MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla gerçekleştirdiği basın toplantısında, “sivil anayasa” çalışmalarını desteklediklerini belirterek konuyla ilgili bazı tekliflerde bulundu.
Barış Günü vesilesiyle MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi’nde gerçekleştirilen basın toplantısında, “Sivil anayasa çalışmalarını destekliyor ve müstakbel anayasanın insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir “toplum sözleşmesi” niteliğini taşımasını diliyoruz” denildi. Sivil anayasanın en önemli vasıflarından birinin, devlet organlarını “nötr-yansız” bir pozisyonda konumlandırması olduğunun belirtildiği toplantıda, yeni anayasanın, toplumun çoğulcu yapısını tanıyan özgürlükçü bir ruhla kaleme alınması gerektiği vurgulandı.
Laiklik ilkesinin herkesin din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına alacak bir anlayışla yeniden tanımlanması gerektiğinin belirtildiği toplantıda, vatandaşlık, cumhurbaşkanı, yargı, özgürlükler, eğitim, uluslararası sözleşmelerin bağlayıcılığı, yerel yönetimler konularına da değinildi. Teklifler arasında, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs eden her türlü darbe girişimin ağır cezalara tabi tutulacağı anayasada açıkça belirtilmelidir” maddesi dikkat çekti.
İHD: YILGINLIĞA KAPILMIYORUZ
1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla İnsan Hakları Derneği’nden yapılan açıklamada ise, “Barışın tesisi yolunda yılgınlığa ve umutsuzluğa kapılmıyoruz” denildi.
Dünyada barış için günde sadece 1 dolar harcanırken, silahlanma için 2 bin dolar harcandığına dikkat çekilen açıklamada, “Bizler insan hakları savunucuları olarak, bugüne kadar onurlu toplumsal barış için yapılan mücadelelerin yeterli bir sonuç vermemiş olmasını üzüntü ile karşılamakla birlikte, barışın tesisi yolunda yılgınlığa ve umutsuzluğa kapılmıyoruz. Hangi siyasi görüş ya da geleneğe mensup olursa olsun, temel tercihini barıştan yana yapmış olan tüm kişi ve kuruluşları, ortaya güçlü bir ‘barış iradesi’ koyabilmek için, bir kez daha güç ve eylem birliğine çağırıyoruz” denildi.
|