|
|
|
60. Hükümet başarmalı |
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği Genel Başkanı Mustafa Koca, 60. Hükümet programı ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, henüz yapılamayan ‘Makro Rehberlik Planı’nın hayata geçirilerek rekabet üstünlüğünün sağlanabileceğini belirtti.
Kabinenin dizayn edilişi ve hükümet programının hazırlanışının ümit verici bir hava oluşturduğunu belirten Koca açıklamalarında, ortaya konan hedeflerin son derece ciddî hedefler olduğunu belirterek, ‘bu hedeflerin yakalanması şüphesiz ülkemizi piyasa tabiriyle uçuracak bir sonuç getirebilir’’ dedi.
Açıklamalarında değerlendirmelerimizin çok daha nesnel olması gerektiğini belirten Koca, programın en az üç yıllık bir plana dönüştürülmesi ve uygulamalarda yüksek bir maharetin ortaya konması için özel bir dikkatin gösterilmesi gerekeceğini vurguladı. Koca, 10 bin dolar Kişi Başına Millî Gelir, 40 milyar dolar turizm geliri, sağlıkta reform, yönetim reformu gibi hedeflerin güzel hedefler olduğunu belirtti.
Mustafa Koca yaptığı değerlendirmede şu görüşlere yer verdi: Koca, “Biz şu anda pratik olarak, çok ciddî bir faiz ve enflasyon baskısı altında yaşıyoruz, çok ciddî bir ihracat kârsızlığı sıkıntısı yaşıyoruz, rekabet edilemez şartları yük olarak taşıyoruz. Biz ithalatın bozduğu iç üretim dengesizliğini yaşıyoruz. Yani harekete geçecek olan ve “Take-off” konumunda olan uçağı bir türlü toparlayamıyoruz. Şimdi yeni hükümetten bunu ciddî ciddî koordine etmesini bekliyoruz” dedi.
FAİZLER ACİLEN DÜŞMELİ
ASKON Başkanı Koca, “Uzak hedefleri çok iyi buluyoruz ama bizim bugünkü durumumuzla o hedef arasındaki mesafeyi nasıl aşacağımızın çok daha önemli olduğunu düşünüyoruz. Enflasyon risk olmaktan, faiz rekabeti bozan cazibe olmaktan, aynı zamanda krediler için taşınamaz olmaktan, döviz yatırım aracı olmaktan artık çıkmalıdır. Hâlâ bütçelerimizin dörtte birini faizler için ödüyoruz. Korkunç bir yük, borç azaltmalarını bir türlü başaramadık. Bunlar üzerimizde biraz önce ifade ettiğim riskleri yüklüyor ve bizleri tedirgin ediyor, cesaretsiz kılıyor. Cari açık her açıklandığında adeta uğursuzluk sinyali alır gibi oluyoruz. Bunları kontrole almamız gerekiyor” dedi. Koca, henüz uygulanamayan “makro rehberlik planı”nın çok büyük bir zaman, enerji ve rekabet üstünlüğü kazandıracağını belirterek, böyle bir çalışmayı beklediklerini ifade etti. Koca, “Yeni hükümet, yeni program başarılı olmak zorunda. Biz de başarılar ve hayırlar diliyoruz” dedi.
|
02.09.2007
|
|
|
Vergi gelirleri faize gitti |
ATO, son 25 yılda devletin bütçeden 433 milyar dolarlık faiz ödemesinde bulunurken, yatırımlara ayrılan payın bunun 4’te 1’ine bile ulaşamadığını, 1983-2007 yılları arasında halktan toplanan her 100 dolarlık verginin 51 dolarının faiz ödemeleri için kullanıldığını belirtti. Araştırmaya göre, 1983 yılında 942 milyon dolar olan bütçeden yapılan faiz ödemeleri, faiz oranlarının ve borçlanma miktarlarının artmasına paralel olarak her geçen yıl hızla büyüyerek son yıllarda 40 milyar dolara yakın bir büyüklük oluşturmaya başladı.
