Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, cari açığın ‘artan oranlarda’ doğrudan sermaye ve uzun vadeli krediyle finanse edildiğine vurgu yaparken, ‘’Dolayısıyla bizim bu çarkı döndürmemiz için, mutlaka güven unsuruna ihtiyacımız var. Türkiye bu cari açığı, güven, istikrarla finanse ediyor’’ dedi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, cari açığın ‘artan oranlarda’ doğrudan sermaye ve uzun vadeli krediyle finanse edildiğine vurgu yaparken, ‘’Dolayısıyla bizim bu çarkı döndürmemiz için, mutlaka güven unsuruna ihtiyacımız var. Türkiye bu cari açığı, güven, istikrarla finanse ediyor’’ dedi. Babacan bu arada, ‘’demokrasi ve hukuk çerçevesi örselenir, ekonomik programla ilgili bazı saçmalıklar başlarsa’’, Türkiye’de cari açığın finansmanının mümkün olamayacağını söyledi.
Devlet Bakanı Ali Babacan, SKY Türk’de katıldığı canlı yayında, ekonomik gelişmeleri değerlendirdi, yüksek cari açığın finansmanı konusunda görüşlerini açıkladı. Geçen yılın sonunda 2007 yılında Cumhurbaşkanı ve genel seçimler olmasına rağmen Türkiye’nin ekonomik anlamda kaybettiği değil, kazandığı bir yıl olacağını söylediğini hatırlatan Babacan, fakat 27 Nisanda yapılan açıklama ve arkasından Anayasa Mahkemesinin aldığı kararın, hiç kimsenin aklında olmayan ve Türkiye ekonomisinde soru işaretleri oluşturan gelişmeler olduğunu söyledi.
CARİ AÇIKTA ‘GÜVEN, İSTİKRAR’ VURGUSU
Cari açık konusunda da değerlendirmelerde bulunan Babacan, Türkiye’nin geçen yıl itibariyle 32 milyar dolar cari açık verdiğini ve ekonomik yapının bir süre daha bu cari açığın devam edeceğini gösterdiğini söyledi.
Cari açığı bu kadar yüksek bir ülkede, bu cari açığın nasıl finanse edileceği konusunun da çok önem taşıdığına işaret eden Babacan, şöyle konuştu:
‘’Finansman kaynakları çok önemlidir. Biz görüyoruz ki artan oranlarda doğrudan sermaye ve uzun vadeli kredi ile bu cari açık finanse ediliyor. Dolayısıyla bizim bu çarkı döndürmemiz için, mutlaka güven unsuruna ihtiyacımız var. Türkiye bu cari açığı güven istikrarla finanse ediyor. Şimdi güven unsurunu çektiğimizde cari açığın finansmanı mümkün değildir. Ne getirip yatırımı Türkiye’ye koyarlar, ne de Türkiye’nin uzun vadeli kaynaklara erişimi söz konusu olur. Bu kadar yüksek cari açığın finanse edilememesi durumunda ortaya çıkacak tablo, 200 kilometre süratle giden bir aracın duvara çarpmasına benzer.’’
“DEMOKRASİ, HUKUK
ÇERÇEVESİ ÖRSELENİRSE...”
‘’Dolayısıyla şu anda; dışa açık olma, reform sürecini devam ettirme, ekonomik programların rasyonel şekilde yürütülmesi ve demokrasinin derinleşmesinin, bir seçenek değil mecburiyet olduğu bir dönemdeyiz’’ diyen Babacan, devamla şunları söyledi: ‘’Demokrasi, hukuk çerçevesi örselenirse, ekonomik programla ilgili bazı saçmalıklar başlarsa, cari açığın finansmanı mümkün olamaz. Bu kadar yüksek cari açığın finanse edilemediği durumda, Allah korusun Türkiye tekrar Rusya’ya doğal gaz parasını ödeyemeyecek, petrol alamayacak duruma düşer. Böyle bir ülkenin yaşayacağı felâketi sosyal ve ekonomik açıdan düşünmek bile istemiyorum açıkçası.’’
Dış borcun millî gelire oranının yüzde 49’dan yüzde 27’ye düştüğüne işaret eden Babacan, dış borç konusunda korkulacak bir şeyin olmadığını kaydetti. Faiz dışı fazlanın düşürülmesiyle güvenin zedeleneceğini de belirten Babacan, bunu bir puan düşürmenin, bütçe açığını bir puan yükseltmekten başka bir şey olmadığını vurguladı.
|