Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Genelkurmayologlar

Çok genç olmayanlar hatırlayacaklardır, eskiden Amerika’da “Kremlinolog” tabir edilen uzmanlar vardı...

Bunlar genellikle Harvard mezunu, bülbül gibi Rusça bilen ve “derin Amerikan devletiyle” de gereğinden fazla içli dışlı genç adamlardı, şimdi hepsi tohuma kaçmıştır... Kimilerine gazeteci kılıfı da uydurulurdu.

Sovyet yayınlarını izleyip Pravda’dan, İzvestia’dan analiz manaliz de yaparlardı ama, asıl işlerinden biri de çeşitli törenlerde, özellikle Ekim Devrimi’nin yıldönümü kutlamalarında Kızıl Meydan’da Kremlin Sarayı’nın balkonuna çıkan (hani şu Lenin mozolesinin üst kat taraçası) Politbüro üyelerine bakıp ahkâm kesmekti...

Brejnev’in yüzü mü asık? Kosigin sırıtıyor mu? Suslov birinci sekretere iki metre mi uzakta duruyor üç metre mi? Haydar Aliyev geçen seneye oranla kaçıncı sıradan kaçıncı sıraya yerleşmiş? Bayan Furtseva’nın kalçasına şaplak atan kimse var mı?

Daha önceleri de tabii, Mikoyan Bulganin’e yan mı bakıyor, Malenkov Kaganoviç’le enseye tokat mı, Kirilenko Kalinin’le ne fısıldaşıyor, falan...

Bu göstergelerden, Sovyetler Birliği’nin üst yönetiminde olup biten gelişmeler hakkında sonuçlar çıkarırlar, tahminler yürütürler, yorumlar yaparlardı.

Çünkü başka türlü bilgi alınamıyordu, orada herşey kaplı kapılar ardında “saray entrikası” yöntemiyle gelişiyordu...

Bizde de bu Kremlinologlar’a benzer bokyedibaşılar türedi.

Bizimkiler özellikle basında... Koskoca Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bu tür zevzekliklere tevessül edeceğini hiç sanmam.

Bizimkiler de Genelkurmay davetlerine ve basın toplantılarına bakıp ötüyorlar.

Paşa falanca soruya cevap verirken bakışlarını nereye yöneltmiş?... Filanca gazeteciye “evet sizi dinliyorum” demiş de, berikine “buyurun Emin Bey” şeklinde fevkalade iltifat etmiş... Ne demek istemiş?

Şimdi de gözler 30 Ağustos resepsiyonuna çevrilmiş... Bizim Genelkurmayologlar öyle diyorlar...

Kimsenin göz çevirdiği falan yok, gazetelerin Ankara bürolarında birkaç işgüzardan başka, ama olsun...

Bu yıl resepsiyon, Gazi Orduevi yerine Kara Kuvvetleri Karargâhı’nın bahçesinde verilecekmiş... Bak sen! Acaba bunun ne anlamı varmış?

Çünkü birinde “kameriye” kuruluyor (askerler kameriye severler) ve cumhurbaşkanıyla birlikte ayaküstü de olsa memleket meseleleri tartışılıyormuş, ötekinde kameriye yokmuş, böylece o gün cumhurbaşkanı seçilmiş olacak Abdullah Gül’le hiçbir şey konuşulmayarak anlamlı bir tavır takınılacakmış...

Yok canım, aslında orduevinin bahçesi yetersiz kalıyormuş da, o bakımdan değiştirilmiş yani... Bu da bir yorummuş...

Peki hipodrom törenlerine başı bağlı Hayrünnisa Hanım’ı sokabilecek miymiş, yoksa First Lady’yi kapıdan çevirecekler miymiş?

Son günlerin moda deyimiyle, vay vay vay!

Ortalığı karıştırmaya ve germeye yönelik, değerli komutanlarımızı da karanlık ruhlu Sovyet yöneticileri düzeyine düşürmeye kalkan, bürokrat olmayan hiçkimseyi de ilgilendirmeyen bu tür “Ankara gazeteciliği” çabalarını, bu gülünç gayretkeşliği kınıyorum.

Hep Basın Konseyi mi kınayacak, azıcık da biz kınayalım.

Akşam, 19.8.2007

Engin ARDIÇ

20.08.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Genelkurmayologlar

  Kemalizm savunmada

  Örtünme karşısında kadınların bin bir yüzü

  Deprem tam bir “titre ve kendine gel” hadisesi...

  Depremlerin faydaları!


 Son Dakika Haberleri