|
|
|
Abramowitz: Ne şeriat gelir, ne darbe olur |
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, seküler çevrelerin AKP hakkındaki endişelerinin abartılı olduğunu ifade etti. Abramowitz, Türk Ordusu’nun Erdoğan’dan memnun olmadığını, fakat bunun bir darbeyle sonuçlanmayacağını ifade etti.
1. Körfez Savaşı sırasında ABD’nin Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan Morton Abramowitz, Dış İlişklier Konseyi adlı düşünce kuruluşun Türkiye’de yaşanan son olaylarla ilgili sorularını cevapladı. Türkiye’de ‘seküler’ çevrelerin Başbakan Erdoğan’la ilgili endişelerini abartılı bulduğunu söyleyen Abramowitz, cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül’ün de Batı’da uzlaştırıcı tutumlarıyla çok iyi tanındığını vurguladı.
ORDU DARBE YAPMAZ
Abramowitz, seküler çevrenin Erdoğan’ın siyasi ideolojisini paylaştığı gerekçesiyle Gül’ün adaylığına karşı bir tür ‘seçim darbesi’ peşinde olduğunu ifade etti. Ordunun da sadece Türkiye’yi değil laik rejimi koruma konusunda sorumluluk sahibi olduğunu inandığını söyleyen Morton Abramowitz, “Erdoğan’dan hiç de memnun değiller. Olup bitenler de hoşlarına gitmiyor. Ama bu, bir darbe ya da benzer bir girişmde bulunacaklarını göstermez” dedi.
TÜRKİYE’YE ŞERİAT GELMEZ
Türkiye’de bazı çevrelerin İslâmî kanunların ülkede hakim olacağı konusunda derin endişelere sahip olduğunu söyleyen Abramowitz, şunları kaydetti: “Bence bu çok çok düşük bir ihtimal. Bununla birlikte seküler çevreler, Türkiye’de başörtülülerin ve dini okullara yönelişin artmasıyla sonuçlanacak bir ortamdan her zaman kaygı duymuşlardır. Laik bir arkadaşım bana şöyle bir mektup yazmıştı: ‘Onların baskısını her zaman üzerimde hissediyorum.’” Abramowitz, ABD’nin demokratik yöntemlerle işbaşına gelen AKP hükümetinin iyi işler yaptığı görüşünde olduğunu ifade etti. Türkiye’nin önceki hükümetler döneminde çektiği 1 milyar dolarlık yabancı yatırımın AKP döneminde 30 milyar dolara çıktığını vurgulayan Abramowitz, “Son 15 yılın hükümetlerini şimdikiyle kıyasladığımda gece ve gündüz gibi” ifadelerini kullandı.
|
/ WASHİNGTON
29.04.2007
|
|
|
Zamanlama da garip |
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, “Türk ordusunun profesyonelliğine ve uluslararası barış gücü misyonlarına değerli katkısına saygı duyduklarını” belirterek, “Fakat AB üyesi olmak isteyen bir ülkede demokratik işleyişe müdahale etmemeleri gerektiğini bilmeleri gerekiyor” dedi. Rehn, basına yaptığı açıklamada, Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamayı derinlemesine incelediğini belirterek, bunun “zamanlamasını oldukça şaşırtıcı ve garip bulduğunu” söyledi.
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, “Türk ordusunun profesyonelliğine ve uluslararası barış gücü misyonlarına değerli katkısına saygı duyduklarını” belirterek, “Fakat AB üyesi olmak isteyen bir ülkede demokratik işleyişe müdahale etmemeleri gerektiğini bilmeleri gerekiyor” dedi.
AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, önceki gece yapılan Genelkurmay Başkanlığı bildirisine ilişkin açıklamalarda bulundu. Rehn, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) demokrasiyi seçilmiş hükümete bırakması gerektiğini belirterek, Cumhurbaşkanlığı seçiminin TSK için önemli bir demokrasi sınavı olduğunu kaydetti.
Rehn, AB’ye demokratik ve laik bir Türkiye’yi almak istediklerini belirterek, yaşanan son gelişmelerin dikkatle izlenmesi gerektiğini ifade etti. Rehn yaptığı yazılı açıklamada, “TSK’nin, demokratik yollarla seçilmiş hükümete bırakması önemli. TSK laik bir demokrasiye ve sivil-asker ilişkilerinin demokratik düzenine saygı duyuyorsa cumhurbaşkanlığı seçimi bir sınavdır.” dedi.
