İnsan Hakları Derneği (İHD), Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanununun sivil toplum örgütlerinin, hukukçuların ve aydınların bütün itirazlarına karşın, bir oldu bittiye getirilerek kabul edildiğini, ülkeyi gerilim ortamına getirecek söz konusu düzenlemenin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilmesi istendi.
İHD tarafından yapılan açıklamada, 1934 yılında yürürlüğe giren Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu’nun 2002 yılında AB hukukuna uyum çerçevesinde yapılan değişiklikle demokratik ve sivil haklar adına olumlu sayılabilecek yönde değiştirildiğine dikkat çekilirken, 2004 sonrasında Susurluk Kazası öncesini hatırlatan olayların sırf “güvenlik ekseninde” değerlendirildiği ve uyum yasalarından beş yıl sonra, kaşıkla verilenlerin kepçeyle alınmaya başladığı ifade edildi.
Polis ve jandarmanın yetkilerinin meşrû ve sivil haklar aleyhine genişletilmesinin, Türkiye’yi hukuk ve huzur ülkesi haline değil, bir polis devleti ve gerilim ülkesi konumuna sokacağının vurgulandığı açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
“Polisin bir yurttaşı, herhangi bir gerekçe göstermeden kimliğini ispata zorlaması, üzerini araması, durdurma adı altına fiilen gözaltına alması, suçu önleme gerekçesiyle evini basması, kaçtığı gerekçesiyle silâhla vurma hakkına sahip olması, mahkeme kararı olmaksızın aramalar yapması, hiçbir şüphe belirtmeden parmak izini alması insan haklarına aykırı olduğu kadar, başta Anayasa ve Ceza Muhakemeleri Kanunu ve yürürlükteki diğer özel kanunlar ile de çelişki halindedir.
Aynı zamanda yargı organını devre dışı bırakarak, yürütmeye geniş yetkiler tanıyan bu düzenleme kuvvetler ayrılığı ve dengesini açıkça bozmaktadır. Tabiî olarak bu durum rejimin demokratik yönünü zayıflatacaktır. Kaldı ki, önceki uygulamalarda polisin sahip olduğu geniş yetkilerin ülkede huzuru ve güvenliği sağlamaya yetmediği ispatlanmıştır.
Şiddetin ve diğer insan hakları ihlâllerinin hukuk düzenince korunması düşünülemez. Tam aksine hukuk düzeni bu tür fiilleri önlemek için bugün olduğundan daha fazla kudrete ve isteğe sahip olmalıdır; tabi kendi temel amacına ve tarihî misyonuna ihanet etmeden... Sorun, otoriter yetkilerin demokratik haklar aleyhine genişletilmesiyle çözülemez.”
Açıklamada Cumhurbaşkanı Sezer’in kanunu TBMM’ye iade etmesi istendi.
|