İnsanın başını zorla açtırmak veya kapattırmak arasında fark olmadığını dile getiren Dr. Senai Demirci, “Dinimiz İslâm, bir başkasını ezmeye, bir başkasına zorla Müslümanlık yaptırmaya müsaade etmiyor. Dinin inceliği güzelliği burada” diye konuştu.
Yeni Asya Kırşehir temsilciliği tarafından, “Kâinatta Sevgi” konulu bir program düzenlendi. Kırşehirlilerin yoğun katılımıyla gerçekleşen ve Kur’ân-ı Kerim tilâvetiyle başlayan program, Yeni Asya Gazetesi Kırşehir Temsilcisi Cemalettin Elibol’un açılış konuşmasıyla devam etti. Can Kardeş Çocuk Korosunun seslendirdiği Delail-in Nur’dan duâlar ve Itri’nin bestelediği Salâvat-ı Şerif, gelen misafirlere hoş dakikalar yaşattı. Program, Dr. Senai Demirci‘nin konuşmasıyla devam etti.
Temel olarak sevgi konusunu işleyen Dr. Demirci, konuşmasında başörtülü başörtüsüz ayrımının olmadığını su cümlelerle dile getirdi; “Bizim insanları başı örtülü, başı açık diye bir ayrımımız söz konusu değildir. Bunların arasında ayrımcılık yapanlara Allah akıl, fikir, vicdan versin.”
Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim kamusal alanımız yok. Bizim alanımızın adı rahmet. Bizim rahmetler alanımız var. O alana başı açık olan da, kapalı olan da girer, hepsi kardeşimizdir. Onlar zannediyorlar ki kamusal alanı biz birilerini dışlamak için kullandık; sıra onlara geçerse onlarda başkalarını dışlayacaklar. Hayır, siz bizim öğretmenimiz değilsiniz ki. Biz sizden öğrenmeyeceğiz nasıl davranacağımızı… Hiçbir mü’min’e intikam ve misilleme yakışmaz. Efendimiz (asm) intikamın ve misillemenin olduğu yerde, düşmanımızı bizim gibi düşünmeyeni kınadığımızı, beğenmediğimizi kendimize öğretmen seçtiğimizi ikaz eder. Hayır! Onlar bizim öğretmenimiz değil, olmayacaklarda… Bu ülkede dekolte giyen hanım kardeşim de çarşaflara bürünmüş hanım kardeşim de birbirini seviyor. Onların birbirleriyle bir problemi yok. Hepimizin problemleri olabilir, ama biz birbirimizi seviyoruz.”
HER ŞEYİN TEMELİ SEVGİ
“Peygamberimiz birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız buyuruyor” diyen Demirci, “Eğer birbirimizi sevmiyorsak imanın altı şartını yerine getirmekte de sığ kaldığımız anlamına gelebilir. Çünkü biz Allah’a iman ediyoruz. Allah’ın bir olduğuna inanıyoruz. Bir olan Allah’ın yarattığı canlı cansız bütün mahlûkatı sevmiyorsak biz Allah’ın birliğine inanma konusunda samimî değiliz demektir” diyerek her şeyin temelinin sevgiden kaynaklandığını ifade etti: “Biz hepimiz bu ülkede kardeşliği yeni öğrenmedik. Birbirimizi sevmeyi Efendimiz’e (asm) borçluyuz. Onun aramızda oluşu sayesinde birbirimizi seviyor, birbirimize yar oluyor, birbirimize anne baba evlât komşu olabiliyoruz.”
Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onun (asm) getirdiği müjde olmasa insan kendisini bile sevemez. O kadar çok bunalırız ki... Kalbimiz sonsuzluğu istiyor, sevdiği her şeyi sonsuz varsayıp öyle seviyor. Ama diyorlar ki; “sen her an ölebilirsin, her an toprak olabilirsin, hiç olabilirsin, seni toprağa atıp arkamıza dönüp gideceğiz diyenlerin hiçbiri sana teselli vermez”. Her günün başında her anının başında o hiçlik korkusuyla yaşar durursun kendi kendine yük olmaya başlarsın lezzet alamazsın hayattan. Allah a şükür ki O bize sonsuzluk müjdesi getirdi, ebediyet müjdesi getiriyor. Bizi Rabbimize sevdiriyor, Rabbimize bizi sevdiriyor. Rabbimiz bize mecbur değil, o bizi yaratmasaydı kimse ona bir eksiklik atfetmeyecekti.”
Dr. Senai Demirci konuşmasının devamında; “Allah’tan korkmayı öğrettiler bize uzun uzun çocukluğumuzda. Kaç tane korku var hayatımızda? Bazıları karanlıktan korkar, karanlıktan korkan ne yapar? Işığı yakar karanlığı kendinden uzak eyler. Bazıları yükseklikten korkar, yükseğe çıkmayıveri. Bazıları annesinden korkar, bazıları karısından korkar ben onlardan biriyim. Ben karımdan korkarım. Ancak ‘ya bu kadını şimdi üzmeyeyim ters lâf etmeyeyim bir gece beni uyurken boğazlar’ diye bir korkum yok. Sevdiğim için korkuyorum. İnsan sevdiğinden korkar kendisini sevenden korkar. Allah korkusu da böyle bir korkudur. Biz sevdiğimiz için korkuyoruz Allah tan” ifadelerini kullandı.
“ZORLA BAŞ AÇTIRMAKLA
ZATEN İRAN’A BENZEMİŞİZ”
Demirci, gündemdeki laiklik tartışmalarıyla ilgili olarak ise; “Ortalıkta laiklik falan yok. İhtiyaç da yok. Bizim dinimiz bir başkasını ezmeye, bir başkasına zorla Müslümanlık yaptırmaya müsaade etmiyor. Dinin inceliği güzelliği orda. Siz zannediyor musunuz ki bir insanın başını zorla açtırmakla zorla başını kapattırmak arasında fark var. İkisi de gayr-ı insani ikisi de gayr-i İslâmî, ikisi de gericilik, yobazlıktır. Hani korkulur eyvah irtica gelecek İran’a benzeyeceğiz. İran 79 devriminde birçok insana zorla başını kapattırdılar. Peki, bizde zorla açtırıyorlar bence İran’a benzemesine gerek yok bayağı benzemişiz” dedi.
Senai Demirci, konuşmasında Kutlu Doğum Haftası için çektiği içinde kendisinin, Engin Noyan’ın ve Zara’nın da bulunduğu ‘Beyza’nın Türküsü’ Salâvat klibini izletti.
Senai Demirci konuşmasını tamamladıktan sonra ‘Bize ne oldu’ adlı sinevizyon gösterisi yayınlandı ve Can Kardeş Çocuk Korosu sertifika ve hediyelerle ödüllendirilerek program sona erdi. Programın bitimiyle beraber salon dışında Senai Demirci kitaplarının bulunduğu stand büyük ilgi gördü. Senai Demirci de kitaplarını imzalayarak misafirlerle söyleşi yaptı. Hanımlar da hazırladıkları gıda kermesiyle programa katkıda bulundular. Ayrıca Yeni Asya Neşriyat’ın kitapları ve Risâle-i Nurlar da tanıtıldı.
|