Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Örtünme karşısında kadınların bin bir yüzü

Kız evladı için “başörtüsünü çıkarmaması kaydıyla okula yollarım” diyen babaları işitip, “başörtüsüyle gideceğine hiç okula gitmesin” diyerek kızları eve hapsetmekle sorunu çözmeye kalkan kadınlar var bu ülkede.

Onlardan bazılarının ise “haydi kızlar okula” kampanyasına destek vermiş oldukları bir vakıa. Tıpkı başörtüsüne sığınarak büyük bir ‘kurnazlık’la neredeyse tüm ‘kamusal iyiniyet’i suiistimal eden şu kadınlar gibi:

Başörtüsü karşıtlarının en gür haykırdığı büyük şehirlerimizden birinde, geç vakit evlerine arabasıyla dönen kadınlar arasında bir eğilim giderek yaygınlaşmaktaymış. Polise yakalanıp alkol kontrolünde ehliyetlerini teslim etmek zorunda kalmasınlar diye, eve dönerken başlarını örtüyorlarmış. Rejimi tehdit ediyorlar diye karşı çıktıkları kadınlar gibi, örtülerini tek bir saç teli görünmeyecek biçimde bağlayarak.

Gelenekle, toplumsal önkabullerle alay etmeleri bir yana, örtünen kadının alkol almayacağına güvenen, böyle görmüş öğrenmiş polis memurlarını etik dışı bir biçimde kandırmayı kendilerine nasıl yakıştırıyorlar, anlamak zor. Polis memurlarını örtünerek kandıran kadınlar arasında yaşam tarzının tehdit altında olduğuna inananlar ve türbanlıları irticacı hatta neredeyse terörist ilan edenler çoğunlukta mıdır, bunu da kesin olarak tespit etmek zor.

Ama ülkemizde alkol yüzünden birbirinden vahim ve ölümcül kazaların vukuu bulması karşısında türbanı kendi suçlarına paravan edip alkolle araba kullanmaya devam edenlerin yüzünün kızarmadığı apaçık. Ne tür kaza ve ölümlere sebebiyet verebileceklerinden hiç çekinmemeleri ise dehşet verici değil mi?

‘İrtica tehdidi’ne karşı aynı şehirde gösteri yapan kimi mitingci kadınların ise onların türban karşısındaki peşin hükümlerini eleştiren bir kadın köşeyazarına (tam da şahsi hakaret bağlamında) şöyle yüklendiklerini okudum geçtiğimiz günlerde: “Vatan sevgisinden uzak, kadınsal kıskançlıklarını aşamamış, yazarlığın yanından geçmemiş, güzel kadın gördükçe tırnaklarını kemiren, konu sıkıntısı çeken biri olmalısınız... Ben böylesi bir kadın düşmanı görmedim. Okumuş fakat gelişmemişsiniz...”

Mağazada karşılaştıkları başörtülülere (bu modern tüketim mekânlarında ne işleri olabilir diye hesap sorarcasına) saldırgan bir üslupla laf atan, bindikleri asansörde bayrak açarak (!) onları tehdit eden kimi kadınlar dünyaya dokunmakta, bugünün ruhuna nüfuz etmekte, evrensel kavramların hakikatine kendi mecazlarını katmada yetersiz kaldılar. Çoğu ne Dostoyevski’den zevk aldı örneğin, ne hamur açmayı kendine yakıştırdı. Meselelerin izini sürmek, tarihin ve siyasetin görünmez bağlantılarına odaklanarak olan bitenin öte tarafını anlamaya çalışmak gibi zihinsel çabalara girmektense, en acımasız slogan ve klişelerle ‘tank kardeşliği’ yaptılar.

Ülkemizin taşralarında son beş yıldır hayat nasıl dönüşmüştür, neye benzemektedir, bakmaya gerek duymadılar. Başörtüsünü siyasi simgeye, gericiliğe, sınıfsallığa, töreye ve tarihselliğe indirgemek için tüm enerjilerini tüketip durdular. Bir kez olsun örtünmenin metafizik boyutunu ve bunun beşeri hayattaki tezahürünü görmeye çalışmadılar. Her şeyin en doğrusunu zaten onlar biliyordu.

Yine de saygın olmak, herkes tarafından bugünün yegâne güçlü kadınları olarak kabul görmek, hiç susmaksızın konuşmak istiyorlar. Ve yüksek sesle: Hep haklı olmak. Haklı olmanın hudutlarını ise hiç umursamıyorlar.

Beni bir o kadar inciten başkaları da var: Bugüne dek başörtüsü yasaklarına karşı çıkanların ‘Çankaya’daki eş’ söz konusu olduğunda, meseleyi bambaşka bir boyuta saptırmaları. Ve argümanlarını türban gerçeği üzerinden değil, mevkii ve iktidar sembolleri üzerinden kurmaya çalışmaları. Bu kişilerin başörtüsü yasağının acıtıcı sonuçlarını çözmeyi değil, iktidara gelenlerin mevkilerini nasıl dolduracağını dert ettiklerini görmek, memurları örtünerek kandıran kadınları görmek kadar incitici oldu benim için.

Zaman, 19.8.2007

Leyla İPEKÇİ

20.08.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Genelkurmayologlar

  Kemalizm savunmada

  Örtünme karşısında kadınların bin bir yüzü

  Deprem tam bir “titre ve kendine gel” hadisesi...

  Depremlerin faydaları!


 Son Dakika Haberleri