|
|
|
Seçim ekonomisi bütçe açığını körükledi |
İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) ‘nun açıkladığı ankete göre, uygulanan seçim ekonomisinin bütçeyi alt üst etti. Seçim harcamalarının bütçe giderlerini yüzde 25 artırdığına dikkat çekilen raporda, faiz dışı harcamalarda makasın açıldığının altı çizildi.
Toplam harcamalarda 2006 ve 2007 yılının ilk 5 aylık bütçe giderleri karşılaştırıldığında, GSMH’ye oran açısından yüzde 25’lik bir artış gerçekleştiği ifade edilen “Malî İzleme Raporu’’ raporunda kaydedildi: ‘’2006 Mayıs itibariyle toplam harcamaların GSMH’ye oranı yüzde 9,89 iken, 2007 yılının aynı dönem toplamının tahmini GSMH’ye oranı yüzde 13,22. En yüksek artışlar genel kamu hizmetleri ile sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetlerinde görülüyor. Bu artış erken seçim nedeniyle erkene çekilen ödemeler henüz yansımadığı halde 14 milyar 960 milyon YTL’yi buldu.’’
Raporda, 2007 bütçesini 204 milyar 988 milyon YTL olarak öngören hükümetin, seçim yılı olmasının etkisiyle şimdiden faiz dışı harcamalarda makası açtığı, yılın ilk 5 ayında faiz hariç bütçe giderleri 59 milyar 828 milyon YTL’yi bulan hükümetin, başlangıç ödeneği 165 milyon YTL olan ‘’sağlık giderleri’’ kaleminde, 2 milyar 794 YTL harcama yaptığı bildirildi.
Bütçe planlanırken 800 bin YTL ödenek ayrılan daha sonra da sapma büyük olduğu için Maliye tarafından ödeneği tablolarda sıfırlanan ‘’Yeşil kart sağlık hizmetleri’’ kalemine 1 milyar 729 milyon 965 bin YTL harcandığı, belediyelere akan parada da büyük artış olduğu, bütçede 56 milyon 850 bin YTL kaynak ayrılan ‘’Belediyelere Yardım (Denkleştirme Ödeneği)’’ kalemine sadece ilk 5 ayda aktarılan paranın bütçeyi aştığı ve 57 milyon 68 bin YTL aktarıldığı vurgulandı.
Raporda, ‘’Hane halkına Yapılan Transferler’’ kalemine bütün yıl için ayrılan kaynak toplam 929,5 milyon YTL iken ilk 5 aylık sonuçlara göre, 425,6 milyon YTL kullanıldığı, aynı şekilde tarımsal amaçlı ödemelerin neredeyse bütün kalemlerinde yıllık bütçe hedefinin 5 ayda doldurulduğuna dikkat çekildi. Raporda, bütçede deliğin şimdiden 15 milyar YTL’ye çıktığına işaret edildi.
|
/ İSTANBUL
18.07.2007
|
|
|
Çark borçla dönüyor |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, cari açığın ‘artan oranlarda’ doğrudan sermaye ve uzun vadeli krediyle finanse edildiğine vurgu yaparken, ‘’Dolayısıyla bizim bu çarkı döndürmemiz için, mutlaka güven unsuruna ihtiyacımız var. Türkiye bu cari açığı, güven, istikrarla finanse ediyor’’ dedi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, cari açığın ‘artan oranlarda’ doğrudan sermaye ve uzun vadeli krediyle finanse edildiğine vurgu yaparken, ‘’Dolayısıyla bizim bu çarkı döndürmemiz için, mutlaka güven unsuruna ihtiyacımız var. Türkiye bu cari açığı, güven, istikrarla finanse ediyor’’ dedi. Babacan bu arada, ‘’demokrasi ve hukuk çerçevesi örselenir, ekonomik programla ilgili bazı saçmalıklar başlarsa’’, Türkiye’de cari açığın finansmanının mümkün olamayacağını söyledi.
