik destek için kullandığı diğer hava ve deniz limanlarını kapatmak olmalıdır.”
Böyle zamanlarda kardeşlik çağrısı yapılması gerektiğini belirten Mert, “Kin, kan ve katliam üzerine kurulu planları bozmak için bu çağın en büyük başkaldırısı olan kardeşlik çağrısında ısrarcı olmalıyız. Türlü hesapların yapıldığı, bu sebeple emperyalistlerin sürekli insanlarımızı çatıştırdığı bölgemizde kardeşlik gibi soylu fikirleri hep bir ağızdan dillendirelim. Çünkü Bosna’yı, Tahran’ı, Bağdat’ı, Şam’ı, Kahire’yi, Kudüs’ü; İstanbul’a, Ankara’ya, Diyarbakır’a kardeş yapmazsanız elbette Washington’un, Londra’nın, Tel Aviv’in kanlı planlarının parçası olursunuz” diye konuştu.
|
Cemil YÜZER
/ ANKARA
02.11.2007
|
|
|
Sivil savunma seminerine katılan olmadı |
Birinci derece deprem kuşağı üzerindeki Muğla’nın Milas ilçesinde, Sivil Savunma Müdürlüğünce, sivil savunma mükelleflerine ve gönüllü vatandaşlara yönelik planlanan eğitim seminerlerine katılım olmadı.
Milas Sivil Savunma Müdürü Ekrem Ulu, olası bir tabi afete karşı, ilçede sivil savunma mükellefleri ve vatandaşlara yönelik eğitim seminerleri hazırladıklarını söyledi.
Seminerlerin 30 Ekimde başladığını ve 20 Kasıma kadar devam edeceğini belirten Ulu, ilk iki günkü seminerlerin mükelleflerden ve gönüllü vatandaşlardan katılım olmadığı için yapılamadığını ifade etti.
|
/ MİLAS
02.11.2007
|
|
|
Kasım'ın ilk yarısı yağışlı |
Kasım ayının ilk yarısında kuzey, iç ve batı bölgelerde yağışlı sistem geçişlerinin öngörüldüğü bildirildi.
Yetkililerden alınan bilgiye göre, 1-15 Kasım tarihleri arasında yurdun kuzey, iç ve batı kesimlerinin, Orta Akdeniz üzerinden gelmesi beklenen alçak basınç sistemleri ile buna bağlı sistemsel yağışların etkisinde kalması bekleniyor. 1-3 Kasım tarihleri arasında, yurdun kuzey ve batı kesimlerinin çok bulutlu, Marmara, Kuzey Ege ve Karadeniz bölgelerinin aralıklı yağmurlu geçmesi bekleniyor.
4-8 Kasım tarihleri arasında, yurdun batı kesimlerinin, Orta Akdeniz üzerinden gelecek yağışlı sistemin etkisine gireceği tahmin ediliyor. Ege, Akdeniz, Marmara bölgeleri ile iç kesimlerde sonbahar mevsimine uygun yağmur ve sağanak şeklinde yağış olacağı tahmin ediliyor.
8-15 Kasım tarihleri arasında ise Balkanlar üzerinden gelmesi beklenen yağışlı sistemlerin, yurdun kuzey, iç ve doğu bölgelerinde yağışlara sebep olacağı öngörülüyor.
|
/ ANKARA
02.11.2007
|
|
|
TEMA: Suyunu boşa harcama |
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve TEMA Vakfı iş birliğiyle, küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı su tasarrufuna çağrıda bulunan ‘’Suyunu Boşa Harcama’’ kampanyasına özel sektörden de destek geldi.
Tema Vakfı ile Reckitt Benckiser, Arçelik ve Eczacıbaşı Yapı Gereçleri firmaları arasında yapılan iş birliği protokolünün imza töreninde konuşan TEMA Vakfı Genel Müdürü Uygar Özresmi, ‘’Suyunu Boşa Harcama’’ kampanyasını şu ana kadar İstanbul’da duymayan ve tasarruf konusunda ne yapılacağını bilmeyen kimsenin kalmadığını söyledi.
Özresmi, ‘’İstanbul’da 18 milyon tonu, bu sayede kurtardık. Bu, bir Elmalı barajı demek’’ dedi.
|
/ İSTANBUL
02.11.2007
|
|
|
100 bin kişiye 33 eczacı düşüyor |
Türk Eczacıları Birliği verilerine göre, Türkiye’de 2006 yılı itibariyle yaklaşık 27 bin eczacı bulunduğu belirtildi.
Ankara Üniversitesi (AÜ) Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seçkin Özden, konuyla ilgili açıklamasında, Türkiye’deki eczacıların 22 bin kadarının serbest eczacı olarak çalıştığını, geri kalanının ise başka işlerle uğraştığını veya emekli olduğunu kaydetti.
Eczacıların yüzde 82’sinin eczane açtığını, ancak eczanelerin de yüzde 37’sinin nüfusun yüzde 27’sinin yaşadığı üç büyük ilde toplandığını vurgulayan Prof. Özden, “Ülkemizde 100 bin kişiye düşen eczacı sayısı 33.12 iken bu rakam Finlandiya’da 158.22, Fransa’da 116.08, Malta’da 206.67, İtalya’da 118.31’dir. Türkiye’de nüfus başına düşen eczacı sayısı, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine göre en alt seviyededir” şeklinde konuştu.
Gelişmiş ülkelerde eczacıların, ülkelerin ihtiyaçları ve iç dinamikleri doğrultusunda çalışma alanlarına yönlendirildiğini açıklayan Dekan Özden, “Fransa’da yapılan bir araştırmaya göre eczacıların yüzde 39’u eczane sahibi, yüzde 35’i ise buralarda yardımcı eczacı olarak çalışmaktadır. Yüzde 11’i biyolojik bilimlerde araştırmacıdır, yüzde 6’sı hastane eczacısıdır. Sanayide çalışanların oranı ise yüzde 5’tir. Eczacıların yüzde 2’si ecza depolarında istihdam edilmiştir. Geri kalan yüzde 2 oranındaki eczacılar, mesleklerini ülke dışında yürütmektedir. Bu sebeple ülkemizde de eczacıların değişik çalışma alanlarında istihdamı özendirilmelidir” dedi.
|
/ İZMİR
02.11.2007
|
|
|
Burs belgelerinin teslim süresi doluyor |
Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Hasan Albayrak, kurumdan 2007-2008 öğretim döneminde burs, öğrenim ve katkı kredisi almak üzere başvuruda bulunan öğrencilerden, belge vermesi gerekenlerin belgelerini, 9 Kasım 2007 tarihine kadar teslim etmeleri gerektiğini bildirdi.
Bölge ve yurt müdürlüğü bulunmayan yerlerde ise kurumun “Cemal Gürsel Cad. No: 61 Cebeci/Ankara” adresindeki Kredi Dairesi Başkanlığı’na posta göndermeleri veya elden teslim etmeleri gerektiğini dile getiren Albayrak, kendilerinden belge istenmeyen öğrencilerin beyanlarının ise ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından araştırıldığını açıkladı.
|
/ ANKARA
02.11.2007
|
|
|
|