(...)
Türkiye’deki “ulusalcılık” cereyanının, Amerika’da kimlerin “cephanesi” olduğunu, bizzat Amerikalıların kendileri ortaya koydu. Bu isimlerin başında, Richard Perle geliyor. Bir dönemde, “Karanlıklar Prensi” lakabıyla adıyla anılan Richard Perle.
Washington’da yıllardır ciddiyeti ve dikkate değer yorumlarıyla temayüz eden Türk gazeteci Ali Aslan, “Today’s Zaman” adlı İngilizce gazetede yayınlanan “Hating old Europe, Loving old Turkey” (Eski Avrupa’dan nefret, Eski Türkiye’ye aşk) başlıklı yazısında, AB’nin mi yoksa, Perle’in ve Amerika’da temasta olduklarının mı pusulayı şaşırdığından emin olamadığını belirtiyor.
Ali Aslan’ın “ironisi”, Richard Perle’ün başını çektiği neo-con’ların belirli bir kanadının, yönetim kademesinde, Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in yanısıra “Godfather”ı ya da “kirvesi” sayılan eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in “eski Avrupa” diye tanımladığı AB’ye kızgınlığına karşılık, bu ekibin, Türkiye’de tedavülden çoktan kalkması gerekenlere duydukları muhabbete işaret etmesi.
Zira, Perle, Türkiye’nin AB hedeflerine, “sivillerin asker üzerinde üstünlüğü”nü beraberinde getireceği için soğuk bakarken, AB’yi bir yandan da, Kuzey Irak’a müdahale etmemesi için Türkiye üzerinde baskı uyguladığı iddiasıyla eleştiriyor.
Richard Perle’ün, Türkiye’nin Kuzey Irak’a askeri müdahalesinin ateşli bir savunucusu olduğunu, kısa süre önce bir toplantıda kendi kulaklarımla işitmeseydim, Ali Aslan’dan okuduklarımın isabetinden belki bir kuşkuya kapılırdım. O da zaten şöyle yazmış: “Şimdi Perle’ün ve Michael Rubin gibi ahbaplarının Türk askeri içindeki şahin unsurlar nezdinde niçin bu kadar popüler oldukları için bir neden daha olduğunu görebiliyorum.”
Washington’da ciddi hiçbir çevrenin ciddiye almadığı Michael Rubin’in kısa bir süre önce İstanbul’da Harp Akademileri’ne davet edilip, konuşma yaptırıldığını, bu vesileyle not edelim.
Ve, Ali Aslan’ın yazısının, bence, en ilginç şu satırlarını aktaralım:
“Perle’ün Türk yönetici laik establishment’ı içindeki dostları kendisine şunu söylüyor olabilirler, ‘İslam ve Kürtleri kendi bildiğimiz yoldan halledelim ve AB sürecini durduralım ki, Ankara her zaman ABD’nin ve NATO’nun bir kalesi olarak kalsın.’ Eminim ki, bunlar kendi aralarındaki özel konuşmalarında, AB üyelik seçeneği ortadan kalktıktan sonra Çin ve Rusya gibi ülkelerle ittifaka gitmeyi ciddi ciddi tartışıyorlar. Perle’ün kendisi, ya fena halde aldanıyor veya Washingtonluları aldatmaya çalışıyor.”
Nitekim, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı, eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ile eski MGK Genel Sekreteri, emekli Orgeneral Tuncer Kılınç’ın birkaç hafta önce Berlin ve Londra’da yaptıkları “AB-karşıtı”, “Rusya ile ittifak yanlısı” konuşmaları hatırlarsak, yukarıdaki değerlendirmenin hiçte boş ve haksız olmadığı sonucuna kolayca varabiliriz.
(...)
Referans, 30 Haziran 2007
|