Şarkışla ilçesi Sivrialan köyünde, dünyaca ünlü halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu’na ait, 1982 yılında müzeye dönüştürülen ev de Sivas’ta ilgi gören mekânlar arasında. Ozanın doğum ve ölüm yıldönümlerinde ziyaretçi sayısının arttığı müzede, Şatıroğlu’na ait eşyalar, giysileri, sazları ve çeşitli malzemeleri sergileniyor.
Bu arada köye gelen ziyaretçileri ağırlamak için de müzede konaklama imkânı da sunuluyor.
ARKEOLOJİ MÜZESİ, TARİHİN İZLERİNİ AŞIYOR
Diyarbakır’da buğdayın ilk üretildiği, insanların ilk yerleşik düzene geçtiği Ergani ilçesi yakınlarındaki Çayönü buluntularına ev sahipliği yapan Diyarbakır Arkeoloji Müzesi, yıllardır tarihin izlerini bugüne taşıyor.
Diyarbakır’daki ilk müze, 1934 yılında Ulu Caminin külliyesine ait Zinciriye Medresesi’nde açıldı. 1985 yılında Elazığ Caddesi üzerindeki modern yapıya taşınmasının ardından 1993 yılında ziyaretçilere açılan Diyarbakır Arkeoloji Müzesi, Paleolitik dönemden başlamak üzere, Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Urartu, Asur, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı dönemine ait bin 500’ün üzerinde esere kronolojik olarak ev sahipliği yapmakta. Amid sikkeleri ile yöresel etnografik eserlerden oluşan zengin bir koleksiyona da sahip müzede, bin 744 etnografik, 9 bin 201 sikke, 4 bin 976 arkeolojik eser olmak üzere toplam 15 bin 921 adet envanterlik eser kayıtlı.
“OTUZBEŞ YAŞ’’ ŞAİRİ TARANCI’NIN EVİ
Diyarbakır’ın Sur Beldesi’ndeki Camii Kebir Mahallesi’nde Cahit Sıtkı Tarancı Sokak’ta bulunan ‘’Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Müzesi’’ de Diyarbakır sivil mimarî örneğini yansıtan en güzel örneklerden biri.
1733 yılında inşa edilen, 2 Ekim 1910 yılında burada dünyaya gelen Tarancı’nın çocukluk ve gençlik yıllarının bir bölümünün geçtiği bu tarihi ev, 1973 yılında Kültür Bakanlığınca satın alındı.
Ev onarıldıktan sonra, 29 Ekim 1973’te müzeye dönüştürüldü. Daracık bir sokaktan, tek kanatlı ahşap bir kapıyla girilen geniş avlulu yapıda şairin özel eşyaları, el yazısı ile yazılmış mektupları, aile fotoğrafları ve kitaplarından oluşan zengin bir koleksiyon, meraklılarının büyük ilgisini çekiyor.
“Yaş otuz beş, yolun yarısı eder./ Dante gibi ortasındayız ömrün, /Delikanlı çağımızdaki cevher, /Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, /Gözünün yaşına bakmadan gider’’ dizelerini kaleme alan Cahit Sıtkı 12 Ekim 1956 yılında Viyana’da vefat etti. Şairin en önemli eserleri arasında “Otuzbeş Yaş’’, “Ömrümde Sükût’’, “Düşten Güzel’’ ve “Ziya’ya Mektuplar’’ yer alıyor.
İLKLERİ BARINDIRIYOR
Diyarbakır Arkeoloji Müzesi Müdür Vekili Nevin Soyukaya, Diyarbakır Müzesi’nin Türkiye’nin en eski müzeleri arasında yer aldığını, müdürlüklerine bağlı olarak Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Müzesi ile Ziya Gökalp Müzesi’nin bulunduğunu söyledi.
Arkeoloji Müzesi’nin Anadolu ve bölge tarihi açısından çok önemli eserleri barındırdığını, Paleolitik dönemden günümüze kadar bölgeye egemen olmuş bütün uygarlıkların izlerini, onlara ait eserleri, bulguları müzede görmenin mümkün olduğunu ifade eden Soyukaya, şunları söyledi:
‘’Müzemizin zengin eserleri içerisinde Çayönü gibi çok önemli yerleşim yerlerinin eserleri teşhirimizde. Çayönü, yakın doğunun tarımcı köy topluluğu. Dolayısıyla tarıma ilk geçilen yer. Buğdayın, arpanın ilk kez evcilleştirildiği yer. Bununla bağlantılı tarıma ait bir çok bulgu var. Tarımın gelişimi ile ilgili bir çok bulgu var. Tarımla ilgili aletler, aletlerle ilgili çok gelişkin insanlık tarihi açısından bilgi veren bulgularımız var. Çayönü mimarisini de teşhirimize almıştık.
Bu arada müzemizi İçkale Projesi sebebiyle kapatacağız. Bakanlıktan ve valilikten onayımızı aldık. Eserlerimizi İçkale müzelerine taşıyacağımız için eserlerin sağlık durumlarının tesbiti ve konservasyon bakımını yapabilmek için teşhirimizi toplamamız gerekiyor. Bu sebeple müzemizi bir iki gün içinde kapatıp eserlerimizi bakımdan geçireceğiz.’’
Soyukaya, her 3 müzeyi bu yıl şuana kadar, arkeoloji 5 bin 159, Cahit Sıktı Tarancı Müzesi 24 bin 429 ile Ziya Gökalp Müzesi’ni ise 2 bin 182 olmak üzere toplam 31 bin 770 kişinin ziyaret ettiğini bildirdi.
ESERLERDEN ÇOK BİNASI İLGİ GÖRÜYOR
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Batman, Şırnak ve Siirt’te müze bulunmazken, Mardin Müzesi’nin, yöreye özgü taştan adeta oya gibi işlenmiş yapısı görenleri adeta büyülüyor.
1895 yılında Katolik Süryani Patriklik binası olarak inşa edilen müze bir süre patriklik binası olarak hizmet verdi.
Askerî kışla ve sağlık ocağı olarak da hizmet veren yapı 1995 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca restore edilerek, müze binasına dönüştürüldü.
Yaklaşık bin 500 eserin sergilendiği müzede, Osmanlı dönemine ait eserler ilgiyle izleniyor.
|