Devlet, son 25 yılda devlet bütçeden 433 milyar dolarlık faiz ödemesinde bulunurken, yatırımlara ayrılan pay bunun 4’te 1’ine bile ulaşamadı.
Ankara Ticaret Odası'nın (ATO), Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı verilerinden yararlanarak yaptığı araştırmaya göre, 1983 yılında 942 milyon dolar olan bütçeden yapılan faiz ödemeleri, faiz oranlarının ve borçlanma miktarlarının artmasına paralel olarak her geçen yıl hızla büyüyerek son yıllarda 40 milyar dolara yakın bir büyüklük oluşturmaya başladı.
Söz konusu dönemde Türkiye’nin toplam bütçe harcamaları 1 trilyon 316 milyar dolara ulaşırken, bunun 373,9 milyar doları iç, 59,4 milyar doları da dış olmak üzere toplam 433,3 milyar doları faiz ödemelerine gitti. Aynı dönemde devletin bütçeden yaptığı yatırımların tutarı 100 milyar dolarda kalırken, personele de 335,8 milyar dolar ayrıldı.
100 DOLARLIK HARCAMANIN 33 DOLARI FAİZ
İç ve dış borç faiz ödemeleri 1983 yılında Türkiye’nin bütçe harcamalarının yüzde 8,1’i kadar bir büyüklük oluşturdu. İzleyen yıllarda bu rakam hızla artarak 1990 yılında yüzde 20,4’e, 2000 yılında yüzde 43,9’a kadar çıktı.
2001 yılında ise devletin yaptığı her 100 dolarlık bütçe harcamasının 51 dolarını faiz ödemesi oluşturdu.
Faiz ödemelerinin bütçe harcamaları içindeki payının 2001 krizinden sonra yavaş yavaş da olsa azalmaya başladığı belirtilen araştırmada, ‘’2006 yılında yüzde 26,2 olan faiz ödemelerinin toplam bütçe harcamaları içindeki payının bu yıl yüzde 26 düzeyinde kalacağı hesaplanıyor. Yüksek Planlama Kurulu’nun kabul ettiği 2008-2010 dönemine ilişkin Orta Vadeli Mali Plan’a göre faiz ödemeleri 2008 yılında da bütçe harcamalarının yüzde 26,2’sini oluşturacak’’ denildi.
Ekim ayı ortasında TBMM’ye sunulması gereken ve 225,9 milyar YTL’ye ulaşan 2008 yılı bütçesinde faiz ödemelerine 59,3 milyar YTL’lik bir ödenek ayrılması beklendiğine işaret edilen araştırmada, 1983-2007 yılları arasında Türkiye’nin toplam bütçe harcamalarının 1 milyar 315 milyon dolar olarak gerçekleştiği, bu harcamanın yüzde 32,9’unun faiz ödemelerinden oluştuğu bildirildi. Araştırma sonuçlarına göre, 1983 yılında faiz ödemeleri vergi gelirlerinin yüzde 10,9’u kadar bir büyüklük oluşturuyordu. Bu oran 1990 yılında yüzde 25,3’e kadar yükseldi. 1990’lı yılların sonuna gelindiğinde ise faiz ödemelerinin vergi gelirlerine oranı yüzde 70’i aştı.
2001 KRİZİNDE VERGİ FAİZE YETMEDİ
2000 yılında toplanan her 100 dolarlık verginin 77 dolarının faiz ödemelerine ayrıldığı, 2001’de ise ilk kez devletin topladığı vergilerin faiz ödemelerine yetmediği belirtildi. 32,5 milyar dolarlık vergi tahsil edilen 2001 yılında yapılan faiz ödemelerinin 33,5 milyar dolara ulaştığına dikkat çekildi. Faiz ödemelerinin vergi gelirlerine oranının 2001 krizini izleyen yıllarda azalma eğilimine girdiği, 2006 yılında her 100 dolarlık vergi gelirine karşılık 33,4 dolarlık faiz ödemesi yapıldığı kaydedildi. Araştırmaya göre bu yıl ise her 100 dolarlık vergi gelirinin 33,5 doları faiz ödemelerine gidecek. Devlet, gelecek yıl da toplayacağı her 100 dolarlık verginin 34 dolarını borç faizleri için kullanacak.
