Biliyorsunuz son zamanlardaki artan terör eylemlerinin faili bulundu mu, olay kilitleniyor anlamına gelmekte...
Ankara’nın göbeğinde altı kişiyi öldürüp, onca kişiyi yaralayan alçakça bir saldırının ‘tek’ faili 1979 doğumlu bu çocuktan ibaret olabilir mi?
Güven Akkuş...
Sivas- Zara doğumlu...
Lise 1’den terk...
İstanbul’da yaşayan ailesi ile dokuz yıldır görüşmüyor...
Ben bu resimde, her türlü kullanıma açık bir robot portre görmekteyim...
***
Failin çabuk bulunması beni ürkütüyor...
Çünkü bu, benim açımdan, Güven Akkuş’un arkasındakilerin bulunmayacağı anlamına gelmekte.
Askerimiz var...
Polisimiz var...
İstihbaratımız var...
Hatta öyle ki tonlarca A-4 bombasının ülkeye girdiğinden de haberdarız...
Ama ne hikmetse Başkent’i koruyamıyoruz.
Eğer Ankara’daki bu terör eylemi dışarıdan buraya gönderilen kanlı bir sinyal değilse, korkarım büyüyerek devam edebilir.
Oldum bittim bu ülkede Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, seçim öncesini sevmem.
Üstelik bu kez sadece cumhurbaşkanlığı seçimleri söz konusu değil...
Her ne kadar cumhurbaşkanlığı sonrasındaki ilk durak, genel seçimler gibi görünse de...
Sürecin tümünde AB’ye karşı gizli bir cihat söz konusu... İç egemenler AB’ye lehimlenme ihtimalini boğmak istiyor...
Kim ne derse desin esas mesele AB sürecinin önünü kesmek.
AK Parti hükümeti bunu daha önceden görüp, son bir buçuk yıldır yaptığı vahim hataları yapmasaydı, bu gün bu noktada olmayacaktık.
AB’den uzaklaşması, milliyetçilik yarışına girmesi, Şemdinli’de hukuka sahip çıkmaması, ülkenin bu noktaya gelmesine yol açan önemli sebepler oldu.
***
Gene de umutlu olmakta fayda var.
Canlı bombanın kim olduğu anlaşıldı...
Bakarsınız arkasındaki gerçek failler de bulunabilir.
***
Yazıyı, tekrar olma pahasına yeniden dünkü yazının finali ile bitirmekte fayda görmekteyim.
Çünkü ben hala o düşüncedeyim.
‘Ne yapmalı? Yaşadığımız ve yaşayacağımız her olaya, bunun bir ‘provokasyon’ olabileceği ihtimaliyle bakmalı...
Toplumsal tepkilerimizi ona göre ayarlamalıyız. Kavga ve kamplaşma çok hızlandı çünkü. Ancak demokrasi dışı bir ortamda var olabilenler... Ülkeyi, toplumu, hatta kendilerini bile yakacak... Bir yangını parlatacak bir çılgınlığa yaklaşmış görünüyorlar...
Bundan kurtulabilmenin tek yolu, bu çılgınlığı paylaşmamak olacak.
Varlığımız ve geleceğimiz...
Unutmayın ki soğukkanlılığımıza bağlı.’
Star, 24.5.2007
|