1957 yılında Çanakkale’nin “kuş uçmaz kervan geçmez” Çan ilcesinde kurulan Çanakkale Seramik Fabrikaları 27 Temmuz’da “Çan Seramik Bayramı”nda 50. yılını kutlamaya hazırlanıyor.
1957 yılında Çanakkale Seramik Fabrikaları A.Ş. adıyla kurulan Kale Grubu, Türkiye’de seramik sektörünün doğmasını ve gelişmesine büyük katkı yapmış, Türkiye’ye yaptığı yatırımları ile sektörde dünyanın sayılı firmaları arasına girmeyi de başarmış durumda.
Perşembe günü Kale Grubu Yozgat Yerköy’de yatırım halkalarına bir yenisini daha ekledi. İşsizliğin yüksek oranlarda seyrettiği Türkiye’de yeni yatırımlar yapılması büyük önem taşıyor. 170 kişinin istihdam edileceği Yerköy Fabrikası bu yönüyle Türkiye için küçük, Yerköy için ise büyük bir adım. Demiryolunun hemen kenarında kurulan fabrikanın açılışına kavurucu sıcağa rağmen ilçe halkı yoğun ilgi gösterdi. Kale Grubu Başkanı İbrahim Bodur, konuşmasını yaparken Anadolu insanının kendi aralarında şu samimî duyguları dile getirdiğine şahit oldum: “Allah razı olsun. Böylesine sıkıntılı bir dönemde gelip, buraya fabrika kurdu. Çoluk çocuğumuz, hep birlikte çalışıp ekmeğimizi kazanacağız. Belki yeni fabrikalar da kurulur gençlerimiz başka yerlere çalışmak için gitmek zorunda kalmaz.”
İŞ ADAMLARIMIZA ÖRNEK OLMALI
Sayın Bodur’un anlattığı bu yaşanmış hikâyeden bütün iş adamlarımızın çıkaracağı dersler var. İşe Yerköy’de Özel Organize Sanayi Bölgesi kurabilmek için gerekli olan asgarî 160 bin metrekare araziyi satın alarak başladıklarını ifade eden Bodur, ilâve olarak, asgarî 400 bin metrekare Millî Emlak’tan bedelsiz hazine arazisinin tahsis edilmesini beklediklerini bunun gerçekleşmemesi üzerine ilâveten şirketleri tarafından 402 bin metrekare ilâve arazi alındığını birleştirilen bu arazilerin Özel Organize Sanayi Bölgesi olarak da onaylandığını kaydetti. Fabrikayı açmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Bodur, “Çan ilçesinin olduğu gibi Yerköy’ün de sür'atle sanayileşerek, kısa zamanda kalkınacağına inanıyorum” dedi. Fabrika yapılan konuşmaların ardından Başbakan Erdoğan ve bakanların, ve Yerköylülerin katılımıyla açıldı.
36 bin metrekaresi kapalı, 20 bin metrakaresi açık toplam 562 bin metrekarelik alanda kurulan Kaleseramik ve Kalekim Yerköy Orta Anadolu Tesislerinin yatırım bedeli 50 milyon dolar. Tesisler, Yerköy’e ve bölgeye önemli ekonomik, sosyal ve kültürel katkılar sağlaması bekleniyor.
60 ÜLKEYE İHRACAT YAPILIYOR
Açılış öncesi İstanbul’dan Yerköy’e kadar olan yolculuğumuz boyunca şirket ilgililerinden aldığımız bilgiye göre Kale Grubu’nun makine ve parça imalatı, savunma, kimya, elektrik malzemeleri, enerji, bilişim, nakliye, turizm ve gıda sektörlerinde de yatırımları bulunuyor.
Grubun General Electric, Siemens, Roca gibi uluslar arası şirketlerle ortaklıkları var. Bu yönüyle Kale Grubu bir dünya şirketi olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor. Grup şirketleri dünyanın geleceğinde söz sahibi olabilmek için enerji, bilişim ve robotik otomasyon gibi alanlarında “biz de varız” diyor.
Kale Grubu 1962 yılında, seramik ihracatı ile başlattığı ihracat hamlesini sürdürerek, bugün üretim yaptığı belli başlı sektörlerdeki ürünleriyle dünyanın 5 kıt'asında 60 ülkeye ihracat yapar duruma gelmiş.
Grubun bugün her biri kendi alanlarında lider 24 şirkete ulaşmış, beş bini aşkın çalışanı, Türk ekonomisine sağladığı milyarlarca dolar katma değerle Türkiye’nin önemli sanayi kuruluşları arasında. Kale Grubu, yarım asırdan bu yana sanayici kimliği ile topluma hizmet ederken, sosyal sorumluluklarının bilincinde.
Topluma hizmet konusunda, kurucusu İbrahim Bodur’un ilke ve görüşlerini benimseyen Kale Grubu, başta eğitim ve sağlık olmak üzere kültür, san'at, bilim ve spor konularında topluma her zaman katkıda bulunmayı hedefliyor.
Dr. İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı grubun sosyal hizmetlerini yürütüyor.
BİR DİLİM KARPUZUN HİKÂYESİ: BİR FABRİKA
Kale Grubu Başkanı Dr. H. İbrahim Bodur, Orta Anadolu Yerköy Tesislerinin açılış töreninde “Bu, Yerköy-Yozgat yatırımlarımız bir dilim karpuzun hikayesidir” dedi.
Bodur bu hikayeyi ise şöyle anlattı: “2004 yılının yaz aylarında, bayimiz ve inşaatçı olan bir arkadaş, İstanbul-Kozyatağı’ndaki bir inşaatını görmemi istedi. İnşaata gittiğimizde, öğle tatili yapmış 9-10 işçi, inşaat demir tezgahının üstünde, öğle yemeği yiyorlardı.
Yedikleri yemek, ekmek, beyaz peynir ve bir karpuzdan bölünmüş 9-10 dilim karpuzdu. Kendilerini selamlayıp, hal hatır sorduktan sonra, nereli olduklarını sordum; Yozgat-Yerköy’lü olduklarını, bir dilim ekmek ve karpuz için ta buralara, gurbete çalışmaya geldiklerini söylediler.
Benim kim olduğumu öğrendikten sonra, bana hep birlikte dönüp: ‘siz fabrikalar kurup, iş yerleri açıyorsunuz, ne olur bizim Yozgat-Yerköy’de bir fabrika yapın, biz de iş ve aş için ta buralara kadar gelmeyelim’ deyip, bana aralarında paylaştıkları ince bir dilim karpuzu ısrarla ikram ettiler. Bu samimi hal beni düşündürüp, etkilemişti. Ben de onlara, caddede duran karpuz kamyonetinden birer karpuz alıp verdim, inşallah dileğiniz ve arzunuz kabul olur diyerek ayrıldım. Bu samimi ve gerçek hal, duaların kabul saatine ve eşref saatine rastlamış ki, 3-4 yıl sonra bu arzu ve niyet tahakkuk ediyor. İnşallah bu işyeri bizler ve onlar için bereketli, huzurlu ve dualı iş ve aş yeri olarak, bölgeye ve ülkeye yararlı olur.”
|