Askerlerin açıklamasını dikkatli bir şekilde incelediğini belirten Rehn, demokrasiye saygının Ankara’nın üyeliği için anahtar rolde olduğunu belirtti. Rehn, “TSK’nin yaptığı açıklamanın zamanı garip olmaktan çok şaşırtıcı. TSK’nin demokratik kurallara ve demokratik kurallar içindeki kendi rolüne saygı duyması gerekli.” dedi. Avrupa Birliği için de laikliğin “yüksek bir değer” olduğunu belirten Rehn, laikliğin ayrıca Türkiye’nin Avrupalılaşma projesi için önemli olduğunu kaydetti.
ABD DE HÜKÜMETİN ARKASINDA
Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanlığı, Washington’un, Türkiye’nin laik demokrasisinin anayasal süreçlerini desteklediğini bildirdi. Ankara’da Genelkurmay Başkanlığından gelen açıklamanın ardından ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa Dairesi sözcüsü Terry Davidson AA’ya yaptığı açıklamada ‘’ABD, Türkiye’nin laik demokrasisinin anayasal süreçlerini destekliyor’’ dedi.
Sözcü, ‘’Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin bütün sorularda kararı Anayasa Mahkemesi, Türk Anayasası ve Türk yasaları çerçevesinde verme durumunda’’ diye konuştu.
|
/ BRÜKSEL
29.04.2007
|
|
|
Solana: ABD, İran’la doğrudan görüşmeli |
Avrupa Birliği Ortak Güvenlik ve Dış Politika Temsilcisi Javier Solana, Orta Doğu’da istikrarın sağlanması için ABD’den İran ile bu ülkenin nükleer programı ve diğer konularda doğrudan görüşmelerde bulunmasını istedi.
İran’ın nükleer konulardaki üst düzey görüşmecisi Ali Laricani ile 2 gün önce Ankara’da görüşmelerde bulunan Solana, Belçikanın başkenti Brüksel’de, ABD’ye bağlı Alman Marshall Fonu tarafından düzenlenen yıllık Trans-Atlantik güvenlik konferansında yaptığı konuşmada, İran’ın bu çeşit doğrudan görüşmelere hazır olduğuna inandığını söyledi. ABD yönetiminin İran’a yönelik düşmanca tutumunun ‘’İran’ın herhangi bir diyalog içine sokulması mümkün olmayan bir ülke olarak düşünüldüğü bir durumun ortaya çıkışını güçlendirdiğine’’ dikkati çeken Solana, ABD’nin İran ile doğrudan görüşmelerde bulunmasının bu bakımdan iyi olacağını vurguladı. Washington yönetiminden, İran’ın çalkantılı Orta Doğu’da önemli bir oyuncu olduğunu kabul etmesini isteyen Solana, ‘’Tahran hükümetinin yardımı olmaksızın Orta Doğu’da anlamlı ve dengeli bir barış bulmaya çalışmak çok zordur’’diye konuştu.
|
/ BRÜKSEL
29.04.2007
|
|
|
NATO ile Taliban çatıştı |
Taliban üyelerinin ülkenin güneyindeki Kost eyaletinde gerçekleştirdikleri gece yarısı baskınının çatışmaya dönüşmesi üzerine 13 kişinin öldüğü bildirildi
Taliban savaşçılarının Pakistan’la sınırı olan Alişar bölgesindeki bir karargaha saldırdığı, güvenlik güçlerinin NATO hava desteği istemesi üzerine taraflar arasında yoğun bir çatışmanın yaşandığı ifade edildi. Eyalet Valisi Arsala Cemal yaptığı açıklamada, Taliban üyelerinin büyük zaiyat vererek geri çekilmek zorunda kaldıklarını söyledi. Cemal, “Çatışma alanında şu ana kadar 13 ceset bulduk. Ancak bölgedeki kan izleri ölü sayısının daha çok olduğunu gösteriyor veya çok sayıda yaralı bölgeden çıkarılmış” dedi.