YATIRIMA AYRILAN PAY
ATO’nun araştırmasına göre, bütçeden faiz ödemeleri için ayrılan pay arttıkça yatırımların payı azaldı. Yatırımların bütçeden en az pay aldığı yıl yüzde 5,1 ile 2003 yılı oldu. Yatırım harcamalarının bu yıl bütçeden aldığı pay ise yüzde 5,9 seviyesinde kaldı. Araştırmada, ‘’Yatırım harcamaları için 2008 yılı bütçesinde 12,4 milyar YTL ayrılması, bütçe harcamaları içindeki payının da yüzde 5,5’e gerilemesi bekleniyor’’ denildi. 1983-2007 yılları arasında Türkiye’deki her 100 dolarlık bütçe harcamasının sadece 7,6 dolarıyla yatırım yapılabildiğine işaret edildi.
|
/ ANKARA
02.09.2007
|
|
|
TOKİ işçileri: Maaş alamıyoruz |
Toplu Konut İdaresi tarafından Üzümlü ilçesine yaptırılan 372 konut inşaatında çalışan işçiler 75 gündür para alamadıklarını ileri sürerek yetkililerden yardım istedi.
Paralarını alamayan inşaat işçileri, ceplerinde bir kuruş para bulunmadığını inşaatta çok zor şartlar altında yaşadıklarını kaydetti. Para alamamalarına rağmen çalışmaya hiç ara vermediklerini söyleyen işçiler, 15 gün önce malzemelerin bitmesi ile birlikte inşaatta çalışmaların durduğunu kaydetti. Konutların alçı, boya, çatı, sıva, merdiven, fayans ve benzeri montajlama çalışmasında görev alan işçiler, işe başladıkları tarihten bu yana para alamadıklarını ileri sürerek, 75 günlük birikmiş yaklaşık 400 bin YTL alacakları olduğunu belirtti ve yetkililerin kendilerine sahip çıkmasını isteldi.
TOKİ tarafından yapılan ihaleyi alarak çalışmaları başlatan inşaat firması yetkilileri ise yaklaşık 8 aydır TOKİ’den hak edişlerini almadıklarını bu yüzden ödeme yapamadıklarını kaydetti.
|
/ ERZİNCAN
02.09.2007
|
|
|
Besiciler zor durumda |
Van Ziraat Odası Başkanı Lütfü Özgökçe, Türkiye’de yaşanan kuraklık sebebiyle yem fiyatlarının yükselmesinin besicileri zor durumda bıraktığını belirtti.
Özgökçe, bir yıl öncesine kadar başta Irak olmak üzere bir çok ülkeye canlı hayvan ihraç eden Vanlı besicilerin, ülkede yaşanan kuraklıktan büyük oranda etkilendiğini vurgulayarak, iç piyasadaki yem fiyatlarının yükselmesinin besicileri zora soktuğunu söyledi. Küresel ısınma sebebiyle ülkede yaşanan kuraklıktan dolayı besicilerin ucuz yem bulamadığını anlatan Özgökçe, yem fiyatlarındaki artışın da beraberinde bir çok sorunu ortaya çıkardığını ifade etti. Özgökçe, Irak savaşının da canlı hayvan ihracatına darbe vurduğunu kaydederek, geçmiş yıllarda karayoluyla Irak üzerinden yapılan hayvan nakliyatının durduğunu kaydetti. Suriye’nin de Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelere canlı hayvan sevkiyatı yaptığını, bu sebeple de bu ülke üzerinden diğer ülkelere canlı hayvan nakliyatı yapan Türk besicilerin bir çok zorlukla karşılaştığını bildiren Özgökçe, Suriye üzerinden Arap ülkelerine ulaşımın sağlanması için Türk yetkililerin komşu ülke yetkilileriyle temasa geçmesi gerektiğini dile getirdi. Van-Özalp karayolu üzerindeki pazarda hayvanlarını satışa çıkaran besiciler ise fiyatların yükselmesiyle hayvanlarına kışlık yem alamadıklarını, bu sebeple de kış gelmeden hayvanlarını satmaya çalıştıklarını söylediler.
