“Oruç ayı”, “Kur’ân ayı”, “Duâ ayı” gibi sıfatlarla andığımız bir Ramazan ayı daha geldi çattı. Bu ay öyle özel, öyle mübarek bir ay ki, yılın 11 ayında “dünya”yı hayatlarının merkezine koyan pek çok mü’min Ramazan’ın gelmesiyle Allah’a kul olmanın, O’na el açmanın, O’nun için aç kalıp, O’nun için yiyip içmenin lezzetini yaşar.
Her Ramazan’da dile getirilen, ama ne yazık ki hep bir dilek olarak kalan “Diğer 11 ay da Ramazan gibi geçsin” temennisi, kul olma şuuruyla beraber, Kur’ân ahlâkını da yılın tamamına yayma isteğinin dışa vurumudur aslında.
Aylık gençlik dergisi Genç Yaklaşım da bu sayısında Ramazan’la beraber bir kez daha hatırladığımız “Kur’ân ahlâkı”na yer veriyor.
Saadet Bayri Fidan, “Yaşasın, Ramazan geldi” başlıklı yazısında Ramazan’ın getirdiklerini ve Ramazan’la beraber hayatımızda meydana gelen değişiklikleri özetliyor.
Vehbi Kara, kendi tecrübeleri ışığında gemilerde tutulan oruçları, yapılan iftarları anlatıyor.
Ayşegül Akakuş, “Siyah beyaz” Ramazanlar’ı, “Nerede o eski Ramazanlar” diye iç geçirilerek anlatılan duâ ve Kur’ân aylarına götürüyor okuyucularını.
Ali Karabiber, teybini gençlere uzatıyor ve Ramazan hakkındaki görüşlerini alıyor.
Ayrıca bu sayıda Yavuz Topalcı’nın Turgay Başyayla ile, Tuğba Akbey İnan’ın Din Psikoloğu Öznur Özdoğan’la yaptıkları söyleşileri de okuyabilirsiniz.
Osman Yiğit, bambaşka bir şehirde, “Risâle-i Nur Şehri”nde gezdirecek okuyucularını.
Ayşe Çağlayan, çok tartışmalı bir kavramı, “etik”i, medya özelinde ele alıyor.
|