Devlet Bakanı Ali Babacan, SKY Türk’de katıldığı canlı yayında, ekonomik gelişmeleri değerlendirdi, yüksek cari açığın finansmanı konusunda görüşlerini açıkladı. Geçen yılın sonunda 2007 yılında Cumhurbaşkanı ve genel seçimler olmasına rağmen Türkiye’nin ekonomik anlamda kaybettiği değil, kazandığı bir yıl olacağını söylediğini hatırlatan Babacan, fakat 27 Nisanda yapılan açıklama ve arkasından Anayasa Mahkemesinin aldığı kararın, hiç kimsenin aklında olmayan ve Türkiye ekonomisinde soru işaretleri oluşturan gelişmeler olduğunu söyledi.
CARİ AÇIKTA ‘GÜVEN, İSTİKRAR’ VURGUSU
Cari açık konusunda da değerlendirmelerde bulunan Babacan, Türkiye’nin geçen yıl itibariyle 32 milyar dolar cari açık verdiğini ve ekonomik yapının bir süre daha bu cari açığın devam edeceğini gösterdiğini söyledi.
Cari açığı bu kadar yüksek bir ülkede, bu cari açığın nasıl finanse edileceği konusunun da çok önem taşıdığına işaret eden Babacan, şöyle konuştu:
‘’Finansman kaynakları çok önemlidir. Biz görüyoruz ki artan oranlarda doğrudan sermaye ve uzun vadeli kredi ile bu cari açık finanse ediliyor. Dolayısıyla bizim bu çarkı döndürmemiz için, mutlaka güven unsuruna ihtiyacımız var. Türkiye bu cari açığı güven istikrarla finanse ediyor. Şimdi güven unsurunu çektiğimizde cari açığın finansmanı mümkün değildir. Ne getirip yatırımı Türkiye’ye koyarlar, ne de Türkiye’nin uzun vadeli kaynaklara erişimi söz konusu olur. Bu kadar yüksek cari açığın finanse edilememesi durumunda ortaya çıkacak tablo, 200 kilometre süratle giden bir aracın duvara çarpmasına benzer.’’
“DEMOKRASİ, HUKUK
ÇERÇEVESİ ÖRSELENİRSE...”
‘’Dolayısıyla şu anda; dışa açık olma, reform sürecini devam ettirme, ekonomik programların rasyonel şekilde yürütülmesi ve demokrasinin derinleşmesinin, bir seçenek değil mecburiyet olduğu bir dönemdeyiz’’ diyen Babacan, devamla şunları söyledi: ‘’Demokrasi, hukuk çerçevesi örselenirse, ekonomik programla ilgili bazı saçmalıklar başlarsa, cari açığın finansmanı mümkün olamaz. Bu kadar yüksek cari açığın finanse edilemediği durumda, Allah korusun Türkiye tekrar Rusya’ya doğal gaz parasını ödeyemeyecek, petrol alamayacak duruma düşer. Böyle bir ülkenin yaşayacağı felâketi sosyal ve ekonomik açıdan düşünmek bile istemiyorum açıkçası.’’
Dış borcun millî gelire oranının yüzde 49’dan yüzde 27’ye düştüğüne işaret eden Babacan, dış borç konusunda korkulacak bir şeyin olmadığını kaydetti. Faiz dışı fazlanın düşürülmesiyle güvenin zedeleneceğini de belirten Babacan, bunu bir puan düşürmenin, bütçe açığını bir puan yükseltmekten başka bir şey olmadığını vurguladı.
|
/ ANKARA
18.07.2007
|
|
|
Vergi yükü kayıtdışını arttırıyor |
İzmit Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Zeytinci, OECD ülkeleri içinde vergi yükü en fazla artan ülkenin Türkiye olduğunu, vergi yükünün ağırlığının da işsizlik ve kayıt dışı ekonomiyi artırdığını savundu.
Zeytinci çözüm kapsamında ise vergi oranlarının aşağı çekilmesi suretiyle vergi gelirlerinin artırılması yönteminin, Türkiye’de de uygulanmasını istedi.
