Geçen hafta, Amerikan dış politikasını derinden sarsacak bir kitap yayımlandı. John J. Mearsheimer ve Stephen M.Walt’ın yazdığı kitap “The Israel Lobby and U.S. Foreign Policy (İsrail Lobisi ve Amerikan Dış Politikası)” adını taşıyor. Kitabın tümünün okunması lazım ama yazarların kitapta bahsettikleri konulardan bazı önemli bölümleri aktarmaya devam ediyorum:
ABD’deki İsrail lobisi, demokrasi tarihinin en etkili ve en büyük parayı toplayabilen lobisidir.
Lobi sayesinde, ABD gerek barış ve gerek savaş durumunda İsrail’i kayıtsız şartsız desteklemektedir. Bu destek stratejik ortaklığın çok üzerindedir.
ABD’de “Hıristiyan Siyonistler (Christian Zionists)” denilen bir kesim vardır. Bunlar, İsrail lobisiyle birlikte hareket ederler.
ABD’nin Ortadoğu politikasını son dönemde, petrol şirketleri lobisi veya zengin petrol şeyhlerinin lobisi şekillendirmemiştir. Çünkü, onların süregelen çıkarları vardı ve düzeni değiştirmek istemediler.
Lobi olmasaydı, barış olacaktı
İsrail Lobisi, kendi görüşlerini savunan politikacıları ödüllendirmekte, karşı çıkanları cezalandırmaktadır. Cezalandırma, seçim harcamalarına katılmama biçiminde olmaktadır.
Irak Savaşı’na karar veren İsrail lobisi değildi ama lobi olmasaydı, sorunlar savaş çıkarılmadan çözülebilecekti.
Suriye’ye karşı güdülen ve rejim değişikliği istemeye kadar varan politikaların arkasında, İsrail hükümeti vardı. Lobi olmasaydı, muhtemelen İsrail-Suriye barışı söz konusu olabilecekti.
ABD’yi İran’a karşı sürekli kışkırtan da İsrail lobisi oldu. İran’ın başına Ahmedinecad gelmeden önce, nükleer silah yapımı konusunda bir anlaşma sağlanabilirdi.
İsrail’in ABD tarafından kayıtsız şartsız destekleniyor olması, İslam ve Arap dünyasında derin kızgınlık yaratmaktadır.
İsrail savunma sanayi öyle desteklenmiştir ki, 2004 yılında İsrail dünyanın 8. büyük silah sağlayıcı ülkesi olabilmiştir.
ABD, artık İsrail’in stratejik bir varlık mı yoksa stratejik bir yükümlülük mü olduğuna karar vermelidir. Belki de, 11 Eylül saldırısı, ABD’nin İsrail’e verdiği şartsız destekler nedeniyle yapıldı.
İki bin yıldır bu topraktalar
Tanrı tarafından Musevilere “Vaat Edilmiş Topraklar” varsa, bundan Araplara ve Filistinlilere ne? Onlar iki bin yıldır bu topraklarda oturuyorlar ve böyle bir vaade inanmıyorlar. Üstelik, tarih boyunca Araplar, Musevilere diğer devletlerin yaptıkları zulmü yapmadılar.
Temel İsrail lobisi, American Israel Public Affairs Commity’dir (AIPAC). Washington Institute for Near East Policy (WINEP), lobiler için araştırmalar yapar. Anti-Defamation League (ADL) ise organizasyonların liderliğini üstlenmiştir. Christians United for Israel de (CUFI) işbirliği içinde yer alır.
Israel Policy Forum (IPF), American Jewish Commitee gibi, American Jewish Yearbook’ta yer alan seksenden fazla lobi de faaliyetlerini bu kuruluşlara rapor ederler. JINSA ve WINEP gibi “think tank” kuruluşları da lobinin sonuç almasında etkili olurlar. (ADL’nin Ermeni tasarısını destekliyor olması, bu nedenle bizim için çok önemlidir.)
Yazılanların abartılı olup olmadığını anlayabilmek için bile, bu kitap okunmalı.
Milliyet, 4.9.2007
|