Times dergisine kapak olan başörtülü Mine Karakaş, Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada, yaşadıkları sıkıntıların imanlarını kuvvetlendirdiğini söyledi. Karakaş, “Başörtüsü yasağı sebebiyle üzüldüğümüz, ağladığımız, bunaldığımız dönemler oldu elbet. Ama bu sıkıntı bizim imanımızı kuvvetlendirdi diye düşünüyorum” dedi.
Time dergisinin iki buçuk ay önce röportaj yaptığı Mine Karakaş, seçime bir hafta kala derginin kapağında fotoğrafının kullanılmasının ve “Türkiye’nin ikilemi” başlığıyla verilen yazıda, anlattıklarından çok az bir kısmın yeralmasının ‘düşündürücü’ olduğunu söyledi. Röportajda başörtüsü yasağı mağdurlarının mücadelesini anlattığını ifade eden Karakaş, “Her şeye rağmen başörtüsü konusunun gündeme gelmesi iyi oldu aslında” dedi.
Time dergisinden iki buçuk ay önce gelenlerin, Türkiye gençleriyle görüştüklerini ve başörtüsü yasağı sebebiyle okulu bırakmış bayanlarla da görüşmek istediklerini söylediklerini anlatan Mine Karakaş, üç arkadaşının daha röportaj verdiğini fakat kendisininki daha ilginç bulunduğu için dergi çalışanlarının iki hafta sonra fotoğraf çekmeye geldiklerini söyledi. “Kapakta kullanacaklarını söylememişlerdi. Ayrıca sohbetimiz bittikten sonra ayaküstü ‘Seçimler yaklaşıyor, ne düşünüyorsunuz? Hangi partiye oy vereceksiniz?’ diye sordular. Ben de ‘Orası sır’ diye espri yaptım. ‘Önceki hükümetlere göre bu dönem biraz daha rahatız’ demiştim. Sadece orası alınmış, başka da birşey yok ortada” dedi.
“Röportajda yasak dolayısıyla bizde herhangi bir üzülme, yıkılma olmadığını, üniversite kapısı bize kapatılmış olsa da Allah’ın daha güzel kapılar açtığını anlatmıştım” diyen Karakaş, okuluna devam edemese de Amerika’ya, Pakistan’a gitme, çok farklı hayatları görme imkânına sahip olduğunu anlattı.
MASRAFLARIMI KENDİM KARŞILADIM
Amerika’ya dil eğitimi için gittiğini, maddî giderlerini de kendisinin karşıladığını anlatan Karakaş, “Orada çocuk bakıcılığı yaptım, bir Arap dükkânında kasiyerlik yaptım. Kendi imkânlarımla dokuz ay kalabildim. Ondan sonrasında zaten 11 Eylül olayları olmuştu. Çalışma imkânımız hiç kalmamıştı. Dil eğitimimi tamamladıktan sonra dönmeye karar verdim” dedi. Bir süre babasının yanında çalıştıktan sonra Pakistan depremi olduğunu ve depremden üç ay sonra Pakistan’a giderek orada beş ay kaldığını, İHH’nın yetimhanesinde çocuklarla ilgilendiğini ve dışarıdan gelenlerin görüşmelerini ayarladığını aktaran Karakaş, altı aydır da İHH İnsanî Yardım Vakfı’nda çalıştığını belirtti.
KAYGI DUYMADAN YAŞAMAMALIYIZ
Başörtüsü yasağı kalksa bile artık üniversiteye gitmeyi düşünmediğini belirten Karakaş, “Üniversite belki bazıları için tek amaç olabilir. Ama benim için öyle değil. Üniversitenin çok bir şey verdiğini düşünmüyorum. Üniversiteyi bitiren de bitirmeyen de çalışıyor, para kazanıyor. Başka bir amaç olmuyor. Benim kendi düşüncem, burada olur, başka bir yerde olur, Allah nasip ederse yurtdışında, özellikle de Afrika’da yetimhanelerde çalışmak” dedi. Misyonerlerin şu an için en yoğun olduğu yerlerden birinin Afrika olması sebebiyle orada bulunmak istediğini belirten Karakaş, “Paramızı veriyoruz, yardımda bulunuyoruz ama bu bizim için en kolay yönü. Herkes en kolayı tercih etmeyi seçiyor. Bu duruma üzülüyorum tabiî. Biz Müslümanlar olarak hiçbir kaygı duymadan yaşamamalıyız. Zaten yaşadığımız bütün sıkıntılar bundan kaynaklanıyor. Çok büyük kaygımız yok hayata dair” şeklinde konuştu.
YASAK ALLAH’IN İZNİYLE ÇÖZÜLECEK
Başörtüsü yasağının çözümünün kolay olmadığını da dile getiren Karakaş, “Tayyip Erdoğan yapmak istemediği için mi yapmadı bunu, tabiî ki hayır. Aynı sıkıntıları kendi çocukları da çekti. Kendi çocukları Amerika’ya gitti deniyor. Ama birçok aile gönderiyor çocuklarını okusun diye. Sağcı da olsa solcu da olsa çocukları için bunu yapardı. Bunu yapmayacak olan hiç kimse yoktur. Başa geçenin elinde olan bir şey değil. Bu derin bir mevzu. Ama Allah’ın izniyle çözülecek inşallah” dedi.
BİLİNÇLENMEMİZE VESİLE OLDU
Üniversitede karşılaştıkları yasağın bazen onları üzmesine rağmen genel olarak bilinçlenmelerine vesile olduğunu anlatan Karakaş, “Başörtüsü yasağı sebebiyle üzüldüğümüz, ağladığımız, bunaldığımız dönemler oldu elbet. Ama bu sıkıntı bizim imanımızı kuvvetlendirdi diye düşünüyorum. Sahabeler, Peygamberimiz nasıl rahat içinde yaşamadılarsa biz de onlar kadar olmasa bile bir sıkıntı yaşadık. Bundan dolayı huzurluyum” şeklinde konuştu.
|