Hüseyin Zeytinci, verginin; devletin fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesi bakımından önemli bir finansman aracı olduğunu, bunun yanı sıra gelir dağılımının düzenlenmesi ve ekonomik istikrarın sağlanması gibi sosyo-ekonomik amaçların gerçekleştirilmesinde de önemli bir araç olarak bilindiğini söyledi. Türkiye’de kayıt dışı ekonominin önlenmesi ve yatırımların hızlandırılmasının gündeme geldiğinde hemen ardından ‘’vergi oranlarının indirilmesi’’ konusunun açığa çıktığını vurgulayan Zeytinci, ancak her seferinde vergi yükünün daha da arttığını öne sürdü.
Türkiye’de vergi gelirlerini yükseltmek için yıllardır vergi oranlarını ya da vergi tutarını arttırma yönteminin izlendiğini anlatan Zeytinci, bu yol izlenirken ‘’Vergi oranı arttıkça vergi gelirleri de artacaktır’’ felsefesinin güdüldüğünü ifade etti.
Pratikte ortaya çıkan bu sonucun her seferinde tam aksine geliştiğini dile getiren Zeytinci, şunları söyledi: ‘’Vergi oranları arttırıldıkça faturasız, fişsiz alışverişler çoğalmakta ve kayıt dışı işlemler artmaktadır. Sonuçta vergi dışı bir sektör oluşuyor, vergi kaçağı artıyor ve buna bağlı olarak vergi gelirleri düşüyor. Türkiye uzun süredir bu yanlış politikayı izlemeye devam etmektedir. OECD ülkeleri ile kıyaslandığında 1985-2002 döneminde Türkiye’nin vergi yükünü en çok arttıran ülke olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu arada, İngiltere, Hollanda ve İrlanda’da son 17 yılda vergi yükü bırakın artmayı, aksine azalmıştır. Ülkemizde yatırım ve istihdam artışının önündeki en önemli engellerden olan vergi yükünün ağırlığı, son yıllarda işsizliğin ve kayıt dışı ekonominin artmasına da neden oluyor.’’
|
/ KOCAELİ
18.07.2007
|
|
|
En pahalı internet Türkiye’de |
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilâtı’nın (OECD) yayınladığı bir rapora göre, üye ülkeler arasında saniyede megabit ücreti bakımından en ucuz genişbant internet hizmeti Japonya, en pahalısı ise Türkiye’de bulunuyor.
Üye ülkelerin internet kullanıcılarının yüzde 60’ının genişbant hizmetinden faydalandığı belirtilen OECD’nin Aralık 2006 verilerine göre hazırlanan ve 30 ülkenin bulunduğu raporunda, fiber optik şebeke ağına geçen ülkelerde daha düşük fiyata en yüksek hızda hizmet alınabildiğine dikkat çekildi. Japonya’da kullanıcıların 100 Mbps (1 mbps: saniyede 10 milyon bit) hızıyla bağlandıkları ve bunun OECD ortalamasının 10 katından fazla olduğu kaydedilen raporda, saniyede megabit ücreti bakımından 0,22 dolarla en düşük fiyatın Japonya’da, en pahalısının da 81,13 dolarla Türkiye’de bulunduğu belirtildi.
|
/ ANKARA
18.07.2007
|
|
|
Kapasite kullanımı yüzde 84’e çıktı |
İmalat sanayiinde kapasite kullanımı, Haziran ayında yüzde 84’e yükseldi.
Kapasite kullanımı geçen yılın aynı döneminde yüzde 83.1 düzeyindeydi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, işyerlerinin tam kapasite ile çalışmamasının sebepleri arasında ilk sırada yüzde 44.4 ile iç pazarda talep yetersizliği yer aldı. İşyerlerinde Haziran ayı üretim miktarı yüzde 1.4, satış miktarı da yüzde 4 artış kaydetti.