|
/ VAN
02.09.2007
|
|
|
Balıkçılar “vira Bismillah” dedi |
Bir yıllık avlanma yasağının bitmesiyle birlikte sahaya inen balıkçılar teker teker denize açılarak yeni dönemi başlattı. Bir yıllık hasretin bitmesini dört gözle bekleyen balıkçılar yeni dönemde bereketli bir dönem geçirmek için denize açıldı.
Nisan ayından bu yana gerçekleştirilen av yasağı önceki gece 00:00 itibariyle balıkçı teknelerinin denize açılmalarıyla son buldu. 1 Eylül 2007 tarihi itibariyle başlayan yeni dönem, 2008 yılının Nisan ayına kadar devam edecek. Birer birer hazırlıklarını tamamlayarak Kumkapı Balıkçılar Hali’nden Marmara Denizi’ne açılan balıkçıların heyecanlı oldukları gözlendi. Yeni dönemde bereketli seferler gerçekleştirmek istediklerini söyleyen balıkçı esnafı teknelerle denize açılarak “vira Bismillah” dedi.
|
/ İSTANBUL
02.09.2007
|
|
|
Küresel ısınma, alabalık üretimini de etkiledi |
Düzce Alabalık Üreticileri Derneği Başkanı Ahmet Baykurt, alabalık üretiminin küresel ısınma ve kuraklıktan etkilendiğini söyledi.
Baykurt, küresel ısınmayla birlikte özellikle kaynak sular ile yapılan alabalık üretiminin etki altında kaldığını belirtti.
Bu yıl kuraklık sebebiyle kaynak suyunda azalma yaşandığını anlatan Baykurt, şöyle dedi: ‘’Motorla suyu çekip alabalık havuzlarına su takviyesi yapıyoruz. Bu şekilde kuraklık devam ederse yer altı kaynak sularının azalması ile birlikte alabalık üretimini de etkileyebilir. Alabalık yetiştirmek için kaynak, akarsu, göl ve yer altı suları kullanılıyor. En uygunu kaynak sularıdır ve içilebilir temiz sular tercih ediliyor. Kuraklık ve ısınma ile birlikte akarsu ve göl sularında ısınma var. Bu ısınma ve kuraklık böyle devam ederse alabalık üretimi sıkıntıya düşecek.’’
|
/ DÜZCE
02.09.2007
|
|
|
Çiftçide tohumluk sıkıntısı |
Kırşehir çiftçisi, yeni ekim yapabilmek için kaliteli tohum bulamamaktan şikâyetçi. Kırşehir Ziraat Odası Başkanı Yusuf Ünlü, kuraklığın etkisi ile şehirde çiftçilerin tohumluk sıkıntısı çektiğini söyledi.
Özellikle buğday ve arpa ekimi yapanların tohumluk sıkıntısı çektiğini kaydeden Ünlü, yetkililerden bu konuda çiftçilere destek olmasını istedi. Ünlü, şöyle konuştu: ‘’Devlet üretme çiftçiliklerine Ziraat Odası olarak, Tarım İl Müdürlüğü olarak çiftçilerimizin başvurularını yapıyoruz. Kırşehir’de gerçekten bir tohum sıkıntısı var. Çünkü bu sene ürettiğimiz mahsul tohum olacak kadar iyi değil. Buğday ve arpa taneleri çok zayıf çok cılız çıktı. Bütün çiftçilerin şu an için ekeceği buğdayın arpanın hiç biri tohum olacak kalitede değil. Geçen yıl 65 YKr’ye alınan tohumluk buğdayın kilosu bu yıl 80 ile 82 YKr arasında değişiyor. Sertifikalı tohumluk kullanmak isteyen çiftçi, parası olmadığı için tohum alamıyor.’’
|
/ KIRŞEHİR
02.09.2007
|
|
|
Fındık üreticisi mağdur edilmeyecek |
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, randıman ve rutubet oranına bağlı fiyat farkları arasındaki makasın daraltılarak üretici mağduriyetinin önlenmesi için fındık üreticisi lehine kararlar aldıklarını belirtti.
