ATO’nun Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yararlanarak hazırladığı rapora göre, işsizlik en çok gençleri vuruyor. Türkiye’de 15 yaş üstü nüfusun dörtte birini 15-24 yaş arasındaki genç nüfus oluşturuyor. 2006 yılında gençlerde işsizlik oranı, 25 yaş üzerindekilerin 10,8 puan üstünde gerçekleşti.
İş gücü istatistiklerinin periyodik olarak yayınlanmaya başlandığı 1989 yılından 2006 yılı sonuna kadar 3 milyonun üzerinde genç iş gücü piyasası dışına çıktı. 1989 yılında gençlerde yüzde 16,6 olan işsizlik oranı, 2006 yılı sonunda yüzde 18,7’ye ulaştı.
Okullaşma oranlarının yükselmesi ve eğitim süresinin uzaması, iş gücü dışı nüfusun öğrenciler nedeniyle artmasını gerektirse de, artış bunun çok daha fazla üzerinde gerçekleşti. İş gücü dışına çıkan 3 milyon gencin 1,7 milyonunu öğrenciler oluşturdu.
2002 yılından bu yana ekonomide yaşanan büyüme işsizlik oranlarını azaltmadığı gibi, genç işsizlik oranlarında da bir iyileşme oluşturmadı. 1989-2001 yılları arasında en yüksek genç işsizliği yüzde 17,7 ile 1993 yılında yaşandı. 1994 yılındaki krize rağmen genç işsizlik oranı 1994 yılında yüzde 16,1’e geriledi. Daha sonraki yıllarda da düşmeye devam etti ve 2000 yılında yüzde 13,1 ile en düşük seviyesine ulaştı.
1989-2001 döneminde genç işsizlik oranı, 25 yaş ve üzerindekilerin işsizlik oranından 10,4 puan daha yüksek seyrederken, bu fark 2002-2006 döneminde daha da arttı ve genç işsizlerin işsizlik oranı, 25 yaş ve üzerindekilerin işsizlik oranının 11,5 puan üzerine çıktı. Bu artış 25 yaş üzerindekilerin işsizlik oranlarındaki artışa rağmen gerçekleşti.
İş bulmada yaşadıkları zorluklar gençleri iş piyasasından soğuttu. Özellikle 2004 yılından sonra gençlerin umutsuzlukları her yıl daha da arttı. 2004 yılından itibaren çalışmak istediği halde iş bulamayacağı korkusu ile iş aramayan, dolayısıyla işsiz sayılmayan ‘’tampon genç’’ sayısında büyük bir patlama yaşandı. 2002 yılında her 100 genç işsize 13 iş aramayan genç düşerken, 2006 yılında 83 genç düşmeye başladı. Mevsimlik çalışanlar da eklendiğinde bu sayı 95’e ulaştı. Diğer bir ifadeyle, 2006 yılı sonunda bir işsiz gence bir de ‘’tampon genç’’ karşılık geldi.
Okumuş işsiz gençler
Rapora göre, Türkiye’de işsizlik gerçekliğini, yüksek okul ve fakülte mezunları daha acı bir biçimde yaşıyor. Toplam 47 bin öğrencinin ‘’sıfır çektiği’’ ÖSS sınavlarında yüzleri gülen başarılı öğrencileri de mezuniyet sonrası işsizlik sorunu bekliyor. Yüksek okul ve fakülte mezunu gençlerde, 1989-2001 döneminde ortalama yüzde 30,8 olan işsizlik oranı 4,3 puan daha yükselerek 2002-2006 döneminde yüzde 35,1’e çıktı.
Eğitim seviyesinin yükselmesiyle birlikte genç işsizler içindeki yüksek okul ve fakülte mezunlarının oranı da artıyor. Düşük eğitimli gençler, daha düşük ücretlere ve kayıt dışılığa razı oluyor. Bu da lise altı eğitimlilerin işsizlik oranının diğerlerinden daha düşük olmasına yol açıyor. Buna rağmen, lise altı eğitimli gençler de 2002 yılından sonra kendini daha yoğun hissettiren işsizlik sorunundan kurtulamadı.1989-2001 döneminde ortalama yüzde 11,5 olan lise altı eğitimli genç işsizlik oranı, 2002-2006 döneminde yüzde 14,9’a yükseldi.
|