İmalat sanayinde iktisadi faaliyet kollarına göre Haziran’da kapasite kullanımı en yüksek sektör, yüzde 92.8 ile kok kömürü rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı oldu. İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı, devlet sektöründe yüzde 92.5, özel sektörde ise yüzde 82.6 oldu.
|
/ ANKARA
18.07.2007
|
|
|
Yeni sermaye ticareti seçti |
Ticaret, yılın ilk altı ayında en fazla sayıda ve en fazla sermayeli şirket kuruluşu yaşanan sektör oldu. Toptan perakende ticarette, 1 milyar 705 milyon YTL sermayeli 8 bin 846 şirket kuruldu.
Ticaret ayrıca 4.1 milyar YTL ile, imalattan sonra en fazla sermaye artışının yaşandığı sektör oldu. Türkiye İstatistik Kurumu, haziran ayına ilişkin olarak kurulan ve kapanan şirketler verilerini açıkladı. Buna göre; yılın ilk altı ayında, geçen yılın aynı dönemine göre, kurulan şirket ve kooperatif sayısı yüzde 1.9 artarak 29 bin 657’e yükseldi. Kapanan şirket ve kooperatif sayısı yüzde 6.7 artarak 5 bin 456’ya çıktı. Kurulan ticaret ünvanlı işyeri sayısı yüzde 9.2 azalarak 27 bin 179’a geriledi. Kapanan ticaret ünvanlı işyeri sayısı yüzde 1.1 artarak 12 bin 483’a çıktı. Haziran ayında, geçen yılın aynı ayına göre, kurulan şirket ve kooperatif sayısı yüzde 4.8 azalarak 4 bin 277’ye düştü. Kapanan şirket ve kooperatif sayısı yüzde 3.1 artarak 758’i yükseldi. Kurulan ticaret ünvanlı işyeri sayısı yüzde 8.7 azalarak 4 bin 99’a, kapanan ticaret ünvanlı işyeri sayısı da yüzde 42.8 azalarak 1673’e indi.
|
/ ANKARA -
18.07.2007
|
|
|
İŞKUR 525 bin kişiyi işe yerleştirdi |
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün (İŞKUR) 2003-2006 yıllarında yurt içi ve yurt dışında işe yerleştirdiği kişi sayısı Giresun'un nüfusundan fazla oldu.
4 yıl içinde İŞKUR tarafından işe yerleştirilen kişi sayısı 525 bin 305 kişi olurken, 2000’de yapılan nüfus sayımında Giresun’un nüfusu 523 bin 819 kişi olarak hesaplandı. İŞKUR, 2003’te 65 bin 398 kişiyi, 2004’te 76 bin 257 kişiyi, 2005’te 81 bin 685 kişiyi, 2006’da ise 85 bin 882 kişiyi yurt içinde iş sahibi yaptı. Yurt dışında ise İŞKUR 2003’te 34 bin 151, 2004’te 40 bin 198, 2005’te 60 bin 355, 2006’da ise 81 bin 379 olmak üzere toplam 216 bin 83 kişiyi işe başlattı.
İŞKUR’un Türkiye genelindeki il müdürlükleri arasından geçen sene en fazla başvuru 111 bin 262 kişi ile İstanbul’da yapılırken, İstanbul’u 38 bin 390 bin kişi ile Ankara, 33 bin 461 kişi ile İzmir takip etti. 2006’da yapılan iş yerleştirmelerinde ise 13 bin 570 kişinin işe yerleştirildiği İstanbul birinci, 7 bin 505 kişinin işe yerleştirildiği Bursa ikinci, 4 bin 257 kişinin işe yerleştirildiği Ankara ise üçüncü sırada yer aldı.
|
/ ERZURUM
18.07.2007
|
|
|
İşçilerin yüzde 58’i sendikalı |
Kayıtlı 5 milyon 292 bin 796 işçinin yüzde 58.40’ını oluşturan 3 milyon 91 bin 42’si sendikalara üye bulunuyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın iş kollarındaki işçi sayıları ve sendikaların üye sayılarına ilişkin tebliği Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayınlandı.
Tebliğe göre, kayıtlı 5 milyon 292 bin 796 işçiden 3 milyon 91 bin 42’si (yüzde 58.40), sendikalara üye bulunuyor. Bu yılın Ocak ayı istatistiklerine göre, bu oran 58.42’ye karşılık geliyordu.