Kemaloğlu, yaptığı yazılı açıklamada, TMO’nun, 2007-2008 fındık alım döneminde alım esaslarını belirlerken, randımanı yüksek, buruk oranı ve rutubeti düşük ürünlere daha fazla fiyat ödeyerek kaliteyi teşvik edici bir politika belirlediğini vurgulayarak, şunları kaydetti: ‘’Ancak, fındık hasat sezonunun devam ettiği ve ürünlerin pazara sunulduğu bugünlerde, kurumumuz tarafından yapılan alımların randıman ortalamasının bazı bölgelerimizde yüzde 46-47 arasında gerçekleştiği görüldü. Üreticilerle yapılan görüşmelerde, sanayici ve tüccarlar ile Fiskobirlik tarafından yapılan alımlarda da benzer sonuçlara ulaşıldığı beyan edilmiştir. Söz konusu fiyatlandırmaya bağlı olarak piyasada fiyatların aşağıya çekilmesi yönünde spekülasyon oluşturulduğu da müşahede edilmiştir.’’
|
/ TRABZON
02.09.2007
|
|
|
Gıda fuarı 5 Eylül’de açılacak |
TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek Çukurova Gıda Gıda-Tek 2007 Fuarı, 5 Eylül’de açılacak.
5-9 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek fuara, gıda ve gıda sektörüyle bağlantılı yan sektörlerden yoğun bir talep olduğu belirtildi. TÜYAP Adana Bölge Başkanı Bülent Yamaç, fuar merkezinde bu yıl 6 farklı fuar organizasyonu yaptıklarını ve bunların tamamının başarılı geçtiğini belirterek gıda ve gıda teknolojileri firmalarının fuara yoğun talebi olduğunu vurguladı. Gıda Fuarı’na 140 firmanın katılacağını söyleyen Yamaç, “Bu fuara Türkiye dışından da katılım oldukça yoğun. Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) işbirliğiyle 19 farklı ülkeden ziyaretçi getirmekteyiz. Arnavutluk, Azerbaycan, Filistin, Gürcistan, Kazakistan, Karadağ, Kırgızistan, KKTC, Lübnan, Makedonya, Moğolistan, Moldova, Suriye, Sudan, Tacikistan, Türkmenistan, Ukrayna, Ürdün ve Özbekistan’dan çok sayıda ziyaretçi fuar için Adana’ya gelecek” diye konuştu.
|
/ ADANA
02.09.2007
|
|
|
G. Kıbrıs’ta avro hazırlığı |
Güney Kıbrıs Rum kesiminde, avro para biriminin kullanımına geçiş kapsamında dün itibariyle ülkede satılan bütün ürünlerin üzerinde Kıbrıs Lirası ve avroyu gösteren çift fiyat uygulaması başlatıldı.
Rum haber ajansı ve Rum kesiminde yayımlanan gazetelere göre, 1 Mayıs 2004’te AB’ye üye olan Güney Kıbrıs avroya katılımın son aşamasında. Güney Kıbrıs’ın resmî para birimi 1 Ocak 2008’den itibaren avro olacak. Rum gazeteleri, Güney Kıbrıs’ta bugünden itibaren etiketlere çift fiyat konulması uygulamasının başladığını ve yasanın ihlal edilmesi durumunda 100 bin KL’ye (yaklaşık 300 bin YTL) varan para cezası ve iki yıla kadar hapis cezasının uygulanacağını yazdı.
|
/ LEFKOŞA
02.09.2007
|
|
|
|