“Kimse kızgınlıktan ya da kötü niyetten, diğerine kötülük etmesin?” diyormuş Metta Sutta.
Myanmar’da, Budist rahipler cuntaya karşı gösterileri sırasında sürekli bu duayı tekrarlamışlar.
“Temiz kalpli insan, gönlünün gözü açılır, duygularının bütün arzularından kurtulduğu için, bu dünyaya bir daha yeniden doğmaz.”
Böyle diyormuş Buda’nın Metta Sutta’sı.
Budist rahipler, cuntayı bu duayla doğru yola çekeceklerini sanıyorlardı herhalde.
Ya da cuntanın üzerinde etkisi olanları.
Ama onlar bu dünyadan memnunlar. Ruhlarını özgürleştirmek gibi bir dertleri yok.
Onların tek isteği her gün yeniden doğmak, doğmak. Duygularının doyumsuz arzularını doyurmak, doyurmak.
* * *
Binlerce Budist rahibin sokaklara çıktığı ilk gün, Hindistan Petrol Bakanı, askeri cunta ile petrol ve gaz arama anlaşmaları imzalamak üzere Myanmar’daydı.
Myanmar, Çin ile Hindistan için enerji açısından çok önemli bir nokta. İki büyüğün birbirine karşı kullandığı stratejik bir ülke.
Myanmar’ın henüz çıkartılmamış petrol ve doğal gaz yatakları her iki ülkenin iştahını kabartıyor.
Çin ile Myanmar arasında 2 bin 380 kilometrelik büyük bir petrol boru hattı projesi devrede. Bu hat Çin’in sürekli artan petrol ihtiyacının, Ortadoğu, Afrika ve Venezüela’dan karşılanmasında rol alıyor.
Sadece bu ülkeler değil. Tayland, Güney Kore, Malezya petrol şirketleri de, askeri cunta ile işbirliğinden hiç rahatsız değiller.
Sadece onlar mı?
* * *
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ABD Başkanı Bush Myanmar’a yaptırımların artırılması çağrısını yaparken ne kadar samimiyetsiz idiyse, önceki gün Fransa Başbakanı Sarkozy de aynı derecede samimiyetsiz idi.
Sarkozy, Myanmar’daki Fransız şirketlerine yeni yatırımlar yapmamalarını söyledi.
Bu o kadar anlamsız ki. Fransız petrol şirketi Total, askeri cuntayı besleyen en büyük şirket. Yıllardan beri Burma’da. Üstelik 1998’den bu yana zaten yeni bir yatırım yapmadan işleri yürütüyor.
Myanmar’da muhalefet ve Fransız sendikalarının bütün bastırmalarına rağmen ne Sarkozy’nin ne de Total’ın, cuntayı çekilmekle tehdit edeceklerine dair bir işaret yok.
Fransa’nın Sosyalist Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, geçen hafta Total’in askeri cunta ile işbirliği içinde olduğu iddialarını reddetti.
Fransa Dışişleri Bakanı’nın bu tutumu da sürpriz değil tabii. Siyasetten uzak olduğu yıllarda kendi şirketi BK, Total’in Burma’daki operasyonları nedeniyle yıpranan imajını düzeltmek için danışmanlık hizmeti veriyordu.
* * *
Cuntaların en büyük gelir kaynaklarından olan petrol şirketlerinin ikincisi ise Amerikan petrol devi Chevron. George Bush, BM Genel Kurulu’nda yaptırımları ağırlaştırmaktan söz ederken Chevron’u aklının ucundan geçirmiyordu.
Zaten gerçekten askeri cuntanın işini zorlaştırmak isteseydi, onları değil Çin’i muhatap almaz mıydı?
Burma’nın askeri diktatörlüğü Çin’in desteği olmasa ayakta duramaz çünkü.
ABD Başkanı, cuntacılara verdiği desteği çekmezse gelecek yıl yapılacak olan Pekin Olimpiyatları’na katılma kararını gözen geçirebileceklerini söyleyebilirdi.
Bu samimi ve etkili bir tehdit olurdu.
Myanmar’da yaşananlar petrol oyununun bir parçası. Bu öyle bir oyun ki, dünyanın bütün Budist rahipleri Metta Sutta’yı binlerce kez tekrarlasalar bile vazgeçilemeyecek.
Hürriyet, 1.10.2007
|