Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, ülkenin yeniden inşası için sivil bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Ortaş, adaletin ve hukukun üstünlüğü için yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu belirterek, “Türkiye’nin artık mevcut 1982 yılı anayasası ile gitmediği ortada. Yeni anayasa geleceğin nitelikli insanına yatırım yaparak, üreterek, toplumu ileriye götürmek için hazırlanırsa başarılı olur. Aksi takdirde birbirimizi kandırmış oluruz” şeklinde konuştu.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, ülkenin yeniden inşaası için sivil bir anayasa ihtiyaç oyduğunu söyledi.
Prof. Dr. Ortaş, yaptığ yazılı açıklamada, adaletin ve hukukun üstünlüğü için yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu belirterek, “Türkiye’nin artık mevcut 1982 yılı anayasası ile gitmediği ortada. Yeni anayasa geleceğin nitelikli insanına yatırım yaparak, üreterek, toplumu ileriye götürmek için hazırlanırsa başarılı olur. Aksi takdirde birbirimizi kandırmış oluruz” dedi.
Anayasa denilince, toplumsal mutabakat sözü hatırlandığına dikkat çeken Ortaş, “İnsan, sorumluluğunun bilinci ile hareket ederse anayasaya hiç ihtiyaç yok. Ancak birileri her şeyi kendine yontuyorsa, insanı kandırıyorsa, insanın yaşam hakkına doğrudan ve dolaylı yoldan tecavüz ediyorsa o zaman insana karşı insanı korumak için bir sözleşme senedine ve bu senedin uygulanması için kolluk kuvvetlerine ihtiyaç bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
Anayasayı toplumsal sözleşme olarak nitelendiren Ortaş, anayasanın bireyin hakkına tecavüz etmesinin engellemesi için yapılan bir anlaşma olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Ortaş, “İnsanın insanla çıkar çatışması ancak sosyal varlık olarak da birlikte yaşama ihtiyacı zorunlu olarak belirli konularda anlaşmayı da getirmiştir. İnsanın, karşısındakinin yaşam haklarını ihlâl etmesinin önüne geçilmesi için konulmuş kurallarıdır. Anayasa insana karşı insanın yaşama güvencesi belgesidir. Yoksa diğer canlılardan korunmak için geliştirilmiş zırhlı kalkanlar değildir” açıklamasında bulundu.
Herkese fırsat eşitliği sağlanmalı
Prof. Dr. Ortaş, Anayasada toplumun genel yaşam standardını koruyan bir yapılanma olması gerektiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti:
“Herkese fırsat eşitliği sağlamalıdır. Sözleşelim, fikir birliği yapalım, herkesin eşit ölçüde temsil edildiği ve yatay boyutta insana yakışır, doğayı koruyan, insanın mutluluğu ve gelişimini sağlayan bir toplumsal sözleşme yapalım. Bu sözleşmede birbirimizi muhatap alalım. İnsana insan gibi davranmak yakışır. Ne birbirini ezen, ne de ezdirten özgür, onurlu ve insanca yaşamak yakışır. Toplumsal sözleşme insanın birbirini kabul etmesi, muhatap alması nedeniyle biraz da insanın medenileşmesi süreci olarak da kabul edilebilir.”
Anayasanın aç, susuz, yoksul bırakmayacak şekilde herkesin yaşamdan pay almasını sağlaması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Ortaş, ancak çalışan, çabalayan, emek harcayanın da çabasının karşılığını verecek düzenlemelerin de getirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ortaş, Anayasa haklının, doğrunun işini kolaylaştıran, haksızın, yanlışın, sahtekarın işini zorlaştıran veya caydıran nitelikte olması gerektiğini kaydederek, “Anayasa yurttaşların mutlu ve güvenli yaşamasını sağlamalı, güvenilmez ve insana baskı kuran ve çıkarı için ortak yaşam kurallarını delenlere de zorluk çıkarmalıdır. Anayasa taraf olmalıdır. Ancak kimden yana? İnsan, doğa, hukuk, adaletten yana olmalıdır.” dedi.
1982 anayasasının devleti bireye karşı koruyan bir anlayışla hazırlandığını kaydeden Ortaş, yeni anayasada devletin korunması gerektiğini ancak birey hak ve özgürlüklerini güvence altına alınması ve insan hakkı ihlâlini engellemesi gerektiğini aktardı. Ortaş, şöyle devam etti:
“Çağdaş bir toplum olma yolunda ilerleyen ülkemizde yeni anayasanın ülkenin doğusu ile batısı arasındaki gelir ve insani gelişmişlik farkını minimize etmeyi, ülkemizi geleceğe taşıyacak olan özgür düşünce farklılıklarının, eğitim ve bilimin önünü açacak, yaşamı kolaylaştıracak ve bütün yurttaşları ülkesine sahip çıkaracak bir bakış açısına sahip olmalıdır.”
|