Tebliğe göre, Türk-İş’e bağlı 33, DİSK’e bağlı 8, Hak-İş’e bağlı 7 ve bağımsız 3 sendika, yüzde 10 iş kolu barajını aşarak, toplu iş sözleşmesi yapabilme hakkı kazandı.
|
/ ANKARA
18.07.2007
|
|
|
Hazine, 3,7 milyar YTL borçlandı |
Hazine, dün net 3,7 milyar YTL borçlandı. Hazine dün 182 gün vadeli iskontolu referans bono ihalesi , 7 yıl (2415 gün) vadeli 6 ayda bir değişken kuponlu tahvil ihalesi düzenledi.
Hazine’nin 182 gün vadeli bono ihalesine nominal 5 milyar 12,5 milyon YTL teklif gelirken, nominal 2 milyar 352,8 milyon YTL, net ise 2 milyar 173 milyon YTL’lık satış yapıldı.
Hazine’nin yeniden ihraç edilen 7 yıl (2415 gün) vadeli, 6 ayda bir değişken kupon ödemeli tahvil ihalesine ise nominal 829,9 milyon YTL teklif gelirken, nominal 231,5 milyon YTL, net ise 254,4 milyon YTL’lik satış yapıldı. Hazine her iki ihalede, kamu kuruluşları ve piyasa yapıcı bankalara yapılan net 1 milyar 264,5 milyon YTL’lik satışla birlikte, toplam 3 milyar 691,6 milyon YTL net borçlanmaya gitti.
Öte yandan Hazine’nin bugün 4 milyar 442 milyon YTL’lik iç borç ödemesi bulunuyor.
|
/ ANKARA
18.07.2007
|
|
|
Türkiye Finans’ın yüzde 60’ı National Commercial Bank’a satıldı |
Türkiye Finans Katılım Bankası’nın ortakları Boydak Grubu ve Ülker Grubu, bankanın yüzde 60 hissesinin, aktif toplamı açısından Suudi Arabistan’ın en büyük bankası The National Commercial Bank’a (NCB) satışı konusunda anlaştı.
Satış sonrası, Ülker ve Boydak grupları, ellerinde bulundurdukları yüzde 20’şer hisse ile banka yönetiminde stratejik ortaklık misyonlarını sürdürecekler. Devir işlemleri, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun onayına tabi olup 2007 yılı sonuna kadar tamamlanması bekleniyor.
Anlaşmaya göre NCB, Türkiye Finans’a 1 milyar 800 milyon Amerikan Doları değer biçerek, bankanın yüzde 60 hissesini 1 milyar 80 milyon dolar karşılığında devir alacak. Bu rakama, kapanışa kadar geçen sürede bankanın elde edeceği dönem kârının da ilâve edilmesi sözkonusu olacak.
Türkiye Finans Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak anlaşmayla ilgili olarak, “NCB’nin Türkiye Finans’a olan ilgisi, bankamızın 2005 yılında gerçekleştirilen birleşmeden bu yana katılım bankacılığı sektörünün lideri olarak gösterdiği başarının kanıtıdır. NCB’nin faizsiz bankacılık uzmanlığı ve geniş ürün yelpazesi, Türkiye Finans’ın büyümesine hız katacaktır” dedi.
NCB CEO’su Abdulkareem Abu Alnasr, Türkiye Finans’ı satın alarak Türkiye pazarında yüksek kaliteli faizsiz bankacılık ürünlerini genişletmeyi ve gerek iş dünyasına gerekse perakende müşterilerine hizmetlerini artırmayı hedeflediklerini söyledi.
Bu anlaşma, faizsiz bankacılık alanında dünyanın en büyük hisse devri işlemi olmasının yanı sıra bankacılık sektörünün bu özel segmentindeki ciddî büyümeyi ifade ediyor.
|
Ümit KIZILTEPE
/ İSTANBUL
18.07.2007
|
|
|
|