|
Büyük hedef sahibi insanlar, belirledikleri hedefe ulaşmak için ellerinden gelen bütün çabaları sarf ederler. Bu insanlar başkalarının başarılarını gereksiz eleştirilerle yıpratmak yerine, onlardan faydalanmayı tercih ederler. Bunun tam tersi; yani küçük hedefleri olan insanlar ise başkalarının başarılarını çürütmek için akla hayale gelmeyen gerekçeler uydururlar. Bu gerekçeleri kendilerince haklı gösterecek şekilde öyle bir gizlenmiş ederler ki, sağduyulu insanları bile bu gerekçelerine inandırabilirler. Bu tür yaklaşıma psikiyatride “paralojik mantık” denmektedir.
Paralojik mantık sahibi olanların en büyük özellikleri, kendi dünyalarında kurguladıkları bir takım psikolojik tahrip kalıplarını masumane göstererek yıkıcı faaliyetlerde istimal etmeleridir. Bu bir psikolojik hastalıktır ve tedavi edilmesi gerekmektedir. Ancak bu tür hastalar oldukça sinsi ve inandırıcı oldukları için teşhis edilmeleri son derece zordur. Meşhur ruh hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Sefa Saygılı Hoca bu hastalığı taşıyan bir hastasını şöyle tanıtmaktadır: Annesini öldüren bir akıl hastasına sorduğumda şöyle demişti: “Benim hastalığıma üzülüp duruyordu. Üzülmesini istemedim ve öldürdüm. Şimdi hiç acı çekmiyor.”
Gerekçeyi görüyor musunuz, ne kadar masumane bir gerekçe ilk bakışta, değil mi? Oysa bu masumane görünen gerekçeyle Cennetin bile ayakları altında olan yüksek bir varlığın hayatına hatime veren bir canavarla karşı karşıya bulunmaktayız. Bu mantığı taşıyan o kadar çok insan var ki etrafımızda. Bu insanların sayısı oldukça çoktur ve bu tür insanlar hasta ruh taşıdıkları halde, toplumun nazarında önemli sayılacak mevkilerde yer almaktadırlar. Zira yukarıda belirttiğim gibi, bunların ruhsal bozukluk yaşadıklarını tesbit etmek son derece zordur. Bu hastalar oldukça zeki, mantıklı ve gerekçeleri haklı kriterler şeklinde lanse edilmektedir. Bu yüzden, teşhis edilmeleri oldukça etkin ve yetkin psikiyatrlar tarafından yapılabilmektedirler. Ancak asıl problem bu hasta ruhlu insanlar hastalıkları teşhis edilse bile, asla tedaviye yanaşmamaktadırlar. Çünkü kendilerini oldukça zeki görmekte ve hasta olduklarını kabul etmediklerinden tedaviye yanaşmamaktadırlar.
Paralojik mantık sahiplerinin en çok uyguladıkları işlemler aşağıdaki gibidir:
• Kendilerini herkesten çok zeki görmek ve başkalarını sürekli eksik görerek eleştirmek,
• Başkalarının başarılarından oldukça fazla rahatsız olarak, başarısından ziyade eksik yönlerini tesbit ederek onları, yukarıda tanımlamaya çalıştığım paralojik mantıkla, karalamaya ve olumsuz yönde tenkit etmeye çalışmak,
• Gıybet, kovuculuk ve iftira gibi kötü ahlâkları sürekli faal tutarak, başkalarını yine paralojik mantık kullanarak toplum içinde aşağılamak,
• Sürekli çirkine, ayıp olan şeylere ve olumsuzluklara odaklanmak,
• Mantığını hak ve hakikat yolundan ziyade, nefsin tatmini yolunda istimal etmek,
• Bütün bunları yaparken kendisini her zaman haklı görmek ve başkalarının da haklı olabileceğini asla kabul etmemek gibi son derece tehlikeli bir ruh haleti taşımaktır.
Peygamberimizin (asm) buyurduğu gibi “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” düsturunu hayat felsefesi haline getirmiş başarılı ve faydalı insanlar, bu tür paralojik mantık sahiplerinin tuzaklarına düşmemeli ve hizmetlerine devam etmeyi prensip haline getirmeli ve asla onların yıkıcı eleştirilerinden etkilenmemelidirler.
[email protected]
| 
