‘Hocaların hocası’ unvanıyla anılan Prof Dr. Sabahattin Zaim, günümüz iktisadi şartlarının gündelik hayatın lüks harcamaları üzerine kurulmaya başladığını söyledi. Prof. Dr. Zaim, ‘üretim değil dönüşüm adaletsiz’ dedi.
Ümraniye Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Küreselleşmenin İktisadi Yönü’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Sabahattin Zaim, küreselleşmeyle birlikte farklı bir iktisadi anlayışın da ieyaygınlaştığını söyledi. Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansta konuşan Prof. Dr. Zaim, günümüzde insanlarının asli ihtiyaçlarından çok lüks tüketimi öncelediğini vurgulayarak bu anlayışın büyük olumsuzluklara zemin hazırladığını hatırlattı. Zaim, iktisat ve aile yapısının birbirini tamamlayan iki önemli kurum olduğunu belirttiği konuşmasında şunları söyledi: “İnsan hayatında iki önemli müessese vardır. Bunlar sosyal müessese ve iktisadî müessesedir. Sosyal müessese aile, iktisadi müessese ise işletmelerdir. Sosyal müessesede aile, ikincisinde rızık üretilir. Hangisi önemlidir derseniz, hiç şüphesiz ilki daha önemlidir. Çünkü aile güzel olursa, ikincisi de güzel olur, güzel işler yapılır. Bu yolla da yapılan mallar kaliteli, iş anlamlı olur. Aile de huzur, refah ve mutlu olur. Mutluluğu aile ile refahı da işletmeyle yaparız.”
Dünyada yapılan çeşitli harcama alanlarıyla ilgili rakamlar veren Prof. Dr. Sabahattin Zaim, harcama anlayışının asli tüketim alanlarından daha çok lüks tüketim alanlarına yoğunlaştığını eleştirerek şunları söyledi: “Günümüzde harcamaların büyük bir kısmı en az ihtiyaç duyulan şeylerde gerçekleşiyor. Lüks ihtiyaç dediğimiz, 3. kademelere yapılan sarfiyatlardan bazı rakamlar vereyim;
Makyaj, 18 milyar dolar,
Evcil hayvan maması: 17 milyar dolar,
Parfüm: 15 milyar dolar,
Okyanus gezileri: 14 milyar dolar,
Dondurma yeme: 14 milyar dolar,
Aslî harcamalara ise bunun tam düşük rakamlar ayrılıyor. İşte birkaç örnek;
Kadın sağlığı: 12 milyar dolar,
Okuryazarlık hizmetleri: 5 milyar dolar,
Temiz içme suyu harcamaları: 10 milyar dolar,
Aşılanma harcamaları: 1.3 milyar
Buradan neyi anlıyor: Eksik olan üretim veya teknoloji değil. Eksik olan dönüşümün adil olmayışıdır. Sosyal adalet dengesi alt üst olmuş durumda. Dünyada ekonomik şartların dağılımı çok kötü. Buna karşın maddî paylaşım yok. Bir taraf sürekli zenginleşirken, diğer taraftan sürekli ve artan fakirlik var. Üstelik zengin taraf da ruhen çöküşe doğru gidiyor.”
|