AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Türkiye’nin AB sürecinin yolunda gittiğini ancak sürecin canlı tutulması gerektiğini söyledi.
Rehn, Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan’la Türkevi’nde görüşmesinin ardından Türk gazetecilerin soruları üzerine, sürecin yolunda gittiğini belirterek, ‘’(Türkiye ve AB) birlikte siyasi karışıklıktan çıkmayı başarabildik ve şimdi Türkiye’nin AB’ye katılım sürecine yeniden güç verme zamanı ve reformların kısa zamanda gerçekleşmesini umuyorum’’ diye konuştu.
Rehn, ilerleme raporu yayımlanmadan önce somut adımlar atılıp atılmayacağı ve örneğin TCK’nın 301. maddesiyle bir gelişme olup olmayacağının sorulması üzerine, şöyle konuştu:
‘’Bunu tabii Türk hükümetine sormak lazım. Sayın Babacan’la reform sürecini, anayasal reform konusunu görüştük. Bu kapsamda Avrupa’nın görüşünü belirttim. Türkiye hükümetinin ve meclisinin anayasayı Kopenhag kriterlerine göre, özellikle de temel hak ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü açısından reformize etmesi önem taşıyor, çünkü bunlar açık, kendine güvenli bir toplumun temelini oluşturuyor. Türkiye’nin anayasasını reformize ederken bu hususları dikkate alacağına inanıyorum.’’
Rehn, ifade özgürlüğüyle ilgili maddelerin daha önceden gözden geçirilmesini umduklarını, ancak şimdi önemli olanın fazla gecikmeksizin bu işin tamamlanması olduğunu söyledi. Rehn, özellikle ifade özgürlüğü ve dini özgürlüklerle ilgili olarak Türk yasalarının Avrupa standartlarını yakalaması gerektiği görüşünü aktardı.
İfade özgürlüğüyle ilgili bir soru üzerine Rehn, Türkiye’de bazı gazetecilere ve yazarlara karşı kovuşturma yapıldığını, hatta mahkum edildiğini ifade ederek, bunun hem Avrupa’nın açık toplum ilkesiyle uyuşmadığını, hem de bu durumun Türkiye’nin çıkarına olmadığını kaydetti. Rehn ‘’Bu reformların gecikmeksizin yerine getirileceğine güveniyorum ve yeni anayasanın da Avrupa ilkeleriyle uyumlu olmasını görmek istiyoruz. Bu Türkiye’nin AB katılım sürecine yeniden güç vermenin en iyi yolu olacak’’ dedi.
Başörtüsü ile ilgili bir soru üzerine ise Rehn, bunun Türkiye’nin iç konusu olduğunu, başörtüsünün AB’yi ancak Türkiye’nin bu konuda daha önce karar veren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına saygı göstermesi açısından ilgilendirdiğini belirtti.
Rehn, AB sürecinin Türkiye açısından demokratik laikliğin dayanak noktası olduğunu ve yeni anayasanın bugünkü Anayasa gibi ‘’demokratik, laik ilkelere ya da laik demokrasiye’’ saygı göstereceğine inandığını belirtti.
|