Seçim kargaşası, siyaset, güncel olaylar, patlayan bombalar, terör, ekonomi, dış gelişmeler derken, geniş dairedeki problemler ruhumuzu sıkıyor. Şöyle bir durup kendimize bakmak, hayatımızı sorgulamak, kâinatı seyredip, tefekkür etmek, ailemizin, o dar, ama bizim için geniş dairemizin içine dalarak, çevremizdeki insanların sorunlarını dinlemek… Bunları yapmayalı, bunlara vakit ayırmayalı ne kadar zaman oldu? Dar dairemizde, nefes alma vakti gelmedi mi?
Aylık gençlik dergisi Genç Yaklaşım, bütün bu düşüncelerle, bu sayısını, “Ruhun da teneffüse ihtiyacı var” konusuna ayırmış.
Medyadan ve çevremizden yayılan bilgi kirliliğinden kurtulmanın yollarını ararken, fıtratımıza kulak kabartan dergi, namazın ruhun teneffüsündeki yerini unutmadan, sosyal çalkantıların ruhumuza etkisi üzerinde duruyor. Zevklerin ve hazzın peşinden koşmanın bize ne getirdiğini ve bizden götürdüğünü anlamaya çalışıyor.
Dr. Salih Özaytürk, elinize bir diken battığında oraya uyuşturucu sürmek yerine dikeni çıkarttığımız gibi, ruhumuza diken battığında da onu çıkarmamızı öneriyor. Problem neyse üstüne gidin, diyor.
Aykut Tanrıkulu, ruhun imansız bir vasata tahammülünün ne kadar kısa bir anla sınırlı olduğunu anlatıyor, “Hayatın hayatı” yazısında.
“Ruhunuzu nasıl dinlendiriyorsunuz?” Bu soruyu gençlere sormuş Genç Yaklaşım: Namaza sığınanlar olduğu gibi, duâyla huzur bulanlar da, müzikle rahatladığını söyleyenler de olmuş.
Mustafa Gökmen, son zamanlarda önemi daha da artan bir nimetin, suyun tasarruflu kullanımı için pratik bilgiler veriyor.
Latif Salihoğlu, demokrasi tarihimizi ve Demokrat Misyon’un bu tarih içindeki yerini, akıcı bir üslûpla aktarıyor.
Umut Yavuz, “Herkes kendi dünyasının kâşifidir” diyor ve hepimizi bir nev'î kâşif olmaya dâvet ediyor.
Özkan Can, İmam Hatipli bir kızın hüzünlü öyküsünü anlatıyor.
|