Seçim ortamında sinirler gerilir; sözler keskinleşir ve karşılıklı ithamlar şiddetlenir. Halkımız, 60 yıldan beri seçim öncesindeki bu elektrikli havalara alışıktır. Lâkin, bu seçimlerde siyasî partiler kantarın topuzunu iyice kaçırdılar. Terbiye ve nezaket sınırlarının aşılması bir yana, sanki 22 Temmuz dünyanın sonuymuş gibi, daha sonra nasıl birbirlerinin yüzüne bakacaklarını düşünmeden konuşup duruyorlar. Bu arada, Türkiye’nin Başbakanı ve Hükûmet, 1 milyar dolar gibi komik bir rakam karşılığında vatanı satmakla ve ihanetle itham ediliyor.
Hele bir ‘ip maskaralığı’ var ki, gülsek mi, ağlasak mı bilemiyoruz.
***
Bu maskaralığın hikâyesi şöyle: 1999 seçimlerinden kısa bir süre önce, ABD terörist başı Apo’yu, idam edilmemek şartıyla, paketleyip Türkiye’ye teslim etmişti. Bundan siyaseten en fazla Ecevit’in DSP’si ile MHP faydalandı ve seçim sonucunda koalisyonla iktidara geldiler. Öcalan yargılandı ve idama mahkûm oldu ama sırf o asılmasın diye Türkiye’de idam cezası kaldırıldı.
Şimdi, koskoca Türkiye’nin gelecek beş yıllık dönemini belirleyecek genel seçimlerde, önümüzdeki altın yıllarda neler yapacağımızı tartışacağımıza, işte bu idam hikâyesini polemik konusu yapıyoruz...
Zira, başta MHP ve CHP olmak üzere muhalefet partileri, AK Parti iktidarını bölücü teröre taviz vermekle, hatta Kürtçüler ve PKK ile işbirliği yapmakla suçluyorlar. Müşterek derdimiz olan terör, ne yazık ki seçim meydanlarının en gözde istismar malzemesi hâline getirildi.
Böyle olunca, Başbakan Erdoğan da özellikle MHP’yi hedef alarak ‘Apo’yu niye asmadınız?’ polemiğini başlattı. Sonrasını biliyorsunuz;
seçim meydanlarında ipler dolaşmaya ve MHP lideri Bahçeli’nin ‘Alın da asın!’ nârâları yankılanmaya devam ediyor...
***
Türkiye, bu çirkin polemiğe müstehak değildir. Önce, bu polemiği yapanlar, Türk halkının basiret ve ferasetiyle alay ediyorlar. Aslında herkes ne olup bittiğini pekâlâ biliyor.
İkinci olarak, bütün dünyanın gözü önünde, -Apo gibi binlerce defa idamı hak etmiş bir kanlı katil de olsa- birinin kellesi üzerinden götürülen bu polemik fevkalade çirkin bir görüntü veriyor. Türkiye’nin dışından bir gözlemci olsanız, bu tabloyu nasıl yorumlardınız?..
Aslında bu acziyetin sorumlusu, yıllarca Suriye’de sefa süren ve PKK’yı yöneten Öcalan’ı ortadan kaldıramayanlardır. Türkiye’nin düşmanını kendiniz yakalayamaz da ABD’ye muhtaç olursanız, neticesine de katlanmak zorunda kalırsınız.
Ne yazık ki, Kuzey Irak’taki PKK yuvalarının temizlenmesi hususunda şimdi de farklı bir konumda değiliz.
***
Beyler, bırakınız bu ip maskaralığını... Terörle mücadele ciddî bir iştir. Devlet yönetimi de öyle...
Radikal, 3.7.2007
|