FRANSIZ REHİNE BIRAKILDI
Bu arada, Afganistan’da Taliban militanları, kaçırılan Fransız kadın yardım görevlisini serbest bıraktığını açıkladı. Bir Taliban sözcüsü, Reuters ajansıyla uydu telefonuyla kurduğu bağlantıda, “Celine” adlı Fransız kadınının salıverildiğini söyledi.
|
/ KOST
29.04.2007
|
|
|
Soros’tan tarihî itiraf |
Amerikalı spekülatör George Soros, Gürcistan’da 2003’te yapılan gül devriminde aktif rol oynadığını belirtti. George Soros vakfının başkanlığını da yapan Soros, Rusya’nın, “Svaboda” özgürlük radyosuna verdiği demeçte, Gürcistan’ın gül devriminden sonra yaşadığı ekonomik sıkıntılara rağmen her alanda geliştiğini kaydetti.
Rusya’nın, Gürcistan’a karşı ekonomik ambargo uyguladığını, enerji hatlarına sabotaj düzenlediğini, doğal gaz vermemekle tehdit ettiğini anlatan Soros, ancak Gürcü hükümetinin tüm bu zorlukları aşmayı başardığını kaydetti. Gürcistan’ın eski Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze’nin kendisine karşı haketmediği suçlamalarda bulunduğunu anlatan Soros, “Devrimden önce Şevardnadze ile yolsuzluklarla mücadelede birlikte çalıştım. Ancak Şevardnadze hükümeti, rüşvet ve yolsuzluğu ortadan kaldıramadı. Bunda başarılı olamadı” dedi.
|
/ TİFLİS
29.04.2007
|
|
|
İneği sağmayan işçisinin kellesini kesti |
İneklerin kutsal sayıldığı Hindistan’da bir işveren, inekleri sağmayan işçisinin kafasını kesti.
Polisin verdiği bilgiye göre, ülkenin doğusundaki Jharkhand bölgesinde önceki gün meydana gelen olayda ineklerinin sağılmadığını fark eden patron öfkelendi. Upendra Yaday ismindeki işçisinin evine giderek, kendisini zorla dışarı çıkaran işveren, komşularının gözünün önünde Yaday’ın kafasını kesti. Polis, öfkeli patronun babası ve oğlunun da Yaday’ın kaçmasını engelleyerek öldürülmesine yardımcı olduğunu belirtti.
|
/ RANÇİ
29.04.2007
|
|
|
Hispanikler ABD’nin dinî haritasını değiştiriyor |
Amerika’da hızla artan Hispanik nüfusun, başta ülkedeki Katolik kilisesinin yapısı olmak üzere, dinî haritayı değiştirmeye başladığı belirtildi.
Pew Hispanic Center ile Din ve Kamusal Hayat üzerine Pew Forum işbirliğiyle yapılan sosyal araştırma, Hispanik nüfusunun dini etkilerinin, kilise yapılarının yanı sıra politik hayatı da değiştirmeye başladığını ortaya çıkardı. Araştırma sonucu hazırlanan raporda, Hispanik Katoliklerin yarısından fazlasının Karizmatik Katolizme kaydığı kaydedildi. Araştırmaya göre ABD’de yaşayan Hispaniklerin (Güney Amerika kökenliler) yüzde 68’i Katolik kilisesine bağlı. Yüzde 15’i Evanjelik olan Hispaniklerin yüzde 5’i ana Protestan kiliselere (Baptist, Metodist vs) ve yüzde 3’ü diğer Hristiyan gruplara bağlı. Yüzde 8’i ise kendisini seküler olarak tanımlıyor.
|
/ NEWYORK
29.04.2007
|
|
|
Olmert: İran’ı füze yağmuruyla vurmalı |
İsrail Başbakanı Ehud Olmert, İran’ın tartışmalı nükleer programının, 10 gün sürecek bir saldırıda 1000 Cruise füzesiyle vurulabileceğini belirtti.
Almanya’nın Focus dergisine demeç veren Olmert, İran’ın BM’ye meydan okumaya devam etmesi durumunda askerî bir harekâtın seçenek olup olmadığı yönündeki soruya karşılık, “Kimse bunu göz ardı etmiyor” dedi. Olmert, “Belki tüm nükleer programı imha etmek imkansız, ama yıllar öncesine götürebilecek şekilde zarar vermek mümkün olur. Bu 10 günü alır ve 1000 Tomahawk Cruise füzesi ateşlenir” diye konuştu. Askerî harekât düşünülmeden önce BM sürecine zaman tanınması gerektiğini vurgulayan Olmert, “Şu anda İran’a saldırma niyetimiz yok” dedi.
|
/ BERLİN
29.04.2007
|
|
|
|