Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal, iletişimin anahtarı olan selâmlaşmayla insanların birbirlerine ilk olumlu sinyali vererek, diyalog kapısının açılmasını sağladıklarını ifade etti.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal, Diyanet Avrupa Aylık Dergisi’nin Haziran sayısında ‘’Barışın Anahtarı: Selâmlaşma’’ konulu makalesinde, selâmlaşmanın önemine dikkat çekti.
Dinî açıdan selâmlaşmanın önemini anlatan Ünal, iletişimin anahtarı olan selâmlaşmayla insanların birbirlerine ilk olumlu sinyali vererek, diyalog kapısının açılmasını sağladıklarını ifade etti.
SELÂMLAŞMADAN YILLARCA YAŞIYORUZ
Hazreti Muhammed’in Medine’ye hicretinde insanlara yaptığı ilk tavsiyelerden birisinin ‘’selâmı yayınız’’ talimatı olduğunu hatırlatan Ünal, bireysel hayat tarzının egemen olduğu günümüzde insanların aynı binalarda birbirlerini tanımadan, tanışmadan, selâmlaşmadan, birbirinin yüzüne bile bakmadan yıllarca yaşadıklarını vurguladı.
‘’İnsanların tanışıp bilişmediği için birbirinden korkar hale geldiğini’’ ve bu yüzden de yüksek duvarlarla çevrili ileri teknoloji ürünü güvenlik sistemleriyle donatılmış ve özel korumaların görev yaptığı modern sitelerde bütün insanî ilişkilerin asgariye indirildiği görüşünü savunan Ünal, şunları kaydetti:
HUZURLU TOPLUMUN ŞİFRESİ
“İşte selâm bu duvarları yıkmak, insanı insan olduğu için kucaklayan, mensuplarını bir bedenin uzuvları gibi gören bir dinin, huzurlu toplum idealini gerçekleştirmek için önerdiği tılsımlı bir şifredir. Amaç bir iletişim ve sıcaklık sağlamak olduğuna göre selâmlaşmada kullanılan lâfızlara takılmak yerine, ondan elde edilecek sonucu dikkate almak daha önemlidir. İslâm kültüründe sembol haline gelmiş ve Allah’ın selâm, rahmet ve bereketini dilemeyi ifade eden geleneksel selâmımız son derece güzel ve anlamlıdır. Ancak günümüzde farklı kültür ve alışkanlıklara sahip insanların bir arada yaşadıkları dikkate alınırsa toplumda sıkça görülen değişik selâmlaşma biçimlerini kullanmak da selâmlaşmanın amacına hizmet edecektir. Dolayısıyla, yerine göre ‘merhaba’, ‘günaydın’, ‘hayırlı sabahlar’, ‘iyi günler’, ‘iyi akşamlar’, ‘hayırlı geceler’ gibi selâmlama kalıplarının kullanılması ve selâm verenin tercih ettiği kalıba göre karşılık verilmesi, iletişimin sağlıklı olması bakımından önemlidir’’
|